Bilgay Duman / bilgay.duman@gmail.com<br><br>Irak’ta yeni bir hükümet kurulması için anayasal ve siyasi süreç başlamış durumda. Uzun tartışmalar nedeniyle yaklaşık iki ayda kesinleşebilen 10 Ekim 2021’deki seçimlerin ardından, parlamentonun ilk oturumu 9 Ocak’ta yapıldı. Parlamento başkanlığına, seçimlerde ikinci en fazla sandalye sayısını elde eden Takaddum Koalisyonu’nun lideri Muhammed Halbusi yeniden seçildi. Halbusi bir önceki dönemde de bu görevi yürütmüştü. Halbusi'nin yanı sıra parlamentonun başkan yardımcıları (biri Şii Arap, biri de Kürt) da seçildi. Böylece 2003’ten bu yana devam eden, siyasi teamül haline getirilen etnik ve mezhepsel paylaşıma dayalı düzen sürdürülmüş oldu.
Önümüzdeki süreçte ise cumhurbaşkanının seçilmesi ve cumhurbaşkanının da, "Irak Parlamentosu’ndaki en büyük grubun" belirlediği adayı hükümeti kurmakla görevlendirmesi bekleniyor. Parlamento başkanlığı konusunda uygulanan etnik ve mezhepsel paylaşıma dayalı siyasi
Dr. Cavid Veliyev / Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi<br><br>Normalleşme için Ermenistan`ın politikası<br><br>Karabağ Zaferinden hemen sonra ilk tepkiler Ermenistan`dan geldi ve bu aslında Ermenistan`ın Türkiye ile ilişkilere ne denli büyük ihtiyacı olduğunu ortaya koymaktaydı. Brüksel görüşünden sonra bir olumlu gelişme de Nikol Paşinyan`ın Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamalar oldu. Paşinyan yaptığı açıklamada, Türkiye ile diplomatik ilişkilerin geliştirilmesi ve sınırların açılması için “soykırım”ın tanınması yönünde ön şartlarının olmadığını fakat toplumun bunu tartışabileceğini söyledi. Dolayısıyla Ermenistan`ın devlet olarak uluslararası alanda 1915 olaylarının “soykırım” olarak tanınması için aktif bir politika izlemeyeceğinin mesajını verdi. Paşinyan aynı zamanda Karabağ`ın uluslararası hukuka göre Azerbaycan toprağı olduğunu ve bu meselenin Azerbaycan Anayasası çerçevesinde halledilmesi gerektiğini söyledi. Bu açıklamalar son
Dr. Cavid Veliyev / Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi<br><br>Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi için özel temsilcilerin ilk görüşü 14 Ocak tarihinde Moskova’da yapılacaktır. Bu görüş öncesi Türkiye-Ermenistan ilişkilerine ilişkin gelişmeler de hızlandı. Öncelikle Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile Türkiye-Ermenistan ilişkilerini görüştü. Aynı günlerde Türkiye ve Ermenistan’dan karşılıklı uçak seferleri için izinin çıktığı açıklandı. Bu gelişmeler olumlu gelişmeler olmakla birlikte iki ülke arasında sınırların açılması ve diplomatik ilişkilerin geliştirilmesi için yeterli değildir.
Türkiye ve Azerbaycan’ın normalleşme politikaları
Ekim ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan işgalden kurtarılan Fuzuli ziyaretinde, Azerbaycan’la ilişkilerde samimi irade sergilemesi halinde Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi için bir engel kalmayacaktır, açıklamasını yaparak ilişkilerin normalleşmesi
Bülent Akarcalı<br><br>Kıyaslama<br><br>Bu saydıklarıma kıyasla sizde neler oldu sayın Başkan?
15 Temmuz gecesi yapılanların yüzde biri sizin çok büyük bir olaymış gibi göstermeye çalıştığınız baskın esnasında gerçekleşti mi?
Ve siz ABD, 15 Temmuz’a kıyasla sivrisinek sokması dahi sayılamayacak, üç beş tabanca ve tüfek ile bir avuç hippi kılıklı Amerikalının Kongre binasını basmalarını bugün böylesine yüceltirken, ülkeniz Türkiye için ne yaptı?
Kocaman bir hiç.
Türk halkına başsağlığı bile dilemediniz.
Katilleri, darbecileri kınamadığınız gibi onlara kucak açtınız, ABD'ye sığınma hakkını verdiniz.
