Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun iki günlük Yunanistan ziyareti Batı Trakya’dan başladı. Çavuşoğlu’nun burada yaptığı her görüşme, gerçekleştirdiği her ziyaret Türk azınlığın sorunları konusunda adeta bir mesaj niteliğindeydi. Bugün Yunanistan Başbakanı Mitçotakis ve Dışişleri Bakanı Dendias ile görüşecek olan Çavuşoğlu, “Atina’ya pozitif gündemle gidiyoruz” dedi
ATİNA - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 5 yıl aradan sonra Yunanistan’da... Bugün Yunanistan Başbakanı Kiriakos Mitçotakis ve Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile görüşecek olan Çavuşoğlu ziyaretine dün Batı Trakya’dan başladı. Çavuşoğlu’nun Atina’dan önce Batı Trakya’ya gitmesini eleştiren Yunan basını kalabalık bir ekiple, Gümülcine’ye ayak basmasından itibaren adım adım takip etti.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın 15 Nisan’da gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretine, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte düzenlenen basın toplantısındaki tavrı
Yarından itibaren Cumhur İttifakı’nın anayasa, siyasi partiler ve seçim kanunlarında yapılacak değişiklikler ile Millet İttifakı bileşenleri ve onlarla birlikte hareket eden iki partinin ‘güçlendirilmiş parlamenter sisteme’ geçiş çalışmalarının vücut bulma çabalarında yeni bir aşamaya tanıklık edilecek.
AK Parti Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) çarşamba günü yapılacak toplantısının gündeminde bir süredir siyasi partiler kanunu ve seçim kanunda yapılacak değişikler konusunda çalışan ekibe başkanlık eden Hayati Yazıcı’nın yapacağı sunum var. Bunun anlamı, AK Parti bu konudaki çalışmalarını büyük ölçüde tamamladı ve parti kararı haline getirme aşamasına geldi. Devamında, partinin anayasa değişikliği çalışmasının nihayetlendirilmesi var, ki bu çalışma ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yürüyor. Bu da tamamlandığında, bir örneği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunulan MHP’nin anayasa değişikliği teklifi ile birlikte, iki parti arasında anayasa konusunda ortak
2014 yılının Temmuz ayıydı. İsrail, Gazze Şeridi’nde “Koruyucu Hat Operasyonu” adını verdiği operasyonu başlatmıştı.
O zaman yaşananlar da her şeyiyle bugünküyle aynıydı.
Çağrılarıyla, isyanlarıyla, seslenişleriyle, çabalarıyla, kayıtsızlıklarıyla...
O dönem Aljazeera Türk için çalışıyordum. Operasyon başlayalı iki hafta kadar olmuştu. Ramazan Bayramı gelmişti ama ateşkes çağrıları karşılık bulmuyordu. Sosyal medyada Türkiye’de eğitim gören Filistinli öğrencilerin paylaşımları dikkatimi çekmişti. Dünyanın gözünü Filistin’e çevirmeye çalışıyorlardı. Filistin’e girmek de, çıkmak kadar zordu, acaba onlar ne yapıyor diye düşünerek, buluşmaya karar verdim.
Kudüslü Mustafa ile Gazzeli Mohanad tıp, Yazan ise mühendislik okuyordu. Yazan 3 yıldır, diğerleri ise 2 yıldır Filistin’e gidememişlerdi. Hikayeleri ortaktı. Giderlerse tekrar dönemeyeceklerinden, eğitimlerinin yarım kalacağından endişe ediyorlardı. Yazan, son gidişinde sorguya çekildiğini ve kendisine ‘gözümüz
Milliyet’te önce Önder Yılmaz’ın “Kripto Paranın Şifreleri” ardından şimdi de Cihat Aslan’ın kaleminden okuduğumuz ‘Kripto Çılgınlığı’ yazı dizileri, ‘bu ne menem bir şeydir’ diye soranlara, kripto para dünyası hakkında tüm yönleriyle fikir edinme imkanı veriyor. Thodex ve Webitcoin kötü örneklerinin ardından ilk etapta kripto para dünyasının finansal güvenlik ve tüketicinin korunması yönüne yoğunlaşıldı. Ancak geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan CNNTÜRK’te katıldığı programda meselenin esasen iki yönü olduğunu hatırlattı. Diğer yön kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanı boyutu... Bakan Elvan, OECD bünyesinde kara para ve terörizmin finansmanı konusunda çalışma yapan Mali Eylem Görev Gücünün bu platformlara yönelik tedbir alınmasını istediğini bu programda söyledi.
