Aşırı sıcak hava ve nem, bazı hastalıklar için risk oluşturuyor. Akla ilk başta tansiyon, kalp ve otoimmün hastalıklar geliyor. Bu sağlık sorunlarına karşı beslenmenin yanı sıra yardımcı ve serinletici güçleri kullanarak bu süreci nasıl yönetebileceğimize bakalım.
Ağustos ayının ilk günlerini geride bırakırken bu ay için de sıcaklık uyarıları gelmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde dünya genelinde 21 Temmuz en sıcak gün ilan edildi, ağustos ayı için yeni rekor tahminleri veriliyor. Aşırı sıcak hava ve nemin etkisiyle terleme sonrasında vücutta sıvı ve tuz kaybı ortaya çıkıyor ve bu durum bazı hastalıklar için risk oluşturuyor. Akla ilk başta tansiyon, kalp ve otoimmün hastalıklar geliyor. Ben de bugün sıklığı giderek artan bu hastalıklar ve sıcaklarla ilişkisini değerlendirmek istedim. Öyle ki hava durumu bu sağlık problemlerinin tetiklenmesinde rol oynayan faktörler arasında. Beslenmeyi yardımcı ve serinletici güç olarak kullanarak bu süreci yönetebilirsiniz.
HİPERTANSYONLULAR
Elbette çoğu hastalıkta olduğu gibi hipertansiyonda da beslenme
Temmuza veda ederken ağustos ayı bizi yüksek hava sıcaklıkları ile karşılıyor. Çoğumuzun sevdiği, su içeriği yüksek meyve ve sebzeler de ağustos ayının en serinletici yanlarından biri olsa gerek... Peki meyve tüketiminizi arttırarak, ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek depresyonu önleyebileceğinizi söylesem? The Journal Of Nutrition, Health and Aging dergisinde geçtiğimiz günlerde yayımlanan araştırmaya göre yetişkinlik döneminde tükettiğiniz sebze meyveler, ilerleyen dönemdeki ruh sağlığınız üzerinde söz sahibi.
Yüzde 21 daha düşük risk
Dünya genelinde yaşlı nüfus artıyor, raporlar yaş ilerledikçe depresif semptomların yaygınlığına da dikkat çekiyor. Gecikmiş bilişsel duyu ve iştah kaybı, uykusuzluk, düşük konsantrasyon ve artan yorgunluk gibi semptomlar da buna örnek verilebilir. Yaş almayla ilişkili bu nörodejeneratif değişikliklerde beslenmenin rolü de oldukça büyük.
Bakın çok yeni bir araştırma bu ilişkiyi nasıl açıklıyor; ortalama yaşları 50 olan 13 bin 738 birey 20 yıllık bir süre boyunca takip
Olimpiyatlar başladı, kalbimiz ve enerjimiz Paris’te. Beslenme konusunda, 7 millî sporcumuza danışmanlık veren Aybüke Aydın, bize sporcuların performans sırlarını anlattı.
Olimpiyat heyecanına bu yıl 102 sporcumuzla katılıyoruz. Bu olimpiyatlarda farklı konu başlıkları ortaya çıkıyor. Bunlardan biri etkilerine şahit olduğumuz iklim krizi, toplumsal cinsiyet eşitliği ve hem sporcularda hem de organizasyonda bitki bazlı beslenmedeki gözle görülür artış. Yüksek sıcaklıklardan sporcuların ya da izleyicilerin etkilendiğine dair haberlerle karşılaşmamız olası. Üstelik sporcular sıcağın performansa etkisi konusunda konuşmaktan çekiniyor ve bunun güçsüzlük olarak algılanabileceğini düşünüyor. Diğer yandan sporcuların beslenme düzenleri oldukça önemli. 7 millî sporcumuza beslenme danışmanlığı yapan Aybüke Aydın ile Olimpiyata özel bazı performans sırlarını konuştuk.
Olimpiyat heyecanına bu yıl 102 sporcumuzla katılıyoruz. Bu olimpiyatlarda farklı konu başlıkları ortaya çıkıyor. Bunlardan biri etkilerine şahit olduğumuz iklim krizi, toplumsal cinsiyet
Her hafta farklı bir sıcak hava dalgası ile mücadele etmek kalbinizi yormuş olabilir mi? Temmuz ayı boyunca yükselerek seyreden sıcaklıklar bazı hastalıklar için de tetikleyici rol oynayabiliyor. Öyle ki yapılan araştırmalar yüksek sıcaklıkların akciğer problemleri, astım, alerji, kalp, karaciğer ve böbrek hastalıkları üzerinde etkili olabileceğini vurguluyor.
Aşırı sıcaklık ve nemin özellikle kalp damar ve hipertansiyon açısından yüksek risk oluşturduğunu hatırlatmakta fayda var. American Heart Association tarafından yayımlanan araştırmaya göre ilerleyen dönemlerde aşırı sıcaklara bağlı kalp-damar kaynaklı ölümlerde yüzde 162’lik bir artış olacağını öngörüyor, evet yanlış duymadınız. Çalışmada 2036-2065 yılları arasında aşırı sıcaklarla ilişkili kardiyovasküler yükte öngörülen değişim değerlendirilmiş. Üstelik iklim krizinin etkisini arttırmasıyla bu oranın daha da artabileceği vurgulanıyor.
