Vücut hareketsizliğinin bası yarası gelişmesinde önemli faktör olduğu biliniyor. Bu durum, felç nedeniyle hareketsiz kalan hastalarda neden daha sık bası yarası izlendiğini açıklıyor
Bası yarası yerine kullanılan ‘dekübit ülseri’ deyimi, Latince ‘decumbre’ yani yatmak kelimesinden geliyor. Uzun süre boyunca sırtüstü, yüzüstü ve yan yatma ya da aynı şekilde oturma sonucunda basınç altında kalan bölgelerde oluşan yaralara bası yarası deniyor. Risk; yoğunbakımda
yatan hastalar, kalça operasyonu geçirenler ve omurilik felçliler için oldukça yüksek.
Dört evresi var
Avrupa Bası Yarası Paneli’nin çalışmalarına göre, bası yaraları dört evreye ayrılıyor. Evrelendirme özellikle takiplerde büyük önem taşıyor. Birinci derece bası yarasında 30 dakika boyunca deri üzerinde geçmeyen kızarıklık izleniyor. Bu kızarıklık, derinin üzerindeki baskının kaldırılmasına rağmen devam ediyor.
Son yıllarda yapılan bir çalışma, rehabilitasyon hastalarının yüzde 1-3’ünün çeşitli nedenlerle öldüklerini ortaya koydu. Peki neden?
Rehabilitasyon tıbbında acil durumlara sıkça rastlanıyor. Bunun nedenleri arasında rehabilitasyon uygulanan kişilerin yaşlı olması ve özellikle 65 yaşın üzerindekilerde kronik hastalıkların daha sık gözlenmesi.
Çoğu zaman ağır seyir izleyen kanser, çeşitli akciğer hastalıkları ve AIDS gibi rahatsızlıkların sonucunda rehabilitasyon gereksinimi ortaya çıkıyor. Önceleri fizik tedavi kliniklerine tüm sorunları halledilmiş hastalar yatırılırken günümüzde acil müdahaleleri yapılanlar hemen rehabilitasyon servislerine yönlendiriliyor.
Rehabilitasyon kliniğinde gözlenebilecek acil durumlardan bazıları şunlar:
Otonomik disrefleksi: Bu rahatsızlık üst seviyelerde omurilik yaralanması yaşayan hastalarda izleniyor. İnsan vücudunda birbirine zıt çalışan iki sinir sistemi olduğunu biliyoruz. Bunlardan birisi, sempatik sinir sistemi. Vücudun heyacanlandığı veya aktif olduğu zamanlarda devreye girer. Parasempatik sistemse vücudunun daha çok dinlendiği zamanlarda iş görür. Bu rahatsızlıkta sempatik sinir sistemi
Bu tedavi, tıpkı o ellerin işlediği nakışlar gibi ince bir iştir; doğru zamanlama, eğitimli ekip çalışanları ve hastanın üst düzeyde katılımını gerektirir
El, insanoğlunun en ince becerileri gerçekleştirdiği yaşamsal parçalarından biri. Birçok kişi hayatını ellerinin becerisiyle kazanıyor.
Bu kadar ayrıntılı hareketler yapabilen ellerimizin rehabilitasyonu da ince detaylar içeriyor. Bu detaylara hakim olan ekipte fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının yanı sıra el terapisti, el cerrahı, ortez protez teknisyeni, rehabilitasyon
hemşiresi, klinik psikolog, sosyal hizmet uzmanı ve mesleki danışman yer almalı.
Rehabilitasyonu ilgilendiren birçok hastalık, psikiyatrik rahatsızlıklarla ilişkili. Bu sağlık sorunlarının hem fiziksel hem de ruhsal tedaviyle ortadan kaldırılması şart
Rehabilitasyonun en önemli işlevi, hasarın ve hastalığın iyileştirilmesi, bireyin tedavi sonrası yaşam koşullarına uyum sağlaması. Burada en önemli noktalardan biri, hastalığın yarattığı stresle baş etmek. Bunun için iki temel yaklaşım modeli var. Sorun odaklı yaklaşımlar, daha çok stres etkenini kontrol etmeye yarar. Sorun, alternatif çözümler üretilerek ortadan kaldırılır. Duygu odaklı yaklaşımlarsa tepkiyi kontrol altına alma, sosyal destek arama, sorundan uzaklaşma, sorunu küçültme gibi olumlu yorumlama evrelerini içerir.
Stresin uzun süre devam etmesi durumunda kriz dediğimiz süreç ortaya çıkar. Kriz, çeşitli duygusal zorlamalar sonucu meydana gelen akut ve süresi sınırlı bir ruhsal denge bozukluğu olarak tanımlanır. Daha çok kayıp ve yasla ilişkilidir. Krizin etkilerinin en aza indirilmesinde çeşitli modeller devreye girer:
Davranışçı model
Hastalıkla ortaya çıkan uyum bozucu davranışları azaltmak ve uyum sağlayıcı davranış modelleri geliştirmek üzerine kurulur. Birey hem kişisel hem de toplumsal
Toplum temelli rehabilitasyon, günlük yaşamda kısıtlılığı olan kişilerin toplumla bütünleşmesi, dışlanmaması, eşit haklara sahip olması için toplumsal bir strateji ve uzlaşma sağlanmasıdır. Bu uygulamada engelli kişiler ve aileleri sağlık, eğitim, mesleki ve sosyal konularla ilgili tüm resmi ve sivil kuruluşlarla birlikte çalışırlar.
