Evinizdeki, iş yerinizdeki veya gittiğiniz kafedeki hava kirliliğinin sağlığınız için risk taşıdığını biliyor musunuz? İç mekânlarda havaya karışmış olan zararlı maddeler sağlığımızı ciddi biçimde tehdit ediyor
Bundan önceki yazımda Aydın ilkokuluyla ilgili hatıralarımı anlatmıştım, şimdi de biraz lise günlerinden bahsedeyim: Liseyi de Nişantaşı’nda okudum. İngiliz Erkek Lisesi’nde, o zamanki adıyla English High School’da okudum. O eski, haşmetli bina hâlâ yerli yerinde duruyor, Valikonağı Caddesi’nde. Şimdiki Nişantaşı Anadolu Lisesi. O zamanlar, birkaç dersin dışında tüm hocalarımız yabancıydı. Karı çok sevmeme rağmen, nefret ederdim kış aylarından. Yabancı hocalarımız dondururlardı bizi.
Her sınıfa giren hoca, sanki kendinden öncesi aynı şeyi yapmamış gibi, “temiz hava” deyip camları sonuna kadar açardı. Camlar da bildiğimiz camlardan değil, yukarı doğru sürülen kocaman şeyler. Bir açıldı mı, yelkenli olsa giderdi sınıfın içinde. Neredeyse kışın yazdan daha çok temiz hava alırdık, hem de en soğuğundan. Tabii bunun bizim sağlığımız için ne kadar önemli olduğunu düşünmek aklımızın ucundan bile geçmezdi.
Hissedilmeyen hava kirliliği
Kuşburnu meyvesi, sağlık açısından önemli vitamin, mineral ve karbonhidratlar içerir. Etkin bir kan temizleyici, bağırsak yumuşatıcı, kurt düşürücüdür. Ayrıca kozmetik sektöründe de önemli bir yere sahiptir
Yıllar önce zamanın Başbakanı Tansu Çiller “Ben güzelliğimi kuşburnuna borçluyum” dedi ve bu söz bir değişim başlattı hayatımızda. Bu sözü hakikaten söyledi mi, yoksa başka bir sözü böyle mi yorumlandı bilmem, ama bildiğim tek şey her yerde kuşburnu içerken resimleri çıktı ve böylece yaygın bir tanıtım yapılırmışçasına kuşburnu bir bomba gibi düştü günlük yaşamımıza. İlk defa güzelliğin içten yapılan, yani içilen bir şeyle olabileceğine toplumun dikkati çekildi bu sözlerle.
Derhal bir sağlıklı çaylar ve kuşburnu hareketi başladı davetlerde, “Başbakanımızın çayından içer misiniz?” diye sorulur oldu her yerde. Tabii lokal olarak sağlıklı çaylar içiliyordu, ama özellikle büyük şehirlerde yaşayanların çoğunluğu bunları çok az tanıyorlardı, tanısalar da pek bir işe yarayacaklarına inanmıyorlardı. Böylece yıllardır özel çevrelerde bilinen kuşburnu ve bence daha da önemlisi sağlıklı çaylar, çok kısa bir sürede günlük yaşamımızda yerlerini aldılar.
Tarihte kuşburnu
Kuşburnu
Çocuklarda baş ağrıları giderek artan sağlık sorunu olmaya başladı. Bu şikâyetlerin nedeni, migren veya gerilim tipi ağrı olabileceği gibi beyin tümörü, zehirlenmeler, sinüzüt de olabilir
İlkokulu, Nişantaşı’ndaki Aydın İlkokulu’nda okudum. Bugün inanmak çok zor ama, okulum Nişantaşı’nda City’s alışveriş merkezinin karşısında, şu an Hotiç’in olduğu yerlerde, bahçe içinde bir villa idi. Biz de Teşvikiye’de Erhan apartmanında otururduk. Tipi altında bile başım açık gidip, gelirdim okula. Dördüncü sınıfta baş ağrılarım başladı, zaman zaman ışığa bakmak da rahatsız ediyordu. Şimdi Nişantaşı’nda GNC’nin olduğu yerde Dr. Komili’nin “Röntgen Muayenehanesi” vardı. Oraya gittik, sinüzit dediler ve uzun süren tedaviden sonra baş ağrılarından kurtuldum ama, sinüs problemim ömür boyu bana eşlik etti.
