Fenerbahçe için kırılma derbisi idi. Şampiyonluk bir tarafa, 2.'lik de artık çok zor.
Maçla ilgili yapacağım en çarpıcı tespit şu; sanıyorum ki tarihteki en vasat, en çağdışı oynayan, en organize olamayan Fenerbahçe ve Galatasaray futbol takımları bunlar olabilir.
Fenerbahçe takımı için sezon başından beri yazdığım ve inandığım şeyi tekrar edeceğim. Bu takımın oyuncu kalitesi çok düşük. Ama sistemine katılmasak da sistemli olmayı sağlayan bir hocası var. Bu kısır bir sistem olsa bile yine de bir sistem dahilinde kalındığı için ve takımdaki oyuncular yetenek eksikliğini koşarak kapatmaya çalıştığı için Fenerbahçe bu puanları alabildi, bu kırılma maçına kadar da iddiasını koruyabildi. Fenerbahçe' li futbolcuların kaptırdığı tüm toplar, yaptıkları hatalı paslar ve kaçırdıkları akıl almaz goller hocanın ve sistemin hatası değil, şanssızlık hiç değil, tam bir kabiliyet eksikliği. Vasatlığın sahaya vurumu.
Fenerbahçe açısından maçın en iyisi ve belki de tek iyisi Josef De Souza idi. Sahanın her yerinde açık kapadı, hücumu organize etmeye çalıştı, çok gayret etti. Giuliano, Mehmet Ekici, Valbuena, Alper, Şener, Fernandao ve Soldado akıl almaz derecede düşük bir performans
Maçtan sonra birlikte izlediğim gruba bir yorum yaptım; "Bu tablo Fenerbahçe'de Aziz Yıldırım düzeninden dolaylı ya da doğrudan menfaat sağlayan kişilerin eseridir" diye.
Aziz Yıldırım, Aykut Kocaman, bu güruh... Ortak noktaları özeleştiri yapmamak. Aşırı ve anlamsız bir özgüven, suçu sürekli dışarıda aramak, düşman üretmek, şanssızlık veya haksızlık odaklı yorumlar yapmak, etraflarını da buna inandırmak. Bunlar da diğer ortak noktaları.
Şimdi dönüp baktığımda, dünkü rezaletin, ki başka kelime bulamıyorum, suçlusu olarak üstü kapalı taraftarı işaret ediyor bu güruh. Güruh diyorum lütfen kimse alınmasın, aklı, fikri hür olmayan kişilere başka ne denebilir ki?
Son iki Beşiktaş ve dünkü Akhisar maçı sonrası futboldan biraz anlayan herkes şunları net olarak görür:
1- Taraftar gelmiyor çünkü sahada bir şey görmüyor. Başkan ve Teknik Direktöründen memnun değil. Kadro kalitesinin farkında. Gelmediler, rakibe ve hakeme baskı kurulamadı, bundan kaybettik açıklaması bence saçma ötesi! Taraftar artık psikolojik olarak hatalardan, kötü seçimlerden, kötü futboldan usandı. Ben taraftara gerçekten hak veriyorum.
2- Fenerbahçe teknik direktörü ısrarla stoper istedi. Yönetim
İyi niyet, kötü niyet, basiretsizlik, şanssızlık anlamam. Alper, Volkan ve Quaresma takımlarını resmen sabote ettiler. Hele Volkan ve Quaresma' nın kartları gerçekten ibretlik. Eğer teknik direktörleri biraz cesursa, bu üçü de sezon sonuna kadar yedek kulübesinden çıkmamalı.
Ligde oynanan maçta da bu maçta da Fenerbahçe kompakt oynamaya çalışıp, Beşiktaş'ın pas trafiğini bozmaya çalıştı. Her iki maçta da kademeler ve yerleşimler son derece başarılıydı. Beşiktaş gibi oturmuş, pas trafiği çok başarılı olan bir takıma karşı esasen doğru bir yaklaşımdı.
Beşiktaş ise hem teknik, hem de fiziksel açıdan rakibinden daha güçlü olduğunun bilinciyle, her iki maçta da baskın oynadı. Beşiktaş her iki maçta da kanatları aktif kullanıp, sahayı genişletip, Fenerbahçe' nin kompakt ve sıkı savunmasını aşmaya çalıştı.
