Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Erdoğan’ın adaylığına yönelik tartışmaları değerlendiren Bozdağ, “18 Haziran 2023’te yapılacak seçim cumhurbaşkanımızın aday olacağı 2. seçimdir. Burada yoruma hacet yok” dedi. Seçimin 18 Haziran 2023’te yapılacağını vurgulayan Bozdağ, “Seçimin zamanlamasını muhalefet belirleyemez” diye konuştu...

Başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere muhalefet partileri, iktidarı beğenmedikleri yargı kararlarına karşı hakim ve savcıların görev yerlerini değiştirmekle suçluyor, hatta zaman zaman örnekler veriyor. Kılıçdaroğlu’nun yargıya dönük başka eleştirileri de var. Son olarak geçtiğimiz günlerde Kılıçdaroğlu, “Erdoğan ve atadığı Adalet Bakanı; bugün ayarını bozduğunuz kantar, yarın sizi tartar. Yapmayın bunları” paylaşımı yaptı. Bakan Bekir Bozdağ’a hem Kılıçdaroğlu’nun sözlerini hem de cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023 seçimlerinde tekrar adaylığı konusundaki tartışmalara ilişkin değerlendirmesini sordum.

Haberin Devamı

‘Seçim zamanını hükümet belirler’

Sayın Kılıçdaroğlu’nun da, diğer muhalefet partilerinin de iktidara eleştiri yönelttiği konulardan biri, gidişatı ya da sonucu beğenilmeyen davalarda savcı ya da hâkimlerin değiştirildiği iddiası. Bu eleştiriye yanıtınız nedir?

Bir defa Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği doğru değil. Türkiye’de sadece adli yargıda yılda yaklaşık 8 milyon dava görülüyor. İdari yargıyı da koyarsanız rakam daha da büyür. Hâkimler Savcılar Kurulu (HSK) her yıl kararname hazırlar. Bu sene son kararname ile 5 bin 500 civarında hâkim ve savcının yeri değişti. Belirli bir süre görev yapınca tayin hakları doğuyor ve taleplerini alıyorlar. Bir yeri diyelim 100 kişi tercih etmiş, 1 kişi gelecek, o zaman diğer taleplere bakılıyor. Yetkilerde, yetki kararnamesi ile belirleniyor. Bu yeni bir şey değil. Bu kadar davayla ilgili hâkim, savcı tayin edilirken veya yetkileri değiştirilirken laf söylemeyen Sayın Kılıçdaroğlu, şimdi böyle bir laf ediyor.

‘O hâkim kendi istediği yere atandı’

Geçenlerde İstanbul’da görevli bir hâkimin yazdığı muhalefet şerhi nedeniyle Tokat Turhal’a atandığı haberi yapıldı. Halbuki, görev süresi dolmuş. Kendisi Tokat’ın ilçelerini istemiş ve isteği doğrultusunda da atama yapılmış. Ama medyaya veya Kılıçdaroğlu gibi düşünenlere sorarsanız, ‘efendim cezalandırmak için onu oraya atadılar’. Şu anda yapılanda, bundan önce yapılan usulün tekrarından başka bir şey değil.

Haberin Devamı

‘Hâkim ve savcılara saldırıyor’

İkincisi, Sayın Kılıçdaroğlu epey bir zamandır hâkimlerimize karşı çok haksız ve saygısız bir üslupla saldırıyor. Hakarete varan açıklamaları var. 8 milyon civarında davanın görüldüğü bir yerde, tartışılan çok az sayıda karar veya dava üzerinden, bu kadar davaya bakan hâkim ve savcıya saldırmak büyük haksızlık, büyük bir saygısızlıktır.

Tartışılan konularda ise dosyayı bilerek tartışmıyorlar. Delilleri bilerek tartışmıyorlar. Taraftarlığa göre bakıyorlar. Taraftarı ceza aldıysa ‘hâkim sarayın hâkimi’; taraftarı beraat ettiyse ‘Ankara’da hâkim var, İstanbul’da hâkim var’. Kendileri lehine karar veren hâkim iyi, aleyhine karar veren hâkim kötü. Bundan dolayı ayrıca kınıyorum kendisini.

Haberin Devamı

Sayın Kılıçdaroğlu uzunca zamandır bunu yapıyor. Diyor ki, ‘Bu sizin şeref madalyanız. Biz gelince sizi ödüllendireceğiz’. Şimdiden yargıyı tehdit ediyor. Yani, ‘biz gelirsek, lehimize karar verenleri tahaffuz edeceğiz (koruyacağız), şuralara çıkaracağız. Aleyhimize karar verenlere de bunun hesabını soracağız’. Yargıya müdahale edeceğini itiraf ediyor adeta. Yani ‘ben gelirsem yargıya müdahale edeceğim. Sayın Kılıçdaroğlu belli ki ellerine imkân geçtiği zaman, yargıyı nasıl dizayn edeceklerine dair hesaplar yapıyor.

