Günümüzde birçok emekli, emekli aylığı bağlandıktan sonra tekrar çalışma yaşamına dönmek istiyor. Gerek erken yaşta emekli olmanın geçmişten gelen haklarla mümkün olması gerekse hayat koşullarının ağırlığı, çalışanların emekli aylıklarını bağlattıktan hemen sonra tekrar çalışmaya başlamalarına neden oluyor.
Emekli aylığı bağlanan bir vatandaş emeklilik döneminde çalışmak istiyorsa önünde iki seçenek var:
- Bu seçeneklerden ilki, “tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışmak”. Bu şekilde çalışmak isteyenlerin normal çalışanlardan hiç bir farkı yok, SGK bu şekilde çalışanlardan kısa ve uzun vadeli tüm sigorta kollarının primlerini alıyor. Ancak bu durumda emekli aylığı da kesiliyor. Bu noktada emekli olup çalışanların en çok merak ettikleri husus, emeklilik sonrasında yaptıkları bu çalışmaların tekrar bağlanacak emekli aylığını etkileyip etkilemeyeceği.
Emekli olduktan sonra tekrar tüm sigorta kollarına tabi sigortalı olarak çalışanlar, ileride çalışmayı bırakıp emekli aylığı bağlanmasını talep ettiklerinde sadece emeklilik dönemindeki çalışmaları için emekli aylığı hesaplanır. Daha önce kesilmiş olan emekli aylıkları da, aylık bağlanacak tarihe kadar ayrıca güncellenir. Güncellenen
11 milyon emeklinin beklediği banka promosyonunda sona yaklaşıldı. Promosyonun emeklinin aylığına göre 3 yıl için 450 - 900 TL arası değişmesi bekleniyor. Maaşını hemen çekmeyen daha çok kazanacak
Emeklilere promosyon verilmesi uzun süredir gündemde. Bu konuda çok sayıda haber ve yorum yapıldı. Nitekim Çalışma Bakanlığı da promosyon konusunda ‘Ne yapabiliriz?’i hep gündeminde tuttu. En son olarak Süleyman Soylu, Çalışma Bakanlığı döneminde SGK bürokratlarına bu konuda özel banka temsilcileriyle görüşme talimatı da verdi.
SGK yetkilileri ve bankaların temsilcileri en az üç - dört görüşme yaptı. Bu görüşmeler hem Ankara’da hem de özel bankaların ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleşti. Tam sona yaklaşılıyordu ki, 15 Temmuz hain darbe girişimi gerçekleşti.
Çalışma Bakanlığı’na şimdi Mehmet Müezzinoğlu geldi. Bakanın bayram mesajlarında ve görüşme trafiğinde satır aralarında emekliye promosyon konusuna değindiği görülüyor.
Muhtemeldir ki, bayram sonrası SGK yetkilileriyle özel bankaların temsilcileri tekrar bir araya gelecekler ve promosyon konusunda sona ulaşacaklar. Bu yeni bakanının da arzusu.
Koruyucu düzenleme
Memur, işçi, esnaf emeklisi yaklaşık 11 milyon emekli işte bu promosyonu
Bayramda vatandaşlarımızın bir kısmı tatil yaparken bir kısmı da çalışıyor. Bayramda çalışan işçilere verilecek ücret normal zamanda kazandıklarının iki katı olacak. Fazla mesai varsa o da eklenecek
Bayram nedeniyle vatandaşlar programlarını yaptılar. Birçok vatandaş bayramda şehir dışında olacak, tatil yapacak, bir bölüm insanımız da aile ziyaretleri ve dinlenmeyle bayramı geçirecek, iş ortamından uzaklaşmış olacaklar. Ancak herkes bu kadar şanslı değil, bir kısım insanımız ise bayram günlerinde bile çalışacak.
Bayramlarda yapılan çalışmalar için İş Kanunu önemli düzenlemeler getirmiştir. Bayram günlerinde çalışanlara arife günü ve bayramdaki çalışmalarının ücreti zamlı olarak ödenecektir. Ayrıca işveren, “bayram sonrasında izin kullanabilirsin” dese bile, bayramda yapılan çalışma zamlı olacaktır. Yani, sonradan verilecek izin herhangi bir anlam ifade etmemektedir. Bayramda çalışana ücreti zamlı ödenir, işveren isterse daha sonra o çalışmanın karşılığı olarak ayrıca izin verebilir. Bu işverenin yetkisinde olan bir şeydir.