Kripto paraların bu yönü güvenlik çalışmaları yapanların ilgi alanında. Çünkü terör örgütleri bir yandan bilgi edinme,
İki hafta kadar önceydi. Saadet Partisi İstanbul İl Yönetimini tanıtan bir paylaşımda, “Kadın Kolları Sorumlusu” olarak Hakan Tevfik Erdağı yer alıyordu. İstanbul İl Başkanı Ömer Faruk Yazıcı ile birlikte yönetimde yer alan diğer 19 kişi de erkekti. Yönetimde hiç kadın olmamasının yanı sıra Kadın Kolları Sorumlusu’nun bile erkek olması eleştiri, tepki ve alay harmanındaki yorumlara konu oldu. İl Başkanı Yazıcı’nın konu ile ilgili açıklaması ise alıp başını giden yorumlarla kıyaslandığında, sosyal medyada aynı oranda yayılmadı.
Aslında Kadın Kolları Sorumlusu Erdağı İl Kadın Kolları Başkanı değildi. Başkan bir kadın, hem de uzun zamandır siyasetin içinde yer alan, ilk kez 1999 yılında Necmettin Erbakan’ın Refah Partisi İstanbul Kadın Kolları Başkanlığı görevine getirdiği, o zamandan bu yana parti ismini değiştirse de görevini sürdüren, Nagehan Gül Asiltürk’tü. Soyadının yaptığı çağrışım doğrudur, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ün gelinidir aynı zamanda. YİK üyesi Yasin Hatipoğlu’nun da kızıdır.
Der mi, demez mi derken, dedi. ABD Başkanı Joe Biden, 1981 yılının 22 Nisan’ında soykırım ifadesini kullanan Ronald Reagan’dan sonra bu tanımı kullanan ikinci ABD Başkanı oldu. Tek fark o tam 24 Nisan’da ve anma mesajında ifadeye yer verdi. Kimilerine göre bunun nasıl olduğuna inanmak güç çünkü “demek ki Türkiye bir müttefik olarak gözden çıkarıldı.” Bu kadar şaşırılması şaşırtıcı. Zira Biden da öncülleri gibi seçim sürecinde ABD’de yaşayan Ermenilere 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıyacağı vaadinde bulunmuştu. Bulunmayan başkan adayı var mıydı? Dünyada en çok Ermeni’nin yaşadığı yerlerin başında ABD geliyor. Ama öncülleri başkanlık koltuğuna oturduğunda Türkiye-ABD ilişkilerinin önemini hatırlıyordu ve “büyük felaket” diyorlardı. Bir de galiba ötekilerin Kamala Harris gibi bir başkan yardımcısı yoktu.
Harris faktörü
Dikkat Biden’a verilince Harris’in bu konudaki etkisi göz ardı ediliyor.
Harris nerenin senatörüydü?
Amerika’daki Ermenilerin
Pandemi süreci her birimizin iş yapış biçimimizi o kadar değiştirdi ki... Misal biz Ankara gazetecileri için Meclis’te kulisler ya da bakanlıklar arasında mekik dokumak, bir komisyon toplantısından çıkıp, başka bir basın toplantısına yetişmek, çokça ziyaret yapıp arka plan bilgisi almaya çalışmak ama illa ki, mümkün mertebe bunları yüz yüze yapmak, olağan bir faaliyetti... Bu ortamda eskisi gibi olmuyor.
“Demeçler” iş alanımızın çoğunu kaplasa da birçoğumuzun asıl kıymetli bularak emek verdiği “kulislerdir”. Analiz yapabilmemiz, yeri geldiğinde en doğru soruları sorabilmemiz için önce bol bol dinlememiz, sözü de, gözlemi de, izlenimi de biriktirebilmemiz gerekir. Kıyas yapabilmek, sebep sonuç ilişkisini kurabilmek için vazgeçilmezdir.
Siyasetçinin açıklamasını yapıp, canının istediği soruya cevap verip, arkasını dönüp gitmesiyle olmuyor bu dediğim de... Ucu açık, daldan dala atlanan, birinde gündelik hayatın içindeki bir deneyimin, bir başkasında okunan bir kitabın ya da
Boğaz’ın korunması ve ticaret için alternatif bir suyolu gerektiğini söyleyen Bakan Karaismailoğlu, “Gemi sayısı düşüyor ama taşınan yük miktarı artıyor. Gemi boyutları ve hacimleri çok büyüdü” diyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’un dünya ticaretinin merkezlerinden biri olacağını belirterek, “Dünyaya bu altyapıyla yön vereceksiniz. Denizde de, ticaret hareketlerinde de söz sahibi olacaksınız” dedi. Karaismailoğlu, “Gemi sayısı düşüyor, Kanal İstanbul yapılıyor” eleştirisi için “Hata” ifadesini kullanarak, “Önümüzdeki yıllarda ticaret hacminin 30 milyar tona çıkması hedefleniyor. Bunun yüzde 90’ı denizlerden sağlanıyor. 43 bin dediğiniz gemi sayısı, önümüzdeki yıllarda 78 - 80 binlere çıkacak. Boğaz’dan yılda 78 bin gemi geçmesini karşılayacak mıyız biz?” diye konuştu.
Karaismailoğlu, Montrö Sözleşmesi tartışmalarıyla yeniden alevlenen Kanal İstanbul projesine yönelik eleştirilere bir grup gazeteciyle sohbetinde