Dr. Cavid Veliyev / Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi
Normalleşme için Ermenistan`ın politikası
Karabağ Zaferinden hemen sonra ilk tepkiler Ermenistan`dan geldi ve bu aslında Ermenistan`ın Türkiye ile ilişkilere ne denli büyük ihtiyacı olduğunu ortaya koymaktaydı. Brüksel görüşünden sonra bir olumlu gelişme de Nikol Paşinyan`ın Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamalar oldu. Paşinyan yaptığı açıklamada, Türkiye ile diplomatik ilişkilerin geliştirilmesi ve sınırların açılması için “soykırım”ın tanınması yönünde ön şartlarının olmadığını fakat toplumun bunu tartışabileceğini söyledi. Dolayısıyla Ermenistan`ın devlet olarak uluslararası alanda 1915 olaylarının “soykırım” olarak tanınması için aktif bir politika izlemeyeceğinin mesajını verdi. Paşinyan aynı zamanda Karabağ`ın uluslararası hukuka göre Azerbaycan toprağı olduğunu ve bu meselenin Azerbaycan Anayasası çerçevesinde halledilmesi gerektiğini söyledi. Bu açıklamalar son 24 yıldır hiçbir Ermeni liderin yapmadığı türden önemli ve olumlu açıklamalardır. Fakat söz konusu sık-sık politika değiştiren Ermenistan olunca ihtiyatlı davranılması gerekildiği düşünülmektedir. Bunun da ötesinde diaspora ve Ermenistan muhalefetinin farklı düşüncede olması Azerbaycan ve Türkiye`de Paşinyan`ın açıklamalarına ihtiyatlı bir yaklaşım gösterilmesine neden oldu.
Paşinyan`ın bu açıklamasından sonra Mevlut Çavuşoğlu özel temsilcilerin görüşmelerinin Moskova`da yapılacağını söyle yerek süreci bir adım daha ileri götürdü. İlk toplantının Moskova`da yapılmış olması sürecin Rusya`ya karşı olmadığını ve Rusya`nın da bu sürece destek vermesi mesajını verdi.
Dolayısıyla Türkiye-Ermenistan arasında ihtiyatlı ve yeni bir süreç başladı. Bu sürecin daha öncekilerine oranla başarı ile sonuçlanma şansı yüksektir. Bunun nedeni sadece Karabağ`ın işgâldan kurtarılması olmadı, aynı zamanda Ermenistan`da Türkiye ve Azerbaycan’la ilişkileri normalleştirmeden varlığını sürdürmeyeceğini ve giderek daha kötü duruma düşeceğini farkında olan bir iktidarın işbaşında olmasıdır. Bu aslında Türkiye ve Azerbaycan`ın koordineli politikasının başarılı olduğunun göstergesidir ve bundan sonra da bu konuda koordineli hareket etmenin doğru yol olacağına işaret ediyor. Türkiye`nin Ermenistan`la diplomatik ilişkilerinin kurulması bölgede etkinliğinin artmasına ve daha güçlü olmasına neden olacaktır. Bu durum Azerbaycan için de geçerlidir ve bu nedenle hem Türkiye, hem de Azerbaycan savaş ve radikal politika taraftarlarının hakim olmadığı bir Ermenistan`la iyi komşuluk ilişkileri kurmak istiyor.
Nikol Paşinyan ve Ermenistan`daki şimdiki yöneticileri yaranan bu fırsatı iyi değerlendirmeli. Ermenistan her iki ülke ile ilişkilerini normalleştirmeden normalleşme yeceğinin farkında olmalı, diasporanın Ermenistan dış ve iç politikası üzerinden etkinliğinin artmasına izin vermemeli, Ermeni halkının düşüncelerinde Türkiye ve Azerbaycan düşmanlığı olmayan aydın, yönetici ve elitler desteklenmeli, Ermenistan anayasasından Türkiye`ye karşı toprak talebine ilişkin madde kaldırmalı veya uluslararası alanda haksız bir şekilde Türkiye`ye karşı sözde soykırımın tanınması politikasından vazgeçmeli.
Fakat bu süreçte önemli konu daha vardır ki, taraflar arasında görüşmelerin normal ilerlemesinden rahatsız olanların Azerbaycan-Ermenistan arasında provokasyon yapma ihtimalidir. Son dönemlerde Ermenistan içinden ve dışarıdan böyle girişimler yapılmaktadır.
BİTTİ