GENÇLERİ İZLEMEK KEYİFLİ
Çok uzun zamandır ilk defa Fenerbahçe'nin bir maçından ciddi keyif aldım. İki sebebi vardı. Birincisi, Fenerbahçe'nin sahadaki rakibi yönetim ve futbol modeli olarak Türkiye'de en çok inandığım proje olan Altınordu takımı idi. İkincisi Fenerbahçe maça büyük ölçüde gençleri ile çıkmıştı. Beni ne skor, ne futbol ne de maçın hazırlık maçı olması ilgilendirmiyordu. Ben sahada gözleri parlayan, geleceğe umutla bakan gençleri izlemiştim. Sahada her iki tarafta da gençler ağırlıklı olunca, benim gibi bir futbolseverin ihya olması kaçınılmaz oldu.
Altınordu takımı bünyesinde yabancı futbolcu bulundurmayan ve gençlere yatırım yapan bir kulüp. Başkan Seyit Mehmet Özkan ve yönetimi benim uzun yıllardır Türkiye'de görmediğim bir futbol vizyonuna sahipler. Ülkemizde bu vizyona ihtiyaç var. Bu vizyona en büyük katkıyı da açıklamaları ve uygulamaları ile Başkan Ali Koç yapıyor. Dün Fenerbahçe adına sahada olan gençler bu vizyonun bir yansıması oldu.
Fenerbahçe adına sahada çok fazla sayıda genç izledik. Bu gençler için ayrı bir yazı yazmak istedim, çünkü bunlar Fenerbahçe'nin geleceği. Dün akşam sahada görev alan Samed, Yiğithan, Ahmethan, Oğuz Kağan, Uygar,
Fenerbahçe uzun takip ve oyuncu izleme çalışmaları sonrasında listesinde belirlemiş olduğu Andre Ayew'i satın alma opsiyonlu olarak kiraladı.
Peki Ayew kimdir? Futbol hayatı boyunca ne başarılar elde etti? Fenerbahçe'ye fayda sağlar mı?
17 Aralık 1989 doğumlu ve 28 yaşında olan Ayew, 1.76 boyunda ve sol ayaklı bir futbolcu. Esas mevkisi sol açık- sol forvet. Merkez forvet veya sağ forvet-sağ açık olarak da oynadığı dönemler oldu. Sağ tarafta oynadığında güçlü sol ayağı nedeniyle içe kat edip önemli bir şut tehdidi olabiliyor.
Marsilya altyapısının ürünü olan Ayew, Fransa'da kiralık geçirdiği sezonlardan sonra 2010- 2015 arası Marsilya'da forma giydi. Takımın en etkili silahlarından birisiydi. Fransa kariyerinde 258 maçta 67 gol ve 29 asist var. Sonrasında önce Swansea, sonra West Ham ve sonra tekrar Swansea da geçirdiği sezonlar var. Swansea den West Ham'a 24 milyon Euro'ya transfer olan Ayew, sonrasında Swensea'ye geri dönerken 23 milyon Euro'ya satılıyor. Bu rakamları Swansea' nin ödeyerek onu geri alması aslında ne kadar değerli bir futbolcu olduğunu da gösteriyor. West Ham'den ayrılma sebebi ise anlaşamadığı Bilic. Premier Lig'de bu iki takım ile 89 maça çıkarken,
UÇURUMUN KENARINDA BİR KULÜP
Dün gece Fenerbahçe tarihi açısından bir dönüm noktasıdır. İki sebeple.
Birincisi, Fenerbahçe büyük bir zihniyet devrimini Ali Koç liderliğinde başlattı ve tüm camia bu değişimin ana felsefesini liderinin ağzından şeffaf ve açık bir şekilde duydu.
İkincisi, kulübün batmaktan veya yabancılara satılmaktan son anda kıl payı kurtulmuş olduğunu da öğrenmiş olduk.
Dün Sayın Başkan rakamları açıkça ortaya koydu. Tablonun ne kadar vahim olduğunu hala anlamamış olan, arazileri satar sıfırlarız falan diyenler olabilir diye tekrar edelim.
Fenerbahçe teknik olarak batık bir kulüp. Gelirleri giderlerini karşılamıyor ve borçla dönüyor. Hatta borcu bile borçla döndürmeye çalışıyor. Yıllık gelirlerinin yarısı borç faizine gidiyor. Gelecekte 2023’lere kadar olan pek çok geliri temlik edilmiş, tüm arazileri de ipotekli.