Aykut Kocaman'ı sezon başından beri eleştirmediğim iki maç bu iki maç oldu. Kocaman doğru teknik yönetim sergiledi ama iki maçta da gerçekten çok şanssızdı. Bu maçta 2 oyuncusunun bu denli sorumsuz hareketler içinde olacaklarını düşünemedi. Planları tutmadı.
İlk maçta, İsmail' in erken sakatlığı hem oyun sistemini bozdu, hem de hamle imkanlarını sınırlandırdı. Bu maçta
Fenerbahçe dün en azından ilk yarıda kötü oynamadı. İkinci yarı başında da kontrolü elinde tutuyordu. Ancak kilit konu da bu, "kontrolü elinde tutmak". Kontrolü elinde tutmak için oynayan her takım, bu tür beraberliklere razı olacak. Hele de Aykut Kocaman'ın takımlarına 18 senedir oynattığı tuhaf futbol ile bu beraberlikler kaçınılmaz oluyor.
Hakem konusunda Kocaman'ı haklı buluyorum. Bu sene hakem hataları gerçekten de kabul edilebilecek gibi değil. Trabzonspor maçından sonra Gençlerbirliği maçında da büyük hata yapıldı. Ancak Kocaman' a katılmadığım konu şu; bu Fenerbahçe şampiyonluğa oynayan bir takım değil. Geçen seneki Konyaspor gibi benzer hedeflere oynayan, 3-4 arasını hedefleyebilecek bir takım. Kapasite ve taktik sorunları hakem hatalarının da önünde tartışılmalı bence.
Şimdi bazıları Fenerbahçe'nin yediği iki şanssız golden bahsedecek. İkisi de şanssızlıktan yenmiş gol değil. İkisinde de çok ciddi savunma hataları var. İkisinin de mimarı %80 Kocaman, %20 Yönetim. Kocaman, çünkü Mehmet Topal gibi patlama ihtimali olan bir bombaya stoper görevi veriyor. Kocaman, çünkü bu takıma sezon başı veya devre arası adam gibi bir stoper aldıramadı. Koskoca takım Neusdtadter
Göztepe Maçı
Fenerbahçe ve Göztepe dün sahada ortaya pozitif bir futbol koyamadılar. İki takımın oyun planları da önce kaybetmemek üzerine kuruluydu. Fenerbahçe ikinci bölgede hakimiyet kurarak, Göztepe ise, kendi sahasında kompakt kalarak bunu başarmaya çalılştı.
Fenerbahçe' nin maç boyu rakibin ceza sahasına etkili olamamasının iki sebebi var. Birincisi yaratıcı, yetenekli, farklılık sağlayabilecek oyuncusu yok. İkincisi düz oyuncularının pas kalitesi ve hızı çok düşük. Bir pas takımı olması için çalışılan Fenerbahçe' nin pas kalitesi, İstanbul'un pek çok halı sahasında aynı saatlerde oynanan maçlardaki pas kalitesinin altında. Paslı oyun yüzdesi, sayısı ve isabet oranı beni ilgilendirmiyor, pasların niteliği ve sonuca dönük etkisine bakıyorum.
Fenerbahçe Gökhan- Caner ikilisini kaybettiğinden beri kanatları etkin kullanamayan bir takım. Birde buna sürekli içe kat eden, pas al ver dışında bir katkısı olmayan Dirar'ı da eklerseniz, kanat etkinliği olmayan bir takım haline dönüyorsunuz. Yaptığı orta dışında saha içinde oyun disiplinine uymak haricinde hiç bir olumlu katkısı yoktu Dirar' ın.
Aykut Kocaman, elindeki kadronun seviyesinin gayet farkında Bu kadroya göre,
Bugün futbol dışı ama çok güzel bir konu ile karşınızdayım.
Futbol yönetimi açısından eleştirsek de Başkan Aziz Yıldırım'ın amatör branşlara, sporculara, gençlere ve çocuklara çok önem veren bir Başkan olduğunu biliyoruz. Bu konularda çok güzel işler yaptı ve yapıyor. Bu özelliği de onu diğer pek çok yönetici profilinden ayırıyor.
