Elma armut derken, vücut şeklinden bahsediyorum. Çünkü yağlar vücudumuzda depolandıkları bölgelere göre vücudumuzu şekillendirir. Bazen ne kadar kilo verirsem vereyim onlar gitmiyor diyorsunuz ya işte o durum bu sebeplerden kaynaklanıyor. Her zaman bölgesel zayıflama dediğimiz bu durumlara özgü bir diyet olmadığını söylüyoruz. Evet o bölgeyi tek başına yok edecek bir çözüm yok lakin o bölgelerdeki en azından büyümeyi engelleyici hatta zayıflamayı destekleyici beslenme kuralları mevcut. Ülkemizde en belirgin 2 vücut tipi vardır elma ve armut olarak tanımlanırlar.
Elma Vücut Tipi
Genel dikkat karın bölgesine çekilir. Sağlık açısından en riskli olan da budur, çünkü bel bölgesi kalınlaşması kardiyovasküler hastalıklar ve organ yağlanması açısından risk demektir. Bu bölgelerde büyümeye yol açan temel besinler; şekerli ve nişastalı besinler, içecekler, kafein… Elmalar bunları çok tüketir ve sonrasında bu tüketimlere bağlı gün ortasında ve öğle yemeğinden sonra tatlı isteği ve enerjisizlik oluşur. Bu durumlara karşı koymak zor olduğundan böyle beslenenlerde insülin direnci oluşur. Sonrasında da insülin direncine bağlı zor kilo verme gelir elbette… Bu durumlarda en önemli nokta kan
Hayır, her zaman idealde olmalıyız.
Bu konuyu bu dönem daha çok konuşuyor olsak da aslında toplumda çok fazla görülen bir problem Anoreksiya; yani çok az yemek yeme veya hiç yememe…
Evet obezite yani aşırı kiloluluk günümüzün en büyük problemi gibi görünebilir fakat dediğim gibi az da olsa anoreksiya yani aşırı zayıflık da büyük problem...
Fazla kilolarımız varsa kurtulmalıyız fakat nasıl olursa olsun şeklinde değil, sağlıklı bir şekilde kurtulmayı amaçlamalıyız. Dünya sağlık örgütünün kilo verme miktarı ile ilgili uygun gördüğü rakamlar ayda 2-4 kg arasındadır. Genelde az kilo verince mutsuz olan hastalarıma bu işin olması gerekeninin böyle olduğunu anlatırken muhakkak bu miktara değiniyorum. Uzun süreli hızlı ve fazla kilo kaybını tercih etmiyorum. Özellikle çocuk, genç ve çok yaşlı bireylerin kilo vermede daha yavaş ilerlemesinde büyük yararlar var. Çocuk ve gençlerde benim uyguladığım; olması gereken doğru beslenme alışkanlığını ve enerji harcaması için düzenli yapabilecekleri bir fiziksel aktiviteyi hayatlarına katmak oluyor. Çünkü özellikle bu grupta hızlı kilo verme geri dönüşü olmayan hormonal dengesizlikler ile birlikte büyüme ve gelişme geriliklerine neden
Kalori saymanın yanlış ve tehlikeli bir yöntem olduğu bir çok çalışmada ortaya çıkmıştır. Önemli olan kaloriler değil, besin değerleri yani o kalorileri hangi besinlerden aldığınızdır. 100 kkal içeren bir süt ile 100 kkal içeren bir baklava aynı şey değildir. İkisi arasındaki en önemli fark sindirimleridir. Kalori sayarak zayıflamaya kalktığınızda tek yönlü beslenmeye başlarsınız ki bu durumda da vücudunuza ihtiyacı olan besinleri vermemiş olursunuz. Vücudunuza her zaman ihtiyaç duyduğu besinleri vererek doğal ve sağlıklı beslenmeye çalışmalısınız. Beslenme yeterli dengeli ve kaliteli olmalıdır.
Peki zayıflama işini kalori sayarak yapmayacaksak, nasıl yapacağız, işte en önemli noktalar; sizler için 10 önemli madde:
1) Besinleri Gruplandırın
Et, süt, tahıl, sebze, meyve ve yağ gruplarımız… yediğniz yemeklerin kalorilerini bilmenin bir anlamı olmaz, lakin hangi besin grubunu tükettiğinizi bilmek sizin için daha önemlidir.