Çeşitli nedenleri olabilir
Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Nur Aydınlı ile çocuklardaki baş ağrılarından konuşurken, o günleri hatırladım. Prof. Dr. Nur Hanım çocuk baş ağrıları konusunda önemli bilgiler verdi, işte anlattıkları...
Göbekle yağlanma ile depresyon arasındaki bağlantı, depresyondan sonra neden sıklıkla diyabet veya kalp hastalığının geliştiğini de açıklayabilir
Hollandalı araştırmacıların 2 bini aşkın kişide yaptığı bir çalışmaya göre, göbek çevresinin genişlemesine sebep olan yağ artışı ile depresyon arasında bir bağlantı olması muhtemel.
Göbekle depresyon arasındaki bağlantı, niçin depresyondan sonra sıklıkla diyabet veya kalp hastalığının geliştiğini de açıklayabilir. Hatırlamakta yarar var, göbek çevresinin genişlemesi, yani karın bölgesinden şişmanlamak, diğer deyimiyle elma vücutlu olmak, kalp-damar ve daha başka hastalıklar bakımından çok önemli bir risk faktörü. Arzu edilen göbek çevresinin hanımlarda 80 erkeklerde 94 cm’nin altında olması. Kadınlarda 88, erkeklerde 102 cm’nin üstünde ise ciddi riskler başlamış oluyor.
JAMA dergisinde yayınlanan Amerikan Kalp Cemiyetinin yeni önerileri kalp hastalarında bazı basit sorular sorarak depresyon taraması yapılması doğrultusunda, zira böyle bir taramayla depresyonun bulunması ve tedavisinin, hastaları koruyabileceği düşünülüyor.
Kalp krizi geçirenlerde depresyon, genel nüfusa göre üç kat daha sık. Bu nedenle eğer günlük yaşamınızda mutlu
Son zamanlarda yapılan bazı çalışmalara göre, dişeti hastalığının varlığı, doktorların, kalp damar hastalığı riski yüksek olanları saptamasına yardımcı olabilir
Dişlerimizi ve dişetlerimizi muayene eden bir diş hekimi, kalbimizle ilgili fikir de edinebilecek mi? Bu sorunun yanıtı yakın bir zamanda “evet” olabilir. Son zamanlarda yapılan bazı çalışmalara göre dişeti hastalığının varlığı, diş hekimlerinin ve doktorların, kalp damar hastalığı riski artmış olanları saptamasına yardımcı olabilir.
Yayımlanan bir araştırmaya göre dişeti hastalıkları öyküsü olan kişilerde, kalp hastalığı riskinin yüksek olması mümkün. Zira bu kişilerde kalp hastalığı için bir risk faktörü olan iltihap düzeyleri, dişeti sağlıklı olanlara göre daha yüksek. Burada bahsettiğimiz, bildiğimiz iltihap değil, tıpta “enflamasyon” denilen, Türkçesi de “yangı” olan dokuların kızarıklığı ve şişliği ile karakterize bir durum.
Ağızdan yayılan iltihap
Bugün yeni bir yıla başladık. Yeni yılın sizlere sağlık, mutluluk ve başarılar getirmesini dilerim. Bundan önceki yazımda, iyi yönlerine inanarak gözümüzde canlandırdığımız bir şeyin olma olasılığının yüksek olduğundan bahsetmiştim. Mesela kilo vermek istiyorsak, kilo aldıran besinlere odaklanıp, bunlar hem sağlığıma hem de güzelliğime zararlı diye düşünerek diyet yaptığımızda, pek de başarılı olamıyoruz. Halbuki bize yararlı olacak yiyeceklere odaklanarak, bunlar bana sağlık ve iyilik getirecek diye düşünür, bu duruma da kalben inanırsak, başarılı olabiliyoruz.
