Yeni yıl birçoğunuz için yine yeni kararlarla birlikte gelecek. Yaygın olarak alınan yeni yıl kararlarından bazıları size tanıdık gelebilir; “Bu yıl daha fazla egzersiz yapacağım, sigarayı bırakacağım, daha fazla seyahat edeceğim, kilo vereceğim” ve daha nicesi. Bu yıl kararlarınız arasında sofranızı renklendirmek de yer alsın. Öyle ki tabağınıza koyduğunuz her lokma, sadece sizin değil, gelecek nesillerinizin de sağlığını etkiliyor.
Tulane Üniversitesi’nde yapılan çok yeni bir araştırmada, düşük protein alımının böbrek sağlığı üzerindeki etkileri incelenmiş. Bu etkinin nesiller boyu taşınabileceği çalışmanın ilgi çekici sonuçları arasında. Yetersiz protein tüketiminin, böbreklerdeki ‘nefron’ adı verilen filtre birimlerinin sayısını azaltabileceği vurgulanıyor, bu durum sadece bireysel sağlığımızı değil, gelecek nesillerimizin yaşam kalitesini de riske atabiliyor.
Bitkisel protein kaynakları
Sadece protein miktarı değil, kaynağı da önemli. Bitkisel proteinlerden mercimek, nohut gibi baklagilleri; hayvansal proteinlerden ise kaliteli, doğru pişirilmiş et, balık, tavuk
Yeni yılda OMAD diyetini, longevity kavramını çok konuşacağız. Peki, bir öğün yiyerek beslenmenin artıları eksileri ne olabilir? Uzun ve sağlıklı yaşamayı formüle eden longevity, kalbimize nasıl sesleniyor? Prof. Dr. Murat Aksoy görüşlerini bizimle paylaşıyor.
2025 için geri saymaya başlamışken siz de bu yıl hedefleriniz arasına kilo vermeyi koymuş ve kendinize yeni bir beslenme modeli aramaya başlamış olabilirsiniz. Son dönemlerde öne çıkan ve New York Times gibi prestijli kaynaklarda yer bulan OMAD (One Meal A Day/Günlük tek öğün beslenme) diyeti, beslenme dünyasında da çok tartışılan konulardan biri. OMAD diyeti, gün içinde yalnızca tek bir ana öğün tüketmeye dayanan bir beslenme modeli. Aralıklı orucun (Intermittent fasting) bir versiyonu olan bu yaklaşımda, kalan süreç boyunca su, şekersiz çay ve kahve gibi sıvıların tüketilmesine izin veriliyor. OMAD diyeti, vücudun uzun süre sindirim yapmayarak enerji dengesini yeniden oluşturmasını hedefliyor. Araştırmalara göre, bu süreç vücuttaki otofaji mekanizmasını
15 Aralık Uluslararası Çay Günü’ydü. Çay, Türk toplumunda günün her anının eşlikçisi. Çaya zaman koymayı sevmeyen bir ülkeyiz. Çayın olmadığı bir kahvaltı veya bir toplantı masası düşünülemez. Öyle ki Dünya çapında çay tüketimine bakıldığında Avrupa birincisi olduğumuz da bunu doğruluyor. Ama en önemlisi çay bizim için yerel bir ürün, dışa bağımlılığımızın olmadığı aksine ihracatta en güçlü olduğumuz ürünlerden biri. Ben de bugün kültürümüzün bir parçası, milli içeceğimiz çay ile ilgili en çok merak edilen 10 sorunun cevabını paylaşmak istedim.
1 Çay kafein içerir mi?
Bir çay bardağı demleme siyah çayda 40-60 miligram kafein bulunuyor. Fakat kahveye göre bir artısı var. Kahve kafein içeriği ile direkt uyarıcı etkiye sahip iken çay hem kafein hem de theanine içeriği ile bunu daha dengeli bir şekilde sağlıyor.
2 Çay demiri bağlar mı?
Evet, özellikle bitkisel gıdalarda
Hava, toprak, su iyi olmadan biz de iyi olamayız. Üçünü de tarım ilaçlarıyla kendi ellerimizle hasta eden de biz; sonuçta yine hasta olan da biziz! Mutfakta bazı önlemler alabiliriz, ancak genel bir iyileşme için 7 maddelik bir reçetem var.
Son zamanlarda herkesin kafasını çok kurcalayan bir konuyu hem beslenme uzmanı hem de tarım ve iklim konularında kafa yoran biri olarak paylaşmak istiyorum; tarım ilaçlarının kontrolsüz kullanımı ve sofralarımızdaki zehir. Ben yıllardır “hava hasta, toprak hasta, su hasta” diyorum. Onlar iyi olmadan bizim de iyi olmamız mümkün değil diyorum. İşte tam da bunun için. Öyle ki insan yaşadığı doğayla bir bütün, insan evrenin bir parçası. Tüm parçalar hasta olunca bizim iyi olmamız mümkün mü?
