KOVİD salgınında Glifosat etkisi

28 Mayıs 2021

Bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak hiç olmadığı kadar önemliyken, göz ardı edilen bir tehlikeden söz etmeden olmaz: GLİFOSAT! Bakalım noktaları birleştirdiğimizde ortaya ne çıkıyor?

Glifosat nedir?

Önce Glifosat’ın ne için kullanıldığını anlatalım: Glifosat, dünyanın en çok kullanılan yabani ot ilacıdır. Tarımsal üretimde verimi en çok düşüren etkenlerden bir tanesi ayrık otudur. Geleneksel tarımda ayrık otundan kurtulmanın yolu da çapalama yapmaktır. Çapalama, uzun süren zahmetli bir iştir ve el emeği ister. Oysa Glifosat, çapalamaya gerek olmadan ayrık otlarını yok eder. Bu sefer de şu problem ortaya çıkar: Bol miktarda Glifosat kullanınca, ayrık otlarıyla beraber tarım ürünü de ölüyor. Bilim insanları bu soruna da çözüm buldular: Glifosat’a dayanıklı GDO ve Hibrit tohumlar ürettiler. Yani siz, tarlanıza istediğiniz kadar Glifosat atıyorsunuz, ayrık otları ölüyor, ama tarım ürününe bir şey olmuyor, büyümeye devam ediyor. Büyüdükçe de

Yazının Devamı

En etkili ilaç harekettir!

21 Mayıs 2021

Fiziksel olarak aktif bir yaşam sürerek koronavirüse karşı daha dirençli olabilir, enerjinize enerji katabilir, uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz. Her derde deva bir ilaç mı arıyorsunuz? Yürümeye başlayın!

Kapanma gerekli bir önlem olabilir, ama bu dönem boyunca hareketsiz kalmanın sağlığa nasıl ciddi bir darbe vurduğunu da unutmamak lazım. Tedbiri elden bırakmadan yürüyüş yapmaya başlayın ve COVID-19 da dâhil olmak üzere pek çok hastalıktan etkin bir koruma sağlayın.

 Egzersizin koruyucu gücü

Amerikan menşeli bir çalışmanın bulgularına göre, hareketsiz bir yaşam sürenlerin COVID-19 yüzünden hastanelik olma, hatta hayatını kaybetme riski, hareketli bir yaşam sürenlere kıyasla iki kat daha fazla. Araştırma için 46. 640 yetişkinin egzersiz rutinleri incelendiğinde bu çarpıcı sonuç ortaya çıkmış (1). Çalışmayı yapanlar COVID-19 için hareketsizliğin ileri yaş kadar yüksek bir risk faktörü olduğunu not düşmüşler. Yaşınızı değiştiremezsiniz ama hareketli bir yaşam sürmeye

Yazının Devamı

Bayram halleri

14 Mayıs 2021

Bu bayram, ailenize en güzel hediyeyi verin ve buğday ürünlerini sağlıklı alternatiflerle değiştirin. Birlikte nefis poğaçalar, meyveli kekler hazırlayacağız, hem de hastalıklara davetiye çıkaran buğday unu kullanmadan!

Bayram dendiğinde akla kalabalık bayram sofraları, misafirlere ikram edilen börekler, kekler, kurabiyeler gelir. Daha sakin, biz bize geçirdiğimiz bu Ramazan Bayramı’nı ailenize sağlıklı, ama bir o kadar da lezzetli tarifler hazırlamak için bir fırsata çevirmeye ne dersiniz? Bu tariflerden yola çıkarak hem beslenme alışkanlıklarınızı revize edin hem de bu sağlıklı alışkanlıkları hayatınıza, hep beraber kutlayacağınız kalabalık bayram sofralarına taşıyın.

Buğday ürünlerinden ve tahıllardan uzak durduğunuzda ömrünüze ömür katar, tüm hastalıklarla aranıza mesafe koyarsanız. Özellikle genetiğine müdahale edilmiş buğdayın içindeki gluten molekülü pek çok sağlık sorununu tetikleyen bir sağlık zararlısıdır.

Buğday ununu badem unu, nohut unu, karabuğday unu, keten tohumu unu gibi sağlıklı seçeneklerle değiştirdiğinizde: 

-

Yazının Devamı

Sağlığınıza şifalı bir dokunuş: Ev yoğurdu

7 Mayıs 2021

Kapanma günlerini şifalı bir tarifle, yeni bir alışkanlıkla taçlandırmaya, bu günleri sağlığa kavuşturmaya ne dersiniz? Evde yoğurt mayalayarak, düzenli olarak ev yoğurdu yiyerek kendinizi, ailenizi hastalıklara karşı koruyabilirsiniz.

Bugün yoğurda özgü probiyotiklerin sağlığınız üzerindeki olumlu etkilerini keşfedecek, herkesin kolayca uygulayabileceği kolay bir tarifle yoğurt mayalamayı öğreneceğiz.

Aşağıdaki basit tarifle ilk yoğurt mayanızı yaptıktan sonra yoğurtlarınızı bu mayayı kullanarak hazırlayabilirsiniz. İlk mayayı hazırladıktan sonra sofranızdan ev yoğurdunun eksik olmaması için günde sadece 10-15 dakikanızı ayırmanız yeterli. Yoğurt mayalamak bu kadar basit!

Yapması kolay, faydası çok

Marketten aldığınız bozulmayan, ekşimeyen yoğurtlardan size bir hayır gelmez. O kadar katkı maddesinin girdiği bir yoğurtta probiyotik falan bulamazsınız. Başta ev yoğurdu olmak üzere, sağlığınız için çok değerli olan probiyotik kaynaklarını kendiniz hazırlamanız gerekiyor.

