M.İdmanyurdu, ligin dibine demir atmış, kurtuluşu ‘mucizelerde’ arıyor, çaresiz! Böylesi tabloda üç gün Fethiye’de stres atan, burada moral depolayan Beşiktaş’tan herkes iyi futbol bekliyor, haklı olarak.
Nerdeeee?
Sanırsınız ki, Fethiye’de tatil yapmışlar!
Niye mi?
Zirveye oynamaya çalışan bir ekip, düşme potasında yer alan takım karşısında bu kadar mı kötü futbol oynar? Skor tabelası sakın ola kimseyi aldatmasın ! Ev sahibi takım, (son on dakika hariç) oynadığı futbolla, ürettiği pozisyonlarla, kaçırdıklarıyla bu yenilgiyi hak etmedi.
Koca Beşiktaş bırakın rakip kaleye gitmeyi, ilk yirmi dakika sahasından çıkamadı. Maçı kazanma adına her türlü riski göze alan Mersin, 7’de Nduka ile müthiş bir pozisyon yakaladı, ancak atamadı. Nobre’nin maç süresince ‘bekçisi’ konumunda olan Ersan’ın, boş kaleye giden topa son anda ayak koyması bizce maçın kırılma noktasıydı. Beşiktaş, ilk etkili şutunu 23’de Niang ile atabildi, varın gerisini siz düşünün ! Biraz toparlanan Beşiktaş, 32’de Fernandes ile öne geçti. Bu golde Niang’ın topla koşusu, Olcay’ın asistinin yanı sıra rakip stoperlerin müthiş katkısı vardı kuşkusuz. Ancak Kartal’ın galibiyet sevinci sekiz dakika sürdü, Nobre,
Milli Takım’la yıllardır birlikteyim. Sayısız teknik adam, sayısız futbolcuyla birlikte oldum, aynı dili konuştum, aynı havayı soludum.
Andorra ve Macaristan karşılaşmaları öncesinde de yine ay-yıldızlı ekibin peşindeydim. Bazılarıyla selamlaştık, bazılarıyla kısa da olsa sohbetler ettik.
Şunu gördük; takımın havası yerindeydi, en önemlisi ‘güven’ faktörü ön plandaydı.
Hepsi ağız birliği etmişcesine, iki maçtan da alınacak 6 puandan söz ediyordu. Abdullah Avcı, talebelerine olan güvenini her fırsatta dile getirdi bu süreçte. Avcı, “Altı puan bizi yukarıya yaklaştırır, eylülde onları geçeriz” diye konuşmaktan dili adeta nasır tutmuştu!
Futbolcular mı?
Brezilya elemelerinde ilk kez futbolculardan bu kadar pozitif enerji aldık dersek inanın abartmış olmayız. Yenilme, ya da puan kaybı olur mu soruları hep askıda kaldı beş günlük süreçte...
Mesela, Milli Takım’ın kaptanı, gözbebeği Arda Turan’a, “Kaptan, Andorra tamam, ya Macaristan” dedik, şu yanıtı aldık: “O maçı da firesiz geçeceğiz, bundan ne senin, ne de ülke insanımızın asla şüphesi olmasın ağabey.”
Arda Turan açık sözlüdür, politik konuşmaz. Neyse onu söyler, birileri gibi, yan yollara sapmaz!
Arda, Barcelona'daki söyleşimizde, "Andorra'yı sıkıntısız geçeriz, Macaristan'ı da sahamızda yeneriz, yeniden yukarıyı yakalarız" deyince, araya girip, "Fakat kaptan, Macaristan o kadar kolay mı? Ya puan kaybedersek" hatırlatmasını yapmıştım. Arda "Asla ağabey" diyerek 3 puana olan inancını dile getirmişti.
