Prof. Dr. Ruhet GENÇ
Küresel büyüme ve endüstrileşme ile beraber hızla değişen kentlerdeki her bireyin kentsel öğelere erişilebilirliğinin sağlanması toplumsal hayata eşit katılım bakımından oldukça önemlidir. Fakat mevcut kentsel koşullar eşit hak ve olanakları sunmakta yetersiz kalmakta; engelli bireyler toplumsal yaşama dahil olamamakta ve erişilebilirlik konusunda fiziksel çevrenin yetersizliği sebebiyle eğitim, istihdam, iletişim ve sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadırlar. Engelli bireylerin tüm kentsel mekanlarda dolaşımının sağlanması ile bu mekanlardaki hizmetlerden yararlanması dolayısıyla yaşam standartlarının yükseltilmesi özel ve kamusal erişilebilirliklerine bağlıdır. Bu sebeple fiziksel ve sosyal çevre, ulaşım sistemleri, kamu binaları ve benzeri kentsel öğelerin planlama ve uygulamasında engellilerin toplumdaki herhangi bir bireyle eşit şekilde kullanım ve erişilebilirlik gereksinimlerini karşılamak amaçlanmalıdır.
Bu bağlamda bu araştırmanın konusu; kentlerde yaşayan engelli bireylerin erişilebilirlik olanaklarını tartışmak ve Türkiye’deki kentsel alanların erişilebilirlik açısından eksik noktalarına öneriler sunmaktır. Bu konuda ulusal ve uluslararası alanda izlenen politikalar ile hazırlanan sözleşmeler incelenerek Türkiye’deki sonuçları belirtilmektedir. Bu hususta engelli bireyler için kentsel hizmetlere erişilebilirlik ile ilgili mevcut literatür incelenerek çalışmanın son bölümünde önerilerde bulunulmuştur.
Erişilebilirlik kavramı
Erişilebilirlik tanımı itibarıyla, bireylerin kamusal alandaki tüm hak ve özgürlüklere eşit bir şekilde ulaşabilmesidir (Yılmaz, 2012). Bireylerin kendi kendilerine yeterli olmaları ve kamusal alanlardan yararlanmada eşit koşullarda yaşamaları için kentsel çevredeki erişilebilirlik arttırılmalıdır. Bilhassa engelliler için erişilebilirlik bağımsız yaşamanın en önemli koşullarındandır. Bu bağlamda engelli bireylerin kentsel mekanları kullanırken yaşadığı fiziksel, psikolojik ve ekonomik zorlukları göz önünde bulunduran kentsel planlamalar yapılarak bireylerin toplumsal hayata dahil olması sağlanmalıdır.
Farklı ihtiyaçları olan bireylerin kentlerde daha serbest bir hayat sürdürmeleri ve daha geniş alanlara ulaşabilmeleri için gerekli yapılaşmanın sağlanması olarak da tanımlanabilecek erişilebilirlik; engelli bireyler için olduğu kadar yaşlılar, hamileler ve hareket kısıtlılığı yaşayan herkes için geçerlidir (Kesik vd. 2015).
Engelli hakları ve erişilebilirlik
Erişilebilirlik kavramı bireylerin gerek özel gerek kamusal yaşam alanlarında fiziksel ve sosyal faaliyetlere katılabilmeleri için gerekli her tedbirin alınmasını amaçlar (Akın ve Önal, 2016). Erişilebilirliği bağımsız bir hükümle düzenleyen ilk sözleşme, Birleşmiş Milletlerin 2008’de kabul ettiği Engelli Hakları Sözleşmesi’dir. Türkiye, bu sözleşmeyi ve engellilerin halka açık tüm tesislere, bilgi ve iletişim araçlarına ve hizmetlere erişimini sağlamak ve böylece hayat kalitelerini yükseltmek için yasal düzenlemeler yapmıştır. Bu düzenlemelerin en önemlisi engellileri sosyal hizmetlerden yararlanacak gruplar içinde sayan ve sosyal hayata katılmaları için gerekli tedbirleri alınmasını zorunlu kılarak engellilerin erişim hakkını güvence altına alan Anayasa’nın 61. Maddesidir.
Türkiye’de ulusal ölçekte düzenlemelerle engelli bireyler için engelsiz ve erişilebilir kentsel alanlar oluşturma yolunda önemli adımlar atılmıştır. 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun (2005) ile halka açık her türlu¨ bina, yol, kaldırım, yaya geçidi, yeşil alan, spor alanı ve benzeri alanların ve toplu taşıma hizmetlerinin engellilerin erişilebilirliğine uygun olması için kurum ve kuruluşların gereken düzenlemeleri yapması zorunlu tutulmuştur.
DEVAMI YARIN