6 Ocak 2021 olayları için Trump’ı baş suçlu ilan ederken, 15 Temmuz’un baş suçlusunu ve katillerini hayasızca, utanmadan korudunuz ve korumaya devam ettiniz ve ediyorsunuz.
Siz, "Bu kutsal mekan ve demokrasimiz, insanların iradesi saldırı altındaydı" derken, bizde kutsal mekan ABD menşeili savaş uçakları tarafından bombalanıyordu.
Aybars Kuday - aybarskuday@yahoo.com
Falanca takıma Brezilyalı dinamo
Dev transfer
Falanca kulüp şu oyuncuyu bitirdi!
Baş döndüren teklif
Gol makinesi falanca takıma göz kırptı
Filanca kulüp transferde taraftarın başını döndürecek
Eto’o bitmiş
Bülent Akarcalı
3 Kasım 2020’de tüm dünya ve Amerika soluk soluğa geçen bir seçim yarışı izledi.
100 milyon üzerinde oy kullanıldı, bunun 65 milyonu postayla kullanılan oylardı.
Süper güç denilen Amerika günlerce oy sayımını bitiremedi.
Posta yoluyla kullanılan oyların sayılması zaman aldığından, sonuç günler sonra açıklanabildi.
Başkan Trump bu oyların hileli olduğunu iddia ederek mahkemelere kadar gitti. Biden’ın hakkaniyetle kazanmadığı iddiasını sonuna kadar sürdürdü. Öyle ki sonuçlar açıklandıktan sonra Biden’a “Aslında kazanamadığını biliyordun değil mi” mesajını gönderdi.
Parlamento baskını
Seçmenlerini parlamentoya doğru barışçı bir yürüyüşe çağırdı. 6 Ocak 2021 günü bu yürüyüş bir baskına dönüştü. Amerikalı parlamenterler sığınaklara alındı. Parlamento binasında basit maddi hasarlarla sınırlı tahribat oldu. Yürüyüşe katılanlardan 5 kişi polis tarafından öldürüldü.
Zafer İşeri - Ülkemizde son dönemlerde sayısında artış olan depremler, zorunlu deprem sigortasının farkındalığını bizlerde arttırdı. Bunun neticesinde DASK ve Zorunlu Deprem Sigortalarına dair sorular da artmıştır. Bu soruların başında gelenlerden, DASK ve Zorunlu Deprem Sigortası’nın hasarın tamamını karşılamaması depremzedelerin şikayetlerine konu olmuştur.
19 Ağustos 1999 depreminden sonra 2000 yılında kurulan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu, tüzel kimlikli bir kamu kuruluşudur.
Zorunlu Deprem Sigortası'nın süresi bir yıldır. Sigorta sözleşmesinin her yıl poliçe süresi sona ermeden yenilenmesi gereklidir. DASK, konutun güncel, piyasa değerini karşılamamaktır. DASK, konutun yeniden inşa bedelini teminat altına alır. DASK’ın bu tutumu yerindedir çünkü binaya asıl değerini katan arsadır. Depremde zarar gören arsa değil binadır. Zorunlu Deprem Sigortası evinizde zarar gören eşyalarınız için bir tazminat ödemez. Zorunlu Deprem Sigortası, devlet tarafından sunulan bir güvencedir. DASK,
BİLGAY DUMAN - bilgayçduman@gmail.com / Zaman zaman Türkiye’nin terörle mücadelesi kapsamında terör örgütü PKK’ya yönelik Irak’ın kuzeyinde düzenlenen operasyonlarla gündeme gelen Mahmur, çok dikkat çekmese de bugünlerde oldukça hareketli. Mahmur’un herhangi bir coğrafi özelliği olmasa da sürekli Irak merkezi hükümeti ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) kontrol ettiği vilayetler arasında idari kontrolün sürekli değiştiği bir ilçe.
Bu noktada Irak’ta “tartışmalı bölgeler” statüsünde. Ancak Mahmur’u kritik noktaya taşıyan konu burada bulunan ve 1992’den itibaren terör örgütü PKK’nın eylemleri nedeniyle Türkiye’den göç etmek zorunda kalanların yaşadığı ve 1998’de bir “kampa” dönüştürülen yerleşim alanı. Mahmur’da bulunan sözde “mülteci kampı” nedeniyle uluslararası anlamda da bir karşılığı var. Zira söz konusu “kamp”, Birleşmiş