Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

BÜLENT AKARCALI

Aşağıdaki yazının Rusça çevirisi Rus Sosyal Medyasında yayınlanmaktadır. İlgili Diplomatik çevrelere de gönderilmiştir.

***

Önemli Rus kanallarında Türkiye’nin hiç hak etmediği iddiaları içeren konuşmaları Rusya’nın  önde gelen isimlerinden işitiyoruz.

-  Türklerle 13 savaş yaptık bu 14.cüsü ve sonuncusu olacak

- Bizim en büyük düşmanımız Türkiye’dir vs.

Bu beyanatlar, dünyanın en büyük yazarlarını yetiştirmiş Rusya’nın entelektüel yapısına hiç yakışmadığı gibi Türkiye’nin de böylesine düşmanca sözleri hak etmediğine ve hak edecek bir girişimde bulunmadığına inanıyoruz.

Haberin Devamı

Rusya ve Türkiye başta ABD ve AB ülkelerine örnek olacak şekilde, üzerinde uzlaşmaları en zor konuları dahi müzakere yoluyla çözebildiklerini dünya diplomasi ve siyasi tarihine yazdırmış iki ülkedir. 

Türkiye, Rusya ile oluşturmuş olduğu kapsamlı sosyal, ekonomik, ve askeri ilişkiler sonucu, S 400’lerde olduğu gibi, ABD ve AB‘nin baskılarına direnmeyi ve bu ülkelerin yaptırım tehditlerine karşı koymayı göze almaktadır.

Bugün 200.000 üzerinde Türk-Rus ailesi ve bu ailenin her iki kültürde yetişen en az bir o kadar çocukları vardır.  Bu ailelerin 150.000 Rusya’da 50.000’de Türkiye’dedir. Böylesine bir bütünleşmenin dünya da başka örneğini bulmak zordur.

Rusya’nın, kendi toprakları dışında yaptığı en büyük yatırımlar Türkiye’dedir: 25 milyar dolara mal olacak ve Rosatom şirketinin yapıp işleteceği nükleer santral, 3.3 milyar dolara mal olmuş ve Karadeniz’in içinden geçen teknoloji harikası Mavi Akım boru hattı, 1.5 milyar dolar değerinde S 400 alımı ve daha birçok sınai, ticari ilişkiler.

Türkiye’yi seviyorlar

Bu ekonomik ilişkilerin tarihi eskidir ve 1920’lere dayanır. Sovyet Sosyalist Devleti yeni Türk Cumhuriyetine, ciddi askeri yardımlar yapmış ve takip eden yıllarda önemli sınai tesislerin kurulmasını sağlamıştır. Demirel’in Başbakanlığı döneminde 1965-70 arası iki ülke arasında imzalanan ekonomik anlaşma sonucu, Sovyetler Birliğinin bir seferde ülkeye yaptığı en büyük sınai yatırımlar (demir çelik-alüminyum tesisleri, petrol rafinerisi vs.) gerçekleştirilmiştir.

Haberin Devamı

Rus halkının da kendini en rahat hissettiği ve sevdiği ülkenin Türkiye olduğu da her yıl gelen turist sayısıyla anlaşılmaktadır.  

Evet 13 kere savaştık, ama bu savaşların hiç birinde Fransızların, Napolyon ile  Moskova’ya kadar yıkıp yaktığı, genç-yaşlı, kadın-erkek demeden on binlerce sivili katlettiği, Almanların,   insanlığın en büyük vahşetlerinden birini Rusya’da gerçekleştirip sivil ve asker 20 milyon Rus vatandaşının ölümüne sebep olduğunu, Yunanlıların İngilizlerin kışkırtmasıyla, Anadolu’ya saldırıp Ankara’ya kadar Türkiye‘nin yarısını, İzmir dahil yakıp yıkarak, 200.000 yakın sivil katlederek yaptıklarını ne Rus askeri Türk halkına,    ne de Türk askeri Rus halkına yapmıştır.

