Bülent Akarcalı - Sağlık ve Turizm eski Bakanı
Karışımında 4.000 çeşit zehir bulunan sigara (*), kötü huylu kolesterol artışı, hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları, bağışıklık sistemini zayıflatma, erken yaşlanma, her türlü kansere, virüs ve bakteri kökenli enfeksiyona yatkınlık oluşturma gibi ölüme yol açan çok sayıda hastalığın ya ana sebebi ya da tetikleyicisidir. Erkeklerde kansere bağlı ölümlerin %35’inin, kadınlarda ise %15’inin nedeni sigaradır. Sigara kadında 14.5 yıl, erkekte ise 13.2 yıl yaşam süresini kısaltır.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Amerikan Kanser Topluluğu ve Dünya Akciğer Vakfı’nın katkılarıyla hazırlanan Tütün Atlası’na göre Türkiye’deki erkeklerin yüzde 31’i tütün kaynaklı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitiriyor.
Yine DSÖ verilerine göre yılda 4.9 milyon olan ölüm sayısının, gerekli tedbirler alınmadığı takdirde 2025’te 10 milyonu bulacağı belirtiliyor.
Ülkemizde her yıl 100 binin üstünde vatandaşımızı sigaradan dolayı 13-14 yıl erken kaybediyoruz. Bu kaybın manevi üzüntüsü yanında maddi yönü yılda asgari 10 milyar lira kayba yol açıyor (hastalığı tedavi masrafları, çalışma hayatına erken veda etme.)
1988 ocak ayında, dönemin Ulaştırma Bakanı rahmetli Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli ile birlikte THY uçuşlarında sigara içmeyi yasaklayarak başlattığımız mücadelenin üzerinden 33 yıl geçti. Daha sonraları Recep Tayyip Erdoğan Bey’in Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde alınan kapsamlı tedbirlerle Dünya Sağlık Örgütü tarafından, sigaraya karşı mücadelede örnek ülke seçildik.
Ancak başlayan korona salgınıyla, bu mücadelenin nihai savaşını daha vermediğimiz anlaşılıyor. Korona bize teneffüs ettiğimiz havanın sağlığımız için ne kadar hayati değer taşıdığının hatırlattı!
Bu gerçekten, yani koronavirüsün solunum yoluyla kolayca bulaşabildiğinden hareketle, İçişleri Bakanlığımız salgınının önlenmesine yönelik olarak vatandaşların yoğun olduğu cadde ve sokaklarda, 12 Kasım 2020’den itibaren “sigara içme yasağı getirdi.” Zira sigara içmek için maskesini çene altına indiren, havayı sigara ile kirletirken, bulaş ise bir de etrafa virüs saçıyordu.
25 Aralık tarihli Milliyet’te Abdullah Karakuş bu konuyu, “Salgın Sigara ve Kamusal Alan Yasağı” başlıklı yazısında dile getirdi. Okuma fırsatı bulamayanların internetten okumalarını öneririm.
Karakuş, Prof. Mustafa Necmi İlhan (**) Bey’in görüşlerini dile getirerek artık kamuya, halka açık tüm alanlarda; (cadde, sokak, park, bahçe, piknik alanı, sahiller, toplu ulaşım araçları, okul-üniversite kampüslerinin tamamında işyerleri, fabrikalar vb.) İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun 12 Kasım tarihli genelgesinin genişletilerek kalıcı hale getirilmesini ve de tütün mamullerinin kısıtlı yerlerde satılmasını yani erişimin zorlaştırılarak marketlerde-bakkallarda satışın yasaklanmasını öneriyor.
Peki bu mümkün mü?
Devletin sigaradan aldığı vergiden, ciddi gelir kaybı olmayacak mı?
Böyle bir uygulama sigara içenlerin haklarını kısıtlamıyor mu?
Başka ülkelerde örneği var mı?
** Sigara gelirinin çok önemli bir kısmının, sigaradan kaynaklanan hastalıkların tedavisine harcandığını zaten belirttim. Öte yandan maddi olarak ölçülemeyecek değerde 100 bini aşan insan hayatının kaybı ile erken vefatlarından oluşan maddi ve manevi kaybımızı, gelir gider hesabına vurmaya kalkmak hiçbir vicdana sığmaz.
** Sigara satan esnafın gelir kaybına uğrayacağını iddia edenlere 25 Eylül 2019 tarihinde Edirne Bakkallar ve Tekel Bayileri Esnaf Oda Başkanı Süleyman Yaşagör, sigara satışından esnafın fazla bir para kazanmadığını 100 paketten 4.7 TL brüt kar elde edildiğini belirterek en güzel ve cesur cevabı veriyor.
** Sigara içmek bir hak değildir. Uluslararası Sigara Tekellerinin yarattığı bir alışkanlıktır. Kaldı ki ortalıkta sigara içmek artık bir ‘edep’ meselesi olarak ele alınmaktadır. Edep, hayatımızın her yönünü kapsayan görgü ve ahlak kurallarıdır. Edep incelik, terbiye, saygı, nezakettir. Nasıl ki uluorta çıplak dolaşmak hak değilse, uluorta sigara içmek de artık bir hak değildir. Sigara içmek, çocuklara kötü örnek olmak, sağlığa zararlı bir ürünü meşrulaştırmaktır.
** Bırakın kamusal alanda yasağı, artık tamamen tütün mamullerinden arınmış bir topluma doğru gitmekteyiz.
İlk adımı Türkmenistan attı ve tüm sigara satışlarını yasaklattı. İsveç bu uygulamayı 2023’te başlatacak, ama bu arada 2019’da açık havada, yani kamusal alanda sigara içmek yasaklandı.
Finlandiya, sigarasız ülke hedefini 2040’tan 2030’a çekti. Hollanda’da Yüksek Mahkeme kapalı alanlarda oluşturulan sigara içenlere mahsus alanların tümünü yasakladı.
İrlanda, İspanya, Macaristan, Bulgaristan, hatta bizden daha çok sigara içilen Yunanistan benzer uygulamaları yürürlüğe sokmakta. Bu saydığım hiçbir ülkede sigara satın alabilme bizdeki kadar kolaylaştırılmamıştır.
Sigarayı özendirmek yasak olmasına rağmen, özendirici vitrinler yaparak bakkal ve marketlerde kasalarının hemen önünde sergileyerek sigara satılmamalıdır. Verdiği zararın bilincinde olanlar sigara satan marketlerden alışveriş yapmayabilirler.
Sigara kartellerinin tüm çabalarına rağmen gelecek sigarasız bir toplumda olacaktır. Temiz hava solumanın değerini onca hayatı koronavirüse kurban ederek ders aldığımızı ummak istiyorum.
Bu arada, sigara içenin daha yüksek sağlık sigorta primi ödemesi, öğrenciyse burs verilememesi, işe alınmama veya işten çıkarılma gerekçesi sayılması gibi öneriler de ciddi biçimde gündemde.
(*) Dr. Osman Müftüoğlu, Hürriyet 1 Kasım 2005
(**) Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi, Gazi Üni. Tıp Fak. Dekanı, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı