Kraliçe’den moda haftasına destek

22 Şubat 2018

İngiliz Moda Konseyi, Londra Moda Haftası’nı güçlü rakipleri Paris, New York ve Milano’yla aynı çizgiye çekebilmek için çalışmalara son hızla devam ediyor.

Moda sektörünün ülke ekonomisinde ne kadar önemli bir güç olduğunun altını çiziyorlar.

Kraliçe Elizabeth bile gelecek vaat eden ödülü alan Richard Quinn defilesini gelip ön sıradan izledi.

Yanında kraliyet ailesi üyeleri ya da korumaları yoktu.

Aksine, İngiliz Moda Konseyi’nin CEO’su Caroline Rush ve moda dünyasının kraliçesi kabul edilen, Amerikan Vogue dergisinin yayın yönetmeni Anna Wintour vardı.

Kraliçenin moda haftasına desteği mi, yoksa kraliyet protokollerine ve yaşına rağmen yanında korumaları, yardımcıları ya da aile üyeleri olmadan sıradan bir vatandaş gibi izleyiciler arasında yerini alması mı daha çok takdiri hak ediyor?

Ne dersiniz?

Türkiye’den hangi tasarımcıyı ziyaret etti?

Yazının Devamı

Ajda, Zeynep ve Lindsay...

20 Şubat 2018

Londra Moda Haftası’nın resmi takvimiyle eş zamanlı London Scout adlı bir dizi etkinlik yapılıyor, keşfedilmeyi bekleyen tasarımcılar burada tasarımlarını sergiliyor.

Genelde buraya gelen blogger’lar ve sosyal medya yıldızları da resmi takvimdeki defilelere gelenlerden daha abartılı ve eğlenceli giyimleriyle dikkat çekiyor.

Çünkü, herkeste hedef aynı, keşfedilmek ve ünlü olmak.

Ajda Pekkan by Zeynep Kartal defilesine Zeynep hanımın Londra’da olduğumu duyup beni davet etmesiyle katılıyorum.

Defilenin resmi takvimde olup olmaması önemli değil, doğru anlatıldığı sürece emeğe saygım sonsuz.

Önce güzel bir salonda bir fotoğraf sergisi var.

Sergide Anadolu köylü fotoğrafları yer alıyor, Anadolu kıyafetlerinden mi ilham alınmış, neden bu defile öncesi bu fotoğraflar sergilenmiş pek anlam veremiyorum.

Zaten etraftaki blogger’ların kıyafetlerine bakmaktan fotoğraflara bakan da pek olmuyor.

Yazının Devamı

Bu ismi daha çok duyacaksınız!

18 Şubat 2018

Hatırlayacaksınız, Massimo Bottura’nın Osteria Francescana’sı en iyi
100 restoran listesinde birinciliği Daniel Humm’ın Eleven Madison Park’ına kaptırdı. Eleven Madison Park’ın birinciliği beni neredeyse Türkiye’den bir restoran birinci seçilmiş kadar mutlu ediyor yazmıştım o zaman. Nedeni belliydi, New York’ta tanıştığım çok genç Türk şef Doğuş Şahin orada çalıştığı içindi.

ABD ve Londra’dan teklifler alıyor

Doğuş 25 yaşında ama müthiş bir deneyimi var şimdiden. Yeditepe Üniversitesi’nde gastronomi eğitimi aldıktan sonra, yıllarca dünyanın en iyi restoranı seçilen Noma’da efsane şef Rene Redzepi’nin mutfağında çalıştı önce. Daha sonra ise New York’ta, The Nomad otelin meşhur restoranı Nomad’da ve Eleven Madison Park’ta çalıştı, ünlü şef Daniel Humm ile birlikte. Doğuş ile New York’ta tanıştığımda çok etkilenmiştim, en iyi şeflerin yanında yetişmesinden çok Türkiye’den New York’a seyahate giden yeme-içme sektörünün önde gelenleriyle bir araya gelip sürekli fikir alışverişinde bulunmasından da. Önü çok açık diye düşünmüştüm, dünyanın en iyi şefi seçilen Daniel Humm ile New York’ta çalışmaya da devam edebilir, Noma’nın bu hafta açılan yeni projesi Noma 2.0 için Kopenhag’a da

Yazının Devamı

Londra Moda Haftası’ndan bildiriyorum

17 Şubat 2018

Dün sabah 08.00 itibarıyla Londra Moda Haftası resmen başladı.

