Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararla genel sağlık sigortasından yararlanma konusunda 31.12.2015 tarihine kadar prim borcu şartına bakılmayacak. Prim borcu olanlar sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam edecek.
İlk kez sigortalı olan bir kişinin sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için 30 gün beklemesi gerekir. 60 günden fazla prim borcu bulunanlar provizyon alamaz ve sağlık hizmetlerinden yararlanamaz.
Bağ - Kur’lular prim ödemelerindeki gecikmeler ve aksamalar nedeniyle sağlık hizmetlerinden yararlanmak konusunda sorun yaşayabiliyor.
Borca bakılmayacak
Çoğu kez küçük esnaf SGK primlerini ödemeyi erteler. Bu kişiler için Bakanlar Kurulu kararının önemi büyük.
60 günden fazla prim borcu bulunmama şartı 2015 sonuna kadar dikkate alınmayacak. Dolayısıyla bu tarihe kadar prim borcu bulunan kişiler sağlık hizmeti alabilecek.
Bakanlar Kurulu kararı geçici bir çözüm niteliğinde. Yalnızca 31.12.2015 tarihine kadar bu durumdaki kişiler sağlık hizmeti alabilecek. Dolayısıyla sağlık hizmeti almaya devam eden kişiler bu tarihten sonra başka çözümler bulmak zorunda.
Bu konu bütün partilerin seçim beyannamelerinde yer aldı. Genel sağlık sigortasına yönelik genel bir düzenleme
İşsizlik sigortası Mart 2002’den beri işsiz kalanların can simidi durumunda. Ancak ne yazık ki, işsizlik sigortasından maaş alabilmek için gerekli prim ödeme koşullarının ağırlığı nedeniyle bütün işsizler işsizlik maaşı alamıyor. Bunun yanında, işsiz kalanlara ödenen maaşın düşük olduğu da söylenebilir. Seçim sonrası bu konuda bir adım atılacak gibi görünüyor. Partiler seçim beyannamelerinde bu konuya yer verdiler.
Koşulları ağır
İşsizlik sigortasından maaş alabilmek için prim ödeme koşullarının sağlanması gerekir. Bütün işsizler işsizlik sigortasından maaş alamaz. Son 120 günü kesintisiz olmak üzere son 3 yıl içerisinde en az 600 gün yani 20 ay işsizlik sigortasına prim ödemiş olan işsizler işsizlik maaşı alabilir. İşsiz kalmadan önceki son 3 yılın en az 20 ayında prim ödenmiş olması gerekiyor. Son 3 yılın 30 ayında prim ödeyenlere 8 ay, tamamında prim ödeyenlere ise 10 ay işsizlik maaşı ödeniyor. 10 ayın üzerinde işsizlik sigortasından maaş alınması mümkün değil. Diğer yandan, prim ödeme koşulunun sağlanmış olması tek başına işsizlik maaşı almaya yetmez. Prim ödemenin dışında işsiz kalma nedeninin de kanunda belirtilen nedenlerden olması işsizlik maaşı alabilmenin bir
Bireysel emeklilik sistemine girenlerin sayısı, devlet katkısının sisteme dahil edilmesiyle, 5 milyon 753 bin kişiye ulaştı. Bireysel emeklilik sadece tasarruf noktasında değil, gelir güvencesi sağlanması anlamında da çok önemli. En çok eleştirilen nokta emekli olmaya hak kazananların ömür boyu maaş alamamasıydı. Yani sistem bireysel emeklilik adını taşımasına rağmen SGK’dan bağlanan emekli aylığından farklı olarak kişinin sistemdeki birikiminin miktarına göre aylık ödenebilmesine imkan tanıyordu. Yıllık gelir sigortasının devreye girmesiyle bireysel emeklilik sisteminde ömür boyu maaş alınması imkanı sağlandı ve eksik nokta tamamlanmış oldu. 1 Ekim’de başlayan yıllık gelir sigortası bireysel emeklilik sistemine olan ilgiyi daha da artıracak.
