Değerli okurlarım, hayatınızda yapacağınız tek bir değişiklik bile tüm hayatınızı olumlu olarak değiştirir.
Günlük koşuşturmalar, acele işler, hep bir yerlere yetişmeye çalışmalar ve de gecikme kaygıları… Hep panik halindeyiz.
Hep yapmamız gereken acele işler var. Bir şeylerin peşinden koşuyoruz. Böylece gelecek tüm şimdiki zamanımızı eritiyor.
Bir de bakıyoruz ki akşam olmuş. Ertesi gün yine aynı senaryoyu yaşıyoruz. Bütün bir ömür böyle geçiyor. Peki, böyle nereye kadar gider?
Ancak başımıza bir şey geldiğinde hayatı koşarak yaşamanın yanlışlığını anlıyoruz.
Kaybettiğimiz değerli bir dostumuzun ağır hastayken, “Daha çok kazanma hırsıyla sevdiklerime yeterince zaman ayıramadım. Biliyor musun, en büyük pişmanlığım budur,” sözleri hiçbir zaman aklımdan çıkmadı.
***
Bir an durup gözlerinizi kapatın, tüm hayatınızı film şeridi gibi gözden geçirin. Siz de çok hızlı yaşıyorsanız, aşağıdaki önerilerimi okuyun.
Aslında mutlu ve huzurlu olmak o kadar da zor değil. Mutluluk ve huzur için dışarda olan bitenlerden çok içimizde olan bitenler çok daha önemli!
***
İşte size mutsuzluk ve huzursuzluktan kurtulmanın yolları
1)Her akşam uyumadan hemen önce sevdikleriniz ve sahip olduğunuz her şey için şükredin ve çok kızgın olduklarınız dahil herkesi affedin.
2)Sabah gülümseyerek ve şükrederek uyanın.
3)Ne kadar yoğun olursanız olun kısa bir süre de olsa spor yapın.
4)Hiçbir işi yarım bırakmayın, ertelemeyin.
5)Bir sorunla karşı karşıya kaldığınızda o sorunu çözmek için mümkün olan en kısa sürede bir karar verin ve uygulamak için ilk adımı atın. Sürüncemede kalan her sorun enerjinizi azaltır.
Değerli okurlarım, ilişkilerde sadece kendi isteklerinizi değil aynı zamanda karşınızdakinin de sizden neler beklediğini anlamaya çalışmak ilişkilerin temelidir.
Bana gelen bazı maillerde, “Eşim beni anlamıyor," deniliyor. Ben de onlara “Siz eşinizi anlıyor musunuz?” diye soruyorum.
İşte ilişkilerin en önemli yanı budur. Çoğu zaman iki taraf da sadece kendi isteklerini dayatmak istiyor. Bütün mesele daha üstün olduğunu kanıtlamaktır.
Oysa sevmek özveri demektir.
Aslında insanlar ilişkiden öncelikle saygı ve değer bekliyorlar.
Daha önce “kadınlar aslında ne ister?” sorusunun yanıtlarını sizinle paylaşmıştım. Şimdi de erkeklerin ilişkiden neler beklediğine yanıt arayacağız
“İşte erkekler aslında ne ister?” sorusunun yanıtı
1)Eve geldiğinde “Çok yorulmuşsundur, sana bir yorgunluk kahvesi yapmamı ister misin?” sorusunun sormasını,
Aşk, olanları olduğu gibi görmeyi engeller. Aşk karşınızdakini nasıl görmek istiyorsanız size öyle gösterir.
Aşık olduğumuz insanın tüm hatalarına, yanlışlıklarına karşı kendimizce gerekçeler üretiriz.
Onun herkesten farklı olduğuna inanırız. O çok güzeldir, çok iyidir, çok farklıdır. Onun eşi benzeri yoktur.
Aşkımız büyüdükçe tüm hayatımızı etkilemeye hatta yönetmeye başlar. Ona göre çalışır, yaşarız. Hatta aşkımız uykumuzu, yememizi-içmemizi, yürümemizi bile etkiler.
Ancak aşk aynı zamanda çok büyük potansiyel bir güçtür. Doğru kullanıldığında hangi alanda çalışıyorsanız size o alanda çok büyük başarılar ve hatta mucizeler getirebilir.
Aşık olan birisi olduğundan daha güçlü, daha duygusal, daha cesur ve daha enerjiktir.
