Sağlıklı yaşamın peşinde

3 Nisan 2016

Her geçen gün daha da yükselen bir merak var sağlıklı yaşama. Boşuna, Fortune dergisi “Modern zamanların dini” demiyor detoks için. Detoks deyince aklınıza sadece sıvıyla beslenilen diyetler gelmesin. Artık sadece sıvıyla beslenme, uzmanlar tarafından pek de kabul edilmeyen bir yöntem. Bunun yerine az ve sağlıklı yiyerek, bol spor ve terapiyle uygulanan detokslar yükselişte.

Dünyada sağlıklı yaşam 3 trilyon dolarlık bir pazar. Bunun 1 trilyon doları yaşlanma karşıtı ürünlere gidiyor, sağlıklı yaşam merkezlerinin ekonomik büyüklüğü de 100 milyar doları buluyor. Dünyada öne çıkan sağlıklı yaşam metotlarının temsilcileri sık sık Türkiye’ye de geliyor.

İstanbul’da Chenot metodu
İtalya’da ünlü isimlerin sık sık gittiği Palace Merano’daki Henri Chenot metodu artık Ulus’taki Espace Prive Chenot DLife’ta uygulanıyor. ABD’de, Arizona’daki sağlıklı yaşam çiftliği Canyon Ranch ise ABD dışındaki ilk açılımını Bodrum’da Kaplankaya’da yapıyor.

Yazının Devamı

Zaha Hadid’in ardından...

2 Nisan 2016

Günümüzün en önemli mimarlarındandı Zaha Hadid.
Türkiye’yle yakın ilişkileri vardı, yıllarca sağ kolu görevini üstlenen mimar Saffet Kaya Bekiroğlu’ndan Los Angeles Filarmoni Orkestrası’nın Mozart ve Da Ponte Projesi’nde işbirliği yaptığı Hüseyin Çağlayan’a birçok tanıdık isimle çalıştı.

Dünya çapında mimarlarla imtihanımız
Zaha Hadid’in hiç beklenmedik ve erken kaybı dünya çapında mimarlarla imtihanımızı bir kez daha hatırlamamızı sağladı. Yıllar geçiyor ama aynı sorunlar aynı şekilde karşımıza çıkıyor.
Hatırlarsınız, tam 10 yıl önce, mimar Frank Gehry, Suna ve İnan Kıraç’ın isteğiyle Tepebaşı’ndaki TRT binasının yerinde yapmak üzere bir müze projesi çizdi.
Sonuç, proje gerçekleşmedi.
Neden? Gerekli izinler alınamadığı için...

Yazının Devamı

Heyecanla bekliyoruz

31 Mart 2016

Kapadokya, artık Bodrum-Çeşme gibi hafta sonu destinasyonlarından oldu.
Nevşehir-İstanbul uçağında da, Ürgüp, Uçhisar, Ortahisar’da da birçok tanıdık isimle karşılaşmak mümkün.
Eskiden Peribacaları, yer altı şehirleri gezilirdi, balona binilirdi, şimdi ise nerede, ne yemeli, ne içmeli, nerede trekking yapmalı gibi farklı programlar konuşuluyor.
“Buraya İstanbul’dan daha kaliteli turist geliyor” diyor işletmeciler, ‘kaliteli’den kasıt daha çok para harcayan.
Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kış Uykusu’nun burada geçmesinin de etkisi var mutlaka.
Ama kabul etmeliyiz, esas değişim Argos’la başladı.
Argos, aslında Kapadokya’daki ilk lüks otel değildi ama tanıtımı özellikle İstanbullulara yönelik ve uluslararası yapılan ilk oteldi.

Yazının Devamı

Yeni bir sanat festivali: ‘Domates Biber Patlıcan’

29 Mart 2016

Bir postane memuruyla bir kütüphane görevlisi dünyada hatırı sayılır bir sanat koleksiyonuna sahip olabilir mi?

Maaşları dışında geliri olmayan bir çift, daha ilk günden karar veriyor ve bir maaşla geçinip diğer maaşla sanat eseri toplamaya başlıyorlar.

Hem de New York gibi pahalı bir şehirde.

Manhattan’da tek odalı bir evde oturuyorlar.

Yazının Devamı

Şefin masası herkese açık

27 Mart 2016

Ağır gündemden en çok etkilenenler AVM’ler, etkinlikler ve restoranlar oldu. Market alışverişinden eve yemek siparişine yeme-içme alanındaki ihtiyaçlara internetten geçici çözümler arandı. Her şeye rağmen şehirde güzel şeyler de oluyor, yeni yatırımlar yapılıyor, yeni markalar yaratılıyor. İşte Toi Akaretler de bunlardan biri. Aslında Akaretler’de değil, Akaretler’in uzantısında, Beşiktaş’ta Şair Nedim Caddesi’nde, bir otelin, The Capital Suites’in terasında.

