Geçtiğimiz hafta İstanbul’da ‘Kahve Festivali’ vardı. Türk halkı olarak kahveyi sevdiğimiz bir gerçek. Atalarımızdan miras Türk kahvemiz bile var. Peki bize faydaları ve içerken dikkat etmemiz gerekenler neler?
En çok bilinen yararı, bizi daha enerjik yapması. İçindeki kafein beynimizde var olan ve uyumamızı sağlayan adenozin adlı bir molekülü bloke eder ve bizi uyanık tutar. Kafein beyinde depresyon riskini azaltan ve ruh durumunu iyileştiren dopamin ve glutamin adlı iki doğal uyarıcı molekülün üretilmesini sağlar. Sonuç olarak, daha yüksek enerji seviyesine sahip olur ve yüksek seviyelerde çalışma gücü elde edersiniz.
Adrenalin artışını sağlar
Aynı zamanda fiziksel performansın artmasına katkıda bulunan adrenalin hormonunun artışını sağlar. Egzersiz veya spor öncesi bir bardak kahvenin performansı olumlu yönde etkilediğine dair çalışmalar var ve kafein doping listesinde değil. Ama yine de fazla kafeinin yan etkileri olabileceğini de unutmamak gerek. Kahvenin, kafein dışında birçok bileşeni daha var. Özellikle antioksidan bakımından zengin. Antioksidanlar, vücudumuzda hasara sebep olabilecek radikallerle savaşıp, birçok hastalığa karşı koruyucu olarak görev alırlar. Kalp
Meslek hayatım boyunca, çok fazla kilo verme sürecine dahil oldum. Aşağıdaki hikaye birçoğunuza tanıdık geliyor olabilir, bir de benden dinleyin...
Yıllardır birkaç kilo veya çok daha fazlasını vermeye çalışıyorsunuz, belki biraz veriyorsunuz ama sonrasında geri alıyorsunuz. Sürekli git-gel şeklinde devam eden tartı rutininizde, her defasında başka bir motivasyona sığındığınızı fark ettiniz mi? Belki bundan yıllar önce düğününüzde güzel görünmek için kilo vermeye çalıştınız ya da bebek sahibi olabilmek için... Çok sevdiğiniz elbisenize girebilmek veya yaz tatilinde daha fit görünebilmek, mezuniyet balosuna hazırlanmak da zaman zaman kilo vermek için sizi tetikledi. Peki neden kalıcı sonuca ulaşamadınız?
Hakikaten neden kilo vermek istiyorsunuz? Bu soruyu biraz düşünün. Kilo kaybı aşağıdakileri nasıl etkileyecek?
- Aşk hayatı, arkadaşlıklar, aile, kariyer ve sosyal hayat
- Enerji seviyesi, hobi ve eğlenceli aktivitelere katılım
- Bedeniniz, sağlığınız, öz imaj ve akılsal bakış açısı
Kilo vermek, büyük ihtimalle tamamını iyi etkileyecektir ama ben hepsini teker teker spesifik olarak düşünmenizi istiyorum. Mesela, kilo vermek, tatilde mayo veya bikinilerle daha rahat gezmek anlamına ge
Okullar açıldı ve yeni dönem başladı. Annelerin en büyük telaşı, yine beslenme çantaları ve okulda yenen yemekler... Bu konuyu çok önemsiyorum ve her sene sizlerle paylaşmaya özen gösteriyorum. Çocukların başarısı, beslenmeyle doğrudan ilgili... Bu sebeple öğrenciler için kahvaltı, olmazsa olmaz. Sevgili anneler-babalar, ne yapın ne edin, onları kahvaltısız okula göndermeyin.
Kahvaltı önemli
Kahvaltı, yetişkinlerdeki kadar çocuklarda da önemli. Onlar için de gün nasıl başlarsa, öyle gidiyor. Birçok minik sabahları iştahsızlık yaşıyor biliyorum, ama illa koca bir sofrada uzun süren kahvaltı yapması gerekmiyor.
