Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mustafa Kemal Ulusu

Bütün ümit Z kuşağında.

Doğru bir teşhis de, acaba  Z kuşağına ümit bağlamak veya başka deyişle, ümit bağlayacağımız Z kucağı gençleri çoğunlukta mı?

Gelin bu sorunun cevabını irdeleyelim.

Bunun için çok eskilere değil, bizim çocukluk ve gençlik yıllarımıza gidelim, yani 50’li ve 60’lı yıllara.

O yıllar 2. Dünya harbinden çıkmış bir Türkiye vardı, ülkede sıkıntı ve yokluklar had safhadaydı o kadar ki, çoğu gıda malzemeleri karneye bağlanmıştı ve her konuda olduğu gibi eğitimde  de büyük sıkıntı ve yokluklar had safhadaydı. Ama tüm bunlara rağmen Kurtuluş Savaşı gibi ülkenin kurtuluşunu sağlayan büyük bir savaştan çıkan Türkiye’mizde, Ulu Önder Atatürk’ün önderliğinde öyle büyük bir ‘eğitim reformu’ başlamıştı ki, bu reform bilahare rahmetli İsail Hakkı Tonguç ile başlayan Köy Enstitüleri ile doruğa çıkmıştı.

Haberin Devamı

Atatürk’ün “Köylü milletin efendisidir” sözü bu enstitülerle büyük ivme ve değer kazanmıştı. Anadolu’da artık cahil ve zavallı köylü profili, yerini okuyan, yazan, çalan, söyleyen çok çalışkan, özetle artık kendine güvenen güçlü bir genç nesle bırakmaya başlamıştı ki, daha önce de belirttiğim gibi büyük yokluk ve sıkıntı içinde olmamıza rağmen, ama Ulu Önder bize; “Her türlü fakru zaruret içinde dahi olsan” diye başlayan nutuklarında muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızda dolaşan o büyük Türk ırkının kanında olduğunu haykırarak söylememiş miydi?

Ona olan büyük sevgi ve inançla ve o damarlarımızda dolaşan o asil kanla, o kahraman ve bilgili dedelerimiz ve babalarımız bizleri, ‘Cumhuriyet kuşağı’nı yarattılar, Allah onlardan razı olsun ve nurlarda yatsınlar.

Benim de içinde olmaktan onur ve gurur duyduğum o Cumhuriyet kuşağı ver ya o kuşak, bugünkü Türkiye’nin temelinin harcıdır ve öyle üstün malzemelerle ve çalışmayla yoğrularak bir harç yaratmışlar ki, inanın çok büyük yokluklar sıkıntılar içinde olmamıza ve de ‘dahili ve harici bedhahların’ da tüm yıkma çalışmalarına rağmen, hâlâ Türkiye Cumhuriyeti dimdik ayaktadır ve de dünya durdukça da ayakta kalacaktır...

Haberin Devamı

Şimdi gelelim Türkiye’mizi 100 yıl ilerisine taşıyacak Z kuşağımıza.

Soruyorum şimdi sizlere; o bizim gençliğimizdeki Z kuşağı mı? Yoksa Şimdi ki Z kuşağı mı?

Ben hemen cevabımı vereyim; Bizim zamanımızdaki Z kuşağı ülkesi için çok daha faydalı yetiştirilmişti, ki her türlü yokluğa sıkıntıya rağmen ve ayrıca da şimdiki Z kuşağının sahip olduğu çok şeye sahip değildiler hatta bilmiyorlardı, ama bildikleri tek şey vardı, okur yazar olmak, bilgi ve kültür dağarcıklarını sonuna kadar doldurmak, bunun yanında aslanın ağzında olan kendilerinin ve ailelerinin ekmek paralarını çıkarmak için yoğun çalışmak, çalışmak ve diğer bir önemlisi ise ahlaklı, büyüğüne ve küçüğüne çok saygılı olmak.

Tüm bunların yanında vizyon ve umumi kültürlerini arttırmak okumak, okumak, okumak.

Hep iddia ederim ve söylerim, bir gencin ahlaklı, çalışkan, bilgili ve kültürlü, özetle iyi ve başarılı bir insan olmasının ilk temeli ailesidir. 7 yaşına kadar ilk terbiyeyi aileden alır veya alamaz.

Sonra ilk okul gelir, burası o kadar önemlidir ki tüm iyi veya kötü gelişmeler bu 12 yaşına kadar ve de en fazla orta öğretim sonu olan 15 yaşına kadar olan dönemde gelişir, ondan sonra artık aldığı bu temele göre de kaderi iyi veya kötü belli olur.

Haberin Devamı

Şöyle etrafınıza bakın ve bu değerlendirmemi yorumlayın.

Bilhassa son 40 yılda köylüden başlayan eğitim sıkıntısı büyük şehirlerimizde de iyice arttı ve sonunda şu günlere kadar geldik, bugünlerdeki durumumuzu gazete arkadaşım eğitim uzmanı  Abbas Güçlü kardeşim, hemen hemen yıllardır en anlaşılır şekilde yazıyor ama maalesef eğitimimiz, lise ve üniversitelerimiz, dünya sıralamalarında diplerde yer alıyorlar ve de sadece maddi imkanlara sahip ailelerin çocukları (ki onların büyük çoğunluğu da maalesef başarılı değil), paralı ve nisbeten iyi okullarda okuyarak ve çoğu da yurt dışına devamla elimizden kaçıp gidiyorlar.

Geri kalan mı? İşte şimdiki Z kuşağı gençleri!

Onların dertlerini ve sıkıntılarını acaba iyi dinliyor ve çare üretebiliyor muyuz? Ne dersiniz değerli okurlarım?

Müthiş çevresini izleyen, gözleyen ve de dinleyen bir ağabeyleri olarak ve de üzülerek söylüyorum, ki yeni Z kuşağımız güçsüz ve de ümitsiz.

Devletimizin bu çok basit ve kısaca açıkladığım hususlar üzerinde ciddi olarak durması, bence hem Türkiye’mizdeki iç huzuru ve güveni hem de daha güçlü bir Z kuşağını yaratır.

Hem o gençler, hem devletimiz ve hem de hep o gençlere güvenmiş olan Atatürk’ümüzün de ruhu huzurlu olur.

İşte o zaman da o Z kuşağı, bizi muasır devletler seviyesine taşır.

Sağlık ve sevgiyle kalınız.

NE OLDU BİZE BÖYLE

Mustafa Kemal Ulusu