İstanbul’da otel restoranlarının, özellikle de asansörle çıkılan restoranların işi zordur. Bir kere meraktan gidilir ama sonra gözden ırak gönülden ırak olur; istisnalar dışında. Toi de bu istisnalardan olmaya aday, küçük bir şef restoranı. İşte bu yüzden içeri girer girmez mutfak ve şefin masası tam karşınızda. İsterseniz yemeğinizi ya da yemek sonrası tatlınızı şefin masasında alıp ekiple sohbet de edebiliyorsunuz.

Fransız etkisi hissediliyor
Şef İsmet Saz, New York’ta bir dönem iki Michelin yıldızlı olan Gordon Ramsay at London’da çalışmış. Hedefi İstanbul’da başarılı olup sonra ortakları Rıfat Çebi ve Emir İçgören’le birlikte yarattığı markayla yurt dışına da açılmak, Londra ya da New York gibi bir şehirde

Yazının Devamı

Aradığımız ortak dil bulundu: Emoji

26 Mart 2016

En son kime, ne zaman gülen suratsız bir mesaj yazdığımı hatırlamıyorum. Artık her mesajın sonuna nokta yerine bir gülücük yerleştiriyoruz, söylediklerimizi daha sempatik hale getirmek için.
Kendimizi kelimelerle ifade ederken güçlük çektiğimizde, çekindiğimizde ya da utandığımızda da emojiler yardıma yetişiyor, hayatı kolaylaştırıyor, eğlendiriyor.
Belki her geçen gün daha çok gülmeye ihtiyacımız olduğu için, belki artık neye güleceğimizi şaşırdığımız için...

Erden’den neler öğrendim?
İşte o yüzden Levent Erden, ‘21. yüzyılın dili: Emojiler’i anlatacak dediklerinde hiçbir şey durduramadı beni, hemen izleyiciler arasında yerimi kaptım. Levent Erden, ayaklı ansiklopedi gibi, Google’la kapışacak kadar çok şey biliyor, eğlenceli anlatıyor, güldürerek öğretiyor. Peki ama emojiler konuşmasından neler aklımda kaldı?
- ‘Ben burdayım’ deme ihtiyacı mağaralarda taşı kazıyıp iz bırakmayla başladı, çok dilli yaşamdan ortak dil arayışına geçiş ise 1964’te Tokyo Olimpiyatları’ndaki işaret ihtiyacından doğdu.
- Gülen suratı, Harvey Ball bir sigorta şirketi rozeti için çizdi, karşılığında 45 dolar kazandı. Rozet hiç tanıtımsız 1 milyon adet sattı. Son gülen ise Franklin Loufrani oldu,

Yazının Devamı

Hani gelecek dijitaldeydi?

24 Mart 2016

Önceki gün gazetecilerin ve bazı okurların gündeminde Radikal.com.tr’nin kapanması vardı.
Bir cenaze kalkıyor hüznü hakimdi.
“İnanamıyorum, bir devir kapanıyor” diyenler çoğunluktaydı.
Oysa bu, geç kalmış bir şaşkınlık ve hüzündü... Aylar önce Radikal dijitale geçerken yaşanmalıydı, o zaman belliydi kaderi... Newsweek bile uluslararası olmasına rağmen sadece dijital yayıncılıkla yaşayamayacağını gördü ve bu kararından erken döndü.
Basılı medyaya ne olacak?
Uzun zamandır tartışıyoruz, sosyal medya alıp başını gitmişken basılı medyaya ne olacak? Yazmayı çizmeyi okumayı sevenler inatla basılı medyanın önüne geçilemeyeceğini savunuyor.
Bir gazeteyi, dergiyi ya da kitabı elle tutarak, kokusunu duyarak okumak istediklerini söylüyorlar.

Yazının Devamı

Bir hafta sonu da böyle geçti

22 Mart 2016

Tam da İngiliz Vogue dergisinin Avrupa’daki hafta sonu tatili destinasyonu olarak İstanbul’u seçtiği, Hüseyin Çağlayan’ın Financial Times’ın en çok okunan eki How To Spend It’in ‘Perfect Weekend’ (Mükemmel Hafta Sonu) köşesinde İstanbul önerileri verdiği gün biz o kadar uzaktık ki mükemmel hafta sonundan...

Sevdiklerimize “İyi misin?” diye sormaktan helak olduk, başka söyleyecek bir şey bulamadığımız için defalarca “Dikkat et” dedik, nasıl dikkat
edileceğini bilmeden...

İlk defa gözlerimiz İstanbul trafiğini arar oldu. Bomboş yollardan, şehirde istediğimiz her yere minimum sürede gitmekten bu kadar mutsuz olacağımız, bu kadar şikâyet edeceğimiz kimin aklına gelirdi ki?

Yazının Devamı