Paris’teki Centre Pompidou, Strasbourg’daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Londra’daki Millennium Dome gibi birçok eseriyle tanıdık Richard Rogers’ı.
Yıldız mimarların başında gelmesine rağmen, her zaman tevazusuyla da öne çıkmayı başaran az sayıda kişiden biriydi.
En prestijli mimarlık ödülü Pritzker Mimarlık Ödülü’nün de sahibiydi.
Stirling Ödülü’nden Venedik Mimarlık Bienali’nde Altın Aslan Ödülü’ne kadar daha önemli birçok ödül de kazanmıştı.
“Topluma karşı bir sorumluluğumuz var. Bu bize mimar olarak sadece müşteriye değil, aynı zamanda yoldan geçenlere ve bir bütün olarak topluma da bir rol veriyor” diyordu.
Onu en son yakın zamanda Londra’nın 34 yıllık simge restoranlarından River Cafe’de, River Cafe’nin kurucusu olan eşi Ruth Rogers’la birlikte gördüm.
Sağlığı çok iyi olmamasına, kendi kurduğu mimarlık ofisinden yeterince ticari olmadığı gerekçesiyle ayrılmak zorunda bırakılmasına ve çok sevdiği küçük oğlunu çok
Bir döneme damgasını vuran “Sex and the City”nin devamı “And Just Like That”in ilk üç bölümünün yayınlanmasıyla tartışmalar da başladı. İşte en son 2010’da ikinci filmiyle vedalaştığımız karakterlerin günümüze ayak uydurma çabasında öne çıkanlar
"Sex and the City”nin devamı “And Just Like That” yeni bir şey söylemiyor, günümüzün gerçeklerini bize tekrarlayıp duruyor. Peki, ama hangi gerçekler?
Koronavirüs etkisi: Dizinin ilk bölümü New York’ta kalabalık bir restoranda başlıyor. Carrie, Charlotte ve Miranda buluşuyor, karşılaştıkları tanıdıklarla ilk konuştukları şey ise belli: Koronavirüs. Sosyal mesafe olmaması, eskiden havayı öperken artık nasıl selamlaşacaklarını şaşırdıkları, maskeleri atmaları, evde karantinayı nasıl geçirdikleri, bir davette birini göremediklerinde anında koronavirüsten olduğunu düşünmeleri gibi güncel konular dizinin merkezinde.
Çok kültürlülük hassasiyeti: Dizi birçok Amerikan yapımı gibi fazla beyaz
Mehmet Uluğ adını müzikle biraz ilgiliyseniz çok iyi biliyorsunuz. Uzun yıllar hayatımızı güzelleştiren, hiç ummadığımız isimleri sahnede canlı izleme fırsatını bulduğumuz Babylon’un kurucularındandı. “Hayal bile edemezdik, gerçek oldu” diye özetlemişti geldikleri noktayı.
Malum, Babylon, müziğe ve geçirdiğimiz güzel zamanlara katkı sağlamanın yanı sıra Asmalımescit’in de değişiminde ve dönüşümünde önemli bir rol oynadı. Çeşme’nin bile Bodrum’a rakip olması Babylon’un Çeşme çıkarmasıyla oldu.
‘Pozitif’ ile de şahane organizasyonlara imza attılar. Hepsi, müthiş bir çalışmanın sonucuydu.
Üç kişiydiler o zaman, Mehmet-Ahmet Uluğ ve Cem Yegül, Mehmet Uluğ aramızdan çok erken ayrıldı. Uluğ, 1990’da gerçekleştirilen ilk Akbank Caz Festivali’nden kendisini kaybettiğimiz Kasım 2013’e kadar festivalin direktörlüğünü yaptı.
23 yıl boyunca Akbank Caz Festivali’nin proje sorumluluğunu üstlendi ve festivali Avrupa’nın en önemli müzik
Financial Times gazetesi birkaç yıl önce Jessie Williams imzasıyla İstanbul’da yaşamak için beş nedeni sıralamıştı. “Tarih katmanları, beslenecek mimariyi ve sokak hayatını yarattı” diye ekleyerek.
Sıralamada bir numarada çağdaş sanat merkezi maddesi vardı.
İstanbul Modern’in Karaköy’de Renzo Piano imzasıyla yenilendiğinden başlayıp Beyoğlu’ndaki geçici yerini gezmek gerektiğini anlatıyordu.
İstanbul sanat takviminin en önemli etkinliği İstanbul Bienali’nden de söz ederek.
İKSV’nin ve İstanbul Modern’in kalbimizde yeri çok büyük.
İstanbul Modern’in 2004’te Karaköy’deki ilk günlerinden Meşrutiyet Caddesi’ndeki geçici mekânına taşındığı Tony Cragg’li sergi açılışını daha dün gibi hatırlıyoruz.
Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern, Aralık’ta 17’nci yılını geride bıraktı.
Müzeyi bugüne kadar 8 milyon 500 bin kişi ziyaret etti.
Kıvılcım Pınar Kocabıyık, Kovid-19 sürecinde iklim krizi konusunda farkındalık yaratmak için Yuvam Dünya Derneği’ni kurdu.
Eşi Levent Kocabıyık, kardeşleri Zehra ve Muratcan Eğilmez ve yakın arkadaşları Nil Karaibrahimgil-Serdar Erener, Ayşe Kaya ve İmge Pamukçu ile birlikte.