En azından bir yumurta veya bir dilim peynirle bir dilim ekmek yedirmeye çalışın.
Bir çalışmaya göre, 9-10 yaşlarında 2 bin 379 çocuk, dokuz yıl boyunca takip ediliyor. Sonuçta kahvaltı yapanların daha fazla kalsiyum ve lif aldığı, ayrıca obezite görülme riskinin düşük olduğu bildiriliyor. Kahvaltı edenler düzenli öğün alışkanlığı ve yaşam şekline sahip oluyor. Başarı oranı da daha da yüksek.
Meyve şart!
Okul dönemi, özellikle de havaların soğuduğu ve salgın hastalıkların da artığı zamanda başladı. Bir de çocukların her zamankinden çok daha fazla kalabalık ve kapalı bir ortama gi
Kilolu olmanızın ya da düzenli aralıklarla almanızın altında birçok sebep yatabilir. Diyete başlamadan önce, size kilo aldıran ya da vermenizi engelleyen gerçek nedeni bulmanız gerekir. Sonrasında uygun bir hedef belirleyerek, emin adımlarla ilerleyebilirsiniz.
İşte fazla kiloya yol açabilecek 10 faktör:
1. Hormonlar
Bazı hormonal problemler, diyet de yapsanız, egzersizden destek de alsanız, kilo vermenizi engelleyebilir. Uzun süredir kilo problemi yaşıyorsanız, mutlaka bir hekimle görüşüp, ayrıntılı kan tahlili yaptırın. Bu durumun altında yatan hormonal bir problem varsa, çözmeden kilo vermeniz çok zor olacaktır. Özellikle insülin direnci veya hipotiroidi gibi rahatsızlıklar, en sık karşılaştıklarımız arasında...
2. Hızlı yemek yemek
Araştırmalar, yemeklerini hızlı yiyen kişilerin, kilolu veya obez olma eğiliminde bulunduğunu gösteriyor. Bunun nedeni, vücudunuzun beyninize ‘doydum’ sinyalini verememesi ve ihtiyaç duyduğundan fazla yemesidir.
3. Su içmemek
Sonbahar ayları kendini hissettirmeye başladıkça, bahar yorgunluğu belirtileri de kendini gösteriyor. Özellikle birçok danışanımdan, sabahları uykularını alamadan uyandıklarını duyuyorum. Peki kaliteli bir uykunun veya sabahları çok daha dinç uyanmanın bir yolu var mı? Aslında birkaç farklı yolu var. Öncelikle, beslenme düzeninizi gözden geçirmeniz, stresi mümkün olduğunca azaltmanız ve gün içinde biraz da egzersiz yapmanız önemli. Bütün bunlara rağmen, uyku sorunu yaşıyorsanız, vitamin veya mineral eksikliği olabilir, hekime danışmanızda fayda var.
Magnezyum, yeryüzünde bulunan en yaygın minerallerden biridir ve birçok besinde bulunur. Vücudumuzdaki 600’den fazla hücresel reaksiyonda kullanılır. Aslında, her hücre ve organın düzgün çalışması için bu minerale ihtiyacı vardır. Kemik sağlığının yanı sıra, uygun beyin, kalp ve kas fonksiyonlarına da katkıda bulunur. Magnezyum takviyeleri, inflamasyonla mücadele, kabızlık ve kan basıncını düşürmek de dahil olmak üzere, birçok faydaya bağlanmıştır.
Sorunları çözebilir
Magnezyum yetersizliği, uyku kalitesinde azalmaya, hatta uykusuzluğa bile neden olabilir. Çalışmalar, bu mineralin optimal düzeylerinin, normal uyku için gerekli olduğunu
Depresyon, çağımızın en yaygın hastalıklarından biri. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada birçok insanı etkileyen bu durum, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, ortalama 350 milyon insanda görülüyor. Bu rakam, ortalama dünya nüfusunun yüzde 5’ine denk geliyor.