1887 yılında Bulgaristan’ın Plevne şehrinde başlayan ve 145 gün süren   Türk Rus savaşında Osmanlı ordusu yenilir ve komutan Gazi Osman Paşa kılıcını Grand Duc Nikolay’a teslim etmek için uzattığında, Grand Duc  “Ben böyle kahraman bir komutanın kılıcını alamam” diyerek iade eder.

Haberin Devamı

13 kez savaştık

Evet Türkler ve Ruslar 13 büyük savaş yaptı ama hepsi de mertçe ve sivilleri katletmeden yapılandı. Ama kendilerini uygar kabul eden Fransız, Alman ve Yunanlıların vahşeti tarih sayfalarındadır!

Türkler ’de Rusya’nın yardımsever yönünü çok erkenden anıtlaştırdı. İstanbul Taksimde, dönemin tanınmış İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica’ya yaptırılmış,   en önemli Cumhuriyet anıtı vardır. 1928’de yapılan bu anıtta Cumhuriyetimizin kurucu Mustafa Kemal Atatürk, subay arkadaşları ile Türk ordusunu ve halkını temsil eden asker, kadın  erkek ve genç heykeller vardır. Ama bu en anıtın en büyük özelliği Atatürk’ün solunda General Mihail Vasiliyeviç  Frunze ile arka solunda bir başka general Kliment Voroşilov bulunmasıdır.

Bu heykeller Türk Rus dostluğunu sembolü olarak oradadır ve soğuk savaşın en sert dönemlerinde dahi orada kalmıştır.

Soğuk savaşın bir de entelektüel ve şair kurbanları olmuştur. Bizim de en değerli şairimiz Nazım Hikmet 1950’lerden sonra Moskova’da yaşamayı tercih etmek zorunda kalmıştır.  Mezarı halen Moskova’dadır.

O da bir yerde iki Millet arasında ki dostluğun sembolüdür.

Puşkin şiirleri okurum

Büyük şairimiz Nazım Hikmet’in şiirlerini Türkçeye çevirdiği tek şairde Puşkin’dir.  İşte ben de sıkıldığım zaman rahatlama için Puşkin‘in şiirlerini okurum.  Zaten Nazım’dan başka kim onun şiirlerini Türkçeye bu kadar mükemmel çevirebilirdi ki. Bunu neden yazdığımı anlatayım; Moskova’nın ortasında Türkiye’nin Büyükelçilik yapmak için yıllar önce satın aldığı ve boş duran bir arsası vardı. Elçilik binası yapmak için harekete geçilince, bu arsanın içinde Puşkin’in gidip altında oturduğu şiir ve romanlarını yazdığına inanılan bir ağacın olduğunu, Moskova’daki  Puşkin severlerin “bu ağacı kesmeyin” ricalarıyla öğrendik.  Biz de bunu kabul edip Moskova Belediyesinin verdiği başka bir yere Elçilik binasını inşa ederek arsayı Belediye’ye devrettik.

Değerli okurlar, Rus Türk düşmanlığı ne Ruslara ne de Türklere yarar, ama Türk Rus dostluğu İtalya’nın doğusundan Çin sınırına kadar var olan tüm devlet ve milletlerin istikrarına ve Brüksel ile Washington‘un akıllarını başlarına toplamalarına yarar.

Bu dostluğu pekiştirmek varken tersine çalışmanın akılda vicdanda yeri yoktur. Bu noktaya gelmek için her iki ülkede çok emek verdi. Türkiye, bu dostluğu hazmedemeyen ülkelerin ciddi baskısına karşı direnirken, kim oldukları malum bu ülkelere, Rusya’nın medya, üniversite ve siyasi çevrelerinden destek sağlayacak yaklaşımlardan kaçınılması iki ülkenin de çıkarınadır.

Bülent Akarcalı

Bir Türk dosttan, komşumuz Rusya’ya açık mektup