İstemek yetmiyor, iyiliklere inanmak ve kendimizi o ulaşmak istediğimiz halde hissetmek lazım. Bu her şey için böyle, sağlık için de, iş hayatı için de, ulaşılmak istenen herhangi bir hedef için de.
Bu yıl da, her yıl gibi kendi kendimize verdiğimiz sözlerin pek çoğu sağlığımızla ilgili olacak. Belki de aşağıdaki hususlara dikkat etmekle, pek çok sözümüzü tutabiliriz.
Beslenmenize dikkat
Bugün yaşlanmayı önlemenin en iyi yolu kilo kontrolü. Son zamanlarda hep tekrarladığımız gibi kadınlarda bel çevresi 80 cm’yi, erkeklerde ise 94 cm’yi geçmezse çok iyi olur. Bel çevresi büyüdükçe kalp-damar, şeker ve yüksek
Bir yıla veda edip yeni bir yılı karşılarken hep kendi kendimize sözler veririz. Sözler, sözler, sözler... Sonra bir bakarız hepsi rafa kaldırılmış, hayat eski tas eski hamam devam ediyor
Yılbaşı bir dönüm noktasıdır çoğumuz için. Hep sözler veririz kendi kendimize. “Bu yılbaşı sigarayı bırakacağım” en başta gelen sözlerden biridir. Ben her yılbaşı “Bu kez artık masamı organize edeceğim ve üstünde hiç işi bitmemiş dosya kalmayacak“ derim mesela. Diyet sözleri verilir, egzersize başlama sözleri, içkiyi birakma sözleri verilir... Sözler, sözler, sözler. Sonra bir bakarız hepsi yavaş yavaş rafa kaldırılmış ve eski tas, eski hamam hayat sürer gider.
Bu verilen sözler aslında unutulmaz, hatırlanır ama tutulamazlar, kötü yönde çalışan bir sihirli değnek varmışçasına, yapılamazlar. Neden acaba?
İnanınca kazanıyoruz
Bundan önceki yazılarımda yorgunluktan ara ara bahsetmiştim. İçinde bulunduğumuz ekonomik durum mu, kışın karanlık havalarının etkisi mi bilinmez ama son zamanlarda katıldığım davetlerde konuştuğum hanımlar, sıklıkla kendilerini yorgun hissettiklerini dile getiriyorlar. Tabii karanlık kış günlerinin depresif etkisi veya özellikle eşlerinden sıklıkla duydukları ve belki de yaşadıkları piyasanın bugünlerdeki önü görünmeyen tedirgin durumu insanların böyle kendilerini yorgun ve isteksiz hissetmelerine neden olabilir. Yine de hanımların yorgunluk sebeplerini kısaca bir gözden geçirelim. Tabii burada yazacaklarım ilk akla gelenler, bunların dışında çok çeşitli hastalıklar da yorgunluk nedeni olabilir.
Bir aydan fazla devam eden bir yorgunluk hali, muhakkak doktorunuz tarafından değerlendirilmelidir.
Kansızlık
Âdet dönemleriniz uzun sürüyorsa jinekolojik problemleriniz varsa ya da yakın zaman önce doğum yaptıysanız, bunlara bağlı kan kaybı nedeniyle kansızlık (anemi) gelişmiş olabilir. Kansızlık kadınlarda yorgunluğun baş sebeplerinden biridir. Kansızlığın diğer nedenleri başka sebeplerden kanamalar (örneğin sindirim sisteminden gizli kanamalar) veya demir, folik asit ya da vitamin