İşte ev yoğurdunun şifalı etkilerinden sadece birkaçı:

- Kendinizi huzurlu ve mutlu hissedersiniz:

Yazının Devamı

Selenyumu listeye ekleyin

30 Nisan 2021

Hastalıklara karşı direncinizi artıracak bazı önemli vitaminlerden, minerallerden sık sık bahsediyoruz. Bilimsel bulguların ışığında selenyumu da listeye eklemekte fayda var. Selenyumun bağışıklık sistemindeki rolünü keşfederken bilim kurgu filmlerini aratmayacak bir çalışmadan söz edeceğiz. Hadi başlayalım.

Daha önce hayatında hiç besin takviyesi almamış olanlar bile salgınla birlikte düzenli olarak vitamin ve mineral desteği alır oldu. Sık sık altını çizdiğim gibi, bağışıklık sisteminin optimum şekilde çalışması için hayati önem taşıyan bazı yapıtaşları var. Bunların başında D vitamini geliyor. Ne mutlu ki D vitamini değerini ölçtüren, bu değer düşükse yükseltmek için gerekli önlemi alan insanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bağışıklık sisteminin etkin bir şekilde çalışması için C vitamini, magnezyum ve çinko da çok önemli. Karşımızda bir takım çalışması, birinin eksikliğinde diğerinin görevini layıkıyla yerine getiremediği bir sağlık gücü var. Görünen o ki bu takıma selenyumun da

Yazının Devamı

Büyük resme bakabilmek

23 Nisan 2021

Koronavirüs ve etki mekanizmaları hakkında daha fazla şey öğrenme çabaları sürerken, Birleşmiş Milletler için hazırlanan rapor hepimizi büyük resme bakmaya davet ediyor

Öyle bir salgınla karşı karşıyayız ki bazı kişiler çok hasta olurken, bazıları enfekte olduğunu bile fark etmeden hastalığı geçiriyor. Bu gizemi çözmek, COVID-19’daki karmaşık bağışıklık cevabını kavrayabilmek adına önemli bir çalışmadan bahsetmek istiyorum. İngiltere’de yapılan bu kapsamlı araştırma için COVID-19’a yakalansa bile semptom göstermeyen insanlardan alınan kan örnekleri incelendiğinde bazı spesifik bağışıklık hücrelerinde artış olduğu görüldü (1). Hastalığı ağır geçirenlerden alınan numunelerde ise bu koruyucu bağışıklık hücrelerine rastlanmadı, bunun yerine enflamasyona neden olan hücrelerde artış olduğu gözlendi.

Birkaç gün önce Nature Medicine dergisinde yayımlanan çalışma asemptomatik hastaları kapsayan çok az sayıda araştırmadan biri olma özelliğine sahip. Daha önce yapılan birkaç çalışma,

Yazının Devamı

Yağ ye, yağlanma!

16 Nisan 2021

Rejim listelerinin elden ele dolaştığı, kilo verme üzerine yazıların en popüler olduğu mevsimdeyiz. Her sene ilkbahar aylarıyla birlikte hemen herkes diyete girer. Amaç yaz aylarını daha zayıf, daha formda karşılamaktır. Ama salgınla birlikte artık kilo vermek bambaşka bir anlam taşıyor. Neden? Çünkü fazla kilolar ve beraberinde ortaya çıkan insülin direnci gibi metabolik problemler COVİD-19’a yakalanma, yakalandığınızda hastalığın ağır seyretme, hatta ve hatta ölüm riskinizi önemli ölçüde artırıyor (1).

Peki, ne yapacağız?

İdeal kilomuza ineceğiz! Bunu öyle diyet listeleriyle, moda rejimlerle falan değil sağlıklı beslenerek yapacağız. Yanlış anlaşılmasın, 36 beden pantolonunuza sığmanızdan bahsetmiyorum. Diyet yapmadan, yaşam boyu sürdürülebilir bir beslenme modelini benimseyerek, sağlıklı beslenerek kilo verdiğinizde vücudunuz da ideal kilosunu bulacaktır.

Burada hemen önemli bir not düşelim: Yüksek kan şekeri, insülin direnci gibi problemler fazla kilolarla ilişkilendirilse de durum bu kadar basit değil. Diyabet hastalarının yarısı normal kiloda.

Yazının Devamı

Yeni yayınlar, yeni bulgular

9 Nisan 2021

Beyin sağlığımızı koruyan doğal güçler, ışık kirliliğinin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri ve koronavirüsü kandırmak üzere geliştirilen yeni bir tedavi... Karşınızda yeni yayınlar, yeni bulgular.

İngilizlerin bir atasözü vardır: “Günde bir elma doktoru uzak tutar.” Elmanın tüm hastalıklardan koruyucu etkisinin olup olmadığı tartışılır, ancak elmanın içindeki bir antioksidanın beyin hücrelerinin yenilenmesini (rejenerasyonunu) artırdığını gösteren yeni bir bilimsel çalışma var. Bu antioksidan, kuersetin (quersetin).

Geçtiğimiz ay Stem Cell Reports dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, kuersetinin olumlu etkisi özellikle beynin hipokampus bölümünde gerçekleşiyor (1). Beynin bu bölgesi davranışlarımız ve duygularımızdan sorumlu olan yerdir. Üreme, bebeklerimizi hayatta tutma ve tehlike karşısında kaçma ya da savaşma gibi bizi hayatta tutan, türümüzün devamlılığını güvence altına alan tüm tepkilerimiz beynin bu bölümünde gerçekleşiyor. Hipokampus aynı zamanda anıların saklanmasında ve

Yazının Devamı