Ücret iki kat artar
Bayramda çalışan işçilere verilecek ücret normal zamanda elde ettikleri ücretin iki katı tutarındadır. Bu zamlı ücret bayramın dört günü için
SGK borcu olanlar için neredeyse her iki ya da üç yılda bir yapılandırma yasası çıkar. Yani borcu olan vatandaşlara borçlarını ödeyebilmesi için cezasız, bazen faizsiz taksitlendirme imkanı tanınır. 19 Ağustos 2016 tarihinde yürürlüğe giren son yasayla da borç yapılandırması için yeni bir kapı aralanmış oldu.
Borç yapılandırmaları SGK’nın toplayamadığı primleri toplaması açısından son derece önemli. Yapılandırma yoluyla, daha önce ödenmeyen primler toplanıyor ve SGK’nın gelirleri artırılarak gelir - gider dengesi düzene girmiş oluyor. Borçlu işverenler borcundan kurtuluyor, vatandaş açısından da kaybettiği sosyal güvenlik haklarını tekrar elde etmek mümkün oluyor.
Özellikle son çıkan yapılandırma yasasıyla Genel Sağlık Sigortası prim borcu olanlar için şans tanınması yaklaşık üç milyon vatandaşımızın tekrar sağlık imkanlarından yararlanması anlamına geliyor.
Borçlu vatandaşlarımızın bir bölümü ya tam olarak öğrenemediği için ya da başvuru zamanlarını kaçırdığı için yasanın sunduğu imkanlardanyararlanamıyor.
Bu nedenle Bayram öncesinde bu yazıyı kaleme alarak özellikle sigorta prim borçlusu işveren ve esnafımızın uyarılarımızı dikkate alarak yanlışlık yapmalarını önlemek
İş Mahkemeleri Kanunu’nda 2014’te gerçekleştirilen bir değişiklikle kişilerin SGK aleyhine dava açmadan önce kuruma başvurmaları zorunlu hale getirildi. Düzenlemeden sonra kişiler emekli aylıklarına, ödenen primlere ya da kesintilere ilişkin problemlerinde doğrudan dava açamıyor.
Başvurmayana red
Dava açmaları halinde en önemli nokta gözden kaçırılırsa, dava baştan engellendiğinden sorunun çözümünde daha fazla zaman kaybediliyor. Mahkeme davanın konusunu incelemeden gerekli usule uyulmadığı için davayı reddediyor.
SGK aleyhine dava açılmadan önce SGK’ya başvuru yapma zorunluluğu nedeniyle konuyla ilgili olarak SGK’ya dilekçe verilmesi gerekiyor. Dilekçede sorunun olabildiğince tekrara düşmeden tüm yönleri açıklanması ve kişinin iddiasına yönelik olarak elinde var olan bütün belgeleri dilekçeye eklemesi, sorunun kaynakta çözülebilmesi için önem arz ediyor.
SGK’nın dilekçeye verdiği cevaba göre dava yolu açılıyor. SGK’nın sunulan talebi kabul etmesi halinde davaya başvurmadan sorun çözümlenmiş oluyor. Bu şekilde çözümlenen sorun sayısı ise yadsınamayacak kadar çok. Ancak SGK dilekçede sunulan talebi kabul etmezse geriye mecburen dava yolu kalıyor. Dava sayesinde sorun yargı tarafından
Hükümetin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya yönelik olarak açıkladığı yeni yatırım ve teşvik paketleri, doğrudan sosyal politika önlemlerini içeren çok sayıda düzenlemeyi de kapsıyor
Başbakan Binali Yıldırım, Diyarbakır’da, Doğu ve Güneydoğu’daki 23 ilimiz için yatırım ve teşvik paketini açıkladı. Bundan 1 yıl önce yine bu satırlarda dile getirdiğim önemli bir konu vardı: “Bölgenin genç nüfus potansiyeline rağmen, işgücünde karşı karşıya olduğu sorunları doğru tanımlamak gerekiyor. Bu açıdan, sözü edilen bölgenin, tarım ve hayvancılık ağırlıklı ekonomik yapı yüzünden ücretsiz aile işçisi sayısının çok olması ve eğitim düzeylerinin göreceli düşüklüğü nedenleriyle nitelikli işgücü açığı, kayıt dışı istihdam ve yüksek işsizlik oranları gibi yapısal problemleri mevcut.”