Kalori hesabı denilince insanlar günlük ihtiyaçlarının tamamını sevdikleri tek bir yiyecekten bile kullanmak isteyebiliyor. Diyelim ki günlük ihtiyacınız 1700 kkal ve siz tüm gün sadece 1700 kkal lik yaş pasta yiyip başka bir şey yemiyorsunuz. İşte bu
Kış bu yıl çok soğuk başladı ve böyle de geçecek deniyor. üşüyen ve havalardan sıkılan metabolizmalar çareyi tatlı gıdalarda aramaya başladı. Böyle giderse kış sonunda yaza kilo alarak girmemiz muhtemel. Daha da önemlisi bu kadar şekerli gıdanın peşinden gelmesi beklenen hastalıklar. İşte tam da bu yüzden yeni yıla böyle girmemek lazım derken, şeker detoksu fikri geldi, aa en güzeli kökten çözüm dedik, sonra instagram da takipçiler sonra hastanede danışanlar derken hepimizin buna ihtiyacı olduğunu fark ettim. 9 aralık itibariyle kocaman bir grup olarak 21 gün şeker detoksu yapmaya karar verdim…
Şekerin özellikle kanserli hücreleri beslediği, bir sürü sağlık problemine neden olduğu her yerde söyleniyor. Sadece obezite değil, en hafifi bu olsa gerek. Yaşlanmada da öncülük ediyor, biz kadınlar için işte can alıcı nokta, şeker yaşlandırıyor hanımlar!
Detoks vücudu toksinlerden arındırmak anlamına gelmektedir. Dönem dönem vücudu toksinlerden arındırmak gerekir. Kış ağırlığını üzerimizden atıp canlanmamıza da yarayacak, çok tatlı tüketenlerde kilo vermeye de...
Neden 21 gün peki?
Çünkü alışkanlıklar 20 günde oluşmaktadır. 20 gün bir şeyi yaptığınızda 21. Gün o sizin alışkanlığınız oluyor.
2016 ya girerken kendinize verdiğiniz o kilo hedefini tutturamadınız belki ve 2017 ye girmeden olabildiğince yaklaşmak için son bir buçuk ayı kontrollü devam ettirmek istiyorsunuz. Farkındayım çünkü yeniyıla kadar şu kadar kilo vermem lazım diyenler doldu taştı. Zaman aldığınız kararları ertelemeden sağlıklı formda görünen vücuda kavuşmak için en uygun zamandır.
*Neden kilo vermek istiyorsunuz?
Oturun madde madde neden kilo vermek istediğinizi yazın. Ciddi, gerçek, içten... sürekli yanınızda gezdirin, ne zaman okumanız gerektiğini zaten anladınız.
*İçinizdeki kötü sese kulak vermeyin!
O 'yine olmayacak' desin dursun. Birkaç kere başarısız olmak hiç başaramayacağınız anlamına gelmez. Bakın başarısız insanlara, zaten en başında yapamayacaklarına inanır ve sürekli endişe, bahaneler üretirler. Hedefinize ulaşmak için kötü tecrübeler ve olumsuz düşüncelerden uzaklaşın.
*Kendinizle yüzleşin!
Her şeyi bildiğinizi düşünmeyin, ne kadar bilirseniz bilin konunun uzmanı olmadığınız için bir takım hatalar yapmanız mümkün. Bunu kabullenmek istemeyebilirsiniz lakin ikide bir başa dönmenizin sebebi bu olabilir. Mükemmel olmaya çalışmayın, bir uzmandan size beslenme ile ilgili bilgi vermesini isteyin.
O çok sevdiğimiz sıcak yaz mevsimi gitti ve çoğumuzun pek de hoşlanmadığı sonbahar, yağmurlu havaların gelmesiyle resmen başladı. Bu mevsim geçişinde bizi grip, bronşit, soğuk algınlığı gibi hastalıklar pusuda bekler. İşte bu geçişi sağlıklı bir şekilde atlatmak ve bütün kışı zinde geçirmek için beslenme şekli büyük önem taşır. Çünkü beslenmenize dikkat ederek bağışıklık sisteminizi güçlendirip hastalıklara yakalanma ihtimalinizi azaltır veya kolaylıkla atlatırsınız.
