“ARTIK GERÇEK KAHRAMANLAR SOKAKTAKi iNSANLAR!”

25 Ekim 2011

Ünlü moda fotoğrafçısı Luca Babini, Türkiye’de çok ses getirecek sosyal projelerin hazırlığı içinde. Kendisiyle sürdürülebilirlik kavramından yola çıkarak hazırladığı projelerini konuştuk

Luca Babini, moda fotoğrafçılığında deyim yerindeyse fenafillaha ulaşmış bir isim. ‘Vanity Fair’e de kapak çekmiş ‘Vogue’a da... Sean Connery’yi de görüntülemiş, Dalai Lama’yı da... Şov dünyasının alından gülünden bunalan bu yaratıcı insanı, kurduğu New York merkezli Kodzero şirketi vasıtasıyla tanıdım. Kodzero, şirketler için marka yönetimini sadece sosyal sorumluluk projeleri üzerinden gerçekleştiriyor. Açılışına magazin ünlülerinin katıldığı, bir tür körler-sağırlar oyununun yaşandığı, paraların boşa akıtıldığı bir halkla ilişkiler anlayışının Luca Babini’nin kitabında yeri yok! Kodzero’yla çalışan tek Türk şirket, Orta Anadolu... Denim kumaşı üreten Orta Anadolu, ‘Ortablu’ adlı sürdürülebilirlik projesiyle şu ana dek UNICEF’i de ortak edip Lübnan’da bir kız yurdunu iş sahibi yaptı; Kahramanmaraş’taki Aksu köyünün kadınları bu proje sayesinde eve ekmek getirir oldu...

* Afili bir moda fotoğrafçısıyken ‘dünya işleri’ne nasıl oldu da sırtınızı döndüğünüzü merak ediyorum...
Çevreyle

Yazının Devamı

HIZLANDIRILMIŞ SANAT KOLEKSiYONERLiĞi

20 Ekim 2011

Pıtrak gibi çoğalmalarını merakla izlediğim sanat koleksiyonerlerimizin kaçırmaması gereken birinci etkinlik Beyaz Müzayede, önümüzdeki hafta Sofa Hotel’de yapılıyor


Türk eliti (!) sıfatlarına bir de çağdaş sanat koleksiyonerliğini ekledi, malum. Siz de kimin eseri kaça gider, hangi sanatçının işi makbuldür, yatırım için bir eser satın alsam gibi konulara acil vakıf olmak istiyorsanız mutlaka bu müzayedeyi izlemelisiniz. Beyaz Müzayede, ilk günden bu yana Türk çağdaş sanat piyasasını yönlendiren, lider bir kuruluş. Bir süredir yurt dışında da yapılan bir geleneği; akşam müzayede geleneğini İstanbul’da gerçekleştiriyor. 25-26 Ekim tarihlerinde Nişantaşı’ndaki Sofa Hotel’de çağdaş ve modern sanatın bizden en önemli isimlerinin eserlerini satışa sunacak. Hafta arası bir akşamı Nişantaşı’nda farklı bir tecrübeyle geçiriyor olmak ruhunuza da iyi gelecektir. Müzayedede yer alacak eserler 21-24 Ekim tarihleri arasında Nişantaşı’ndaki Sofa Hotel’de sergilenecek. İşe onları görmekle başlayabilirsiniz. Bir İngiliz galerisinde günışığına çıkan Fahrelnisa Zeid’in, Erinç Seymen’in, Kemal Önsoy’un, Canan Tolon’un, Mehmet Güleryüz’ün, Komet’in, Leyla Gediz’in, Avni Arbaş’ın hangi

Yazının Devamı

NEREDE YAŞIYORSAN SEN O’SUN!

18 Ekim 2011

Artık insanı tanımlayan ne yediği değil nerede yaşadığıymış! Bu yeni bakış üzerinden eloğlu çoktan işe girişmiş. Anlatacağım tarzda oteller inşa eder olmuş...

1970 yılında Air France Havayolları’nın kurduğu, 2005 yılında da Starwood otel zinciri yönetimine geçen, dünyada 98 adet bulunan Le Meridien Otelleri’nin konuklarına farklı bir anlayışla servis vermesinin hikayesidir, anlatacağım... Bize geliştirdikleri yeni anlayışı aktaran Eva Ziegler’ın otelcilik literatürü için yeni, pek havalı bir titri var: Küresel marka direktörü...