Yuvam Dünya Bilim Kurulu Başkanı ise orman yangınları faciasında sık sık adını duyduğumuz, Boğaziçi Üniversitesi İklim Merkezi Başkanı Prof. Dr. Levent Kurnaz.
Yuvam Dünya, Milli Eğitim Bakanlığı ile İklim Değişikliği Projesi’nin müfredata girebilmesi için çalışıyor.
Hedefi 1.5 milyon öğrencinin iklim krizi konusunda eğitim almasını sağlamak.
“İklim kriziyle mücadelede emisyon düşürmek ve krizin etkileriyle baş etme becerisini geliştirmek önemli” diyor Kıvılcım Pınar Kocabıyık.
“Biz en çok kuraklıkla, doluyla, orman yangınlarıyla, gıda kıtlığıyla ve göçle etkileneceğiz. Son rapora göre, Türkiye’nin güneyindeki ülkeler daha da kötü etkilenecek. Bunun için de kültür değişimi yapmak istiyoruz. Sosyal medyanın bizlere dayattığı
Karl Lagerfeld, Chanel ve Fendi gibi çok güçlü iki markanın uzun yıllar kreatif direktörlüğünü üstlendi, ama en büyük başarısı bu değildi. En büyük başarısı kendisiydi; kendi kendini ikonlaştırmayı başardı, hatta bununla zaman zaman dalga da geçti; “Kendi kendimin karikatürüyüm, bir maskeyle yaşıyorum, Venedik Karnavalı benim için sürekli devam ediyor” diye anlatıyordu.
Balmain, Jean Patou, Chloé, Charles Jourdan, Krizia, Valentino gibi birçok markaya tasarımlar yaptıktan sonra daha genç yaşlarda beyaz saçla kendine bir imaj çizdi. Sonra tasarımlarını çok beğendiği Hedi Slimane’in kıyafetlerini giyebilmek için bir yılda tam 42 kilo verdi. Onu özel yapan sadece yaratıcılığı değildi, aynı zamanda zamanın ruhunu da son derece iyi kurmasıydı.
49 yaşında Chanel’in kreatif direktörü olduğunda eskimiş ve güncelliğini yitirmiş bir markayı alıp 10 milyar dolarlık, hiç eskimeyecek bir marka haline getirdi. Bunun için de önce CC logosunu yarattı.
“85 yaşına kadar her gün
Mısır Çarşısı’ndaki Pandeli, bir dönem vedalaşmak zorunda kaldığımız, çok sevdiğimiz klasiklerdendi.
Atatürk’ün de en sevdiği lokantalar arasında olmasıyla kalbimizde ayrı bir yeri vardı. Sınırlı sayıda kalmış eski İstanbullu markalardan biriydi, hatta Yüzyıllık Markalar Derneği kurucularındandı.
Kraliçe II. Elizabeth, İspanya Kralı Juan Carlos, Kraliçe Sofia, Audrey Hepburn ve Robert De Niro gibi önemli isimleri ağırlamıştı.
İşte o yüzden, Menderes Utku ve Gülin-Yücel Özalp, İstanbul’a bu tarihi markayı yeniden kazandırdığında sevindik, bunu yaparken de geride durmaya özen göstermelerini takdir ettik.
Çünkü Pandeli sadece bir lokanta değil, çok değerli bir tarih. Şimdi Pandeli, pandemi döneminde kurulan Marsel Delights ile bir iş birliği yaptı ve Bazaar Lokum adlı tarçınlı, karanfilli, cevizli özel bir lokum üretti.
Selim Cenkel’in kurduğu Marsel Delights’ın ilham verici bir hikayesi var.
Cenkel, azınlık kültüründen gelmesini, yurt dışı eğitimini, seyahatlerini, İstanbul’daki hayatını gözden
Yıllar önce Kapadokya’ya ilk gidişimi, Göreme Açık Hava Müzesi’ni ilk görüşümü, hayatımda ilk defa sabaha karşı yaptığım balon gezisini asla unutamıyorum.
Biliyorum, yanımdaki yerli ve yabancı arkadaşlarım da benimle aynı hisler içinde. Kapadokya o kadar etkileyici bir yer ki yıllar sonra bile hâlâ orada yaşadığınız her anı unutulmaz.
Kapadokya, son yıllarda Bodrum-Çeşme gibi hafta sonu destinasyonlarından oldu.
Nevşehir-İstanbul uçağında da, Ürgüp, Uçhisar, Ortahisar’da da birçok tanıdık isimle karşılaşmak mümkün. Eskiden yer altı şehirleri gezilirdi, balona binilirdi. Şimdiyse nerede, ne yemeli, ne içmeli, nerede trekking yapmalı gibi farklı programlar konuşuluyor.
“Buraya İstanbul’dan daha kaliteli turist geliyor” diyor işletmeciler, ‘kaliteli’den kasıt daha çok para harcayan. Malum, Nuri Bilge Ceylan’ın “Kış Uykusu”nda da arka planda Kapadokya olduğu için ilgi daha da arttı. Ama kabul etmeliyiz, esas değişim Argos in Cappadocia ile başladı.
Argos, aslında Kapadokya’daki ilk