***
Peki, bu aşk bir gün bittiğinde ne olur?
“27 yaşında bir kadınım. Bundan bir yıl kadar önce bir sosyal paylaşım sitesinde bir adamla tanıştım.
Bir süre sonra görüşmeye başladık. ‘Beni çok beğendiğini evlenmek istediğini söylüyordu.
Her nereye gitsek benimle samimi pozlarda resim çektirmesine başlangıçta pek bir anlam verememiştim. Ama nedenini şimdi anlıyorum.
Bir süre sonra benimle görüşmemeye başladı. Geçen hafta bana bir zarf geldi.
Zarfı açtığımda hayretler içinde kaldım. İçinde sevgilim olacak adamla birlikte çekilen resimlerimiz ve internet üzerinden yazışmalarımız da vardı.
Birkaç saat sonra da bir kadın aradı. “Benim çıktığım adamın eşi olduğunu istediği tazminatı vermezsem bana dava açacağını söyledi.
Sevgilim olacak adamı arıyorum, telefonlara çıkmıyor. Bana sık sık mesaj gönderip, eşinin istediği parayı vermemi istiyor.
Bana tuzak kurulduğunu anladım. Çok üzgünüm. Ne yapacağımı bilemiyorum.
“Hayat bir masal gibidir. Ne kadar uzun olduğu değil, ne kadar iyi olduğu önemlidir.” Seneca
Yıllar önce radikal bir karar alarak yaşamımı sorguladım. Hayatımda yanlış giden ne varsa tek tek belirledim. Değişmem gerektiğine karar verdim.
Bir özeleştiri yapmalıydım. Her şeye öfkelendiğimi, sabırsız ve karamsar olduğumu, her şeyden kaygı duyduğumu, yaşadığım sorunlarla ilgili her zaman en kötü sonuca balıklama atladığımı, yeterince gülümsemeyi bilmediğimi, hata avcısı olduğumu anladım.
Değişmeliydim. Başka çarem yoktu. Çünkü giderek sağlığım da bozuluyordu.
Kaygılardan kurtulmanın, hayata pozitif bakmanın, iyiye ve güzele odaklanmanın, farkında olmanın, gülümsemenin, sevdiklerimize değer vermenin, empatiyle dinlemenin, sevgiyi yaşamanın ve yaşatmanın, kullandığım kelimelerin gücünün, hayattan keyif almanın önemini kavradım.
Yaşamımızın kalitesini aldığımız kararların belirlediğini artık biliyordum.
Bu değişim benim için hayatımın dönüm noktası oldu. Sizinle paylaştığım tüm önerileri öncelikle kendi hayatımda uyguladım.
Ben hayata bakış açımızda yapacağımız olumlu değişikliklerin hem kendimiz hem sevdiklerimiz için mucizeler yaratacağına inanıyorum.
Yağmurlu bir Pazar günü yazmayı düşündüğüm konudan daha sonra yazmak üzere vazgeçtim ve bir aşk şiirimi siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim.
***
AMA SEN GENE ÖYLE KAL
Benliğimin doruklarında
Yüreğimin düğümlerinde
Avuçlarının sıcaklığını
Yalnızlığımın soğukluğunu
Yaşıyorum
“23 yaşında bir genç kızım. Bundan 6 ay kadar önce internet üzerinden bir adamla tanıştım.
İlk zamanlar bana güven verdi. Nişanlımdan da yeni ayrılmıştım. Sorunlarımı dinliyor, akıllıca çözümler buluyordu. Sonra yakınlaştık.
Bir akşam, internet üzerinden sohbet ederken benden elbisemi çıkartmamı istedi. Ben de bu hatayı yaptım.
Daha sonraki zamanlarda arada bir buluşmaya başladık. Bu adamın sürekli benden para istemesi ve hep yalan söylemesinden dolayı ondan ayrılmaya karar verdim.
Ayrılmak istediğimde ‘Ben istemedikçe benden ayrılamazsın, ayrılmaya kalkarsan, çıplak görüntülerini internete koyarım,’ dedi.
Ben buna rağmen onunla bir daha görüşmemeye karar verdim.
Ancak bir aydır üzerimdeki baskısı devam ediyor, telefon açıyor, mesaj çekiyor.
Ne yapacağımı bilemiyorum, uykularımı kaybettim. Bir arkadaşımın önerisiyle size yazıyorum, bana yol gösterin."