Sonbaharın bu yağmurlu havaları kimileri için mutsuzluk sebebi olur. Bu mutsuzluğu yenmek için ise daha fazla şekerli gıda üketimine yönelinir. Normal beslenme düzeninden bu mutsuzluk sebebiyle uzaklaşılmış olur. Sonbahar mutsuzluğunu kontrol altına almak için özellikle B grubu vitaminlerden zengin beslenilmelidir. Tam tahıllar, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, et ve süt ürünleri...en önemlisi de mutsuz olmak yerine her mevsimin gelip geçtiğini unutmadan o mevsimin de güzelliklerini görüp yaşamaktır.
Mevsim geçişlerinde özellikle vitamin ve minerallerden zengin yiyeceklerle beslenmek gerekir. Özellikle antioksidanlar vücudun bağışıklık sistemini güçlendirirler. Bu mevsimin en önemli antioksidan
Belki de yaptırmayan ünlü kalmadı diyebiliriz...
Her zaman diyorum, herkes aynı değildir bu yüzden herkese her besin iyi gelmez siz kendiniz kendinizi tanıyacaksınız. Bazen öyle sağlık problemleriniz oluyor ki siz bile çözemiyorsunuz size hangi besinin iyi gelip gelmediğini...
İşte belki de size zarar veren belki de hiç ummadığınız, hatta çok sağlıklı; böyle faydaları var diye yediğiniz bir besindir...
Bazı besinleri tükettikten sonra belki de çoğunlukla; kronik yorgunluk, depresyon, migren, baş ağrıları, bağırsak ve mide problemleri, egzama ve deri hastalıkları, romatizma ve eklem hastalıkları, kilo vermede zorluk, astım atakları, uyku bozuklukları, sürekli nezle olma gibi sağlık problemleri olabilir. Bu sağlık problemlerinin neden kaynaklandığını kendi kendinize anlamamız neredeyse çok zordur. Bu test ile vücudunuzun hangi besini zor sindirdiğini öğrenmiş olursunuz.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya nüfusunun yarısında gıda intoleransı bulunmaktadır. Pek çok kişi yaşadığı bu sağlık problemlerin kaynağını bilmediği için çözüm bulmakta zorlanmaktadır. Çözüm aslında çok kolay saptanabilmekte...
Peki bu besinler hangileri nasıl bileceğiz?
Sadece parmak
Yaz aylarında uzayan günler ile birlikte aktivitelerimiz artarken beslenme düzenlerimizde, öğün saatlerimizde değişiklikler olur. Havalar ısındıkça da bizi daha serin tutan sıvı içeriği yüksek gıdalara ağırlık vermeye başlarız. Hatta o kadar bu gıdalara yöneliriz ki beslenmemiz tek tip beslenmeye döner. Genellikle de bu tek tip beslenmede sizin de bildiğiniz gibi aşırı meyve, şekerli meşrubatlar ve dondurmalar bulunur. Bu beslenme bozukluğu durumlarını yaşamamak için dikkat edilmesi gerekenler ise şöyle;
Az Uyumayın !
Havalar sıcak olunca uyumak zorlaşabilir, ayakta gezip de iyice uykunuzu kaçırıp sonra da geç yatıp metabolizmanızı bozmayın. Araştırmalar gösteriyor ki az uyuyanlar daha fazla kilo alma riski taşıyor.
Kahvaltıyı Atlamayın !
Kahvaltılar da havaların ısınmasıyla ya canınız bir şey istemediği için ya da geceyi ayakta geçirip başka şeyler atıştırıldığı için çok fazla atlanıyor. Evet, bazen canınız bir şey istemeyebilir ama kahvaltıyı atlamak yerine kahvaltıya farklı alternatifler getirin. Her zaman dediğimiz gibi güne enerjik ve hareketli bir metabolizma ile başlamanın olmazsa olmazı kahvaltılardır.
Akşam Yemeğini Çok Geç Yapıp Miktarı Abartmayın !
Gün