Ali Koç akıllı, ölçülü ve saygılı bir insan olduğundan son derece kibar olarak durumu anlattı. Üslübu yapıcı ve sakindi. Oysa Fenerbahçe camiasının idrak ve analiz yeteneğini kaybetmemiş olan %90’lık kısmı ekranlardan izlerken bu tablo karşısında müthiş öfkelendi. Asırlık çınarın basiretsiz yönetim ile yok olmanın eşiğine gelmiş
KARŞILAŞTIRMA
Fenerbahçe turu nasıl geçer sorusunu cevaplamadan önce, iki takımın kısa analizi ve karşılaştırmasını yapalım.
Benfica ve Fenerbahçe kendi liglerinde geçtiğimiz sezon benzer performanslar sergilediler ve liglerini 2. sırada tamamladılar. 34 maçta Fenerbahçe 78, Benfica 80 gol attı. Fenerbahçe topla 54.6, Benfica ise 58.7 oynama oranına sahipler. Geçtiğimiz sezon Benfica 4-3-3 (14 maç), 4-42 (10 maç), 4-2-3-1 (2 maç) ve 4-1-4-1 (8 maç) formasyonları ile sahaya çıktı. Genellikle 4-3-3'ü tercih ediyorlar. Fenerbahçe ise ağırlıklı olarak 4-2-3-1, 4-3-3, 4-4-2 ve 4-4-1-1 formasyonları ile sahaya çıktı. Ancak hakim sistem 4-2-3-1'di. Bu sene her iki takımın da 4-3-3 ile sahaya çıkma ihtimalleri yüksek. Her iki takım da ortalama %81'lik bir pas isabet oranı ile maçlarını tamamladı. Maç başına Fenerbahçe 14.6, Benfica 16.4 şut ile oynarken, Fenerbahçe 19, Benfica 18 top çalma/rakipten top kapma istatistiğine sahip.
İki takımın da sahayı kullanma biçimleri ve yüzdeleri birbirlerine çok benziyor. Ofansif olarak Benfica ceza alanı içinde, Fenerbahçe ise ceza yayı dışında daha etkin. Hücumlarda her iki takımın kanat-orta alan kullanımları birbirlerine yakın olmakla
Geçtiğimiz senelerin aksine son derece durgun geçen bir transfer dönemi yaşıyoruz. Finansal Fair Play kısıtları ve kulüplerimizin müthiş borçları transferin bu sene daha dikkatli ve akılcı yapılmasına neden oluyor.
Çok sevdiğim bir kitap var. Simon Kuper ve Stefan Szymanski'nin ortaklaşa yazdıkları "Futbolun Şifreleri" kitabı. Uzun yıllar dünya futbolunu analiz etmiş olan ve futbol konusunda müthiş araştırmalar yürütmüş olan yazarlar, transfer piyasasının 12 temel sırrını paylaşmışlar ve yöneticilere tavsiyeler vermişler. Bende bunlara ek olarak kendimden 3 kural ekleyip sizler ile paylaşıyorum.
1- Çoğu yeni teknik direktör gelir gelmez transfer ister, mevcutları beğenmez, parayı çarçur eder. Buna izin vermeyin.
2- Futbolcu transfer ederken, uluslararası ve ulusal ligleri bilen, tercihen birden fazla kişinin görüşlerini alın. Sadece kendi direktörünüz, scout ekibiniz ya da menajerler ile yetinmeyin. O ligleri takip eden, futbolu iyi bilen uzman veya taraftarların da görüşlerini alın.
3- Dünya Kupası veya Avrupa Futbol Şampiyonası sonrası futbolcular ederinden fazla değerlenir, bu turnuvalardan sonra oyuncu almamaya çalışın.
4- Bazı ülkelerin futbolcuları
Dünyada dört grupta takım var. Bunlar arasında kesin çizgiler olmamakla birlikte, genel hatları ile 3 gruptan bahsedebiliriz.
