Ferhan İstanbullu

Modanın genç yetenekler listesine baş köşeden yerleşen Richard Nicoll defilesiyle başlayayım. Nicoll, bu aralar pek moda; baktım, İngiliz Vogue dergisi tasarımcının bir projesine sayfalar ayırmış. Velakin defilesinin bu şöhrete yakışır ayarda olduğunu iddia edemeyeceğim. ‘60’lara moda dünyası bayılıyor; dönemin eye-liner’lı ‘look’u dışında benim için tatsız bir dönem, 60’lar... Richard Nicoll defilesindeki robadan mini elbiseleri, kocaman desenli, yüksek teknoloji ürünü kumaşları ve PVC bozması detayları, bu pek efendi tavırlı yeni moda yıldızına da yakıştıramadım. Ancak kızların gözlerinin kenarında, bir kare gibi boyanmış eye-liner’larına bayıldım. Podyum arkasında M.A.C kozmetikten arkadaşım Çağla’yla gezinirken bunların siyah banttan kesilerek yapıldığını gördük. Hem hayret ettik hem de bayıldık. Ben kimbilir gözü böyle boyamak ne maharet gerektirir diye düşünüyordum. Marifet, fikirdeymiş.

En vurucu detay dudaklarda
Amma, Nicole Farhi defilesine gelince işin şekli değişti. İşte ben bu kış yüzümü aynen böyle boyamak istiyorum! 10 saat uyumuş gibi gözüken, hepimizin yaptığı manasız allık darbelerinden uzak, rimel topaklarının olmadığı, kirpiklerin sadece kıvırtıcıyla

Yazın açık hava konserlerinde Bülent Ortaçgil’i kaçırıp üzülenler, İstanbul’un canlı müzik mekanlarından İstanbul Live’da bu hafta sonu ustayı dinleme imkanı doğdu!


İstanbul Live yenilenmiş. Bu kış için aralarında Müslüm Gürses’ten Duman’a, gitmeyi, dinlemeyi isteyeceğiniz bir konserler serisi yapacaklarmış. Açılış konserini en eskimiş tabiriyle ‘modası geçmeyen şarkılarına’ bayıldığımız Bülent Ortaçgil’le yapıyorlar.
Sık sık dinleme fırsatı bulamadığımız, her konserinde dinleyiciyi bir başka aleme götürmeyi beceren bir sanatçı, Ortaçgil. Şehrin göbeğinde, bir cumartesi Beyoğlu gecesinde kendisinden ‘Değirmen’i, ‘Bu Su Hiç Durmaz’ı dinlemek bence pek keyifli olacak. İstanbul Live, sezona ‘İyi Müzik İçin’ sloganıyla başlamış. Bülent Ortaçgil de bu temayla başlayan bir konser dizisinin açılışı için ne doğru bir isim. Gönül isterdi ki sanatçının yanında Gürol Ağırbaş’ın, Erkan Oğur’un olduğu konserlerden biri olsun. O da olur diyelim... Kapı açılışı saat 20.00’de. Biletler, Biletix’te ve salon girişinde satılacak. Fiyatlar 25-40 TL. arasında değişiyor. www.istanbulliveperformance.com

Yaratıcılık sıkıntısı çeken moda dünyası yine bir arşiv çalışması yapmış. Bu sefer de hatıralarımızda eski Hollywood yıldızlarının tarzı olarak yer etmiş, 40’lı yılların modasını geri getirmişler

Moda dünyasının ilhamını mütemadiyen geçmişten almasına alıştık. Şimdi de sıra 40’li yıllara geldi. Kadınların bu durumdan şikayetçi olacağını hiç sanmıyorum. Koleksiyonlarda bu dönemin yansımaları, elegan, feminen bir kadını ortaya çıkarıyor. Vücut hatlarını çok belli etmeyen ipek, desenli elbiseler, dökümlü gömlekler, diz civarı ve altında biten etekler 40’ların kadınlarını en iyi tasvir eden parçalar... Sokak modasının Kabe’lerinden Topshop’un Londra Oxford Street’teki mağazasını geziyorum. O her türlü acayipliği, aşırılığı kendine yakıştırmayı pek iyi beceren çılgın kızlardan bile ‘lady’ler yaratmayı becermişler. Puantiye naylon çoraplar, bağcıklı topuklu ayakkabılar, püsküllü loafer’lar mağazanın her köşesini istila etmiş. Bu kadar zarif bir kadının makyaj seçimleri de elegan oluyor, tabii. Temiz, allıklardan, bronzlaştırıcılardan arınmış, birbirinden güzel kırmızı tonlarında rujlarla renklenen,incecik eyeliner’larla masumlaşmış ifadelerin modası gelmiş. Hayvan hakları