Zorunlu değil
Bireysel emeklilik sistemi zorunlu bir sistem değil. Tamamen özel sigorta mantığıyla çalışan sistem, ödenen primler karşılığında katılımcılara belirli şartların sağlanması halinde peşin ödeme yapılmasını veya aylık bağlanmasını öngörüyor. Katılımcılar bireysel emeklilik sözleşmesi satın alarak bu sisteme dahil oluyor. Dolayısıyla bireysel emeklilik sistemine dahil olmak bir zorunluluk değil. BES tasarruf amaçlı birikim
Sosyal medya kullanımı gün geçtikçe artıyor. Sadece Türkiye’de aylık ortalama 39 milyondan fazla kişi Facebook’a giriyor. Bu noktada, çalışanların özellikle iş saatleri içinde kişisel sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlara dikkat etmeleri şart.
Paylaşımın içeriği önemli olmakla birlikte, bazı hallerde paylaşımların zamanlaması da kritik hale gelebiliyor. Örneğin, işyerinden hasta olduğu için izin alan bir çalışan izinli olduğu gün mesai saatlerine denk gelen bir zaman diliminde “Hava harika, gel de Kilyos’un keyfini çıkarma” gibi bir paylaşım yapar, bir de konumunu da içeren fotoğraf eklerse, işveren çalışandan savunma isteyebilir.
Örneğin geçen yıl perakende sektöründe faaliyet gösteren kurumsal bir şirkette işverenine Bostancı’da (İstanbul Anadolu Yakası) görevde olduğunu söyleyen bir pazarlamacının Beylikdüzü’nden (İstanbul Avrupa Yakası) sosyal medya aracılığıyla konum bildirmesi uyarı almasına neden oldu. Çalışan aynı yıl içerisinde birden fazla uyarı almış ise işverenin iş sözleşmesini feshetme hakkı doğabiliyor.
Cep’teki fotoğraflar
Sosyal medya paylaşımları çerçevesinde iş dünyasının hassas olduğu diğer bir husus, paylaşımların içeriği. Bir çağrı merkezi çalışanı
Günümüzde “bilgisayar başında çalışılmayan” sektör neredeyse yok denecek kadar az. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince hazırlanmış olan “Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri” yönetmeliği, bilgisayar başında çalışanları yakından ilgilendiriyor.
Yönetmelik gereğince işveren, ekran başında çalışanlar için gözlerin korunması ve doğru oturuş konusunda bilgilendirme yapmak zorunda. Bununla birlikte, ekranlı araçlarla çalışan kişiler için çalışma öncesinde, yapılan risk değerlendirmesi sonuçlarına göre işyeri hekimince belirlenecek düzenli aralıklarla ve ekranlı araçlarla çalışmadan kaynaklanabilecek görme zorlukları yaşandığında işveren tarafından göz muayenesi yaptırılması da gerekiyor. Yani, işveren ekran başında çalışanlarının gözlerini korumak ve periyodik göz muayenesi yaptırmakla yükümlü.
Operatörler mercek altında
İşe girişte ve işyeri hekiminin risk değerlendirmesinde belirttiği aralıklarla “esas işi ekranlı araçlarla çalışmak olan ve normal çalışmasının önemli bir bölümünde ekranlı araç kullanan kişilere”, yani operatörlere yasa gereği periyodik olarak göz muayenesi yapılması gerekiyor.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Emekli olmayı hayal edenlerin, emeklilik tarihi yaklaşanların en çok merak ettikleri ne kadar emekli aylığı alacakları... Emekli aylığının çalışılan süreye bağlı olarak yüksek hesap edileceğini düşünenler, emekli olduklarında ellerine geçen paranın azlığı karşısında şaşırmakta. Bu nedenle çok sayıda yeni emekli “şu kadar yıl çalıştım, arkadaşım yıl olarak benden daha az çalıştı, neden benden daha fazla emekli aylığı alıyor” diye sormakta, endişelenmektedir.