Arda hırslı oyuncu, yenilgiyi kabul etmeyen yapısı var. Ancak ne yalan söyleyeyim, onun kendine olan güveni, bize de pozitif yansımadı değil. Yani, bizi de havaya soktu. Eee 'inanmak" başarmanın "yarısı" değil midir?
Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı, Brezilya'yı mucizelere bıraktık! Puan kaybını hak ettik mi? Asla...
Elemelerdeki en kaliteli oyunumuzu ortaya koyduk.
Milliler beraberliği asla haketmediler. Arda'nın reklam panolarını tekmelemesi hırsının, kazanma isteğinin yansımasıydı.
Eee futbol bu, olmayınca olmuyor...
Bir de takım savunmasını iyi yapamıyorsanız ki, yapamıyoruz malesef, hayal kırıklıklarına yelken açarsınız!
Valla Samet hoca kusura kalma, seni sever, sayarız... Ne var ki bu seni eleştirmeyeceğimiz anlamına da gelmesin! Ligin bitimine sekiz hafta kalmış... Ne güzel liderle aranızdaki puan farkı da azalmış. Hatta hiç kimsenin ummadığı bir çıkışı da yakalamışsınız. Geriye zirveyi yakalamak kalıyor.
Bunun da adresi belli. Sakatlığı geçmiş Almeida ve herşeye rağmen Mustafa Pektemek... Hadi Pektemek’in uzun süredir maç eksiği var, yedek oturtulabilir. Peki, Almeida’ya ne demeli? Senin gibi deneyimli bir hocaya böylesi etkili bir forvet oyuncusunu kenarda kırkbeş dakika yedek tutmayı asla yakıştıramadık. Holosko’nun yerine oyuna girdi, girdiği anda pozisyon buldu, kafa topu direkten döndü.
Futbolda bir gerçek vardır, bunu kimse yadsıyamaz... Tabii ki sakatlık bu oyunun içinde var, eyvallah... Ancak sakatlığı geçmiş ve kadroya almışsanız, o oyuncunun yeri asla yedek kulübesi olmaz. Değil mi hocam? Sakın ola ortaya çıkıp, bunun doğruluğunu maç eksiğiyle örtmeye çalışmayın! Yüksek topları, yere indirecek, ya da gole dönüştürecek Almeida dışında başka bir alternatifin var mı hocam?
Zaten Beşiktaş’ın maşallahı var, sezon başından bu yana İnönü’de önüne gelene puanlar dağıttı! Bu kayıplar
Futbol böyle bir oyun işte... Bu oyunda istediğiniz kadar yorum yapın, yanılma payınız hep yüksektir, asla evdeki hesap, çarşıya uymaz!
Örnek Galatasaray...
Yıldızlarıyla, son dakika şöhretli transferleriyle, bol alternatifli kadrosuyla, taraflı - tarafsız herkesin bankosu değil miydi?
Ne var ki, Cim - Bom, tüm öngörüleri alt -üst etti, herkesi terse yatırdı birden! Devler Ligi’nde zirveye adım adım yaklaşan Aslan, Süper Lig’de inişe geçti, sürpriz puanlar ve sürpriz yenilgiler alırken, tüm avantajlarını da şimdilik rafa kaldırdı!
Örnek Beşiktaş...
Hiç kimse bu yarışta Kartal’a şans tanımadı... Hatta ilk dörde girip - girmeyeceği bile tartışma konusu olmadı mı?
Aynı Beşiktaş, şimdi zirvenin en büyük ortağı konumunda...
Futbol böyle bir oyun, hep favoriler kazanmıyor! Doksan dakika süreyle topu iyi kullanabilir, hücuma çok adamla çıkabilir, pozisyonlar üretebilir, attığınız kadar da kaçırabilirsiniz. İyi oynamak bazen yeterli olmuyor. Yani Fenerbahçe gibi!