Hayatımızda birçok şey, strese sebep olabiliyor. Bazen iş, bazen ev, çocuklar, eş hatta bazen yediğiniz yemekler bile, stres sebebi olabiliyor. Diyet yapma stresi de ihmal edilmemesi gereken bir tür. Bütün bu unsurlar kronik halde seyredince, bir süre sonra depresyon kapıların ardından çıkabiliyor. Yani aslında depresyon her yerde bizimle olabilen ve yaşadığımız her zaman karşımıza çıkabilen yaygın bir sorun. Peki depresyonda olduğumuzu nasıl anlayabiliriz? Bu sorunun cevabı için size Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü’nün belirtilerini yazmak istedim:
- Yorgunluk ve enerji eksikliği
- Suçluluk, değersizlik/çaresizlik hissi
- Umutsuzluk/kötümserlik duyguları
- Uykusuzluk, erken uyanmak veya aşırı uyuma isteği
Son günlerde etlerle ilgili çıkan haberlerden sonra, birçoğumuz yemeye korkar olduk. Eğer siz de endişeliyseniz, diğer protein kaynağı besinleri gözden geçirmenizde fayda var. Et dışında, yumurta ve süt ürünleri de hayvansal kaynaklı protein içerir. Bitkisel protein kaynakları da beslenmemizde çok büyük yer kaplıyor. Kurubaklagiller, mercimek, nohut ve fasulye gibi... Üstelik protein ve lif içerikleri sayesinde, kilo kaybını destekliyor ve uzun süre tok kalmaya da yardımcı oluyorlar. Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir çalışmaya göre, günde bir porsiyon baklagil tüketimi, tokluk hissini artırıyor, kilo kaybını ve yönetimini kolaylaştırıyor. 122 kişinin katıldığı dokuz klinik çalışmanın meta-analizi sonucunda, günde 160 gram baklagil yiyenler, tüketmeyenlerle karşılaştırıldığında tokluk hissinin yüzde
31 daha fazla hissedildiği bulunmuş.
Ben de bugün size biraz mercimekten bahsetmek istedim. Mercimek denince elbette ‘Mercimekçi Teyze’ olarak da bilinen ve mercimeği tüm ülkeye sevdiren canım hocam Prof. Dr. Ayşe Baysal’ı anmadan geçmek olmaz!
Antioksidan bileşenler içerir
Mercimek, sağlığımızın korunmasına yardımcı olan antioksidan ve polifenollerden zengindir. Procyanidin ve
Glutensiz beslenme ve gıdalar, zaman zaman gündeme geliyor. Konu, özellikle son yıllarda fazlasıyla konuşulmaya başlandı. Glutensiz ürün pazarı da, gün geçtikçe genişliyor. Çünkü bu şekilde beslenme, kilo kaybının veya sağlıklı olmanın anahtarıymış gibi tercih edilebiliyor. ABD glutensiz ürün pazarına göre gelir, 2014 yılında 5.9 milyon dolarken, 2015’te 6.7 milyon dolara çıktı. 2025 yılına kadar, bu rakamın katlanarak büyüyeceği tahmin ediliyor. Peki gluten tahmin ettiğiniz kadar sağlıklı mı?
Çölyak ve hassasiyet
Buğday, çavdar ve arpada bulunan büyük yapılı protein gluten, hassasiyeti olanlar veya çölyak hastaları tarafından sindirilemez. Birçok sağlık sorununa yol açan böyle durumlarda genel olarak; bireylerde şişkinlik, ishal, karın ağrısı ve kilo kaybı gibi semptomlar baş gösterir. Çölyak hastalarının kalıcı, hassasiyeti olanlarınsa belirli bir süre gluteni hayatlarından çıkarmaları gerekir.
Tercih zorunluluğu yok
Birçok mekanda, tarif kitaplarında, hatta sosyal medyadaki hesaplarda bile glutensiz tarifler bulabilirsiniz. Peki sağlıklı bireyler, bu besinleri tercih etmek zorunda mı? Veya bunun avantajı var mı? Elbette hayır. Ama son yıllarda glutensiz beslenme, kilo kaybı