Ülkemizde tarım ilaçlarının kontrolsüz kullanımı uzun zamandır açıklığa kavuşmayan problemlerden biri. Son günlerde ise sosyal medyada sıklıkla yer almaya başladı; şimdi daha çok kişi bu konuyu gündeme getiriyor, tüketiciler kendi analizlerini yaptıracak kadar işin
Bel çevresi yani karın bölgesindeki yağlanma birçok kişi için ortak problemlerden biri. Peki bu konuda bildiklerinizi gözden geçirmeye ne dersiniz? Bel çevresi yağlanması kalp ve damar hastalıkları, inme, tansiyon ve diyabet gibi hastalıklar için de önemli bir risk faktörü. Elinize bir mezura alıp bel çevrenizi ölçtüğünüzde erkeklerde 94 cm’nin kadınlarda ise 80 cm’nin üzerindeyseniz tehlike çanları çalıyor demektir. Bel çevrenizin genişliğinin artması aynı zamanda iç yağlanma riski konusunda da en büyük faktörlerden biri. Öyle ki vücudumuzun gövde kısmında bulunan ve yaşamsal önem taşıyan organlarımızın çevresinde oluşan yağlanma birçok konuda tehdit oluşturabiliyor.
Elbette vücudumuzdaki tüm organlar ayrı önem taşıyor, fakat karaciğerin gördüğü fonksiyonlar nedeniyle çok önemli bir yere sahip olduğu unutulmamalı. Kendisi protein, karbonhidrat, yağ, vitaminler ve ilaçların vücudumuzda işlem görebilmesinden sorumlu. Sağlıklı
Oxford Sözlüğü bu yılın kelimesini ‘brain rot’ yani ‘beyin çürümesi’ olarak belirledi. Sosyal medyanın kötü beslenme alışkanlıklarını etkilediği gerçeği karşısında; zihnimizi uyuşturan içeriklere uzun süre maruz kalma sonucu ortaya çıkan bu ‘çürümeden’ beynimizi nasıl koruyabiliriz? Sizlere 3 önerim olacak.
Gün içerisinde sosyal medyada geçirdiğiniz dakikaları düşünün… Neredeyse çoğumuzda günlük hayatın bir parçası olan bu süre, eğer saatler boyu sürüyorsa siz de beyin çürümesi yaşıyor olabilirsiniz. Sosyal medyada bitmek bilmeyen gezinme ve zihin uyuşturan içerikler nedeniyle endişeler devam ederken, Oxford Sözlüğü 2024 yılının kelimesini ‘brain rot’ yani ‘beyin çürümesi’ olarak açıkladı. Yaklaşık 40 bin kişinin oy kullanması sonucu belirlenen bu terim, zihni uyuşturan içeriklerle, sosyal medyada sonsuz kaydırmanın etkilerinin altını çiziyor, hatta bizlere bir uyarıda bulunuyor.
Hoş geldin aralık ayı, hoş geldin kış, güzelliklerle gel! Yeni yıla bir aydan az bir süre kalmışken bu aya kendinize yeni hedefler belirleyerek başlamaya ve yeni yıla sağlık dolu girmeye ne dersiniz? Kendinizi yenilemek, hedeflerinize yeniden odaklanmak istiyorsanız sizleri yeni bir terim ve akım ile tanıştırmak istiyorum. ‘Winter Arc’ kavramını gelin birlikte inceleyelim.
Bu terim aslında kışın kabuğuna çekilenler için bir meydan okuma. Sosyal medya trendi olan bu akım kahramanın bir zorlu dönemden geçerek kendini geliştirdiği ‘arc’ kavramından geliyor. Hedeflerimi tamamlayamadım demeden, tüm kış mevsiminin size ait olduğunu vurgularken kişisel gelişim, zihinsel dönüşüm gibi kavramlara odaklanıyor. Okumak istediğiniz kitapları, başlamak istediğiniz spor programını, ertelediğiniz aktiviteleri düşünün. Geç kalmış değilsiniz. Winter arc akımı 1 Ekim’de başlayıp 1 Ocak’a kadar devam ediyor üç ay sürüyor. Kendisi üç ay süren dönem içerisinde istediğiniz zaman başlayabileceğiniz bir meydan okuma. Kimisi bu üç ay
Bir besinin sihirli değnek etkisi olabilir mi? Mucize diye gösterilen bir gıda hemen kilo verdirir mi? Bunlardan biri sosyal medyada karşınıza çıkan ‘chia mucizesi’ ise size pek de iyi olmayan bir haberim var
Yeni yıla merhaba dememize yalnızca 1 ay kaldı... Yeni yıla yeni hedeflerle başlanır; diyet ve kilo verme isteği de genellikle bu hedeflerin başında gelir. Fakat hedefleriniz arasında hızlı kilo vermek varsa aman dikkat! Bir kez daha hatırlatayım: Kısa sürede verilen kilolar, sonrasında size fazlasıyla zarar verebiliyor. Elbette burada sosyal medyanın etkisinden bahsetmesek olmaz. Eminim çoğunuz sosyal medyada gördüğünüz ve beğendiğiniz yemekleri kaydetmiş veya bir yakın arkadaşınıza göndermişsinizdir. Bunlardan biri ‘chia mucizesi’ ise size pek de iyi olmayan bir haberim var. Son yıllarda tüketimi daha da moda hâline gelen chia hakkında birçok yerde doğru olup olmadığı bilinmeyen bir sürü bilgi bulunuyor.
Siz de bu süper gıda gibi görünen chianın yağ yakmayı artıracağına, hedeflediğiniz kiloya kısa sürede ulaşmanıza yardımcı olacağını