Sadece sahilde değil, şehrin göbeğinde de erken saatlerde koşarken görüp imrendiğim örnek insanlar... Bu pazar Riva’da koşmaya ne dersiniz?


Sayılarının giderek arttığını keyifle gözlemlediğim koşu tutkunları, bu tarihi not edin! Konforlu spor ayakkabılarını severek giydiğimiz New Balance, Yarış Takvimi’yle ortaklaşa bir müsabaka düzenliyor. Bu pazar New Balance
2. Riva Yarı Maratonu&10 K Koşusu, Riva’daki Mola Restaurant önünden start alacak. Saat 9’da yarış başlıyor. “Kayıt yaptırmadım” diye de üzülmeyin, aynı gün 7.00-8.45 saatleri arasında kayıt yaptırabilirsiniz. İlla müthiş bir koşucu olmaya gerek yok, yürümek de kabul... Önemli olan spor etkinliğinin parçası olduğunuzu hissetmeniz. Ha “Spor rekabetsiz olmaz” derseniz birinciye ödül de var. Organizasyonda yarışın ardından bir de Model grubu konser verecekmiş. Kısaca hem spor yapmanın keyfini, hem Riva’da açık havada vakit geçirmeyi, hem de müzik dinlemeyi aynı program içinde kotarabilirsiniz. Sevdikleriniz siz koşarken/yürürken size tezahürat yapabilir, kendinizi atlet gibi hissedebilirsiniz. Kaydımı önceden yaptırayım, orada uğraşmayayım diyenler için
adresi:
www.yaristakvimi.com

Markanın bayrağını devralan Nicole ve Michael Colovos, altı yıllık hazırlığın ardından ilk koleksiyonlarını bu sonbaharda sunacak. Bu hareketi zarif ve akıllıca buluyorum



Moda dünyasının en çok özlediği tasarımcıların başında 90'ların yıldızı Helmut Lang var... Kendisi altı yıl evvel "Paydos" dediğinden beri bayrağı Nicole ve Michael Colovos aldı. Şaşırtıcı biçimde tasarımcının kıyafetlerinin özünü iyi anladı bu ikili. Lang'in ezeli hayranlarını mutlu edecek, markanın alamet-i farikası maskülen duruşa gölge düşürmeyecek, net çizgili, cool ve yenilikçi kıyafetler tasarladılar. 90'lara damgasını vurmuş, mütevazı tavrıyla moda dünyasında saygıdeğer bir yer edinmiş Helmut Lang'in yerine aday olmak kolay yutulur lokma değil. Colovosgiller de bence bu hesabı yaptılar, kendilerini öyle ne buldum delisi gibi hemen podyuma atmama basiretini gösterdiler.
Altı yıl geçti, ilk kez bu sonbaharda, gelecek yazın koleksiyonunu podyumda sergilemeye karar verdiler. Colovoslar'ın sessiz ve derinden varlıklarini moda dünyasına kabul ettirmelerini, her türlü azgınlığın, aşırılığın mubah olduğu bugünün moda endüstrisi dahilinde, zarif ve akıllıca buluyorum. Bugün kasten gelecek yaz için

Şehirde sonbahar bir başlıyor pir başlıyor. Sanat etkinlikleri, açılışlar ve kutlamalarla önümüzdeki hafta ortalık iyice şenlenecek