Emeklilerin şaşırmalarına, ellerine geçen paranın düşüklüğü karşısında üzülmelerine sebep olan, emekli aylığının hesap edilme formülüdür. Bu formüle göre, genel olarak emekli aylığının seviyesini belirleyen çalışılan süreden çok, çalışan adına SGK’ya yani sigortaya bildirilen rakamın seviyesidir. Bir başkasına göre çok daha uzun yıllar çalışıp emekliliği hak etmiş olabilirsiniz, ne var ki o kişinin ücreti sizden yüksekse ve size göre yüksek olan bu ücretten SGK’ya bildirilmişse, emekli aylığı da size göre daha yüksek olacaktır. Yani emekli aylığını belirleyen temel gösterge çalışırken elde edilen kazancın miktarıdır.
Henüz çalışma yaşamındayken “düşükten de olsa sigortam yatsın farketmez” diyenlerin gelecekte düşük
Emeklilik için gün sayısı yetmeyen ve belirli bir yaşın üzerinde olduğu için iş bulamayanlar müjde bekliyor. Başbakan yardımcısı Cevdet Yılmaz bu konunun gündemde olduğunu söyleyince bu durumda olanlar beklentiye girdi.
Bir kişinin emekli olabilmesi için, ilk kez sigortalı olduğu tarihe göre belirlenen yaş, sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını tamamlaması gerekir. Çoğu kez sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı dolmakla birlikte emeklilik için gerekli yaş şartının sağlanamadığı görülmektedir. Bu durumdaki kişiler kendilerine, ‘yaşa takılanlar’ diyor.
Yaşa takılanlar için ufukta çözüm gözükmüyor. Sosyal güvenlikteki değişiklikler sonrası mağdur olan bu gruba yönelik bir adımın atılması, sistemin finansal sürdürülebilirliği açısından zor görünüyor. Ancak yaşı doldurmuş olmakla beraber emeklilik için prim ödeme gün sayısı yetmeyenler için başbakan yardımcısının açıklaması sonrası umutlar arttı.
Yaşlanınca iş bulmak zor
Yaş şartını sağlamakla beraber prim ödeme gün sayısı emekli olmaya yetmeyen kişilerin karşılaştığı en önemli sorun iş bulamamak. Bu durumdaki pek çok kişi sağlık sorunları sebebiyle çalışabilir durumda değil. Çalışabilir durumda olanlar da iş bulamıyor.
Dünya Ekonomik Forumu, hazırlığı iki yıl süren ‘Kapsayıcı Büyüme ve Kalkınma Raporu’nu yayınladı. Raporda 112 ekonomiyi inceleyen Dünya Ekonomik Forumu, büyümeye zarar vermeksizin gelir eşitsizliğiyle mücadele edebilmenin yollarını arıyor. Ülkelerin büyüme ve rekabetçilik, eğitim sistemi, istihdam, girişimcilik, finansal yapı, yolsuzluk ve altyapı durumu gibi alanlarda değerlendirildiği rapor gösteriyor ki, toplumun bütün kesimlerini kapsayan bir kalkınma sürecinin gerçekleştirilmesi için gerekli olan politikalar henüz dünyanın hiçbir ülkesinde tam olarak uygulanmıyor.
Kapsayıcı büyüme
Kapsayıcı büyüme, toplumda sadece en zengin ve en güçlülerin değil, tüm kesimlerin ekonomik büyümenin faydalarından pay almasının sağlanması anlamına geliyor. Ekonomi literatüründe özellikle 2008 küresel ekonomik krizinden sonra daha popüler hale gelen kapsayıcı büyüme, Türkiye’de de 7 Haziran seçimleri öncesinde emekliye çifte ikramiye, asgari ücrete zam, yoksullara ücretsiz elektrik, çiftçilere mazot desteği gibi çeşitli seçim vaatleriyle siyasi partilerin seçim bildirgelerinde yer almıştı.
Zayıf ve güçlü yönler
Raporda Türkiye için önemli tespitler var. Türkiye’nin performansı;