Bir sınıf uyanıyor!...
Dünyada ‘nerede yaşıyor, vakit geçiriyorsan sen o’sun’ döneminin başladığını bizim gibi bunu yaşar ama bilmez kullara bildiriyor Ziegler... Ufkumuzu açarken arkasına aldığı, sağlam bir kaynak da var. Amerikalı şehircilik uzmanı profesör Richard Florida, bu konuda bir bestseller kitap sahibi. Kitabın adı ‘Yaratıcı Sınıfın Yükselişi’...

Yazının Devamı

Akaretler’de buluşalım

13 Ekim 2011

İlk açıldığındaki kuş uçmaz kervan geçmez halinden pek de güzel sıyrıldı. Galerileri, kafeleri, şık butikleriyle eski Teşvikiye’nin klası şimdi Akaretler’de hissediliyor



Geçen yıl ilki yapılan güzel uygulamaydı, ‘Akaretler Art&Design Day’... İtiraf edeyim, başta biraz da mecburiyetten giymiş, sonra kendimi Corvus’un keyifli mekanında uzun uzun otururken bulmuştum. Semtin ‘artistik’ sahipleri ‘artlimits’, ‘Art On’, ‘Autoban’, ‘Derin Design’, ‘Galerist’ ve ‘Rampa’ ile ‘Bilgili Holding’ ve ‘TR Collectors Club’ın sahiplendiği ‘Akaretler Art&Design Day’in ikincisi bu cumartesi 18.00-24.00 arasında yapılacak.

Neler görebilir, neler yapabilirsiniz?

Yazının Devamı

HOVARDANIN KIŞ REHBERi

11 Ekim 2011

Hava soğudu, sokaklarda çizmeler pardösüler boy göstermeye başladı. İhtiyaç için değil zevk için alışveriş yapmak isteyenler için kış modasının olmazsa olmazları bu listede!

Kuzu tüyü kaban
Tamamı tüylü olmasına gerek yok. En azından yakası; tercihen iç kılıfı kuzu tüyünden kısa bir kaban, yakası kürklü bir deri ceket, hatta bileği kürklü bir bot, olmadı yüzeyi kürk kaplı bir çanta... Ucundan kenarından tüylü bir şeye bulaşmadan “Bu kış ne de şık oldum” demek mümkün olmayacak.

Ay’a kadar uzanan çizmeler
Eskiden fetiş objesi gibi görünen, mankenlerin-gösteri dünyasından isimlerin dışında kimsenin giymeye cesaret etmediği upuzun çizmelerle barışmanın vaktidir. Şahsen bu kış koleksiyonlarından tek bir çizme seç deseniz Yves Saint Laurent’nin uzunu olsun başkası olmasın derim! Bu çizmeleri öyle Beyonce gibi kasıklarda biten mini elbiselerle giyecek değiliz elbet. Bence en şık halleri diz altında biten bir etek ve boğazlı kazak kombiniyle yakalanıyor. Çok kapalı bir kıyafeti derinin baştan çıkarıcılığıyla birleştirip ultra feminen bir hale bürünmek pek seksi. Sadece bir çizme tercihiyle gizemli, dişi bir kadına dönüşeceksiniz.

Dantel
İşte yine bir hamlede süper dişi

Yazının Devamı

Festival coşkusu sardı her yanımı

6 Ekim 2011

İstanbul, bezgin yazın ardından zincirlerinden boşalmış gibi. Edebiyat, dans, müzik, mimari; bu hafta da festival etkinliklerinden yana bir gün boş geçmiyor