Yeterince zengin ve büyük bir kulüpsen, yıldız futbolcuyu maliyeti ne olursa olsun alırsın. Hatta kendin yıldız futbolcu yetiştirme zahmetine de girmeden, bastırıp parayı alırsın. Kendin futbolcu da yetiştiriyorsan tadından yenmez. Pek çoğu çok iyi altyapılara sahiptir ve en büyük beş lige, süzgeçlerinden geçme ve A Takıma geçme başarısını gösteremeyen ama iyi futbolcu potansiyeli taşıyan gençleri satarlar. Real Madrid, Barcelona, Bayern Munich, PSG, Juventus, Milan, Manchester United, Liverpool, Manchester City böyledir.
Büyük bir kulüp ve potansiyelli bir camiaysan, yine bir üst gruptaki takımlar gibi zirveye oynuyorsan ancak orta karar finansal imkanların varsa o zaman yıldız transferinden ziyade genç ve yetenekli yıldız adaylarını herkesten önce keşfedip almaya bakarsın. Bir taraftan da altyapından iyi futbolcu çıkartmaya çalışırsın. Ancak önceliğin dünyanın dört bir yanından 16-22 arası yetenekleri keşfedip ucuza almak, bunlar ile başarı yakalamak ve bunları parlatıp satmak olur. Bazen de 28-32 arası, eski takımlarında tutunamamış, sorunlu
FRANSA'NIN KUPAYI ALMASI SÜRPRİZ DEĞİL
2010'dan itibaren hem Milli Takımlar, hem de kulüpler düzeyinde düzenlenen turnuvalarda başarının net bir kuralı var: defansın mükemmel olacak.
Defansın mükemmel olacak derken, defans hattı ve defans anlayışının toplamını kast ediyoruz.
Bugün kadrosunda mükemmel hücumcular olan Fransa, 20 sene sonra şampiyon olurken, hücumda çok iyi olduğu için değil, çok etkili savunma yaptığı için başarılı oldu.
Çoğu kişi Mbappe, Griezmann ve Matuidi gibi hücumcular ile kupanın Fransa' ya geldiğini ileri sürebilir. Ancak doğru olan tam tersi. Fransa kupayı, rakiplerinden çok daha iyi defans yaptığı ve bireysel yetenekleri ile yakaladığı pozisyonları gole çevirme oranı yüksek olduğu için evine götürüyor.
Fransa' nın kalesinde Lloris son derece tecrübeli ve güven veren bir kaleci olarak iyi performans gösterdi. Defans dörtlüsü Pavard, Varane, Umtiti ve Hernandez'e bakarsak beklenenin üstünde bir çizgi savunma performansı gösterdiklerini görürüz. Stoperden bozma Pavard ve sol bek Hernandez, harika bek performansı gösterdiler. Arjantin, Uruguay ve Belçika gibi hücum yönü son derece güçlü rakiplerine karşı bu dörtlü, müthiş bir performans
Hazırlık Maçları Önemlidir
Hazırlık maçları hazırlık için yapılır. Skor önemli değildir denir ancak ben bu görüşe pek katılmam. Hazırlık maçı da maçtır ve skor da önemlidir. Kazanma refleksi kazanmak açısından önemlidir. Hazırlık maçlarında kaybeden bir takım, resmi maçlara da bu kayıp psikolojisi ile başlar. İyi hocalar bilir ki, hazırlık maçları takımların mevcut taktik çalışmalarının sonuçlarını görebilecekleri, oyuncularını değerlendirebilecekleri ve eksikleri tespit edebilecekleri fırsatlardır, ancak sonuç almak da o kadar önemsiz değildir.
Lozan Maçından Görüntüler
Fenerbahçe ilk devre ve ikinci devre farklı 11'ler ile sahadaydı. İlk yarıda Fenerbahçe mücadeleye; 'Kameni, Isla, Skrtel, Neustadter, Serhat Kot, Josef, Mehmet Ekici, Eljif Elmas, Aatıf, Samed Karakoç, Alper Potuk, 11'i ile başladı. İlk yarısı 0-0 biten karşılaşmada, Fenerbahçe 5-6 net gol fırsatı yakaladı ve bunlardan faydalanamadı. Bu ilk yarıda, dikkatli izleyenler Cocu' nun Fenerbahçe'si hakkında fikir sahibi oldular. Sahaya iyi yayılan, iyi pas yapan, top rakibe geçtiğinde alan daraltan ve rakibe baskı yapabilen bir takım izledik. Elbette fizik güç eksikliği nedeniyle takım bunu belirli dakikalarda