Bu yılın eğlence hayatına yılın son günü şöyle bir göz atalım dedik. Neler yaşanmış, kim ne yapmış? Hangi mekan ve şarkılar popüler olmuş??Nerede eğlenilmiş? İşte 2010 yılının ‘Z’ raporu
Nedendir bilinmez ilk olarak aklıma Maça Kızı’nda akşamüzeri bir partide birinin milletin üzerine çişini yapması geldi. Alkol işte, bardakta durduğu gibi durmuyor. Bazen bedeni ne zaman terk edeceği belli olmuyor. Zamansız bir terk etme Türkiye’nin en pahalı ve sosyetik otelinde olunca da böyle akıllardan çıkmıyor. Hazır Türkbükü’nden söz açılmışken koyun simgesi Ship A Hoy’un ses yasağı yüzünden 15 gün ceza alması çok manidardı. Eğlence turizmine vurulmuş bir balta oldu. Gelecekte eğlence turizminden söz etmek artık imkansız hale geldi. İstanbul’da da durum çok farklı değildi. Çevre Bakanı’nı saat vererek gece kulüplerini hizaya soktu. Özellikle boğaz hattındaki mekanlar denizden ve karadan ses denetimi için kuşatma altına alındı. Koca İstanbul’un gürültüsünün günah keçisi boğazdaki mekanlar oldu. İstanbul’a ithal restoranlar geldi. Ama nedense bunlar başarıyı yakalamayadı. Spice Market’ten sonra Hakkasan ve Bice, geçtiğimiz yıl kapılarını kapatmak zorunda kaldı. İçlerinden bir tek Zuma
Çok iddialı gibi gelse de eğlenemiyorsak, gülemiyorsak, her şeye rağmen hayatın bir nebze de olsa tadını çıkaramıyorsak gerçekten yaşamıyoruz. Sakın ola eller havaya günü gün etmekten dem vurmuyorum sanmayın. Bir an olsun rahatlayın ve hayata gülümseyin
Haftaya bugün bir yıla daha çizgi çekiyoruz. Bugünlerde gündem; Milli Piyango’dan para çıksa ne yaparız? Yeni yılda napacağız? Evde eş dost, akraba toplanıp TV kanallarında mı gezineceğiz? Yoksa dışarıda kendimizden geçersenize eğlenecek miyiz? Aman siz siz olun yeni yıla keyifle girin. Efendim, yeni yılda nerede olacağız bilmiyoruz, ama dışarıda geçirmek isteyenler için sayısız alternatif var. By Night İstanbul bugünlerde tüm Avrupa’nın ve Amerika’nın dilinde. İstanbul gece hayatının trendi her geçen gün yükseliyor. Yabancıların İstanbul gecelerini keşfetmesiyle oluşan bir popülerlik söz konusu. Peki yabancıların en çok bildiği markalar neresi? İlki Reina. İstanbul’a kim gelse sanki bir müzeymişcesine illaki Reina diyor. Reina bir turizm mabedi muamelesi görüyor. İstanbullu’dan çok yabancı var. Hatta personel bile artık İngilizce konuşur olmuş. Yabancıların ikinci gözde adresi Beyoğlu’ndaki 360 İstanbul, yemek sonrası kulüp
Son yıllarda popülerliğini başka semtlere kaptıran Nişantaşı’nda gözle görülür bir canlanma başladı. En havalı barı, mantıcısı, gece hayatı, kafesi, restoranıya, A’dan Z’ye Nişantaşı rehberi
Nişantaşı bugüne kadar hiç olmadığı şekilde süslenip, yeni yılı beklemeye başladı. Son birkaç yıldır yeni yılı sessiz sedasız kutlayan Nişantaşı, Şişli Belediyesi’nin katkılarıyla 2011’e çok havalı girmeye hazırlanıyor. Kaldırımların genişlemesiyle birlikte başlayan yenilenme operasyonuyla Nişantaşı küllerinden yeniden doğmaya hazır nazır bekliyor. Özellikle Abdi İpekçi Caddesi’ndeki tüm restoran ve barlar yerlerini aldılar bile. Bir ışık seli haline gelen semtte geri sayım başladı. Son yıllarda popülerliğini başka semtlere kaptıran Nişantaşı’nda gözle görülür bir canlanma başlamış durumda. Peki Nişantaşı’nda ne yapılır. Ne yenir, ne içilir, nereye gidiliyor şöyle bir bakalım:
