Dick Advocaat bir sihirbaz değil. O bir usta.
2 ay önce kendisine verilen bu takımdan, Manchester United gibi bir futbol markasına, bir futbol devine kafa tutabilecek bir takım oluşturmayı başardı. Bu bir sihirbazlık değil, ustalık. Dün gece alınan 2-1 'lik galibiyet şapkadan tavşan çıkartmak değil, doğru taktik ve fizik antrenmanların sonucu. Çok çalışmanın sonucu. Sahada basmadık yer bırakmamanın, formayı en son dakikaya kadar terletmenin sonucu.
Tamam mı, devam mı maçı idi Fenerbahçe açısından. Advocaat' in takımı bunu çok iyi biliyordu. Fazlası ile konsantreydiler.
Fenerbahçe takımı, sahadaki 11 futbolcusu ve sonradan oyuna girenler de dahil, Manchester United karşısında birden fazla şeyi doğru yaptılar. Manchester United ile oynanan ilk maçın arkasından yazmıştım, böyle bir takımı yenmek için onlardan çok koşacak, daha fazla ikili mücadele kazanacak, pas opsiyonlarını marke edecek, pas bağlantılarını bozacak ve bunu bir disiplin içinde maç boyu devam ettireceksin. Daha fazla koşmak bile artık tek başına yeterli değil.
Fenerbahçe dün takım olarak bunların hepsini yaptı. Yapınca da, 4-0 veya 5-0' ı bulma şansını da yakaladı. Manchester United, böyle dirençli,
Ligde ilk 5' teki takımların maçlarına bir bakalım ve takımların performansını değerlendirelim.
Fenerbahçe- Kardemir Karabükspor
Penaltı olmasa, belki maçın seyri çok farklı olabilirdi. Belki de Fenerbahçe yine de 3 puanı alabilirdi. Ya da kaybedip lige havlu atabilirdi. Bilemiyoruz.
Ancak şunları çok net söyleyebiliriz ki, Karabükspor, o penaltı verilmemiş olsa kolay çözülmez, puan ya da puanlara oynardı. Maçın ilk 45 dakikasında, Fenerbahçe' nin 2. gol dışında pozisyonu bile yoktu. Igor Tudor hoca çok kısa zamanda çok ciddi bir takım oluşturmayı başarmış. Maça çok dirençli, cesur, önde basarak başladılar. Kazanmak iddiası ile başladılar. Gerçekten de son yıllarda futbolumuzda bu tür takımlar izlemek bize büyük keyif veriyor. Umarım bu maç Kardemir Karabükspor için bir düşüş sürecini başlatmaz.
Fenerbahçe attığı 5 gole rağmen bildiğimiz Fenerbahçe' den farklı değildi. İlk yarıda çok kötü bir oyun ortaya koydular. İkinci yarıda 10 kişilik rakibi karşısında çok kısa süre içinde 3 gol bulunca, maç bitmiş oldu. Bu 3 golün organizasyonu oldukça iyiydi, ancak bunlar dışında saha içi organizasyon gerçekten de kötüydü. Pas tercihleri, yana ve geri paslar, topla çok oynama
Sayın Ali Koç' un 2018' de başkanlığa aday olacağım açıklaması ile spor medyası hareketlendi. Bu açılama en az 1-1.5 senelik malzeme demek.
Şimdi Ali Koç üzerinden Aziz Yıldırım' a, nasıl yükleniriz, aralarını nasıl bozarız, camiadaki olası bir kaostan nasıl besleniriz sezonu açıldı!
Spor medyamızı anlıyorum. İyi malzeme bulmak, haber yapmak, yorumculuk bu işin doğasında var. Ancak ya etik? Olmayan şeyleri olmuş gibi yazmak? Söylenmemiş sözleri söylenmiş gibi ortaya sürmek? Laf taşımak? Farklı mekanlarda farklı kişiler ile dedikodu yapmak? Bunlar ne olacak?
Şimdiden yazıyorum. Kimse bu ikili arasına nifak tohumları ekmeye çalışmasın. Ali Koç ve Aziz Yıldırım, iyi birer Fenerbahçe' li ve dostturlar. Olası bir kayıkçı kavgasının Fenerbahçe' ye maliyetini de gayet iyi bilecek insanlardır. Kimsenin beklediği büyük kavgalar, büyük kapışmalar, çekişmeler olmayacaktır.
