Mustafa Kemal Ulusu<br><br>Atatürk hakkında çok kitap okudum ve çok araştırmalarda bulundum, ama geçenlerde siyaset bilimci ve sosyolog, İranlı bir Türk olan Ülgen Tölge’nin Atatürk hakkındaki tespitlerini okudum, çok doğru tespitlerde bulunduğunu gördüm ve de çok etkilendiğimden bunları siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim.
Bakın Sayın Ülgen Tölge’nin anlatımından Atatürk kimdi?
1 Atatürk üst insandı. Onu başka İnsanlarla karşılaştırmak doğru olmaz. Atatürk’ün vatan sevgisine inanmıyorum. Üst insanlarda vatan sevgisinden daha yüce bir duygu olduğuna inanıyorum, ‘Vatan kuruculuğu’. Farklı düşünüyorum bu konuda, çünkü o zaman sevilecek vatan diye bir olgu yoktu ki, Osmanlının yok ettiği ümmetçi karanlık geçmişin harabeleri vardı. Vatan sadece toprak yığınından oluşmuyor. Vatan; yüce değerlerin zarfıdır. Peki, Atatürk zamanında hangi değerler vardı? Hiçbir değer, hiçlik vardı, insan hiçliği nasıl sevebilir? Atatürk sevilecek ve
ZAFER İŞERİ<br><br>İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren insanlar, daha güvenli ve refah bir hayat için bulundukları yerleşim yerlerini değiştirmektedir. İnsanların bu yer değişimi kimi zaman daha rahat bir yaşam için gönüllü olarak, kimi zaman ise iç çatışmalar, savaşlar, siyasi baskılar vb. gibi kaygılarla zorunlu olarak gerçekleşmektedir. Ekonomik veya hayati tehlikeler nedeniyle yaşadıkları ülkeden ayrılmak zorunda kalan insanlar öncelikle tabii olarak yasal yolları tercih etmekte, bunun sonuca ulaştırmaması halinde ise yasadışı yolları denemektedirler.
Ülkemizin içerisinde bulunduğu coğrafi ve stratejik konumu ülkemizi artık bir transit ülke konumundan çıkararak düzensiz göç akınları için hedef ülke haline getirmiştir. Bu durum son yıllarda düzensiz göçmenler için çekim unsuru oluşturmakta ve ülkemiz sınırları içerisinde yakalanan düzensiz göçmen sayısının kayda değer bir seviyede artmasına sebebiyet vermektedir.
Türk Ceza Kanunu’nun 80. Maddesinde düzenlenen
Mustafa Kemal Ulusu
Geçen hafta pandemi dolayısıyla uzun müddetten beri kaldığım Bodrum Gündoğan’dan bazı önemli işlerim için, birkaç günlüğüne İstanbul’a geldim.
Ve arkadaşlarımla birlikte, bilhassa Bağdat Caddesi’nde ‘skuter’ denen 3 tekerlekli trafik canavarlarıyla sıkça karşılaştık. Hele birinde hayati bir tehlike atlattım, en aşağı 40-50 km hızla bana çarpıyordu ki, 1-2 saniyelik bir farkla kurtuldum.
Arkasından baktığımda 20 yaşlarında bir gençti, bağırmama rağmen jet hızıyla arkasına hiç bakmadan süratini iyice arttırıp kaçtı gitti.
Bana çarpmış olsaydı, neler olabileceğini düşünmek istemiyorum, ölüm dahil her şey olabilirdi.
Bundan bir gün sonra çok yakın bir arkadaşım olan Ünal Uğur kardeşim, benim mucize eseri kurtulduğum skuter’dan maalesef kurtulamayarak, hayati bir tehlike yaşadı ve de çok şükür elinin çatlamasıyla kurtuldu.
Kaza İstanbul Cevizli’de oldu. Arkadaşım minübüsten inip adım attığında büyük bir süratle gelen skuter kendisine şiddetle
Bülent Akarcalı
Örümcek, avını direk avlamayıp kurduğu bir düzen sayesinde yakalayan ender canlılardan biridir. Et obur bitkiler de böceklerin sevdiği bir sıvıyı salarak içlerine konan böcekleri kapanan yapraklarıyla hapsederek beslenirler. Ama onlar bir örümcek kadar teknik çalışamazlar. Rüzgara dayanan bir ağı örmek kolay değildir. Örümcek bu beceriyi gösterdiği gibi ağına düşen böcekleri, daha sonra yemek üzere canlı canlı sarıp sarmalayıp depolar.
Örümceği sorgularsak “kendisinin masum olduğunu söyler; ben bir yuva kuruyorum, yuvanın da geniş bir bahçesi var. Hiçbir böceği avlamıyorum, üzerinde rahat rahat gezinmek için uygun yerlerde benim bahçeme giriyorlar. Onları da yaşatmak için sarıp sarmalıyorum’’ diye cevaplar. Sarıp sarmalamada ki esas amacın onları yemek olduğunu itiraf etmez.