Konak’ın cheesecake’ı Çağrı Büfe’nin tostu
Valikonağı Caddesi’ndeki Çağrı Büfe Nişantaşı’nın simgesidir. Mutlaka gidilir. Konak Pastanesi’nin cheesecake’ni başka yerde bulamazsınız. Tatbak’ın lahmacunu parmak yedirtir. Teşvikiye Saray’ın tavuklu pilavı bölgenin favorisidir. Hünkar öğle yemeklerinin
Daha açılmadan gündeme gelen New York’un ünlü restoranı Cipriani, nihayet açılıyor. Cipriani, çarşamba günü özel bir davetle servis vermeye başlayacak
New York’un ünlü restoranı Cipriani daha açılmadan İstanbul’un gündemine oturmuştu. Cipriani, uzun süren bir hazırlıktan sonra Mübariz Mansimov’un Levent’teki The Edition Hotel’inin giriş katında bu çarşamba açılıyor. 190 kişilik Cipriani’nin tüm Türk ekibi NewYork’ta iki haftalık bir eğitime tabii tutuldu. Bakalım Azeri işadamı Mübariz Mansimov’un getirttiği Cipriani, Papermoon’un tahtını sallayabilecek mi? Bu arada Billionaire Club ise ocak ayının ikinci yarısında otelin roof katında hizmet verecek.
Rockefeller binasının en üst katındaki Cipriani Restaurant.
Hızlı yemek sunan ünlü markalar temizliğe ve personele özen göstermeli. Asmalımescit’te bugün İspanyol restoranı Tor-ro açılıyor. Yemek programlarında sunucuların yediklerini görmemiz gerekiyor mu?
Ünlü fastfood zincirinde paket servis elemanları masanın üzerinde demir parayla oyun oynuyor kimseden çıt çıkmıyor. Hafta içi ünlü bir fastfood zincirinin Kadıköy’deki şubesine uğradım. İçeride bir tarafta yemek yiyenler diğer tarafta paket servis elemanları masa üzerine demir parayla okul yıllarında oynadığımız gol atmaca oynuyorlardı. Uzun bir süre oynayıp birbirlerine tezahürat yaptılar. Allahtan sipariş geldi de maç bitti. Ünlü restoranları eleştiriyoruz ama her gün binlerce kişinin yemek yediği fastfood’çuları atlıyoruz sanırım. Yemek sonrası elimi yıkamak için tuvalete gittim. Aman nasıl ağır bir koku; dayanılmaz. Umarım bu yazıdan sonra ünlü fastfood’çuların yetkilileri hem personel eğitimine hem de hijyen çalışmalarına ağırlık verirler.
Yemek yerken görmek gerekir mi?
Çok zengin bir mutfak kültürüne sahibiz. Ama nedense bu yemekleri bırakın yurt dışında, kendi ülkemizde bile pazarlayamıyoruz. Yöresel mutfaklar o yörede sınırlı kalıyor. Diğer taraftan da her gün farklı ülke
‘Issız Adam’la başlayan Türkçe müzik bu kış yeniden trend oldu. Şimdi neredeyse tüm kulüplerde ağırlıklı olarak Türkçe müzik çalınıyor. Ergani, W Hotel’de dört ayrı mekan açıyor.Issız Adam’ filmiyle başlayan Türkçe müzik modasına geçen yıl ara verilmişti. Bu yıl Türkçe müzik yeniden gündeme geldi. Belirli bir kesim tarafından yıllardır Türkçe müzik her zaman dışlandı. Hatta öyle oldu ki Türkçe müzik çalan yerler çok demode bulundu. Ama bugün hangi kulübe giderseniz gidin Türkçe müzik çaldığında insanların nasıl coştuğuna şahit olursunuz. Dışlanan bir kenara itilmeye çalışılan Türkçe müzik nihayet hak ettiği değeri buluyor.