Buradan medyaya malzeme çıkmaz. Kıymetli medyamız da bunu bir süre sonra anlayacaktır.
Demokrasilerde, demokratik yönetilen kurumlarda seçmenler yani seçme özgürlüğü olanlar, doğru bildikleri, en çok güvendikleri, kendi menfaatlerini en iyi temsil eden adayı desteklerler. 2018' de Aziz Yıldırım, Ali Koç' a
Bugün yakın zamanda okuduğum bir kitapta karşılaştığım ilginç bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Hikaye İspanyol Barcelona kulübü ile ilgili.
Barcelona 120 yıla yakın bir tarihi olan, köklü, gelenekleri güçlü bir kulüp. 60.000 civarında üyeleri (socio) var. Tarihte başarılı ve başarısız dönemleri var, ancak hep İspanya' nın ve Avrupa' nın en güçlü, en başarılı kulüpleri arasında yer almış. Sosyal ve kültürel olarak farklı bir duruşa sahip bir bölge ve camianın takımı. Ülkedeki siyasi gelişmelerden hep olumsuz etkilenmiş, siyasi duruş ve söylemleri nedeniyle devletin sürekli karşısında olduğu, son 30 sene hariç hep siyasi baskılara maruz kalmış bir kulüp. Bu sebeple de tamamen demokrasi ideali ile kurulan kulüp, ta 1978' e kadar, sürekli atanmışlar veya seçilmiş olsa bile devlet otoritesinin yönlendirdiği Başkan ve Yönetimlerce yönetilmiş.
1975' de diktatör Franco ölünce, hem ülkeye, hem spora, hem de Barcelona' ya demokrasi dalgaları yayılmış. Bu dalgalar sonucunda, İspanya İç Savaşından bu yana ilk defa kulüpte demokratik bir seçim yapılmış ve 1978' de efsane başkan Josep Nunez iş başına gelmiş. tam 2000 senesine kadar 22 yıl kulübü yönetmiş.
Kulübün
Hafta içi Fenerbahçe' yi sahasında 4-1 yenen Manchester United, Pazar günü Chelsea karşısında 4-0' lık bir mağlubiyet aldı.
Her iki karşılaşmada da istikrarlıydı Mourinho' nun talebeleri. Fenerbahçe' ye karşı da, Chelsea' ye karşı da aynı kötü futbolu sergilediler. Esasen Kjaer ve Şener' in saçma penaltıları olmasa, maçın berabere bitme olasılığı da yüksekti. Kjaer' in dengesiz hareketi sonrası özgüven kazanan, fizik güç farkını sahaya yansıtan Manchester United, dörtledi geçti.
Pazar günü ise, sahada fiziksel olarak kendisine denk bir takım vardı. Bu sefer iş saha içi organizasyon, taktik zeka, disiplin ve yeteneğe kaldı. Kalınca da Chelsea, saha içi organizasyonu ve akıllı futbolu ile Manchester' ı dörtledi.
Avrupa' da özellikle en büyük beş ligde futbol başka bir boyuta gidiyor. Örneğin, en düşük kulüp gelirlerinin 100 milyon Sterlini aştığı, ortalamada 130- 140 milyon Sterlin gelir elde edilen Premier ligde, ki en önemli 5 takımın ortalama gelirleri bunun da üzerinde, her an her sonuç elde edilebiliyor. Kalite üst seviyede.
Bundan seneler önce Fenerbahçe' yi çalıştırırken Aykut Kocaman' ın bir röportajı vardı. Aykut hoca Avrupa ' nın devleri ile başa çıkabilmek
Fenerbahçe' nin içinde bulunduğu olumsuz durumun 2 ana sebebi var. Birinci sebep 3 temmuz kumpası.
Tüm yönetim hatalarına rağmen, tüm kötü stratejilere ve kötü yatırımlara rağmen Fenerbahçe futbol takımı kadro yapısı ve kapasitesi açısından bir noktaya ulaşmışken, bu kumpas ile en az 5 sene geriye gitmek durumunda kaldı. Şampiyonlar ligine uzun süre gidememek, sportif açıdan gerileyip iyice uzak kalmak, mali kayıplara da yol açtı. Bu kayıplara neden olanlar, mutlu mesut yaşarlarken, Fenerbahçe Finansal Fair Play kısıtları altında ezilerek sportif açıdan iyice geriledi.