Marka Konferansı için son 2 yıldır İstanbul’a da gelen İngiliz Moda Konseyi CEO’su Caroline Rush ve İngiliz GQ Yayın Yönetmeni Dylan Jones’a bu sezon açılışta Adwoa Aboah eşlik ediyor. Adwoa Aboah, Edward Enninful yayın yönetmenliğindeki İngiliz Vogue’un da ilk kapak yıldızı aynı zamanda.

Hemen yanlarında ise eğlenceli çantaları kişiselleştirmesiyle dikkat çeken Anya Hindmarch var. Anya Hindmarch bu yıl Sevgililer Günü nedeniyle Londra’nın birçok turistik yerine dev bir kırmızı kalp yerleştirdi, sosyal medyada bol bol fotoğraf paylaşılması hedefiyle, başarılı da oldu.

Londra Moda Haftası’nda sabah 08.00’de herkesin saç makyaj ve look’uyla hazır hali şaşırtıyor. Biz İstanbul Moda Haftası’nın açılışını bu saatte yapsaydık, kim bilir kaç kişi yetişebilirdi düşünmeden edemiyorum.

Açılışı Bora Aksu ile yapıyorum

Londra Moda Haftası’nda bu sezon ilk izlediğim defile Bora Aksu.
Bora Aksu, bu yıl İngiliz Moda Konseyi’nin düzenlediği Moda Ödülleri’nde de güçlü adaylardandı. Koleksiyon, topluma karşı gelerek, cerrah olmayı başarmış ve ihtiyacı olanlara yardım etmiş Doktor Margaret Ann Bulkley’nin hikâyesinden etkilenmiş. Hem

Yazının Devamı

DAHA YENİ BAŞLIYOR

15 Şubat 2018

Son zamanlarda izlediğim ve en çok etkilendiğim konuşmalardan biriydi Zeynep Tüfekçi’nin TED konuşması.

‘Data’nın hayatımızı nasıl kontrol edebildiğini ve iyiye olduğu gibi nasıl kötüye de kullanılabildiğini açıkça anlatıyordu.

Sadece anlattıkları değil, hem teknoloji hem de sosyal duruma hakim olmasıyla, duruşuyla, sahne hakimiyetiyle Tüfekçi’yi izlemek gurur vericiydi.

Şimdi ise teknolojinin toplum ve siyaset üzerindeki etkisi çalışmalarıyla bilinen Zeynep Tüfekçi’nin önsözünü yazdığı, yeni bir kitap var gündemde.

Faruk Eczacıbaşı’nın Koç Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlanan kitabı ‘Daha Yeni Başlıyor: Geleceğin Dünyasında Esneklik, Yakınsama, Ağ Yapısı ve Karanlık Taraf’.

Zeynep Tüfekçi, önsözde, dünyanın teknoloji konusunda en umut vaat eden günlerinde olmasına rağmen, geçişin çok zor olduğunu, eski dünyanın hızla yönetilmez hale geldiğini ama yeni dünyanın kurumlarının henüz kurulmadığını belirtiyor.

Faruk Eczacıbaşı ise, “22. yılını geride bırakan Türkiye Bilişim Vakfı olarak teknolojinin getirdiği değişimin

Yazının Devamı

!f Istanbul’da ilk11’im...

13 Şubat 2018

Bağımsız film festivali !f İstanbul tam 2 gün sonra, 15 Şubat’ta başlıyor, 25 Şubat’a kadar devam ediyor. 1-4 Mart tarihlerinde ise Ankara ve İzmir’de gerçekleşecek.

Festivalin iki yıl önceki “!f İstanbul birleştiriyor” temasını çok sevmiştik, bu yılın temasını da çok sevdik: “Hayat var!”

Biletlerin çoğu satışa çıkar çıkmaz tükeniyor ama yine de bu yıl kaçırmamanız gereken filmlere göz atmakta fayda var.

