Cadılar bayramı ile bizim aklımıza gelen balkabağıdır. Bizde Halloween balkabağı kadar rağbet görmez.
Balkabağı muzdan de zengin bir potasyum kaynağıdır. Potasyum vücudun su dengesini korumak için sodyumla birlite çalışır. Bu yüzden potasyum hipertansiyona karşı koruyucudur.
Potasyum kemik mineral yoğunluğunu arttıcı etki gösterir. Bu potasyum açısından zengin olan kabağın çok tüketilmesinin kemiklerdeki kalsiyumun muhafaza edilmesine yardımcı olmasıyla açıklanabilir.
Sporcularda idman sırasında potasyum azalımına bağlı kas krampları ve kardiyovasküler(kalp ve damar) düzensizlikler olabilir. Burada da balkabağı kaybedilen potasyumu yerine koymada birebirdir.
Akciğer ve kolon kanseri rsikini azaltan çok iyi bir karotenoid kaynağıdır.
Güçlü bir antioksidandır.
İçeriğindeki A vitamini ile göz sağlığı ve görüş koruma açısından yüksek besleyicidir.
Bol lif içerir, 1 kasesinde 2,5 g lif ve dahasını alırsınız.
Hava değişimi ile birlikte hareketin azalması, bu havaların bizi farklı ve yanlış şeyler tüketmeye itmesiyle kabızlık kaçınılmaz son olarak karşımıza çıkıyor. Öncelikle kabızlığı tanımlamak gerekirse;
Bireyin haftada 3 ten az tuvalete çıkıyor olması veya her tuvalete çıkışında zorlanması kabızlık olarak tanımlanır. Bazı insanlar günde 1 kez ancak çıkarken, bazıları günde 3 e kadar çıkabilir. Bu durum kişiden kişiye değişebilir.
Kabızlıktan kurtulmak için dikkat edilmesi gereken beslenme alışkanlıkları,
Bol su tüketimi,
Bol lifli yani posalı beslenme bu da bol sebze meyve tam tahıl tüketmekten geçiyor
haftada 2 gün kuru baklagil tüketimi
sebze ve meyveleri kabuklarıyla tüketmek posa alımını arttırır.
Gün içinde aktif hareketli olmak,
Gebelikte yediğiniz içtiğiniz her şey sizin üzerinizde olduğu kadar bebeğiniz üzerinde de etkilidir. 9 ay 10 gün boyunca ne yediğiniz kadar neleri yemediğiniz de önemlidir.
Öncelikle gebelik denince alıncak kilolar gözde büyür ve bazı gebeler tatlandırıcılı, diyet, light ürünlere yönelme gibi bir hata yaparlar. Hem size hem bebeğinize zarar verebileceğinden tercih edilmemelidir.
Çiğ veya az pişmiş et, sucuk vs düşüklere neden olan bir parazit içerebiliyor. Bu paraziti alan bebeklerde bazı sağlık problemleri ortaya çıkabiliyor.
Çiğ deniz ürünleri de zehirlenmeye sebep olabileceğinden tüketilmemelidir.
Balık seçimi yaparken mevsim balıklarını tercih edin, civa içeren ton balığından kesinlikle uzak durun. Pişmemiş balık, füme balık tüketmeyin...
Iyi pişmemiş yumurta ve mayonezli yiyecekler tüketilmemelidir. Zehirlenmelere neden olabilir.
Pastörize olmayan süt ürünleri tüketmeyin. Pastörize olmayan sütten yapılan yumuşak peynirler düşük veya erken doğuma yol açabiliyor. Bu amaçla peynir ambalajlarında pastörize sütten yapılmıştır ibaresine dikkat edin.
Maden suyu abartıya kaçmadan tüketilebilir, uygundur.
Yaz aylarında zaten gevşeyen yaylara ramazan tuz biber olurken, ardından gelen bayram ve tatiller daha da gevşetti. Yani ramazanla birlikte ipin ucu iyice kaçtı, tatiller de olunca bir toparlanamadık gitti.Fazlasıyla dinlenerek, aktiviteleri de yemek yemeyi seven bir toplum olarak hep yemek etrafında yaparak bir hayli kilolar aldık.Ama tatil gibi kısa süreçlerde hızlı aldığınız kilolar aynı hızla hemen verilebilir.Bu nokta çok önemlidir. Kilo kontrolü dediğimiz olay, 2-4 kg fazla mı gördük tartıda hemen ipin ucunu elimize almalıyız. 2-4 kg'dan ne olacak diyip savsaklarsak, bu süreç en iyi ihtimalle uzadıkça uzar, kötü ihtimalle ise üzerine ekstra kilolar eklenir. O yüzden tatil dönüşü artık ipleri elimize alıyoruz, beklemek yok, hemen!
Öncelikle tatildeki o rahat beslenme alışkanlığını artık geride bırakarak normale çevirmek şart. Özellikle tatilde abartılan öğün kahvaltı olur, iş hayatında özenilmediğinden midir yoksa tatilde rahat uzun uyku sonrası acıkılmasından mıdır ailece yapılan geniş kahvaltılara tatilde çok yer verilir. Tatil sonrası bu kahvaltıları küçültmek, öğle akşam çok sık tercih edilen et grubunu da artık sebzeyle dengelemek gerekir. O çok sevdiğimiz rengarenk
Yaza denk gelen ramazanlarla birlikte artık çok uzun saatler aç kalıyoruz. Açlık bazen susuzluğun da önüne geçiyor, özellikle kapalı ofislerde klimalar altında çalışanlar için... Bu noktada yediklerimiz de çok büyük önem taşıyor.
