Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Stres pozitif ve negatif olarak ikiye ayrılıyor. Heyecan verici veya stresli her olay vücutta kimyasal tepkilere neden olur. Pozitif stres hayatımızdaki olumlu durumlara ve olaylara karşı vücudumuzun verdiği bir tür tepki. Bu stres insanın heyecanını ve iç motivasyonunu artırıyor, hedefine odaklanmasını sağlıyor.

Negatif stres ise hoşa gitmeyen, huzursuzluk ve endişe duyduğumuz olay ve durum karşısında ortaya çıkar. Hayatın herhangi bir noktasında başarısızlık yaşama, işten ayrılma, boşanma ve kayıplar negatif stres yaratan durumlardır. Bireylerin bu noktada olumsuz durumlar karşısında baş etme becerileri azalır, gün içindeki performansları etkilenir ve sonucunda ruhsal ya da fiziksel problemler yaşaması kaçınılmaz olur.
Bu günlerde ülkece, hatta dünyaca zor günler yaşıyoruz. Koronavirüs vakaları arttıkça eminim bu durum birçoğumuz için büyük bir stres kaynağı haline geliyor. Bu konuda elinizden geldiğince tedbir alıp, stresi minimize etmeye çalışın. Çünkü uzun vadede stres bağışıklık sistemini de olumsuz etkiliyor. Kronikleşen stres bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir ve sizi bakteri ve virüslere karşı daha korunmasız hale getirebilir.

Stresinizi yönetin



Peki, stresle nasıl baş edilir?

Stres hayatın her noktasında; ondan kaçmak, görmezden gelmek bir seçenek ama çözüm değil. Yaşam kalitemizi artırmak için stresle baş edip onu yönetmeye çalışmak en olması gerekeni. Stresli durumlarda bazı bireyler normalden daha fazla uyur, bazıları yeme davranışlarını değiştirir, bazıları daha fazla sigara ve alkole başvurabilir. Bunlar stresle baş etmede ilk akla gelen çözümler ama maalesef birçoğu bağışıklık sistemini de olumsuz etkiliyor. Özellikle bağışıklık sistemimizi de düşünmemiz gereken ve evde uzun uzun vakit de geçiriyorken stresle baş etmek için daha faydalı yöntemlere başvurabiliriz. Olumsuzluklara odaklanmak yerine gerekli tedbiri alıp, umutla ve sabırla bu süreci yönetmek önemli. İşte benim önerilerim:Stres hayatın her noktasında; ondan kaçmak, görmezden gelmek bir seçenek ama çözüm değil. Yaşam kalitemizi artırmak için stresle baş edip onu yönetmeye çalışmak en olması gerekeni. Stresli durumlarda bazı bireyler normalden daha fazla uyur, bazıları yeme davranışlarını değiştirir, bazıları daha fazla sigara ve alkole başvurabilir. Bunlar stresle baş etmede ilk akla gelen çözümler ama maalesef birçoğu bağışıklık sistemini de olumsuz etkiliyor. Özellikle bağışıklık sistemimizi de düşünmemiz gereken ve evde uzun uzun vakit de geçiriyorken stresle baş etmek için daha faydalı yöntemlere başvurabiliriz. Olumsuzluklara odaklanmak yerine gerekli tedbiri alıp, umutla ve sabırla bu süreci yönetmek önemli.

İşte benim önerilerim:

Haberin Devamı

Meditasyon veya yoga yapabilirsiniz,

Sevdiğiniz müzikleri dinleyip dans edebilirsiniz,

Haberin Devamı

Sizi motive edecek dizileri izleyebilirsiniz,

Sağlıklı tarifler deneyebilirsiniz,

Kitap okuyabilirsiniz.Bunların yanı sıra besinlerden de stresle mücadelede yardım alabilirsiniz.

İşte 5 önemli stres savar besin:

1. Çikolata: Stres durumunda genellikle yöneldiğimiz besinler arasında çikolata yer alır. Birçok çalışma; içeriğinde bulunan kakao polifenollerinin stres seviyesi yüksek ve normal sağlıklı bireylerin stresini azaltmada etkili olduğunu gösteriyor. Çalışmalar sadece günde 40 gram bitter çikolatanın bile stres seviyelerini azaltabileceğini söylüyor.

2. Probiyotik içeren fermente besinler: Kefir veya probiyotik bakteri eklenmiş besinlerin bireylerde sosyal kaygıyı ve stresi azaltabileceği sonucuna ulaşılmış. 

3. Yağlı tohumlar: Potasyum ve magnezyum içeriği yüksek keten tohumu, kabak çekirdeği ve ayçiçeği çekirdeği gibi yağlı tohumların stresi azaltan besinler olduğunu gösteren çalışmalar da var. 

4. Yeşil çay: Bitki çaylarının rahatlatıcı ve stres azaltıcı etkisinden yaralanabilirsiniz. Özellikle yeşil çayın içeriğinde bulunan teaninin amino asidi serotonin ve dopamin üretimini destekleyerek, gün içindeki yaşadığınız stres kaynaklı gerginliği azaltarak sizi sakinleştirebilir. Melisa ve papatya çayının da rahatlatıcı etkisinden faydalanabilirsiniz.

5. Yağlı balıklar: Omega-3 kaynağı olan yağlı balıklar, içerdikleri faydalı yağ asitleriyle stresin azalmasına yardımcı olurlar. Haftada en az iki kez balık tüketimine özen gösterin.

Gün içinde en çok ellediğiniz yerler!

Koronavirüsten korunmak ve yayılmasını engellemek için yapmamız gereken en önemli şeylerden birinin de kişisel hijyene dikkat etmek ve sık sık ellerimizi en az 20 dk. boyunca yıkamak olduğunu biliyoruz. Ben de sizlere bugün gün içinde en çok dokunduğunuz, gözünüzden kaçan ama virüs ve bakteri açısından riskli olabilecek yerleri ve nesneleri hatırlatmak istedim. Özellikle bu cisimlere veya bu yerlere dokunduktan sonra ellerinizi ağzınıza, burnunuza veya yüzünüze götürmeden mutlaka yıkamayı unutmayın.

Haberin Devamı

Para

Cüzdan

Kredi kartları

Kapı zilleri (asansör tuşları...)

Cep telefonları

Bilgisayar klavyesi

Kumanda

Mutfak havlusu

Kıyafetler

Kapı kolları

Bulaşık süngeri

Mutfak eşyaları (kahve makinesi, fırın, bardak...)