Nerede olursanız olun, insanlar bir süre sonra kendi dillerindeki şarkılarla eğlenmek istiyorlar. Bunun önüne geçilmesi mümkün değil. Önümüzdeki yaz sadece Türkçe müzik çalan yazlık mekanlar açılırsa hiç şaşırmayın derim. Eksilerin canlı müzik anlayışı evrim geçirdi ve meyhaneler canlı müzik yapan kulüplerin yerini aldı. Bugün neredeyse her semtte bir modern meyhane var artık. Bugün rahatlıkla Nişantaşı, Etiler gibi yerlerde ortalama 75-95 TL arasında hem canlı müzik dinleyebilir hem de limitsiz yemek yiyip içki içebiliyorsunuz. Meyhanede uygulanan fiks
İzzet Çapa’nın üç yıl önce Tepebaşında açtığı ve daha sonra Nişantaşı ve Akaretler'e taşıdığı Al Jamal’i gece gezginleri çok sevdi. Al Jamal nereye gitse takipçileri oldu. Hatta geçtiğimiz yaz Al Jamal’in deniz versiyonu bile yapıldı. Al Jamal konsepti bu kadar başarılı olunca, İstanbul gecelerinde Al Jamal’in konseptini benimseyen yeni işletmeler açılmaya başladı.
Peki bu Lübnan yemeğine ve eğlencesine ne var da bu kadar ilgi duyar olduk? Lübnan eğlencesi bol ritmler ve oryantal şov üzerine kurulu. Kıvrak Arap ritimleri insanın kanını kaynatırken, zengin Lübnan mutfağı mideyi fehtediyor. Lübnan, Doğu Akdeniz mutfağının merkezi konumunda. Renkler, kokular, baharatlar, zeytinyağı, arak, bulgur, bol acı Lübnan mutfağının temelini oluşturuyor. Akdeniz, Güneydoğu, Ege ve Arap mutfağının birleşiminden Lübnan mutfağı ortaya çıkmış. En bilindik içkileri ise arak, zahter en ünlü baharatı ve neredeyse tüm yemeklerde kullanılıyor. Nohuttan yapılan Lebeniye de Lübnan’da bütün evlerde yapılan başlıca yemeklerden biri. Lübnan mutfağına da şöyle bir göz attıktan sonra gelelim, mevzumuza; Al Jamal’dan sonra bu kış önce Bakırköy’de Felek diye bir yer açıldı. Felek, Al Jamal konseptine en yakın
Son günlerin gözde gece kulübü Piyasa’da bir kadeh içki 45 TL'ye servis ediliyor. Public’in yerine Lucca'nın sahibi Cem Mirap yeni bir kafe mi açıyor?
Harbiye’deki Piyasa, neredeyse her gün dolup taşıyor. Geçen hafta ses düzeninde sorun olduğunu söylemiştim. Piyasa’nın sahibi Sabi Totah duruma el koymuş ve ses düzenini değiştirmiş. Dolup taştıkça ve ünlendikçe de hakkındaki şikayetler artıyor. Şöhretin bedelini ödüyor. Geçen gün Piyasa hakkında bir mail aldım. BT (lüks içki ithalata yapıyor) firmasından Gökhan Ergun Piyasa'ya gidiyor ve içki sipariş ediliyor. Mail’de şöyle yazmış: “Dün gece bir arkadaşımın tavsiyesiyle ilk defa gittiğim Piyasa'da ödediğim içki fiyatı hakkında bir bilgi paylaşmak istiyorum. Bir kadeh Belvedere bir kadeh Jack Daniels için 75 TL ödedim. İthal ettiğimiz Belvedere’in kadehi için ilk kez 45 TL ödedim.” Özellikle gece kulüpleri ünlendikçe bu tür şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor. Piyasa’cılardan cevabını bekliyoruz.
Bird’den tanıdık şikayetlerİki ay önce Taksim’de açılan Bird bir anda gece gezginlerinin ilgi odağı oldu. Mekan küçük ilgi büyük olunca Bird’le ilgili homurdanmalar başladı. Sanırım hazırlıksız yakalandılar. Her