‘18 Haziran 2023’de yapılacak olan ikinci seçim’

Dönem dönem gündeme gelen bir başka konu da Sayın Cumhurbaşkanı’nın 2023 seçimlerinde tekrar aday olup olamayacağı tartışması. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da bir kez daha, seçimlerin zamanında yapılması halinde Cumhurbaşkanı’nın aday olamayacağını, ancak Meclis’in seçimi öne alma kararı alması halinde aday olabileceğini savundu. Bu konuda ne diyorsunuz? Seçimin öne alınması söz konusu mu? Meclis’in karar alması ne zaman gerekli?

Cumhurbaşkanımızın adaylığının önünde anayasal ve yasal hiçbir engel yok. Bu yorumu yapanlar kendi yorumlarını anayasa ve yasa yerine koyarak, yorumlarını uygun bir sürecin işlemesini bekliyorlar. Fevkalade yanlış bir şey. Çünkü anayasa ve yasa kuralları kişilerin yorumlarıyla, içtihatlarıyla değişmez, değiştirilemez.

Anayasamızın, cumhurbaşkanının seçimini düzenleyen 101. Maddesi ve parlamentonun seçimini düzenleyen ilgili maddeleri var. Cumhurbaşkanı seçimiyle, parlamento seçimleri yeni sistemde birlikte, aynı günde yapılıyor. Bunların yürürlüğünü düzenleyen de bir madde var. Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin maddenin yürürlük tarihinde; ‘...ilk yapılacak Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçim takviminin ilan edildiği tarihtir’, deniyor. İlk ilan edilen takvim ne? 24 Haziran 2018 seçimleri. Cumhurbaşkanımızın anayasanın bu açık hükmüne göre; girdiği ilk seçim 24 Haziran 2018 seçimidir. 18 Haziran 2023’de yapılacak seçim cumhurbaşkanımızın aday olacağı 2. seçimdir. Burada yoruma hacet yok, ihtiyaç yok. Bir kapalı, müphem durum da söz konusu değil.

‘Yeni statü, yeni hak’

İkincisi; cumhurbaşkanını önceden halk seçiyordu. Şimdi de halk seçiyor ama önceki cumhurbaşkanı, sembolik cumhurbaşkanı, yürütmenin sorumsuz kanadı. Şimdiki cumhurbaşkanı; yürütme yetkisi kendisinde olan, yürütme organı cumhurbaşkanıdır. İkisi arasında çok büyük fark var. Statüsü değişmiş. Bir de eskiden cumhurbaşkanı seçilenin partisiyle ilişiği kesilirdi. Şimdi partisiyle ilişiği kesilmiyor. Bu ne demek? Biz partili bir cumhurbaşkanı seçiyoruz. Bu da yeni bir statü. Yeni bir hak. Aday gösterme usulü değiştirildi. 100 bin seçmende aday gösterebiliyor. Yüzde 5 olan toplam partiler tek başına toplu aday gösterebiliyor.

‘AYM içtihadı ortada’

Ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin, Sayın Abdullah Gül’ün 7 yıllık görev süresi konusunda, yapılan 5 +5 değişikliği sonrasında verdiği iptal kararında söylediği pek çok şeyden biri de şu; ‘siyasi haklarda geleceğe dönük yapılan olumlu değişikliklerden vatandaşların yararlanması engellenemez’. İki defa seçilme hakkı vermişsiniz. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi; ‘bu hak geçmişte kullanıldı, biz bir defa bundan mahsup edelim’ diyemezsiniz, dedi. Ayrıca, eğer Meclis bu yönde bir irade koysaydı, Anayasaya öyle bir istisna koyardı. Yasa koyucu, böyle bir istisna koymamış. Yürütme organı adaylığı yeni bir haktır ve bu hakkı siz anayasada hüküm olmadığı durumda, yorumla, içtihatla alamazsınız. Anayasa Mahkemesi’nin de içtihadı ortada.

‘2028’de gündeme gelebilir’

Parlamento tartışmaları 2028’de gündeme gelebilir. 2028 seçimleri geldiği zaman, parlamento seçim kararı alırsa, cumhurbaşkanımız 3. kez aday olabilir. Anayasa 3. kez adaylığın da önünü açık tutuyor. Onlar 2’nci kez çok görüyorlar ama bizim anayasamız 3’üncü kez aday olma ihtimalini açık tutuyor. Onlar şimdi, olmayan bir anayasa hükmünü varmış gibi göstererek, olmayan engeli varmış gibi göstererek, yorumla cumhurbaşkanımızın önünü kesmeye çalışıyorlar.

Peki seçimin tarihini birkaç hafta da olsa öne almak gerekirse? Mayıs ayında seçim olursa?

Seçim vaktinde yapılacak. Erkene alınması diye bir şey hiçbir zaman AK Parti’nin, Cumhur İttifakı’nın, cumhurbaşkanımızın gündeminde olmamıştır. Siyasi Partiler Kanunu’nda ve Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda değişiklikler yapıldı. Anayasaya göre, seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, 1 yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz. Buna rağmen, ‘falan tarihte seçim olacak’ diye değerlendirmeler yapılıyor. Değişiklikleri, bu seçimde uygulansın diye yapmışız. O da sizi hazirana götürüyor. Seçim vaktinde olacak, herkes planını ona göre yapsın. Seçimin zamanlamasını hiçbir zaman muhalefet belirleyemez. Her zaman iktidar belirler.