Ayşegül Sönmez

Ayşegül Sönmez

a.sonmez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Menderes’e yazılan sanatçı mektuplarından haberdar olup onları tartıştığımız şu günlerde bence ünlü geç Osmanlı mimarı Vedat Tek’in Atatürk‘e yazdığı mektubu hatırlamalı. Tekrar tartışmaya açmalıyız. Afife Batur, Tek‘in eserlerini ve hayatını anlattığı kitabında bu mektup için ‘Türkiye modernlik serüveninin 1930 yılındaki kimlik kartı’ der. Bu kimlik kartına bakıp o dönemin incittiği bütün “artist”leri anmakta fayda olabilir. İşte ‘bireyselciliği’yle erken Cumhuriyet’ten büyük darbe almış Tek‘in Ata‘ya mektubundan bir bölüm:
“Bendeniz diplomatlık bilmez bir artist oldığımı ve artistlerin de herkes gibi düşünmez, derbeder olduklarını bilirsiniz bu zihniyet ile, ilgi, bilmeyerek ve istemeyerek efendimizin gazabına sebebiyet verecek kusurda bulundisam, şimdiye kadar iltifatınızdan mahrumiyeti kafi ad ederek af edilmekliğimi büyüklüğünüzden istirham ederim. Küçüklerin kusurunu af etmek daima büyüklerin şanındandır.”
Bu mektuba Atatürk hiç yanıt vermedi. Vedat Tek, bırakın otomatik vitesli olduğu için kullanamadığı araba yüzünden para istemeyi, yaptığı işlerin maddi karşılığını alamadan, devlet ona borçlu ölecekti. Bugün mimarın evinin olduğu, kendi elleriyle yaptığı mobilyaların bulunduğu mekan, Zihni’nin barı. Bir Nişantaşı klasiği. Bugünlerde Tek için bir tek atmak isteyenlere özellikle duyurulur.

Haberin Devamı

Kafka bugün yaşasaydı...

Bir dönem başkanlığını yaptığım Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği Türkiye şubesinin Mimar Sinan Üniversitesi’nde gerçekleştirdiği açık oturumlar sona erdi. Son oturumun konuşmacısı olarak bütün bir salon dolusu kalabalıkla şuna karar verdik: Bu topraklardan bir eleştirmenle ilgili bir biyografi yazacağız. O eleştirmen de kendi coğrafyasının görme biçimlerine ilişkin orijinal tezleriyle Sezer Tansuğ olacak.
Öte yandan Süreyya Evren’in konuşmasında ortaya attığı soru, benim hala yanıtlamakta kararsız kaldığım bir soru.
‘Kafka yaşasaydı. Dava’yı yazdıktan sonra internete koysaydı, Dava’yı yine okur ve bugünkü kadar sever miydik?’
Ne dersiniz? Sever miydik? Hatta okur muyduk?

Haberin Devamı

Damien Hirst İstanbul’da

Damien Hirst’in Berlin’de yaşarken bir makine edinerek ürettiği Spin resimleri, 11 Ocak’tan itibaren İstanbul’da Portakal Sanat Evi’nde sergilenecek. Spin resim yapmak hareketli diskten tuvale boya akıtarak mümkün oluyor. Damien Hirst küçük bir çocukken BBC’de gördüğü bu tür resmi nihayet büyüdüğünde 1994 yılında yapmaya başlamış. Çocuksu diye adlandırıyor bu serisini... Mekanik ressam olmanın yollarını araştırdığını ifade ediyor... Yani Andy Warhol’ün her anlamda izinde Damien Hirst...
Spin resimler, geleneksel sanatlarımızdan Ebru’yu hatırlatıyor...
Hirst’ün kontrollü, nokta’lı serilerinden farklı olarak kontrolünün az olduğu işler bunlar...
Türkiye’de Damien Hirst’lü birkaç ev olduğunu biliyoruz ama ünlü sanatçının işlerinin yer aldığı en kapsamlı koleksiyona dünyada kim sahip dersiniz?
Katar Emiri El Thani. Evet, İngiliz sanatçının işlerinin en değerlileri Ortadoğu’da bir sarayda yer alıyor.