Her ne kadar Türkçemizde “başımıza çorap ördüler” deyimi varsa da ABD’nin son 5-6 yıldır ülkemize yönelik politikasına baktığımızda bunun çok kapsamlı bir
Yavuz Odabaşı
Dünya’da ve ülkemizde yaşanan pandemi, siyasal, teknolojik ve diğer faktörlerin de etkisiyle değişen ekonomik durum, başta tüketici, üretici ve hükümet ilişkilerinde olumsuz etkisini göstermektedir. İçinde yaşadığımız durum bir tarafta üretimdeki girdilerin fiyat artışları nedeniyle “maliyet enflasyonu” ile birlikte yükselen bir enflasyon, diğer tarafta pandemi süresinde ertelenen talebin ve yeniden “stoklama” güdüsünün yarattığı “talep enflasyonu” fiyatlardaki artış nedenleri olarak görülmektedir.
ZİNCİRDEKİ ROLLER: Büyük market zincirleri ürün alımlarından, raf düzenlemelere, ürün bedellerin ödenmesine kadar birçok yönde üreticileri sıkıştırmakta ve zora sokmaktadırlar. Buna ek olarak, taşıma, satışa sunulma ve sonraki evrelerdeki israfın maliyeti de tüketicilere ödetilmektedir.
Şüphesiz, arz tarafındaki üretim ve satış eylemleri enflasyon gibi ekonomik belirsizlikler, kurlardaki, fiyatlardaki oynaklıklar, alacaklar ve borçlar üzerinde
Prof. Dr. Faruk Şen - Almanya’da seçimlere sadece 12 gün kaldı. Oldukça yakından takip ettiğim bu süreçte Almanya’ya gitme fırsatım da oldu. 2 Eylül-12 Eylül arasında Almanya’da bulundum. Çeşitli politikacılar, sivil toplum ve iş kuruluşları temsilcileri ile görüştüm.
Öncelikle belirtmek isterim ki ilk defa Almanya’da 3 partinin liderleri arasında başbakanlık yarışı çok çekişmeli bir şekilde devam ediyor.
İlk kamuoyu araştırmalarında başbakanlığa çok yakın gözüken Yeşillerin Başbakan Adayı Annalena Baerbock, iki hatayla puan kaybetmiş ve Hristiyan Demokratların Başbakan Adayı Armin Laschet öne geçmişti. Laschet de yaptığı bir, iki hatadan sonra Sosyal Demokratların Başbakan Adayı Olaf Sholz’e son anketlere göre birinciliği kaptırmış gözüküyor.
Bu çerçevede baktığınız zaman Almanya’daki seçimler 64 milyon seçmenin katılmasıyla Avrupa’nın yeni liderini belirleyecek. Eski lider Angela Merkel 28 Eylül’den itibaren siyaset sahnesinde olmayacağı için yeni liderin
Zafer İşeri -
Ormanlarımız bir diğer tabirle akciğerlerimiz, yaşatmak ve yenilerinin meydana gelmesi için çaba sarf etmemiz gereken alanlardır. Ormanların korunması ve geliştirilmesi için dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi bizim ülkemizde de Anayasal düzenlemeler ve kanunlar mevcuttur. Devletin, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyması ve tedbirleri alması, yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirmesi, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılığın yapılamayacağı şeklinde gözetime sahip olması anayasamızda düzenlenmiş hususlardır. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz, bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Yine Anayasa kapsamında, ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez, ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz. Türk Anayasası’nın gerekli düzenlemeleri mevzuat dâhilinde eksiksiz bir şekilde tamamladığı görülmektedir. Anayasa kapsamında olan bu gibi düzenlemeler ormanların korunması
Emir Gamsız - dusunce@milliyet.com.tr
Bugün piyanist-besteci olarak tanınıyorum fakat 20 yaşıma kadar beni tanıyanların aklına ilk gelen şey müzik değil basketboldu. Hâttâ o yaşa kadar hayatıma girmiş ve yıllar sonra karşılaştığım kişiler piyanist olmamı müthiş bir hayretle karşıladılar hep. Doğrusu nasıl oldu da Beşiktaş’ın oyun kurucusu Bach denince ilk akla gelen isimlerden biri oldu, ben de hâlâ hayret ediyorum. 2021’de futbolda Beşiktaş şampiyon oldu. Uzun yıllardır futbolu yakınen takip etmiyorum ama bu şampiyonluk enteresan bir şekilde, 14-15 yaşımda Beşiktaş’ın altyapı takımlarında basketbol oynarken giydiğim bir formamı bulduğum ve eşe dosta fotoğrafını yollayıp eski günlerden konuştuğum bir haftanın sonrasında geldi.
Tabii altı-üstü bir forma diye düşünebilir bugünün gençleri, ama o dönemde Türk sporu henüz ABD usulü her şeyi paraya dönüştüren bir endüstri haline gelmemişti ve o formaları gerçekten terletmeden dükkanlardan satın alıp halı sahalarda giyemezdiniz. Üzerinde reklam yok benim formamın, takımım ve takım