Bu tespitleri yapmamızın sebebi bölgede yaşanan yüksek genç işsizlik oranlarıydı.
Her yıl 80 fabrika
Gerçekten de bölge gençliğinin işsiz kalması, burada sadece geleneksel üretim çerçevesinde tarımda istihdamın yoğunlaşması, sanayi ve hizmetler sektörlerinin istihdam yaratamıyor olmasından kaynaklanıyor. Bu da gençlerin, başka il ve bölgelere göçünün temel sebebi olarak ortaya çıkıyor. İşte bu bağlamda, Başbakan Binali
İşverenler, çalışanlarının işyerine rahat ulaşabilmelerini sağlamak için servis hizmeti sağlıyor. İşveren açısından servis sağlamak bir zorunluluk olmasa da servis uygulaması başladıktan sonra devamı zorunluluk haline gelebiliyor.
Fazla çalışanın bulunduğu işyerlerinde işçilerin işe ulaşımları genellikle servis aracılığıyla sağlanıyor.Çalışanlar iki şekilde servis hakkına sahip olabilirler. İlk olarak, işçilere bireysel veya toplu iş sözleşmelerinde bulunan hüküm ile işyerine servisle götürülüp, geri getirileceklerine ilişkin hak tanınması durumu. İşçiler, işe girerken ücretle birlikte ücret dışı menfaatleri birlikte değerlendiriyor ve ona göre kararlarını veriyorlar. İkincisi ise işverenin başta böyle bir zorunluluğu olmamasına rağmen bu hizmeti vermeye başlaması ve bunun düzenlilik kazanması hali. Böylece servis imkanı iş şartlarının bir unsuru haline gelmiş oluyor.
Çalışma şartı değişir
Servis hakkı sözleşmelerinde düzenlenmiş olan çalışanların bu hakları işveren tarafından tek taraflı olarak kaldırılamaz.Düzenlilik kazanmış uygulama yönünden ise işverenin servis hizmetini sağlamaya başlarken işçilere, ‘ben bunu ilerde istediğim zaman kaldırabilirim’ deyip demediğine
Yeni yürürlüğe giren “Ar-Ge ve Tasarım Faaliyetlerini Destek Yönetmeliği” ile oyunun kuralları değişti. Son dönemde Bakanlar Kurulu kararı ile Ar-Ge teşviklerinden yararlanmada bazı kolaylıklar da sağlandı.
2008’de yürürlüğe giren kanun ile firmalara Ar-Ge indirimi, gelir vergisi stopajı teşviki, damga vergisi istisnası ve sigorta primi işveren payı desteği olmak üzere birtakım haklar sağlanmıştı.
Tasarıma da teşvik
Kanunun amaçlarından biri, Ar-Ge’ye ve yeniliğe yönelik doğrudan yabancı sermaye ve yatırımlarının ülkeye girişinin sağlanması için Ar-Ge personeli ve nitelikli işgücü istihdamının artırılmasını desteklemek ve teşvik etmek. Bu kapsamda, 2016’da yapılan düzenlemeler arasında bazı işlerin “tasarım faaliyetleri” kapsamına alınması da bulunuyor.
11 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Tasarım Faaliyeti Alanları Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı gereğince, katma değer ve rekabet avantajı yaratma potansiyeli yüksek olan bazı alanlarda yürütülen yenilikçi faaliyetler, tasarım faaliyeti kapsamına dahil edilmiş durumda.
Söz konusu faaliyetler; sinema filmi, video ve televizyon programları yapım ve çekim faaliyetleri, uzmanlaşmış tasarım faaliyetleri ve gösteri