İftar için büyük hazırlıklar yapılıp, dolu sofralar kurulurken sahur sofralarına aynı özen gösterilmiyor. Halbuki iftar kadar sahur da çok önemlidir.Asıl açlıkla baş etmemizi sağlayan sahurda yediklerimizdir, çünkü o zaman yediklerimiz bizi iftara kadar tok tutabilir ve o şekilde oruç daha az etkileyecektir. Bunları göz önünde bulundurarak sahur, iftar ve gece yapacağımız bir öğünde neleri yemek daha tok tutar, mutlaka olması gerekenler;
Yumurta
Sahurun olmazsa olmazıdır bana göre...Çünkü kendisi eşi benzeri olmayan bir protein kaynağıdır. Haşlanmış olarak tüketilebileceği gibi çılbır olarak da tüketilebilir. Özellikle çılbır olarak tüketmeniz demek yoğurttan da ekstra protein almanız demektir, ekstra protein de ekstra doygunluk demektir, yani doygunluğunuzu ikiye katlamış olursunuz.
Tam Tahıllar
Lifleri sayesinde sindirimin yavaşlamasını sağlayarak uzun süreli tokluk hissi verir. Ortalıkta ekmekle ilgili söylenenlere inat ben yine bir
Yazın gelmesiyle yemekle ciidi düşündüğümüz ilişki durumumuzu, diyette olarak değiştiriyoruz. Sıkı diyet yapmak moda... Artık aramız yemekle limoni...
Popüler diyetler yeniden gündemde. Sanki biz değilmişiz o kadar çok şey yiyip doymayan, birden açlığı göze alıyoruz. Modaya hemen uyum sağlayabiliyoruz, hatta şak diye. Obezite bu kadar artarsa zayıflama yöntemleri de artacak ve bir bir denenecektir. Yıllarca kademeli arttırdığımız kiloları hızla vereceğimiz yöntemler çok cazip gelecektir. Çünkü gündemde olan popüler diyetlerde olay aç kalarak zayıflama...Diyetisyen olmayanlar tarafından ortaya atılan popüler bu diyetler, beslenme bilgisi olmayan insanların düşünceleri gibi şekillenmiştir. Mantık ''zayıflayacaksan aç kalacaksın'' dır. Aç kalarak zayıflamak bir mucize değil, çok düşük kalorili diyetler sizi tabiiki hızla zayıflatır. Ama bu zayıflama su ve kas kaybıdır. Kas kaybı ile metabolizma hızınız düşecek ve sonrasında eski düzeninize döner dönmez kilo almaya başlayacaksınız, aynı hızla. En kötüsü de metabolizmanızı geri dönüşü çok zor olacak şekilde bozduğunuzla kalacaksınız. Hadi bunları geçelim görünüş olarak da fit bir vücuda kavuşmamış olacaksınız. Sarkmaların,
Karpuz mevsiminin gelmesiyle, karpuz için bütün kötü sözler söylenecektir. Zayıflamak isteyenler dikkat, çok kalorili, çok şekerli vs vs...
Halbuki dünyanın en sağlıklı besinlerinden biridir. Neden mi ? Öncelikle su içeriği fazladır, likopen açısından zengindir ve A vitamini ile karotenoid seviyesi yüksektir.
Aşırı doyurucu olması sebebiyle zayıflama diyetlerinde muhakkak yeri olmalıdır. Karpuzun %92' si sudur. Besinlerle alınan su ise tatmin edici ve doyurucudur. Su, besin ya da içeceğin içeriğindeyse doygunluk hissi artar ve bu sayede daha az yemek yenir. Besinin içindeki su emilimi yavaşlattığı için besin midede daha uzun süre kalır. Karpuz ise bu suyu büyük hacminde taşır. Karpuz gibi yüksek hacimli besinler çok az bir kalori karşılığında çok yer kapladıkları için kilo vermek isteyenlerin beslenmesinde yer almalıdır.
Karpuz detoksife edici bir meyvedir.
Likopen muhteşem bir karotenoiddir. Çok güçlü bir antioksidandır. Karpuzdaki likopen prostat kanseri riskini düşürür. Diğer kanser türlerine karşı da koruyucudur, en çok prostat, akciğer, mide kanserine yararlıdır. Likopen aynı zamanda cilt yaşlanmasını geciktirir.
Böbreklerinde kum ve taş sıkıntıları olanlar
Peki ne?
Bir şifa kaynağı, bu bilimsel açıdan da ispatlanmıştır. Ayrıca besleyici ögelerle o kadar yüklüdür ki sebze deyip geçmeyi hak etmiyor.
Nasıl Çalışırlar ?
Mantarlar organik maddelerin üzerinde beslenip gelişirler. Toksinleri emerek güvenli bir şekilde yok ederler. Bunu vücudumuzda da yapmalarına da yiyerek neden izin vermeyelim ki...
Faydaları saymaya kalkarsak;
İçeriğindeki kanser düşmanı Selenyum mineralinin sebzeler içinde en iyi kaynağıdır, bu sayede antioksidan etki oluşturur.
Enfeksiyonlara karşı direnç gelişimi, karaciğer korumasının artışı, kardiyovasküler faydalar gibi geniş çaplı koruyucu etkileri vardır. Ayrıca tümör gelişimini engellemeye de yardımcıdır.
Radyasyon ve Kemoterapinin aşırı yorgunluk ve mide bulantısı gibi toksik etkilerine karşı koyar. Kemoterapinin etkinliğini arttırırken, aynı zamanda hayat kalitesini kemoterapi sürecinde yan etkilerini azaltarak arttırmaktadır.