Aklına her gelen fikri bir işe dönüştürmesiyle tanınan sanatçı Genco Gülan “Sihirli Fasulyeler” isimli yapıtını geçtiğimiz haftalarda İstanbul’da bir gökdelenden aşağıya sallandırdı. Proje için topladığı 600 kravatı birbirine bağlayarak ürettiği iş, bir vinç yardımı ile yerden 160 metre yükseldi.
Kravatlar sadece İstanbul değil aynı zamanda Selanik Çağdaş Sanat Merkezi’nde (Contemporary Art Center of Thessaloniki) “Places of memory Fields of Vision” isimli sergi kapsamında 24 Şubat’a kadar sergileniyor. Genco Gülan’ın arzusu, kravatlarını Boğaz Köprüsü’nden de sallandırmak...
Kravatların en büyük özelliği sanatçılardan toplanmış olmaları. Gülan, toplam 2500 kravat topladığı zaman, Sisam adasını Kuşadası ile denizden birbirine bağlamak üzere, her iki ülkede, yetkililere başvuracakmış. Kravatlar, hele de yapım aşamasındaki bir gökdelenden sallandırılmış olmalarıyla, Rapunzel’in saçlarını, bir tür kurtuluşu, şehirdeki mutlu son ihtimalini anımsatmıyor mu?
Kerem Görsev’in piyanosuna ne oldu?
Kerem Görsev’in eski Steinway piyanosu bir sanat eserine dönüştü.
Eser, şu anda 44 A sanat galerisinde sergileniyor. Sanatçı Argun Okumuşoğlu, Görsev’in artık kullanmadığı, kapının önüne koyduğu emektar piyanosunun parçalarından çeşitli assemblage’lar gerçekleştirdi. Bu assemblage’lar aynı zamanda ses çıkartma özelliğine de sahipler. Okumuşoğlu, Steinway’le yetinmemiş olacak oğlunun gitar anfi kutusunun içini suyla doldurmuş. İçine plastik bir köpekbalığı yerleştirmiş. Damien Hirst’e atıfta bulunmakta kusur etmemiş yani... Argun Okumuşoğlu, piyanolu eserlerine Fluxus damgası vuruyor. Ülkemize Fluxus akımını getirerek tanıtmasıyla ünlü Alman galerici ve küratör Rene Block görmesin!
Hakim çelişki nedir?
Tasarım sanatçısı, Yılmaz Aysan’ın kitabı Afişe Çıkmak’ın sergisi, Tütün Deposu’nda açıldı. Sergi, Aysan‘ın deyişiyle, “hayatının bir bölümünde gerçek veya mecazi anlamda afişe çıkan sol eğilimli insanların, politik, sosyal, kültürel ve sanatsal fikirlerini, kavgalarını kamuoyuna nasıl sunduklarını araştıran” bir sergi. 1963 ve 1980 arasında kullanılan sol içerikli propaganda, kutlama, duyuru, sosyal kültürel veya sanatsal amaçlı grafikler, onları gerçekleştirenlerin tanıklıklarından oluşuyor. Abidin Dino, 1969 yılında insan figürü kullanarak TİP amblemini yeniden tasarlıyor. Çark-başak olan amblemi değiştirmek isteyen Mehmet Ali Aybar. Ama Aybar‘ın istifasıyla tekrar çark-başak’a dönülmüş. Güllü Aybar, Afişe Çıkmak’ın tanıklarından biri olarak şöyle diyor:
“İleriki yıllarda amblem İnsan olarak değişti yine babamın önerisiyle... Çok anlamlı bir değişimdi. Anlayana...”
Serginin ve kitabın yapımcısı Yılmaz Aysan da eski bir afişçi... 1968 ODTÜ devrimci afiş atölyesinden. Aydın Kılıçoğlu, Aykut Ülkütekin, Çetin Ünalın gibi... İbrahim Niyazioğlu ve Koray Doğan gibi... O zamanlar Ertuğrul Kürkçü, afiş atölyesine ertesi gün düzenlenecek bir miting için afiş siparişiyle geldiğinde, afişçiler hemen sorarlarmış: Yarınki mitingde ‘hakim çelişki nedir?’ diye... Hakim çelişkiye göre afiş ortaya çıkarmış. Süt ağalığına son afişi, ineğin önündeki ağasıyla da yine böyle bir konuşması sonrasında çıkmış.