Bilgay Duman - Sadece Irak Kürt siyasetini değil hem ülke hem de bölge siyasetini etkileme potansiyeli barındıran Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ndeki (IKBY) seçimler, 4 kez ertelenmesinin ardından iki yıl gecikmeli de olsa 20 Ekim’de yapıldı. IKBY seçmeni Erbil, Süleymaniye, Duhok ve Halepçe olmak üzere 4 ayrı bölge sistematiğinde oy kullandı.
2003’ten bu yana 111 milletvekilinin olduğu IKBY Parlamentosu, bu kez Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda kota sandalyelerinin kaldırılmasıyla 100 sandalyeye düşürüldü. Daha sonra söz konusu kota sandalyelerine sahip Türkmen ve Hristiyan siyasi grupların talebi, görüşmeleri sonucu 100 sandalyenin 3’ü Hristiyanlara 2‘si de Türkmenler’e ayrıldı. Türkmenler’e Erbil ve Süleymaniye’de 1’er sandalye verilirken, Hristiyanlara Erbil, Süleymaniye ve Duhok’ta birer sandalye tahsis edildi.
Seçimlerin, Irak Kürt siyasetinin yürütücü gücü olan KDP ile KYB arasındaki çekişmenin sonrasında, daha öncekilere göre daha sakin geçtiğini söylemek mümkün. 2018’de katılım yüzde 59’da kalırken, bu kez yüzde 72 oldu. Bu durum, IKBY seçmenin de seçime verdiği önemin göstergesi. Aslında katılımın daha yüksek olması söz konusu olabilirdi. Ancak son 3 seçimdir Irak’ta biyometrik kart ve parmak izi kullanılarak yapılan elektronik oylama yönteminin, IKBY seçimlerinde de tercih edilmesi, oy veren sayısının düşmesine neden oldu. Neredeyse yüzde 10’luk seçmen kitlesinin, elektronik oylama yüzünden oy kullanamadığı biliniyor. Ancak bu durum tüm seçim bölgelerinde geçerli bir sorun olduğundan, seçim sonuçları açısından dengeleri sarsan bir unsura dönüşmedi.
KDP’nin farkı
İlk seçim sonuçları itibariyle Mesut Barzani liderliğindeki KDP, IKBY’nin birinci partisi olarak seçimlerden çıktı. KDP’nin esas rakibi KYB ise 2. sırayı aldı. KDP 39 milletvekilini parlamentoya gönderirken, KYB 23 vekil elde ederek önceki parlamentoya göre sandalye sayısını artırdı. Bununla birlikte KDP’nin, neredeyse KYB’den iki kat fazla oy alması dikkat çekti ve Irak Kürt siyasetinin lider partisi olduğu bir kez daha vurgulanmış oldu.
KDP’nin, son iki yıldır hem iç siyaset hem de Bağdat baskısı nedeniyle yaşadığı sıkışmaya rağmen bu oy potansiyeline ulaşması, IKBY siyasetini takip edenler ve hatta bazı KDP’liler için bile sürpriz oldu. KYB de, KDP ile yaşadığı çekişmenin yanı sıra liderlik krizleri ve partiden kopmalarla ortaya çıkan yeni siyasal yapılanmalara rağmen 2018 seçimlerine kıyasla nispi bir ivme yakaladı.
Öte yandan KYB’nin oy potansiyeline zarar vereceği düşünülen ve 3 sandalye kazanan Ali Hama Salih ile 2 sandalye kazanan Lahur Talabani, kurduğu siyasi organizasyonlarla beklenen başarıyı gösteremedi. IKBY’nin ilk ve güçlü muhalefet partisi olan, 2009’da KYB’den koparak kurulan Goran Hareketi ise çöktü. Elde ettiği 1 sandalyeyle siyasal etki üretme potansiyelini tüketti. Bu durum KYB tabanının liderden ziyade parti kimliğine ve mirasına oy verdiğinin göstergesi oldu.
Kota sandalyeler
Goran’ın muhalefet pozisyonunu kaybetmesinin ardından, “şahıs hareketi” olarak ortaya çıkan Yeni Nesil Hareketi ise 15 milletvekili kazanarak önemli başarı elde etti ve etkin muhalefetin meyvesini aldı. Kürt sosyal tabanı açısından önemli ağırlığa sahip İslami partilerse geride kaldı. Özellikle Kürdistan İslami Birliği’nin (Yekgirtu), kalelerinden biri olan Duhok’ta Yeni Nesil Hareketi lehine oy kaybetmesi dikkat çekiciydi.
Bununla birlikte kota sandalyeleri de hakim partiler KDP ve KYB’ye yakın isimlerden seçildi. Irak’taki Türkmenlerin en büyük ve yaygın siyasi kuruluşu olan ve sayıların azaltılmasına tepki göstererek ilk kez kota dışında seçimlere giren Irak Türkmen Cephesi, ciddi hazimet yaşadı.
IKBY iç siyaseti açısından dönüm noktalarından biri de, kota sandalyeleri açısından yaşandı. 2014’ten sonra Irak’ta başta askeri olmak üzere sosyal ve siyasal etki üreten Şii milis gruplara bağlı ortaya çıkan bir siyasal yapının desteklediği kişilerin, KYB iş birliğiyle, kota sandalyeleri aracılığıyla parlamentoda yer alacak olması, Kürt siyaseti ve KDP açısından büyük dönüşümün habercisi.
Zira KDP’nin Bağdat’tan yaşadığı baskının büyük bölümünün, Şii milis gruplara bağlı siyasal yapılarca yapıldığı ve bu grupların KYB’ye daha yakın bir duruş sergilediği düşünülürse, söz konusu temsilcilerin IKBY parlamentosundaki varlığı, KDP ve KYB dengesinde IKBY siyasetini etkileyebilecek sonuçlar üretebilir. Bu sonuçların ne olacağı, Ankara-Erbil siyasetine nasıl yansıyacağı ve bölge hükümetinin kurulma senaryoları bir sonraki yazının konusu olacak.