Bu yıl neleri değiştirmeyeceğim

3 Ocak 2013

Yılın bu umutlu zamanı herkes kendini yeniden keşfetmenin peşinde. Bense artık icat geliştirmediğim, neden memnunsam aynısını devam ettirmek istediğim zamanların peşindeyim

ALL SPORTS CAFE’YE DAHA SIK GİDİLECEK: Bir yılı aşkındır Kurtuluş sakini olmamdan dolayı, Nişantaşı şubelerinin müdavimiyim. Yıllardır hem yemeği hem de servisiyle mutlu eden, artık İstanbul’un klasikleri arasına giren All Sports Cafe’ye bu yıl daha sık gideceğim. Zira artık pazar günleri de açık ve ben dipsiz filtre kahveleri eşliğinde çalışmayı, okumayı pek seviyorum. Sabahın erken saatlerini Caffe Nero’da espressoyla karşılamaya bu yıl da devam. Yine Delicatessen günün her saatinde, Kantin’se öğle yemeklerinde rutinimin içinde yer alacak.
URBANLULU’NUN TAKİPÇİSİYİM: En özgün ve gerçekçi yaşam tarzı önerileri, bu mecradan çıkıyor. Şu yılbaşı önerilerinin hoşluğuna bakın:
“2013 için hedeflerinizi yazarken sakın ‘kilo’, ‘diyet’ kelimelerini geçirmeyin” demişler. Buna bir de ‘tatil’i eklemişler. Hedeflerimizi yazarken, sadece kendimize ve arzularımıza konsantre olmamızı öneriyorlar. Ayrıca her sağlıklı güne şükredip sevdiklerimizle geçirdiğimiz zamanı artırmamızı... Tekrar tekrar geçeceğiniz mantra

Yazının Devamı

ENERJi YÜKLEMESi

31 Aralık 2012

Takı takmanın anlamı da giderek değişiyor. Aksesuarlar bundan böyle sadece birer hoşluk objesine değil; enerjinizi yükseltecek, zayıf yanlarınızı güçlendirecek birer mistik desteğe de dönüşüyor

İlk önce Batya Kebudi’nin son koleksiyonunu mercek altına alalım. Batya, burç simgelerini taşıyan takılar tasarlamış. Ama bu burçların Kabala’da simgeledikleri üzerinden yola çıkmış. Batya, “Herkesin hayatında bir misyonu olduğuna ve bu misyonun gizemli bir yolculuk olduğuna inanıyorum. Doğumla başlayan bu gizem, hayatımızın akışına yön veriyor. Nasıl her birimiz astrolojik bir burçla doğuyorsak, her burcun Kabala’daki anlamının da hayatımızda büyük bir etkisi olduğu ve onun hayatımızı yönlendirdiği inancındayım” diyor.
Burçların özelliklerinin yanı sıra İbranice’de simgesi olan harflerine ve anlamlarına da yer vermiş koleksiyonunda. “Her burcun olumlama cümlesi, hayatın getirdiklerini o burcun gücüyle kabullenmemize yardımı olacak” diye ekliyor Batya... Yaşamı iyi ve kötü, olumlu ve olumsuz bir bütün olarak düşündüğü için insan bedeniyle en uyumlu malzemeyi araştırmış ve ameliyatlarda da bu nedenle çok kullanılan titanyumla çalışma kararı almış. Batya Kebudi’nin titanyumu altınla

Yazının Devamı

Yılın en keyifli haftası

25 Aralık 2012

Kalabalıkmış, gürültülüymüş, tek maksadı alışverişi körüklemekmiş. Hiçbiri yılın son haftasını sokaklarda geçirmenin keyfini azaltmıyor

Dün Kanyon’a sonra da Nişantaşı’na düştü yolum... Haralası gürelesi bir yana; insanın içi açılıyor şu yılbaşı süslerini gördükçe, nihayetinde alışverişi körüklemek maksadından öteye gitmese de havaya sinen o enerji yükselmesini hissettikçe...
Bence esas eğlence, artık yılbaşı gecesi değil; evveli günlerde yaşanıyor. İnsanlar giderek yılbaşı gecesini evde ama yiyecek-içeceği dışarıdan sipariş vererek kutlamayı tercih ediyor. Macro market, 30 Aralık tarihine dek sipariş alıyormuş. Bizim Kurtuluş’un gastronomik simgeleri Tuşba ve Tuvana mezecileri, şimdiden tam zamanlı mesaiye başladı. Benim yıllardır evde yılbaşı yemeği için tercihim bu yıl da değişmiyor. Kantin’in mükemmel yılbaşı mönüsüne, lokantanın web sitesinden girip bakmanız lazım. Bu arada Mahalle’yi sonunda ben de gördüm ve insanların kıskançlığına bir kez daha inanamadım. Çağdaş Ertuna’nın da dün yazdığı gibi; sanki bu konsept icad edileli yıllar olmamış gibi ithamlarda bulunmuşlar İzzet Çapa’ya. Bence konsepti ‘bizden’leşmeyi mükemmelen başarmış Çapa... Mahalle, belli ki

Yazının Devamı

Yeni yıl günü parti demode

20 Aralık 2012

Yeni yıla iki hafta kala, şehrin sosyal kesimi bir partiden diğerine koşturuyor. Halbuki şimdi yılbaşı gecesini evde, öncesini sokakta geçirmek moda

Yarın gece sağ kaldıysanız...

Indie müzik yapan, mırıl mırıl şarkı söyleyen güzel kızların Türk versiyonlarının en meşhuru, Yasemin Mori... Hatta kendisinden bir zamandır ‘şehir ozanı’ diye bahsedilir oldu. Yarın gece, kıyameti atlatmak kısmet olursa Mori’yi İKSV Salon’da dinleyebilirsiniz. Mori’nin 2008’de çıkardığı ‘Hayvanlar’ adlı albümünün hayranı çok, meraklıları da, ilk kez dinlemeye niyetlenenler de yarın Salon’un yolunu tutsun, kıyameti atlatıp bir “Oh”
desin.

Favori plaklar çalınıyor

Yazının Devamı

LEYLA GEDiZ; DAiMA

18 Aralık 2012

Türk çağdaş sanatının en beğendiğim isimlerinden Leyla Gediz’in Karaköy’de açtığı kısacık sergisi, Karaköy’ü sevmek için bir neden daha oldu bana

2000’lerin başındaki ‘Genç Türk Çağdaş Sanatçılar’ ihtilalinin bugüne kalan, en başarılı isimlerinden biri, Leyla Gediz. Kendisi figüratif çalışmalarıyla sarsılmaz bir hayran kitlesi edinmişken, bununla yetinmeyip soyuta göz kırpmaya başlayışı, beni çok heyecanlandırıyor.
Beğendiğim sanatçılardan tam da bunu bekliyorum. Beklemediğim bir anda sağ kroşeyi çakmalarını. Gediz sadece sanatıyla değil, tutarlılığı ve vizyonerliğiyle de hayranlık duyduğum biri. Kendisi bir haftalığına Karaköy’de Kulüp Külah’ta bir pop-up sergi açtı. Ne yazık ki sonuna yetiştim, bu satırları yazarken sergi kapandı bile.
Mekân şahane. Bora Akıncıtürk sergisinde esasında club olan mekâna yaraşır, gümbür gümbür bir atmosfer vardı. Gediz’le birlikte Kulüp Külah sessizliğe, huzura bürünmüş. İstanbul’un bu yeşilin yanından geçmeyen sokağına pastoral bir dinginlik gelmiş. Mükemmel bir ışıklandırmanın altında sanatçının atölyesinden gelme masa, sandalye, frezyalar, hatta radyatör de burada! Yeşilin pes, ölgün tonları, taş rengi duvarlarda daha da öne çıkıyor.

Yazının Devamı

Ne var ne yok?

13 Aralık 2012

Trafikten bayılmış, Taksim’in ne hale bürüneceğinden endişeli İstanbullular için şehri güzel gösterecek önerilerim var

Bisiklet dostu istanbul mümkün mü?

