Bir denetim bakanlığımız olsa...

Mustafa Kemal ULUSU


Bir ülkenin devlet teşkilatı ile özel sektör, kurum ve kuruluşlarında, hatta tüm spor kulüpleriyle kısaca aklınıza gelen her kuruluşta; okullar, üniversiteler hatta bir ailede dahi düzgün bir DENETİM mekanizması yoksa orada büyük sıkıntıların olmaması imkansızdır. Hele hele başarı beklemek hayal olur.

Önce devlet teşkilatını ele alırsak ki, biraz bilgim olan teşkilattır. Zira uzun yıllar muhtelif bakanlıklarda, bakan başdanışmanlığı, Gençlik Spor Genel Müdürlüğünde TFF ve MHK başkanlığı çoğu parti başkanı ile yakınlığım, devlet teşkilatını tam olmasa da büyük çapta bilgi sahibi olmamı sağlamıştır.

Sorunlar artıyor

Ayrıca uzun yıllar ticaretle de uğraştığım ve yakın çevremde çok büyük iş adamları da olduğu için özel sektöründe sorunları bilgi dağarcığım içinde bayağı yer almaktadır. İşte bu kadar yıllık tecrübelerimle diyorum ki, ÜLKEMİZDEKİ EN BÜYÜK SORUN DENETİMSİZLİKTİR.

Teknoloji ilerledikçe nüfus çoğaldıkça insan yaşamında sorunlar da o nispette artmaktadır.

Gelelim şimdi misallere; bence insan sağlığı açısından en önemlisi nedir? Gıda malzemeleri değil mi? Siz gıda malzemelerinin sıkı bir denetlemeye tabi olduğuna inanıyor musunuz? Hatta ilk cevap benden, asla! Neden mi? Bizzat yaşıyorum da ondan. Valla şu korona belası geldi de marketlerde, pazarlarda, manavlarda hele hele işportalarda kamyonetlerde satılan sebze ve meyvelerde alışveriş yaparken biraz dikkat ve kontroller geldi. Hiç olmazsa bazı yerlerde mal eldivenle seçiliyor, paket halinde satışlar yapılıyor ama çoğunlukla yine hepsi açıkta, ellene ellene seçiliyor.

Para yoksa yandın

Mal kalitesi mi? Paran varsa iyisini alabilirsin, yoksa yandın.

Diğer önemli bir husus TRAFİK. Bakın alkollü araba kullanmak ağır cezası olduğu ve biraz da sıkı denetimi yapıldığı için yüzde 30 nispetinde uygulaması başarılı görünüyor. Biraz da hız kontrolü ama bunun dışında şehir içinde bilhassa MOTOR ve iş kamyonları terörü, feci sollamalar, hatalı parketmeler ve güvenlik şeridi ihlallerinde denetim hak götüre, hiç yok gibi.

Yüzlerce içme suyu firması var, sucu bidonu  getirip bırakıyor. Suyu getirenin tipinden, giyim kuşamı ve temizliğinden başlayarak acaba getirdiği su yerinde nasıl dolduruluyor, bilen eden var mı? İçlerinden zaman zaman ne çıktığını çoğumuz görmüyor muyuz? Gelelim Belediye hizmetlerine, sıkıca denetlediklerini zannediyor musunuz? Ben hiç zannetmiyorum. Pislik içinde denizlere akan dereler, kaçak birçok inşaat, çoğu yerde çöp birikintileri, yolların toz toprak, şişe ve atıklarla dolu dolu olduğunu çoğumuz hep birlikte görmüyor muyuz?

‘Denetim yapılmıyor’

Özetle Trafikte, alışverişte, Spor tesislerinde, sinema ve tiyatrolarda, hatta okullarda (bilhassa devlet ve köy okullarında), Tarım ve Hayvancılıkta, yurt içi uçak, otobüs, vapur vb.seyahatlerde TÜRK VATANDAŞI olarak SIKI DENETİMLERİN yapıldığına inanıyor musunuz? Önce ben düşüncemi söyleyeyim mi? ASLA İNANMIYORUM, çünkü YAPILMIYOR ara ara yapılsa da sadece göstermelik oluyor, o kadar.

Size bu konuda bir anımı kısaca anlatmak istiyorum. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı dönemlerimde Almanya’dayım. Bir arkadaşımın yemek davetinden arabasıyla dönüyoruz. Gece 12 civarıydı ve yollar bomboştu, zaten kara kış...

Kırmızı ışık yandı ve tam geçerken zank diye fren yaptı ve durdu. Sonra bana döndü ve “Kemal Başkanım, şimdi Türkiye’de olsaydım valla geçmiştim. Zira kimin haberi olacaktı ( o dönem kırmızı ışık kontrolü yoktu) ama burada bakınız teknolojik kontrol yok, başka kontroller var” dedi ve hemen arabanın durduğu cadde de ışıkları yanan birkaç evi göstererek “Bu saatlerde bu evlerde oturan yaşlı Almanların işi, ışık vs ihlalleri yapan arabaların plakalarını alıp trafiğe bildirmektir. Ve onlara öyle ağır cezalar kesilir ki, istersen bir daha yap!” İngiltere’de oturan yeğenim ise yoğunluğun az olduğu bir yerde gece içki içip nasıl olsa burada kontrol olmaz diye arabasıyla giderken telefonu yere düşünce onu almak için direksiyon kontrolünü bir an elden kaçırıp kısa bir sağ sol yaptıktan sonra birden arkasında trafik arabasının bitiverdiğini ve şüphelenip onu durdurup, bir de alkol testi de yapınca 1 yıl ehliyetini nasıl kaptırdığıma “hala inanamıyorum dayıcığım” diye anlatırdı.

Atatürk’ün hedefi

Netice olarak bilhassa medeni Avrupa ve Amerika ülkelerinde DENETİMDEN kaçmak asla mümkün değildir ve onun için de onlara MEDENİ ÜLKELER demiyor muyuz? Ulu Önder Atatürk’ün en büyük hedefi TÜRKİYEYİ MUASIR MEDENİYETLER SEVİYESİNE ÇIKARMAK değil miydi?

Lütfen elinizi başınıza koyun ve düşünün ve kararınızı verin. Bu DENETİMSİZLİKLE o seviyeye tam geldik mi? Şimdi benim önerime gelelim mi? Evet, her türlü düzeni, başarıyı sağlamak için bir DENETİM BAKANLIĞI kurulmalıdır. Çünkü her şeyin başı DE-NE-TİM-DİR!

Gelecek yazımda bu önerimle ilgili daha detaylı bilgiler vereceğim. Yeni yılın sizlere ve tüm Türk milletine Sağlık, huzur ve başarı getirmesi dileklerimle, sevgi ve saygılarımla...