İstanbul’un eylül-ekim sanat gündemini aktarmaya bu haftadan başlıyorum. Şimdiden plan-program yapabilmeniz için. İlki haftaya Bienal açılışına paralel yapılacak olan Art Beat sanat fuarı... Bu sene birincisi düzenleniyor. Lütfü Kırdar’da
14-18 Eylül tarihlerinde yapılacak fuarın projesi, Türkiye’nin tanıtımı için yaptıkları kampanyalarla ünlenen Ddf’e ait... Alıştığımız devasa fuarların dışında, daha butik bir fuar kurgulamışlar. Bu da Art Beat’i şehrin diğer beş sanat fuarından ayıran birinci etmen bence... Toplam 27 galeri katılıyor. Alt kat bireysel sanatçılara ayrılmış. Eskiden galeri tarafından temsil edilmeyen sanatçıların yarışa mağlup başladığını düşünürdük. Şimdi öyle değil! Bence Art Beat’in en heyecan verici bölümü, serbest projelere ayrılan özel alan... Yurt dışında iddialı sanat fuarlarını gezenler bilir; en “Vay!” dedirten prodüksiyonlar, hayli eğlenceli işler, hep bu bölümlerde sergilenir. Bakalım bizimkinde şaşırtacak, konuşturacak ne işler çıkacak karşımıza?

Art Beat İstanbul, 14-18 Eylül arasında İstanbullu galerileri

Gazetelerde tasarımcıların çarşaf çarşaf defile haberini okumak pek heyecanlı; bir de davetiye bulmak mümkün olabilse... Markafoni’nin canlı moda haftası blog’u sayesinde defile gündemini anında takip edebileceğiz
Günlerdir biricik moda haftamıza katılacak tasarımcıların çarşaf çarşaf haberlerini okuyoruz. Ne konseptler, ne ünlü isimleri giydirmeler, ne şaşaalı hikayeler; tekmili birden moda haftasında. Lakin yazılarda sözü edilmeyen bir gerçek var ki, o da defilelerin sadece sınırlı sayıda izleyiciye sunulacağı.... Alışveriş sitesi Markafoni iki yıldır yaptığı takdire şayan bir hareketi bu yıl da tekrarlayacakmış. İstanbul Fashion Week’in online fashion dalında sponsorluğunu üstlenmişler. Defileler, bence en az onu kadar heyecan verici olan sahne arkası görüntüler, davetliler; kısacası Tepebaşı TRT binasının önündeki etkinlik alanı çadırda tüm yaşananlar, video ve fotoğraflarıyla blog.markafoni.com adresinden ‘dakika dakika’ takip edilebilecekmiş. Markafoniciler, sitenin takipçilerine defilelere davetiye, standlarına gelenlere özel hediye setleri gibi hoşluklar da düşünmüş. Oturduğunuz yerden son modayı takip etme konforu, ne güzel! (Benzer uygulamayı dünyada style.com

Tıkabasa dolu olduğunu tahmin ettiğim Çeşme sakinleri! Bugün ve yarın Aya Yorgi’de hem denize girip hem de harika müzik dinlemeye ne dersiniz?

Çeşme tatilini uzatanlar, sözüm size! Bu tarihlerde Babylon Aya Yorgi’de gidilmesi gereken bir festival düzenleniyor: Babylon Soundgarden 2011. Yazın son tatilinde, şimdi sayacağım grupları dinleyip yazı sonlandırmak bence iyi fikir. Konser verecekler arasında her nedense müziği bıraktığını bilumum mektuplarla dillendirmeyi tercih eden Teoman var bir kere. Türkiye’deki son konseri bu olacakmış. Hayırlısı... Son zamanların en merak uyandıran grubu Büyük Ev Ablukada’yı da dinlemek keyifli olacaktır. Efes One Love Festivali’nde nasıl kalabalık bir dinleyici grubuna çaldıkları hâlâ herkesin dilinde. Yine İstanbul Babylon’da verdikleri her konser hıncahınç dolan, kolay dinlenen müzik yapmada usta Nouvelle Vague de Çeşme’de olacak. Dans etmek isteyenler için Norman Jay’in de arasında olduğu DJ’ler çalacak. Deniz, güzel müzik;hepsi bir arada. Çeşme’de olup da bu festivale uğramamak kayıptır diyelim.

Bu ay İstanbul’u yıldızlar basacak
Boşuna heyecanlanmayın, Hollywood yıldızları değil bahsettiğim. Bu yıldızlar pek hayırlı bir amaç