Temel amaç
Günlük yaşamda kısıtlılığı olan bireylerin bedensel ve zihinsel yeteneklerini en üst düzeye çıkartarak mevcut sağlık, eğitim ve sosyal destek hizmetlerine ve olanaklarına ulaşmalarını ve toplumda aktif katılımcılar olmalarını sağlamak, ikinci olarak toplumu harekete geçirerek engelli hakları konusunda gelişme sağlamak, örneğin katılımı önleyen engelleri ortadan kaldırmaktır. Bu da eşittir bir ülkenin gelişmişlik düzeyi...
Bu toplumsal rehabilitasyon düşüncesi ilk ortaya atıldığı 30 yıl öncesinden bugüne önemli gelişmeler ve değişimler göstermiştir. Günümüzde toplum temelli rehabilitasyon dendiğinde, insan haklarına vurgu yapan, toplumdaki eşitsizlikleri ve yoksulluğu hedef alan, sivil toplumun rolünü genişletmeye çalışan geniş kapsamlı bir çalışma ortaya çıkmaktadır.
Sakatlık nedir?
Yeni bir tedavi yöntemine ilişkin ilk klinik araştırmanın Rönesans dönemi cerrahı Ambroise Pare tarafından 1537’de yapıldığı kabul edilir
Kayıtlarda bulunan ilk tıbbi araştırma Tevrat’ta ortaya çıkmıştır. Danyal Peygamberin 2. Babil Kralı Nabukadnezar’ın (M.Ö. 605-562) önerdiği şarap ve et yerine bakliyat ve su diyeti uyguladığı diğerleri hastalanırken kendisinin sağlıklı kaldığı anlatılmaktadır.
Yeni bir tedavi yöntemine ilişkin ilk klinik araştırmanınsa Rönesans dönemi cerrahı Ambroise Pare tarafından 1537’de yapıldığı kabul edilir. Pare savaş yaralarının enfekte olmaması için terebentin, gülyağı ve yumurta sarısından oluşan bir karışım kullanmış çok da etkili olduğu bildirilmiştir.
Bir başka araştırmacı 1747 yılında kontrol grubunda kullanmıştır. İskorbüt hastalığı olan denizciler arasında diyetine turunçgiller eklenenlerin sirke, deniz suyu ve Hindistan cevizi eklenenlerden çok daha hızla iyileştiğini göstermektedir. İskorbüt hastalığı uzun süre denizde kalan denizcilerin meyve ve sebze yemedikleri için oluşan bir diş hastalığıdır. 1948’de Streptomisinin tüberküloz tedavisinde kullanım konusunda kontrol grubu uygulanması yapılmıştır.
Ramazan’ı diğer 12 aydan farklı kılan, kişinin nefis kontrolünün üst düzeye çıktığı bir zaman olması. Ve bu kontrolle en kutsal ibadetlerden biri orucun yerine getirilmesi. Kişi oruç tuttuğu dönemde ruhsal bir arınmayla birlikte midesini de daha az yorarak fiziksel arınmaya doğru ilerler. Özellikle bu dönemde beslenmeyle ilgili medyada yoğun bilgilendirme var. Çok değerli hocalarımız ve hekim dostlarımın bu konuda açıklayıcı makalalerini okuyorum. Diyetle ilgili konular ne kadar fizik tedavi ve rehabilitasyonun dışında gibi görünse de sağlıklı bir beslenmenin iyi bir egzersiz rejiminin temel taşı olduğu biliniyor. Bu konuda yazılan makaleleri toparladığımızda oruç tutarken beslenmede birkaç nokta öne çıkıyor:
1-Açlık süresini kısaltmak ve insülin salgısını dengelemek adına sahurda kalkılmalı.
2-Sahurda alınan gıdaların tok tutucu, vücudu sıvı ve protein açısından destekleyici olması gerekir.
3-İftarda yine su ve mineral dengesini koruyucu gıdalar tüketilmeli.
4-İftar sonrasında metabolizma hızını iyi seviyede tutabilmek için sık sık ve az az beslenmek gerekir.
5-Şeker, tansiyon gibi kronik hastalığı olanlar ve düşkün durumdaki yaşlıların oruç tutmadan önce
Kas ağrısı sıklıkla yeri tam olarak tespit edilemeyen şiddeti az ve yüzeysel bir ağrı. Hastayı uykudan uyandırmaz, ağırlık, sertlik, yanma ve spazmla tarif edilir
Fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanına başvuran hastaların önemli bir kısmı, kas ağrısı ve kas güçsüzlüğünden yakınıyor. Kas ağrısı ve güçsüzlüğü birlikte ya da tek başına görülebiliyor. Romatizmal bir hastalığı olan hastada kas güçsüzlüğüne, halsizlik, yorgunluk ve kas erimesi de ekleniyor.
Myalji: Kasılma olmadan izlenen kas ağrılarına deniyor. Uzamış egzersiz ya da viral hastalıklar sonrası izlenebilir.
Distoni: Ağrı olmadan kas kasılmaları görülebilir. Örneğin uzun süre yazı yazanlarda ‘yazıcı krampı’ denen durum oluşur. Bu rahatsızlıkta kullanılan el parmaklarında ağrısız kasılmalar izlenir.
Kramp: Ani başlayan ağrılı kas kasılmaları. Karşıt kasın kasılmasıyla bu ağrılı durum sona erebilir. Daha çok baldır kaslarında izlenir. Yeni bir egzersiz programına başlandığında ortaya çıkabilir. Kramplar sıvı kaybı, kaslarda toksik madde birikimi sonucu oluşabilir. Hamileliğin son aylarında ortaya çıkan kramplarsa sıvı birikimi ve metabolizmadaki değişiklikler