Terör örgütünden Sincar hamlesi!

17 Aralık 2021

Bilgay Duman / bilgay.duman@gmail.com<br><br>Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde düzenlediği operasyonlarla gittikçe köşeye sıkışan terör örgütü PKK, yeni bir stratejiyle Irak’ta yerel örgütlenmelerini harekete geçiyor. Bu konuda özellikle Musul’un en doğudaki ilçesi olan ve Irak’ın Suriye sınırına dayanan Sincar’da yaşananlar dikkat çekiyor.

Geçtiğimiz günlerde PKK’ya bağlı olduğu bilinen ve üyelerinin çoğunluğunu Iraklı Yezidilerin oluşturduğu YBŞ (Yekineyen Berxwedana Şingal - Sincar Direniş Birlikleri) örgütü, Türkiye’nin operasyonlarını bahane ederek, Irak merkezi hükümetine bağlı okul ve hastaneler hariç tüm devlet kurumlarının kapatılması kararı aldığını açıklamıştı. Nitekim 7 Aralık’ta Türkiye’nin SİHA’larla düzenlediği operasyon sonucu PKK tarafından Sincar’da kurulan "Sincar Özerk Yönetimi Yürütme Konseyi" Eşbaşkanı ve YBŞ’nin üst düzey elemanlarından biri olduğu bilinen Dijvar kod adlı Mervan Bedel

Yazının Devamı

Kanıksadığımız bir tehlike: Hız kesmeyen cinayetler

14 Aralık 2021

İsmail Özcan (Eğitimci/Yazar)<br><br>Bir karşılaştırma yapılacak olsa Türkiye’nin dünyada en çok cinayet işlenen ülkeler arasında yer alacağına şüphe yoktur. Bir şeye daha şüphe yoktur: Türkiye çok cinayet işlenen ülke olmasının yanında en ilkel en çağdışı gerekçelerle ve en vahşi yöntemlerle insan yaşamına son verilen ülkeler arasında da yine ilk sıralardadır.

Ülkemizde hemen hemen cinayet işlenmediği gün olmuyor. Kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk, bebek herkes bu cinayetlerin kurbanı olabiliyor. Bu arada her yaştan kadınlarımız; en sık, en haksız ve en vahşi cinayetlere hedef oluyor. Yurdumuzun herhangi bir yerinde neredeyse her gün bir veya birkaç kadın töre cinayetlerine, karşılıksız aşk ve kıskançlık cinayetlerine, kadının tek taraflı ayrılma isteğine tahammülsüzlük cinayetlerine, magandaların tecavüz girişimlerine direnme cinayetlerine kurban gidiyor.

Bu konuda bir örnekten, somut bir olaydan yola çıkarak cinayet analizi yapmanın bile bir anlamı kalmadı. Çünkü ara vermeksizin birbirinden

Yazının Devamı

Canilerle sarmaş dolaş olabilen liderler

13 Aralık 2021

BÜLENT AKARCALI<br><br>Aynı zaman dilimlerine rastlayan günlerde Papa, Müftü hapseden Yunanistan’ı ve katliamcı Güney Kıbrıs’ı ziyaret etti. Fransa Devlet Başkanı Macron ise, Adnan Kaşıkçının katledilme emrini veren, azmettirici veliaht prens Muhammed bin Salman ile Müslüman Suudi Arabistan’da sarmaş dolaş poz verdi.  

Fransa’nın sabıkalı Başkanları

Macron bu tip sarılmalara çok yatkın biri. Libya’nın meşru hükümetine karşı isyan hareketi yürüten, arkasında toplu mezarlar bırakan sözde General Hafter’i de Paris’te çok samimi bir şekilde kucaklamıştı. Şimdi de benzer samimiyeti Salman ile yaşıyor. İzleri ve acıları henüz kapanmamış Ruanda katliamında Fransa’nın oynadığı baş rolü düşününce, öyle bir ülkeye böyle başkan yakışır

Yazının Devamı

Kolektif bireyselleşme çıkış noktası mı?

12 Aralık 2021

Prof. Dr. Yavuz Odabaşı - dusunce@milliyet.com.tr

Son yıllarda sık kullanılan bir uygulama olan iki kavramın, sözcüğün zıt anlamlarda olsalar bile birlikte kullanımına bir  örnek de “Kolektif Bireysellik”tir. Dünya hızlı ve farklı biçimlerde değişerek yeni bir evreye giriyor. Zıtlıkların birlikteliğine, kavramların ve anlamlarının birbirinin içine akmasına güzel bir örnek oluşturan “Kolektif Bireysellik” belki de içinde yaşadığımız çağın kavramı olabilecektir.

Akışkan bir kavram

Batı toplumlarında oldukça yaygın hale gelen bireyselleşme şüphesiz değişik toplumlarda farklı biçimlerde uygulanıyor. Ülkelerin kültürlerine, değerlerine, sistemlerine göre farklı olarak olumlu ya da olumsuz anlamlar verilen bireyselleşme, daha çok bencillik ile karıştırılarak kullanılır. Özellikle, neo-liberal ekonomik modelde bu özellik öne çıkartılmış ve güç, zenginlik, kaynak kullanımındaki eşitsizliğin kendini gösterdiği vahşi bir kapitalizmin uygulamasına şahit olunmuştur.