İnönü’deki son derbiyi favori değil, tam tersi hiç kimsenin şans tanımadığı Beşiktaş kazanırken, zirveyi kovalama adına müthiş bir avantaj da yakaladı. Kuşkusuz bu galibiyette tribünleri ilk kez tıklım tıklım dolduran taraftarın da katkısı büyüktü. Peki, kardeşim daha önce nerelerdeydiniz? Niye onca haftalar bu takımı yalnız, kaderiyle başbaşa bıraktınız? Derbi olunca mı, aklınıza Beşiktaş geliyor?
Evet, Kartal, geriye düştüğü derbide, güçlü ve de bol alternatifli kramponlara sahip Fenerbahçe karşısında asla pes etmedi, kazanmak adına müthiş bir onur mücadelesi verdi.
McGregor, Sivas’taki başarısından uzak bir performans ortaya koydu, zaman zaman inanılmaz hatalar da yapmadı değil. Savunmanın sakar oyuncularından Ersan’ı dünkü mücadelesiyle çok beğendim. Aferin Olcay’a... Kedi olalı nihayet bir fare tuttu. Attığı galibiyet golüyle, İnönü’deki son derbide tarihe geçti. Niang’ın varlığını nihayet attığı kritik golde hissetik... Ama hâlâ
İlk yarıda iki takımın ‘korkak’ oyunu, futbol kalitesini düşüren en büyük faktördü bizce. Bırakın iyi oyunu, dişe dokunur bir pozisyon olmaz mı? Ha Samet hoca, kötü oyunlarına bir dizi mazeretler üretebilir. Sakatlıklar, eksiklikler falan. Peki, Rıza hoca, Sivas’ın etkisiz, pozisyonsuz oyununa ne diyecek, merak ediyorum doğrusu! Sahanda oynuyorsun, taraftarın var, kadron da sağlam, ama dişe dokunur tek pozisyonunuz yok. Her takıma kök söktüren Sivas’ın bu yarıdaki korkak futbolu bizleri de şaşırttı doğrusu.
Pozisyonu yok, ama Sivas’ın her iki yarıda da verilmeyen iki penaltısı var ki, onlara dokunmazsak, ayıp olur... Çağatay Şahan’ı tanımıyoruz, çaldığı hatalı düdükleri hadi geçtik, vermediği iki penaltıya ne demeli? 35’de Ersan’ın Eneramo’ya cezaalanı içinde yaptığı aşırı güç kullanımı bal gibi penaltı. İkinci yarının hemen başları, bu kez Veli, Grosicki’yi indiriyor, yani topla alakası yok, tam tersi ayağa hamle var, o da penaltı. Şahan, maçın kaderiyle oynamıştır bizce. Tek doğru kararı, Uğur Kavuk’un Veli’ye attığı uçan tekmedeki çıkardığı kırmızı karttır, gerisi hikaye!
Ersan sen nasıl bir stopersin Allahaşkına? Topu kovalayacağına, rakibine aşırı güç kullanıyorsun.
Beşiktaş’ın o anlı - şanlı İnönü Stadı, artık rakipler için korkulu rüya olmaktan çıktı, elini - kolunu sallayan her takım gelip, puanı, ya da puanları alıp, gidiyor, üzüntüsünü çekmek de teknik kadroya kalıyor!
Ya beyler, ayıptır, günahtır... Öyle ya da böyle, zar - zor golü atıyorsunuz, rakip on kişi kalmış. Fark atacağınıza, galibiyeti bile koruyamıyorsunuz!
Sakın ola kalkıp, bunun hatasını sağda - solda aramayın...
Baş suçlu sizlersiniz...
O taşıdığınız formanın ağırlığının farkında değilsiniz!
Samet hoca ne yapsın?
Adam tüm iyi niyetiyle gecesini - gündüzüne katıyor, didiniyor, çırpınıyor, Beşiktaş’ı yarışta tutmaya çalışıyor... Üstüne üstlük onca sakatlığa rağmen, Kartal’ı zirvede tutmaya çalışıyor.