En son hayata geçen proje de kendisinin bir hayali olarak başlamış ve sonuçlanmış olan çocuklara yönelik Fenerbahçe Düşyeri projesi.
Ülker Stadyumu, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Spor Kompleksi bünyesinde kurulmuş olan Düşyeri, Stadyum içinde çocuklar için tasarlanmış çok özel bir yer. Burası çocuklar için bir deneyim kulübü ve tiyatro olarak planlanmış. Kulüp, tiyatro sahnesi ve son derece güzel bir cafe si var. Grup çalışmaları, atölyeler, eğitimler, deneyler, tiyatro vb. çok güzel faaliyetlere ev sahipliği yapacak.
Geleceğimiz olan çocuklarımız için farklı deneyimleri sağlama misyonu var. Ayrıca bir sosyal kulüp olarak çocukların ve ailelerinin birbirleri ve kulüp ile olan bağlarını da sağlamlaştıracak bir merkez olmuş.
Burada çocuklar, bilim, teknoloji, matematik, sanat, mühendislik, serbest denetim ve sahne alanlarında çalışmalar
İnsan olarak, duruş olarak Fenerbahçe taraftarının %90'ının sevdiği biri Aykut Hoca. Benim de insanlığı açısından kendisine sempati duyduğum bilinir. Öte yandan insanlar çok sevdikleri kişilerin kusurlarını görmek istemezler. Aykut Kocaman da Fenerbahçe taraftarının çok sevdiği bir insan olarak, kusurları asla görülmek istemeyen birisi.
Ancak benim okuyucularıma karşı sorumluluğum var. Kusurları görmek zorundayım.
Fenerbahçe taraftarının, yorumcusunun, kongre üyesinin önemli bir kısmının futbola bakış açısı 3 Temmuz olayından bu yana çok değişti. Elbette Fenerbahçe' nin haklı bir davasıdır. Hakları yenmiş, haksızlığa uğramış bir camia söz konusudur. Bunu tartışmak bile yersiz. Ancak bu komplodan sonra, camiada bir kesimin futbola bakış açıları çok değişti. Futbola artık futbol olarak bakmıyorlar. Futbola "politik" bakıyorlar.
Aslında 3 Temmuz olduktan sonra, Fenerbahçe taraftarının %99' u futbola böyle baktı. Sonra yavaş yavaş camianın önemli bir bölümü futbola geri dönmeye çalıştı. Diğer grup politik duruş içinde kalmaya devam etti. Kendilerince haklı olabilirler. Saygı duyuyorum.
Politik derken neyi kast ediyorum?
Bu grup 3 Temmuz süreci son mahkeme kararı ile
FATİH TERİM
Galatasaray tarihinin muhtemelen en önemli 3 isminden birisidir Fatih Terim. Bu başarıyı sonuna kadar hak etti şüphesiz.
İyi Galatasaraylı. Ne zaman göreve çağırılsa koşar. Çağırılmasa bile hep hazırdır, bilinir.
Peki bu durum Galatasaray açısından ne kadar avantajlı? Terim kararı doğru mu?
Galatasaray yönetimi sezon başında yaptığı transferler ile bir kumar oynadı. Daha önce sezon başında yazmıştım, bu kumar tutarsa Galatasaray kurtulur, tutmazsa işler çok kötüye gider diye. Yönetim, işler kötüye gitmeye başlayınca, camiada büyük çoğunluğun itiraz etmeyeceği bir hamle yaptı. Terim, bu kumarın son halkası. Yönetim Terim hamlesi ile bahsi artırmış oldu. Artık risk daha da büyük.
Terim açısından da şüphesiz kariyerinin belki son hamlelerinden bir tanesi. Başarılı olursa, tarihe altın harflerle yazılarak futbola veda eder. Başarısız olursa Çeşme çıkartması ve bu başarısızlık hafızalarda yer eder. Çünkü yeni nesil eski başarılarını bilmez, yaşamadı, o duyguyla bağlı değil.
Yönetim bahsi artırdı. Riski artırdı.
Kadro iyi. Kabul. Ama rakipler de iyi. Terim teknik direktörlüğü boyunca böyle güçlü rakipler ile karşı karşıya olmadı. Özellikle de Beşiktaş ve