Bakarsınız son anda da bilet bulma şansınız olur, ek seanslar ya da düşünceli arkadaşlar sayesinde.

1 - Phantom Thread: Paul Thomas Anderson’ı bir kez daha Daniel Day-Lewis ile buluşturan film, En İyi Film ve En İyi Yönetmen dâhil 6 dalda Oscar’a aday. Bir sanatçının yaratıcı yolculuğunun hikâyesini merkezine alıyor. Daniel Day Lewis’ın son sinema filmi.

2 - Lady BIrd: Festivalin açılış filmi 5 dalda Oscar’a aday. Oyuncu olarak tanıdığımız Greta Gerwig’in kendi yazıp yönettiği ilk uzun metrajı. Bir anne ve kızının arasındaki aşk ve nefret ilişkisini anlatıyor.

3 - How to Talk to GIrls at PartIes: Neil Gaiman’ın aynı isimli hikâyesinden uyarlanmış film, Punk’ın ilk yıllarında, Güney Londralı bir gencin birkaç gün süren dünya dışı aşk deneyimini anlatıyor. Filmin en büyük sürprizi bir

Yazının Devamı

Bir dağda mucize yarattı

11 Şubat 2018

Hiç tahmin edemeyeceğiniz bir yerde, sadece bir kişinin çabasıyla neler yapılabildiğini görmek, umutla dolmak ve ilham almak için Aslıhan Lodi’nin Hüsamettin Koçan ile gerçekleştirdiği nehir söyleşi “Bir Dağda Mucize Yaratan Ressam”ı okumalısınız.

Son zamanlarda en heyecanla beklediğim kitap, Aslıhan Lodi’nin kaleminden “Bir Dağda Mucize Yaratan Ressam: Hüsamettin Koçan”.Aslıhan Lodi’nin Ali Nesin ile gerçekleştirdiği nehir söyleşi “Matematik Köyü’nün Delisi”ni okuyanlar hatırlayacak, Lodi bu kitap projesine “Herkese biraz olsun umut vermek için, en çok da iyiliği, üretimi ve paylaşımı dolaşıma sokmak için” başladı. “Ülkemizin koşullarındaki türlü imkansızlık ve zorluklara rağmen kendini mesleğine, öğrencilerine ve ülkesine adayan büyük hocalarla” konuştu. “Bireysel mücadelenin her geçen gün daha da yüceltildiği günümüzde inanıyorum ki benim kadar sizlere de ilham verecek, şaşırmanızı ve güzelliklere yeniden inanmanızı sağlayacak” diye düşünerek başladı çalışmaya...

Müzeyle ödül kazandı

“Bir Dağda Mucize Yaratan Ressam” da “Matematik Köyünün Delisi” gibi ilham ve umut veriyor. Neyse ki sadece kendini düşünmek/kurtarmak yerine başkaları için bir şeyler yapanlar da var aramızda.

Yazının Devamı

GAZETECİLİK ÖLDÜ DİYENLERE

10 Şubat 2018

Geçen yıl tam da bu zamanlarda Wallpaper dergisi genel yayın yönetmeni Tony Chambers ve Wallpaper ve Monocle dergilerinin yaratıcısı Tyler Brule ile peş peşe birer röportaj yapmıştım.

İkisinin de yazılı basının geleceğiyle ilgili söyleyecekleri her gazeteci için olduğu gibi benim için de çok önemliydi.

“Dergicilik de yayıncılık da düşünüldüğünden daha uzun süreli olacak.

Yazılı basın öldü deniliyordu beş yıl önce ama hâlâ yaşıyor ve yaşayacak.

Önemli olan, hem basılı yayını hem dijitali farklı içeriklerle zenginleştirmek.

İçeriğin internette ücretsiz verilmesi iyi değil ama bazı gazeteler bu trendi başlattı ve ne yazık ki hepimiz uymak zorunda kaldık.

Ama artık yeni jenerasyon kalite için para ödeyecek.

Bu kadar çöp bilgi içinde, okurlar da kendileri için bir başkasının daha bilinçli seçim yapması için para ödemeye hevesli.

Yazının Devamı