Dünya genelinde sürdürülebilir ulaşım projesine imza atan EMBARQ adlı bir kuruluş varmış. Türkiye merkeziniyse Sürdürülebilir Ulaşım Derneği üstleniyormuş. Hollanda, biliyorsunuz ‘bisikletli mutlu insan’ rüyasının doğduğu diyar...
Bu yıl da Hollanda ve Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin 400’üncü yılı... Aynı kapsamda bir sene boyunca ‘Bikelabİstanbul’ projesi gerçekleştirilecekmiş. Bize bu koca şehirde aktif bisiklet kullanıcısı olmanın planını anlatacakları türlü etkinlikler yapıyorlarmış. Bisiklete gelene dek motosikletlilerin dahi otomobil, otobüs vs. kullanıcılarının menziline giremediği bu şehirde bisikletle dolaşan cengaverler olduğundan haberdarız. Don Kişotlar... Bisiklete gelene dek Vespa’lara ve motokuryelere olan tahammül gelişse buna da razıyız.

KISA KISA

* Kanyon’da şarap tadım günlerinin beşincisi başlıyor. Yarından itibaren pazara kadar Kanyon’daki tadım standlarında bedavaya Arcadia, Baküs, Barbare, Büyülübağ, Chateau Nuzun, Diren, Doluca, Gali, Gülor, Kavaklıdere, Kayra, Kocabağ, Kutman, Küp,

Yazının Devamı

RUH TEMiZLiĞi

11 Aralık 2012

2013’te ne cool, ne cesur, ne hırslı olmak moda... Bundan böyle menkıbemiz, daha iyi insan olmak... Bakın bu manada dev markalar, insanların hayrına olacak ne etkinlikler gerçekleştiriyor

Moda tasarımının dünya döndükçe var olacak bir ayağı, kesinlikle deri kıyafetler ve Türkiye de dünyanın en büyük, lüks markalarının deri koleksiyonlarını yaptırmayı tercih ettiği bir ülke. Umarım bu manada İtalya’nın ulaştığı mevkiiye de bir gün geliriz... Deriyle çalışmaya ilgisi olan genç tasarımcılar ve moda editörleri için Türkiye Deri Vakfı, örnek bir girişimde bulunuyor. 17-19 Ocak 2013’te gerçekleşecek İstanbul Deri Fuarı öncesi, İstanbul Moda Akademisi’nde işlerine hayran olduğumuz iki tasarımcı; Ümit Ünal ve Bora Aksu yönetiminde bir workshop düzenlemişler. Work-shop’a katılan tasarımcı ve editörlerin hayal ettiği çizgiler, Ümit Ünal ve Bora Aksu’nun tasarımlarında hayat bulacakmış. Ayrıca fuarda sergilenecek ve açık artırmayla satılacak bu özel tasarımların geliriyle, onlarca öğrencinin bir yıllık eğitim gideri karşılanacakmış.
Hem müthiş iki tasarımcıyla dirsek dirseğe çalışmayı tecrübe edebilme hem de günün sonunda ruha iyi gelecek bir deneyim yaşama lüksü bir arada... Deri

Yazının Devamı

Son haberler

6 Aralık 2012

Japon mutfağının hayli bol olduğunu bildiğim meraklıları için Maromi, denenmeye değer

Divan İstanbul, yenilenmesinin ardından yolumun sık sık düştüğü bir memleket köşesine dönüştü. Otelin pub’ının da barının da yıllar sonra yeniden müşterisi oldum. İstanbul’un kalburüstü lokantalarının izini hep süren meraklı arkadaşım Handan Yılmaz’ın tavsiyesiyle, Divan İstanbul’un Maromi Japon lokantasını denedim. Lokanta, otelin sessiz sakin köşesinde, hafta başı bir gece için de nispeten dolu. İstanbul’un Japon lokantalarındaki ‘Türk damak tadına uygun’ suşi ve diğerleri değil, japon mutfağının has örnekleri sunuluyor. Uzun zamandır İstanbul’da ‘culinary’ deneyim adına yaşadığım en heyecan verici zamanlardan biri oldu, Maromi’deki gece... “Fiyatlar da makul, ailece sık sık gidin” diyebilir miyim? Diyemem... Ama özel bir yemek ve Japon mutfağının özgün örneklerinin bana göre en iyisini burada yedim. Şef Kenji, 1999’dan bu yana Divan Grubu’yla çalışıyormuş. Kendisinin hazırladığı yemeklerinin sunumu da ayrı ayrı anlatılmayı hak ediyor. Şefin “Mutlaka deneyin” dedikleri arasında tuzlanmış balık yumurtası, gunkan suşilerden uçan balık yumurtası (tobiko), ana yemeklerden somon teriyaki (sake

Yazının Devamı