Hayır, her zaman idealde olmalıyız.
Bu konuyu bu dönem daha çok konuşuyor olsak da aslında toplumda çok fazla görülen bir problem Anoreksiya; yani çok az yemek yeme veya hiç yememe…
Evet obezite yani aşırı kiloluluk günümüzün en büyük problemi gibi görünebilir fakat dediğim gibi az da olsa anoreksiya yani aşırı zayıflık da büyük problem...
Fazla kilolarımız varsa kurtulmalıyız fakat nasıl olursa olsun şeklinde değil, sağlıklı bir şekilde kurtulmayı amaçlamalıyız. Dünya sağlık örgütünün kilo verme miktarı ile ilgili uygun gördüğü rakamlar ayda 2-4 kg arasındadır. Genelde az kilo verince mutsuz olan hastalarıma bu işin olması gerekeninin böyle olduğunu anlatırken muhakkak bu miktara değiniyorum. Uzun süreli hızlı ve fazla kilo kaybını tercih etmiyorum. Özellikle çocuk, genç ve çok yaşlı bireylerin kilo vermede daha yavaş ilerlemesinde büyük yararlar var. Çocuk ve gençlerde benim uyguladığım; olması gereken doğru beslenme alışkanlığını ve enerji harcaması için düzenli yapabilecekleri bir fiziksel aktiviteyi hayatlarına katmak oluyor. Çünkü özellikle bu grupta hızlı kilo verme geri dönüşü olmayan hormonal dengesizlikler ile birlikte büyüme ve gelişme geriliklerine neden oluyor. Çok yaşlılarda ise hayat tablosu çok hızlı kötüleşip, ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabiliyor.
Kilolarından hızlı bir şekilde kurtulmak isteyenler egzersize de yükleniyorlar. Aşırı bilinçsiz ve özellikle de yanlış beslenmenin eşlik ettiği egzersizler; kalp ritim bozukluklarına, kalp krizlerine neden olabiliyor. Özellikle kısa süreli zayıflama ve egzersiz kamplarındaki ölümler de bundan kaynaklanır.
Çok düşük kalorili ve yüksek protein içeren diyetler aşırı egzersiz ile birleşince vücut ketoz duruma girerek hızlı kilo verebiliyor. Ne yazık ki bu ketoz durumuna aşırı egzersiz eklendiğinde kalp krizi kaçınılmaz oluyor.
Yüksek proteinli beslenme programlarında karbonhidrata neredeyse hiç yer verilmediği için ‘’hipoglisemi atakları’’ görülebiliyor. Hipoglisemi dediğimiz kan şekeri düşüklüğü durumunun uzun süre devam etmesi sonucunda komaya kadar götüren nörolojik problemler de görülmektedir.
Eksik beslenme ve aşırı egzersiz sonucu bozulan elektrolit dengesi ‘’hipotansiyon atakları’’ na neden olmaktadır. Hipotansiyon dediğimiz ani tansiyon düşmeleri ciddi sonuçlar doğurur.
Hızlı kilo kaybı amaçlayan kişiler fazla miktarda laksatif dediğimiz bağırsak boşaltıcı ve diüretik dediğimiz idrar söktürücü kullandıkları için potasyum seviyeleri ciddi oranda düşmeye başlar. Çok düşük potasyum kalp ritim bozukluğu ve ani ölümlerle ilişkili bulunmuştur.
İnternet ve dergilerde gördüğünüz programları özellikle de uzun süreli kendi başınıza uygulamayın. Size haftada 8 kg, günde 1 kg vermeyi vaat eden diyetlerden her zaman uzak durun! Böyle diyetler ne matematiğe ne de vücudunuza uygun!
Kilo takip programları tıbbi ve klinik gözlem ile düzenlenmeli ve size uygun olmalıdır.