1.BANKALAR VE İŞLEVLERİ
Banka kısaca; sermaye ve kredi üzerine her türlü işlemleri yapan ve düzenleyen, özel ve kamu tüzel kişilerinin, kurum ve kuruluşların, kişilerin bu alandaki ihtiyaçlarını karşılayan çok önemli güven ve itibar kuruluşlarıdır. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun (Ban.K) gerekçesinde bankaların güven ve itibar müesseseleri olduğu ifade edildikten sonra “Sözünde durma, basiretli davranma, itibar sahibi olma bu güvenin tezahürleridir” ifadesine yer verilmiştir.
Bankaların fon toplama ve fon satma işine aracılık faaliyetleri yanında günümüzde değişik işlevleri de yerine getirdiği görülmektedir.
Türkiye’de bankalar ve bankacılık sistemi uluslararası kriterlere uygun sağlam temeller üzerinde olup, şeffaf, hesap verebilir en itibarlı müesseselerden sektörlerden biridir.
2. ANONİM ŞİRKETLERDE ZORUNLU ORGANLAR
Ban. K.’da özel hükümler dışında Bankalar anonim şirket (A.Ş.) statüsünde oluşturulmuş olup şirket genel kurul ve yönetim kurulunca (Y.K.) yönetilmektedirler. Kamu ve özel banka olması fark etmemektedir.
A.Ş’de “esas sözleşme” şirketi kuran temel hukuki metindir. Tek kişilik şirketlerde ise “esas taahhütname” adını alır.
2.A. Genel Kurul
Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 408’e göre Genel Kurulun devredemeyeceği yetkiler sayılmıştır. Bunlar: Esas sözleşmenin değiştirilmesi, y.k. seçimi, süreler, ücretler, ibralar, görevden almaların belirlenmesi, denetçinin seçim ve görevden alınması, yıllık rapor, finansal tablolar, kar payları vb., önemli miktarda hisse veya şirket varlığının toptan satışı gibi.
Olağan genel kurul TTK. m. 409/1’e göre, her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılır.
2.B. Yönetim Kurulu
“Temsil ve yönetim organıdır”. Banka yönetim kurulları hem bankayı yönetmek hem de bankayı dışarıya karşı temsil etmekle sorumlu ve yetkilidirler. Yönetim bu yetkisini genelde yönetim kurulu üyelerinden birini genel müdür atayacağından ona devredebilir. Kredi açma işlemi için de asıl yetkili organ yine yönetim kurulu olup, yönetim kurulunun kararı ile limitler belirlenerek komitelere veya genel müdüre yetki verilebilecektir (TTK. m. 51).
Y.K. üyeleri şirket işlerini bizzat yapmasalar dahi işlerin ana sözleşmeye, genel kurul kararlarına ve şirket amaçlarına uygun şekilde yürütülüp yürütülmediğine nezaret etmelidirler. İdare ve temsil işleri murahhaslara veya müdürlere bırakılsa ya da yönetim kurulu üyeleri arasında paylaşılmış olsa dahi yönetim kurulu üyelerinin gözetim ve inceleme yükümlülüğü devam eder. TTK m. 369’a göre, “Yönetim Kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeni ile yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar.” (1. Prof.Dr. İsmail Kayar, Ticaret Hukuku4. b. 2017 s. 454-455)
Y. K. üyeleri şirket işlerinin gerektirdiği dikkat ve özeni yeterince göstermediklerinde sebep oldukları zararlardan dolayı bazı durumlarda müteselsilen bazı durumlarda kişisel olarak sorumlu olurlar. Ancak TTK 553/1 hükmüne göre yükümlülüklerini “kusurları” ile ihlal ettikleri takdirde sorumlu olacaklardır. Açılacak sorumluluk davalarında davacılar Y.K. üyeleri ya da yöneticileri gibi sorumluların kusurlu olduğunu ispat etmek zorundadırlar. Buna göre, kusuru ispatlanmayan davalılar sorumluluktan kurtulacaklardır. Diğer bir anlamda Y.K. üyeleri kusurlu olmadıklarını ispat etmekle mükelleftir. (2. Kayar, age, s.462)
Y.K. üyeleri veya yöneticiler suç kasıtlarının olmadığını, icracı olarak çalışanların Y.K.’nın talimatlarına uymayarak bireysel olarak suçu işlediklerini veya üzerlerine atılı suçun başka bir yetkili yönetim kurulu üyesi veya yönetici tarafından verilen talimat doğrultusunda gerçekleştirildiğini ispat ederek cezai sorumluluktan kurtulabilirler.
Burada dikkat edilmesi gereken konu şirketin malvarlığı azalmasından ziyade ana sermayenin kaybının riskli olup bir takım tedbirlerin alınması gerekir. (TTK m. 376-377)
DEVAMI YARIN