Kolektivizmden bireyciliğe geçen ülkemiz

Yazının Devamı

Blackseafor aktive edilmelidir

12 Aralık 2021

İsmet Hergünşen

SSCB’nin dağılması, Varşova Paktı’nın ortadan kalkması, iki Almanya’nın birleşmesi ve Avrupa’ya yönelik komünist tehdidin sona ermesi “Soğuk Savaş”ın sonunu getirmiştir.

Dünyanın rahat nefes aldığı bu dönemde, yaratılan “Barış İklimi” bölge ülkelerinin kendilerini daha güvenlikli ve ekonomik olarak daha güçlü hissetmesine fırsat vermiş, ABD eskisi gibi Rusya’yı bir tehdit olarak algılamamıştır.

1994 yılında başlatılan “Barış için Ortaklık (BİO)” programı çerçevesinde, SSCB’den ayrılan devletlerin bir kısmının NATO ve AB bünyesine katılması mümkün olsa da, Türkiye’nin hangi mülahazalar dahilinde AB’ye alınmadığı da Avrupa Siyaseti’nin başka bir kirli yüzüdür.

Sadece Türkiye ve bölge ülkelerinin değil dünya barışına da hizmet eden “Montrö Boğazlar Sözleşmesi” zemininde kıyıdaş 6 ülkenin katılımıyla ilk aktivasyonu 2001 yılında gerçekleşen çok uluslu deniz gücü Blackseafor (Karadeniz İşbirliği

Yazının Devamı

Dört ayak üstüne düştük!

12 Aralık 2021

Aybars Kuday / aybarskuday@yahoo.com

Ligimizin ve kulüplerimizin mevcut seviyesi ile ilgili bir fikir edinmek için kulüplerimizin Avrupa kupalarında gösterdikleri performansa bakmak iyi bir göstergedir sanıyorum. Son 5-10 seneye baktığımızda da takımlarımızın Avrupa’daki durumları ve aldıkları farklı mağlubiyetler ortada.

Demek ki bugüne kadar kulüplerimizin izlemiş olduğu yabancı “yıldız” oyuncu transferlerine dayalı kadro oluşturma stratejisi bizi başarıya götürmemiş.

Demek ki kendilerine önerilen astronomik meblağları yeterli bulmayan, ülkemize gelmeleri için eşlerinin ikna edilmesi dahil yöneticilerimizi adeta peşinden koşturan, çocuklarının okulunun parasından dadılarına kadar her şeyi kulüplerimize ödeterek transfer edilen yabancı oyuncularla kurulmuş olan kadrolar pek işe yaramamış.

Yıldız ister ama...

Bu oyuncuların maalesef çoğu buraya idealleri için degil para kazanmak için geliyor. Bu oyuncular ligimizi maalesef Katar, BAE, Suudi Arabistan ligleri seviyesinde görüyorlar ve kulüplerimize adeta yolunacak kaz gözüyle bakıyorlar.

Yazının Devamı

Goldberg ve ‘İlk’ olma kompleksi

12 Aralık 2021

Emir Gamsız / emirgamsizoglu@yahoo.com

York’tan hemşehrim, ünlü besteci  Béla Bartók “Yarışmalar atlar içindir, sanatçılar için değil.” demiş. Konservatuarların piyano bölümleri Bartók’un tam tersi bir kafa yapısına sahiptir. Piyanistler arasındaki yarışma hissi konservatuar hocaları tarafından da aşılanır. Yıllar önce her günümüzü beraber geçirdiğimiz arkadaşlarımızdan birinin yaklaşan konser programını görünce çok şaşırmıştık çünkü çalıştığını hiç duymadığımız Chopin’in Op.23, Birinci Ballade’ yazıyordu programında. Evde gizlice çalışmış! Arkadaşlarımızdan biri niye gizlediğini sorduğunda hocasının aramızda o eseri ilk çalanın o olmasını istediğini bu yüzden bize söylememesini buyurduğunu anlattı. Ben de o arkadaşa “Chopin Ballade’ ne ilk çalan sensin, ne de son çalan sen olacaksın!” demiştim. Bu konudaki düşüncem yaklaşık otuz yıl sonra hâlâ aynı. İnsanlığa veya en azından kendi toplumumuza hediye mahiyetinde bir mucitlik

Yazının Devamı

DAEŞ geri mi dönüyor?

10 Aralık 2021

BİLGAY DUMAN - Son dönemde Irak’ta terör örgütü DAEŞ’in artan hareketliliği dikkat çekici boyuta ulaştı. 2014’ün Haziran ayında Irak’ta, başta Musul olmak üzere ülkenin üçte birinde toprak hakimiyeti sağlayan ve daha sonrasında hakimiyetini Suriye’ye taşıyan DAEŞ’in, Paris, Madrid gibi uluslararası başkentlerde düzenlediği terör saldırılarıyla etkisini küresel düzeye çıkardığı bir süreç ortaya çıkmıştı. Nitekim DAEŞ’in Irak ve Suriye’deki toprak hakimiyetini sonlandırmak, uluslararası terör saldırılarını engelleyebilmek için ABD’nin öncülüğünde, aralarından Türkiye’nin de olduğu 60’tan fazla ülkenin yer aldığı DAEŞ’le Mücadele Uluslararası Koalisyonu kurulmuş ve özellikle Irak ile Suriye’de örgüte karşı operasyonlar düzenlenmiş, Irak güvenlik güçlerinin karşı yürüttüğü mücadeleye özellikle hava saldırıları konusunda destek verilmişti.

Üç yıldan fazla süren operasyonlar

Yazının Devamı