Mini Cooper’ın cool bir şehir arabası olduğunda benimle hemfikir misiniz? Şimdi şehirli sıfatlarına yakışır bir de festival yaratmışlar. Adı da ‘Minimore’... İlkini gerçekleştirdikleri festivalde işi şansa bırakmayıp organizasyonu İstanbul Kültür Sanat Vakfı’na teslim etmişler. Etkinlik 7-8-9 Ekim’de Santralistanbul’da gerçekleştirilecek. Tema da Mini/İstanbul ikilemesine yakışıyor: ‘Şehirden Kaçış’... Hem müzik, hem film, hem moda hem de tasarım içerikli, dört başı mamur bir festival! Müzik mi dediniz; Bora Uzer mi isterseniz,
DJ Style-Ist Deform-E mi, Miles Kane mi, yoksa Borusan Quartet mi? Ünlü tasarımcı Can Yalman’ın da katıldığı sohbet mi? Jürisinde Ümit Ünal’ın, Selman Bilal’in olduğu çanta tasarım yarışması mı, yoksa tasarımcı Emre Senan’ın liderliğinde yapılacak tasarım atölyesi mi? Kararı siz verin ve detaylı program için www.MINI-MORE.com adresine göz atın.

Bir festival de Arka Oda’da...
Kadıköy’ün bence en cool barı-performans mekanı Arka Oda’da, Bant Mag.’ın maharetli ve zevkli ekibi bir

Yazının Devamı

DESTEK, ‘PiR’iNDEN GELDi!

4 Ekim 2011

Geçen hafta bu köşede “Hâlâ ergen bir kız gibi makyaj yapıyorum” diye ağladım durdum. Derdime çare, makyaj gurusu Terry Barber’dan geldi

Terry Barber, M.A.C. kozmetik markasının ‘artistry director’ı... Marka, klasik markaların ağır-oturaklı duruşuna alternatif bir yerde. Simsiyah ambalajları, birlikte çalıştığı süper-ünlü isimler ve tüm yıl AIDS’i desteklemeyi misyon edinmesiyle moda takipçilerinin hep radarında. Ben de hazır M.A.C.’in kıdem olarak padişah seviyesindeki makyözünü bulmuşum; birkaç soruyu araya sıkıştırmadan edemedim.
“Adettendir” deyip önce bu kışın makyaj trendlerini, “Favorim” dediği ürünleri sordum. (Sonbahar makyaj modası da neymiş deyip dudak bükenler için: Vitrinleri, podyumları zarif, 40’lı yılları andırı silüetler basmışken makyaja da aynı ince ayarı yapmak gerek. Bir gece önceden kalma göz kaleminin cool durduğu tarzınız, artık hayli demode kalabilir!) Terry, her şeyden önce eye-liner modasının daha da yürüyüp gideceğini söylüyor. Kuyruğunu da biraz uzun tutmak gerekiyormuş. 50’ler makyajının modern versiyonu gibi düşünün... Doğal görünen ciltler yerine mermer gibi görünen bir doku yaratmamız lazımmış. Bir de ‘highlight’ denen ürünler var.

Yazının Devamı

Şehre bir festival daha geldi

29 Eylül 2011

Festivaller şehrine dönüşmesini keyifle izlediğimiz İstanbul’un dört başı mamur dans festivali iDANS, bu hafta sonu başlıyor


İstanbul’da sessiz sedasız yapılan bir festival, iDANS... Bu yıl beşincisi gerçekleştirilecek. “Dünyaya bir daha gelecek olsam dansçı olurdum” diyenlerin neler kaçırdıklarını anlamaları için festivali takip etmelerini öneririm, zira modern dans artık sadece dans değil. Tiyatronun, müziğin, performansın; kısaca sanatın farklı anlatımlarının ‘beden’ üzerinden aktarıldığı bir performans... iDANS ekibi yine dünyanın önde gelen koreograflarının, bizden ünü dünyaya ulaşmış sanatçıların çalışmalarını kapsayan, zengin bir program hazırlamış. Bu yılın temasını da çok sevdim: ‘İşte!...’ Bugünün ‘yaratıcı kapitalizminde’ bir akrobat, bir dansçı gibi roller üstlenen; sizi, beni, hepimizi yani ‘yaratıcı işçileri’ anlatan gösteriler sunacaklar. Meraklılarının dünyanın dört bir yanından gelen en yenilikçi, izlerken insanı şaşırtan, eğlendiren, düşündüren sanatçılarını yine iDANS kapsamında İstanbul’da görme şansına ulaşacağız.
Bu cumartesi Mustafa Kaplan’ın Mimar Sinan Üniversitesi’nin Bomonti’deki mekanındaki eminim yine muhteşem bir performansı

Yazının Devamı