Yani sadece bu yaz değil, önümüzdeki yıllarda da sıcaklıklarla mücadele edeceğiz, bu nedenle hem sağlık hem de doğa için
Kovid-19 tarihe karışmak için ayak diriyor. Şimdi de ‘FLİRT’ adlı yeni varyantıyla ortalıkta. Diğer yandan klimalı ortamlarda geçirilen sürenin artması, buzlu içecek tüketimi gibi faktörler yüzünden soğuk algınlığı oranları da giderek artıyor. Bağışıklığımızı etkileyen bu aşırı sıcak günlerde birbirleri ile iyi anlaşan, bir diğer deyişle birlikte tüketildiğinde sinerjist etki gösteren vitamin, mineral ve besinlerden bahsetmek istiyorum.
Son günlerde çevrenizde ateş, boğaz ağrısı gibi semptomların arttığını görüyorsanız yalnız değilsiniz. Hava sıcaklıkları giderek artıyor, nem tüm etkisini üzerimizde gösteriyor ama maalesef virüsler sıcak dinlemiyor. Kovid-19 mutasyonları etkilerini göstermeye devam ederken son günlerde sıklıkla duyduğumuz bir varyant var: ‘FLiRT’. Mayıs ayından bu yana artan vakalarda Dünya Sağlık Örgütü bu varyant üzerinden uyarıda bulunuyor, bazı yayınlar ise “Yaz Kovid’i” olarak tanımlıyor. FLiRT, varyantların genetik kodlarındaki mutasyonların isimleri kullanılarak oluşturulan bir
Sıcak yaz günlerinde açık havaya taşınan yemekler, son öğünün geç saate kalması, kalabalık sofralar... Şüphesiz ki hiçbir şey mevsim sebze ve meyveleri ile dolu rengarenk bir sofra kadar yaz mevsimini çağrıştıramaz. Nemin ve sıcaklığın etkisini giderek artırdığı bugünlerde ferahlatıcı etkisi ile salatalar sofraların vazgeçilmezi oluyor. Peki salata hazırlarken nelere dikkat etmeliyiz?
Akdeniz tipi beslenme
Sıcak havada su, vitamin, mineral ve lif içeriği yüksek meyve, sebze ve tam tahıllara dayalı beslenme en iyi seçeneklerden. Kabak, salatalık, kavun, karpuz gibi pek çok yaz sebze meyvesi bu anlamda size yardımcı olacak. Cell dergisinde yayımlanan bir araştırmada 50 binden fazla birey değerlendirilmiş. Araştırma, daha iyi kardiyometabolik sağlığa sahip olan bireylerin bağırsaklarında Blastocystis seviyelerinin daha yüksek olduğunu belirtiyor. Blastocystis’in seviyeleri ise bitki bazlı, Akdeniz tipi bir beslenme programı ve minimum düzeyde ve işlenmiş gıdalar ile doğrudan ilişkili bulunmuş.
Salatanıza protein eklemek için ise ızgara balık veya peynir
Uyku tutmayan, en ufak bir serinliği, esintiyi aratan sıcaklar geldi çattı! Uzmanların, hava sıcaklığının İstanbul’da 33 dereceye yükseleceği, nem oranının ise yüzde 70-90’larda seyredeceği yönündeki tahminleri var. Öyle ki nemden dolayı hissettiğimiz sıcaklık 39-40 dereceyi buluyor. Sıcaklardan korunmak için ise herkesin kaçış yolu farklı oluyor. Bazıları denize inip serinlemeye çalışacak, bir kısmımız işlerini bırakamadığı için, çareyi klimalarda arayacak. Bu havalarda vücudun sıvı dengesini önemsemek kıymetli. Gelin bu sıcaklarda bir “oh!” dedirtecek yardımcı kuvvetleri ve doğru bilinen yanlışları hatırlayalım.
AŞIRI YAĞLI VE ŞEKERLİ BESİNLER YERİNE ALTERNATİF
Sıcak havalarda yaygın olarak meydana gelen hastalıklardan biri gıda zehirlenmeleri. Lütfen tükettiğiniz sebze ve meyveyi iyice yıkamaya özen gösterin. Tüketeceğiniz besinleri güneşte uzun süre muhafaza etmeyin; kremalı veya mayonezli yiyeceklerden yazın uzak durmaya gayret edin. Bu besinler sıcaklardan çok çabuk etkilendiği gibi sindirim problemlerine de yol
Sıcak ve nem oranının her geçen gün arttığı bugünlerde vücudunuzun sıvı ihtiyacının da paralel olarak arttığını hatırlamak gerekiyor. Yaz sebze ve meyveleri ise bu konuda adeta yardımımıza koşuyor. Salatalık, kabak, kavun, karpuz gibi mevsim sebze meyveleri yüksek sıvı içeriğiyle sofranızda yer alması gereken alternatifler arasında. Temmuz ayı demek yaz sofralarının vazgeçilmezi kavun ve karpuz demek iken gelin bu ikiliyi yakından inceleyelim.
Doğal ferahlatıcı
Yüksek su içeriğiyle yaz aylarında sofralarımızı renklendiren karpuzun bir ince dilimi (150-200 g) ortalama 50-60 kalori içeriyor. Özellikle kırmızı renkli iç kısmının likopen içeriği yüksek olduğunu hatırlatmakta fayda var. Likopen çok güçlü bir antioksidandır; hücrelerin korunmasında ve toksinlerin atılmasına yardımcı olur. American Cancer Society (ACS) Journals’ın yaptığı bir çalışmada, karpuz, domates gibi besinlerin içeriğinde bulunan likopenin, bir böbrek kanseri türü olan renal hücreli karsinom riskini azaltabileceği belirtiliyor. Ayrıca, likopen sağlıklı