MUSTAFA KEMAL ULUSU
Allah gani gani rahmet eylesin, çok önemli bir asker, sporcu, Gençlik ve Spor Genel Müdürü, milletvekili, Güreş Federasyonu Başkanı, Spor Bakanı, önemli bir spor adamı ama bence en önemlisi adam gibi bir adamdı. Kimden mi bahis ediyorum? Rahmetli, Emekli Albay, ‘uçan atlet’ lakaplı Yücel Seçkiner ağabeyimden ve de Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) başkanlığımdaki genel müdürümden.
1984’te TFF Başkanı olmuştum, ilk icraatımız, İngilterede olduğu gibi profesyonelliği tüm Türkiye’ye yayma projemizle Türkiye profesyonel 3. ligini kurma kararımızdı.
Askeri yönetimden tekrar demokrasiye geçilen ve her bakımdan Türkiye’mizde çok zor şartların ve de adeta yokların yaşandığı bir dönemdi.
Projemize teknik yönden müthiş hazırlanmıştık, sadece ekonomik bölümü kalmıştı.
Rahmetli Başbakanımız Turgut Özal’ın desteğiyle ve yine rahmetli dostum Adnan Kahveci’nin süper projesiyle, beraberce müthiş bir projeyi hayata geçirdik. “Türk Sporunu Kalkındırma Fonu.”
Bu fonla yurt dışına çıkışlardan, tekel maddeleri satışlarından bir miktar Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü bütçesine aktarılacaktı.(Şimdi Gen. Spor Gen.Md.).
Yücel ağabeyimle müthiş bir sevinç ve heyecan içindeydik, o benim 3 lig projemi çok iyi bildiği ve de beni çok desteklediğinden onun onayı ile ne muazzam işler yapacağımın heyecanını yaşıyordum, ama maalesef bu mutluluğumuz yarım kaldı, neden mi?
Tam o günlerde ABD Los Angeles Olimpiyat Oyunları başlamıştı, bu seyahate Yücel beyle ben gidecekler listesinde olmamıza rağmen o tarihlerde 3. ligin kurulması olayını çok daha önemli bulduğumuz için bu seyahate gitmedik, sadece bakan bey (Vehbi Dinçerler) ve bürokratları gitti.
Onların gidişi beni çok rahatlattı zira o dönem TFF olarak her kararımızı Bed.Ter. Gen. Md.’nün onaylaması gerekiyordu, ayrıca bakan bey yakın bir arkadaşını TFF Bşk. yapmak isterken Özal’ın beni TFF Bşk.’nı yapması bakan beyi çok kızdırmıştı ve benim her kararıma büyük zorluklar çıkarıyor ve her gün bir olayımız medyada patlak veriyordu.
Yücel ağabeyim de ben bu ligi kurarken isteklerime rahat rahat onay versin, bende işimi daha rahatça yapayım diye düşünerek yurt dışına gitmemişti. Çünkü bakan bey, Türkiye’deki o dönem “ANAP dışındaki partilerden HP VE MDP’ye ait olan il veya ilçe belediyelerdeki futbol takımlarını 3. lige almayacaksın” diye bana hiç hoş olmayan bir talimat vererek Olimpiyatlara gitmişti, biz de Seçkiner Genel Müdürüm ile güzel bir ‘Oh’ demiştik.
Ben bakanın yokluğundan istifade, süratle Anadolu’yu gece gündüz dolaşıyor ve hiç siyaset gözetmeden ANAP’lı, MDP’ li, HP’li belediyelere mensup takımları, tabiki TFF olarak şartlarımızı yerine getirmek koşuluyla 3. lige alıyorduk. Yücel ağabeyim de ona getirdiğim TFF onaylarını hemen bekletmeden imzalıyordu ve biz böylece süratle harika işler yapıyorken, bakan bey döndü ve ilk işi beni ve sonrada Yücel beyi sorguya çekmek oldu. Ben ve Yücel bey gerekli savunmalarımızı yaptık ama kısa bir müddet sonra gücü ona yettiği için, Yücel Seçkiner’i maalesef görevden aldı, yerine bana sekte vurması için ki çokta vurulmuştur, kendi adamı bir bürokratı getirdi ve bizim Yücel beyle beraber hayata geçirttiğimiz fondan, TFF’ye eskisine göre çok cüzi bir rakam bize aktarılmaya başlanarak adeta bu ligi kurdurmamak, beni zorda bırakmak için yoğun bir çaba harcanmaya başlandı.
TFF olarak her aldığım yönetim kurulu kararlarımız onay için, Gen. Md.’den ve de bağlı olduğumuz bakanlığa gönderildiği için para musluğumuz ile idari ve sportif kararlarımızın çoğu veto ediliyordu ve ben de sık sık Başbakan Özal’’a çıkıyor o da bizzat bakanımıza talimat verdirdikten sonra ancak işlerimizi yapabiliyorduk. Bunların içinde milli maç onayları da oluyordu, başımıza ne traji komik olayların geldiğini sizlere ilerki yazılarımda anlattığımda inanın çok şaşıracak ve böyle bir Gençlik ve Spor Bakanı nasıl olabilir diyecek ve tabi çokta üzüleceksiniz.
Neyse Yücel ağabeyimi Özal da sevdiği için hemen Kredi Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne getirdi ama bende o günlerde onu hiç yalnız bırakmadım. Sonra da Güreş Federasyon Başkanı ( Tabi ben de ekibinde) Milletvekili ve Bakan olarak ülkemize büyük hizmetler yaptı.
Tabi bu arada para sıkıntımız başlamıştı, TFF’nin müthiş giderleri, milli maçlar, kamplar, seyahatler vs vs giderlerin yanında dev gibi bir 3. lig kurma maliyeti...
İşte o müthiş insan beni bir gün yanına çağırdı ve “Kemal’im (Bana hep böyle hitap etmiştir) bak ben, bu müthiş fon gelmeden benim de zayıf olan bütçemi nasıl yürütüyordum biliyor musun? ‘Devlet ve Millet Elele’ projem ile. İşte sen de şimdi bu harika 3. lig projeni takımlarını aldığın il ve ilçelerin belediyelerini, iş adamlarını, hatta yöre halkının ellerini taşın altına sokturacaksın. Profesyonelliğin ve futbolun büyük gücünü il ve ilçelerinde yaşamak isteyen halkına, ‘Hadi bakalım her şeyi devletten beklemeyin’ diyecek ve ‘Devlet Millet Elele’ sloganıyla tüm bu güçleri hayata geçireceksin. Ve Kemal’im göreceksin ki, bizden gelen ödeneklerin çok üstünde maddi ve manevi güçlerle sen bu ligi aslanlar gibi kuracaksın. Ben sana çok güveniyorum, Aslan Kemal’im” demez mi?
O anki duygularımı tam 37 yıl geçti, inanın ki hâlâ tüylerim diken diken olarak içimde hissederim, canım genel müdürüm, Yücel Ağabeyim benim, nurlarda yat.
Evet devamı var değerli okurlarım, haftaya yine bu köşede neler var neler?
Size devlette yaşadığım o kadar enteresan ve de inanılmayacak olayları anlatacağım ki, bazen çok şaşıracak, bazen çok üzülecek ve bazen de çok ama çok güleceksiniz. Hani derler ya “Güleriz ağlanacak halimize” aynen onun gibi, aynen.
Sağlıkla ve sevgiyle kalınız.
Not: Sizlerden gelen öyle çok telefon, mail ve mesaj var ki, bana çok güç veriyorsunuz, sağ olun, var olun.
MUSTAFA KEMAL ULUSU