İlk yarıda iki takımın ‘korkak’ oyunu, futbol kalitesini düşüren en büyük faktördü bizce. Bırakın iyi oyunu, dişe dokunur bir pozisyon olmaz mı? Ha Samet hoca, kötü oyunlarına bir dizi mazeretler üretebilir. Sakatlıklar, eksiklikler falan. Peki, Rıza hoca, Sivas’ın etkisiz, pozisyonsuz oyununa ne diyecek, merak ediyorum doğrusu! Sahanda oynuyorsun, taraftarın var, kadron da sağlam, ama dişe dokunur tek pozisyonunuz yok. Her takıma kök söktüren Sivas’ın bu yarıdaki korkak futbolu bizleri de şaşırttı doğrusu.
Pozisyonu yok, ama Sivas’ın her iki yarıda da verilmeyen iki penaltısı var ki, onlara dokunmazsak, ayıp olur... Çağatay Şahan’ı tanımıyoruz, çaldığı hatalı düdükleri hadi geçtik, vermediği iki penaltıya ne demeli? 35’de Ersan’ın Eneramo’ya cezaalanı içinde yaptığı aşırı güç kullanımı bal gibi penaltı. İkinci yarının hemen başları, bu kez Veli, Grosicki’yi indiriyor, yani topla alakası yok, tam tersi ayağa hamle var, o da penaltı. Şahan, maçın kaderiyle oynamıştır bizce. Tek doğru kararı, Uğur Kavuk’un Veli’ye attığı uçan tekmedeki çıkardığı kırmızı karttır, gerisi hikaye!
Ersan sen nasıl bir stopersin Allahaşkına? Topu kovalayacağına, rakibine aşırı güç kullanıyorsun. Kurallar buna penaltı diyor, ama sen farkında değilsin! McGregor öyle büyük bir kaleci değil. Ne var ki, galibiyette ikinci yarıda yaptığı kritik kurtarışlarla büyük pay sahibidir. Sivas’ın gerçek kimliğine büründüğü anlarda yaptığı harika kurtarışlarıyla Sivas’ın puan umutlarını rafa kaldıran isimdi McGregor.
Samet hoca, forvette Niang’a sarılmış, ne yapsın? Niang’a atılan her pas, geri döndü, Sivas için avantaj oldu. Niang, tam bir hayalet! Varlığıyla, yokluğuyla tartışılır. Niang’a bu formuyla güvenen, yolda kalır! Kaçırdıklarına bakın, ne demek istediğimizi anlarsınız.
Kartal, Sivas’ta forvetsiz oynadı aslında! Neyse ki, zorlu deplasmanda, bu kez Beşiktaş’ı en istikrarlı oyuncusu Hilbert, çekip, ipten alırken, alkışı da hak etti. Hilbert, birçok oyuncuya devamlılık anlamında örnektir aslında.