Ancak mevcut olumsuz tabloyu sadece bu kumpasa bağlamak, bilimsel ve eleştirel açıdan hatalı olur. Başarısızlığı sadece bu hain kumpasa bağlamak, öz eleştirinin önüne geçer, altta yatan pek çok sorunun halı altına süpürülmesine neden olur.
Fenerbahçe' ye büyük hizmetleri olan kişileri koruyalım derken, Fenerbahçe' ye kötülük etmiş oluruz.
İkinci sebep, bizzat yönetim performansının yetersizliği. Yetersiz yönetim sadece Fenerbahçe' ye özgü bir olgu değil, pek çok büyük kulübümüzün birinci sorunu bu. Ancak bu Fenerbahçe' de ilginç bir mahiyette yaşanıyor.
Bilindiği üzere futbol kulüplerinde endüstriyel
Birkaç hafta önce yazdım. Fenerbahçe' nin bu sezon rakipleri Galatasaray ve Beşiktaş değil. Rakipler Başakşehir, Konyaspor, Osmanlıspor ve Bursaspor. Bu takımlar ile 3. lük, 4. lük, 5. lik mücadelesi verecek. Bu koşullarda, bu sıkıntılar ile, Fenerbahçe' nin şampiyonluk ihtimali yüzde bir.
Fenerbahçe iyi bir teknik direktöre, ortalama futbolculara sahip, kötü bir takım. Takım olabilmiş değil. Devre arasına kadar, o da moraller dibe çökmez ise, bir oyun karakteri kazanabilir. Dick Advocaat' in elinde vasat bir malzeme var. Bu vasat malzemeden lezzetli bir yemek yapması zor. Yaparsa bu onun başarısı olacak. Başarı derken ligi 3. sırada bitirmeyi kast ediyorum.
Vitor Pereira, Fenerbahçe' yi Anadolu takımı gibi oynatıp, 1-0' lara yatıyordu. İşe de yarıyordu. Elindeki malzemeyi bilen Portekiz kurnazı, buna uygun bir sistem ile ligi 2. sırada bitirdi. Dick Advocaat, zeki, akıllı, bilgili bir hoca. İyi futbol izletmek istiyor. Ancak malzeme kötü. Bu malzeme ile Dick Advocaat' in kafasındaki lezzetli yemek yapılamıyor. Sahaya yansıyan da bu örtüşmeyen kimya. Dick' in kafasındaki pozitif anlayış ile Fenerbahçe' nin negatif kadro kalitesi örtüşmüyor.
Fenerbahçe' de işin yönetim
Fenerbahçe yönetimi belki de son senesinde çok önemli bir iş yaptı. Advocaat gibi bir futbol adamını, dikkat edin teknik direktör demiyorum, Fenerbahçe' ye kazandırdı. Advocaat engin tecrübesi ve bilgeliği ile bence bir teknik direktörden fazlası.
Maç sonu açıklamaları izliyorum, bilge, kendine güvenli, gerçekçi bir teknik adam gibi konuştu. Suçu selefleri gibi başka faktörlere atmadı. Biz kötüydük dedi özetle. İyi seviyede değildik dedi yumuşatarak. Pek çok futbolcum oyunda değildi dedi, kendilerini oyuna vermediler demeye getirdi. Rakibin tek defansif orta saha ile oynadığını, iyi bir takım olduğunu ve ciddiye alınması gerektiğini de belirtti.
Oysa kolayına kaçabilirdi. Taraftar zaten tartışmalı penaltı pozisyonu sonrası suçu hakemlere atmaya hazır. Yönetim hazır. Çıkıp derdi ki hakem şöyle, zemin böyle.. Kurtarmış olurdu. Selefleri gibi yapmadı. Demedi.
Dick Advocaat' de tıpkı Obradovic gibi Fenerbahçe için büyük şans. Akıl tutulması yaşayan camiada, güneş gibi parlıyor. Mantıklı konuşuyor, doğru işler yapıyor. Sahada ne olup bittiği sadece ona bağlı değil. Puan tablosundaki sıralama onun eseri değil. Yönetimin kendisini geç getirmesi, kötü kadro mühendisliği,