Ayşegül Sönmez

Ayşegül Sönmez

a.sonmez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul Contemporary bitti. Her sergi kendi starlarını yaratır diye düşünürsek bu fuardan militarizmi eleştiren iki sanatçıyı önerebilirim. Galeri Artist Çukurcuma ile fuara katılan ressam Rüstem Kasapoğlu ve VIP kapısının önünde duran turuncu demir çubuklardan oluşan tankı üreten Erdal Duman

Fuardan çıkan militarizm eleştirisi

Erdal Duman’ın demir çubuklardan ürettiği tankı
tamamlaması dört ay sürmüş.

Memleketinizden uzakta bir fuara katılırken başınıza gelebilecek en kötü şey ne olabilir? Bir düşünün. Ve katıldığınız bir sanat fuarıysa....
Getirdiğiniz gibi eserlerinizi satamadan geri götürmek mi yanıtınız? Hayır, bilemediniz. Doğru cevap eserlerinizi hiç getirememek olacaktı. Hiç getiremediğiniz gibi satamayacaksınız. Bomboş standınızın önünden gelip geçecekler. Onlara ancak eserlerin broşürünü göstereceksiniz. Ve hep o bildik açıklamayı yapacaksınız “Maalesef işlerimiz İstanbul’a henüz ulaşmadı.” Kulağa performatif bir iş gibi geliyor ama bu yaşandı Contemporary İstanbul’da. Tahran’dan fuara katılan Mohsen Gallery’nin fuar boyunca göstereceği işlerinin yarısından çoğu THY uçağından çıkmadı çünkü.... Galerinin yöneticisi Amin Davaie, ilk günden itibaren umudunu kaybetmedi. THY önce işlerin yanlışlıkla Tahran’a geri gittiği açıklamasını yaptı. Hemen geri gelmelerini sağlamak sözüyle... Açılıştan iki gün sonra işlerin uçağın kapısından içeri sığmadığı için yollanamadığı bilgisi geldi. Üçüncü gün ise işlerin kaybolduğu... Kaybolduğu söylenen ve fuardaki standa fuar boyunca ulaşamayan işler Hamed Sahihi’nin “Yağmurlu Gün için Mezar”, Sara Abbasian’ın “Yaralı Doğanlar” ve Azadeh Aklaghi’nin “Gözün Tanıklığından” başlıklı serilerinden iki tuval resim ve bir fotoğraf işten ibaretti.

Bir asker ressam çıktı
Galeri yetkilileri büyük bir ümitsizlik ama tevekkül ve sabır içinde, fuar izleyicilerine gülümsemeyi ihmal etmeden sağ salim gelen diğer iki işle yetinmek zorunda kaldı.
İşlerin kaderinin ne olduğu ise hala belirsizliğini koruyor. Fuar organizasyonundan yetkililerinin konuyla ilgili nasıl bir tavır sergileyecekleri de öyle... Umarız büyük bir misafirperverlikle yaralı kalplerini sararlar.
Fuar biterken bazı satış rakamlarından haberdar olmak istiyorsanız bu yazı doğru adres değil. Ben fuar biterken öne çıkan, fuarın yarattığı starlardan bahsedebilirim oysa oysa, rakamlardan değil. Her sergi kendi starlarını yaratır nihayetinde. Bu fuardan da bir asker ressam çıktı. Galeri Artist Çukurcuma’yla fuara katılan ressam Rüstem Kasapoğlu’nun resimleri büyük ilgi çekti. Ne solo yapması için onu seçen fuar küratörü ne de alıcılar resmini aldıkları ressamın Türk ordusunda aktif görev yapan bir çavuş olduğunu bilmeden aldılar. 1982 Bulgaristan doğumlu uzman çavuş, kendini bildiğinden beri resim yapıyor. Küçük bir çocukken Türkiye’ye döndükten sonra babası tarafından Çemberlitaş’taki Basın Müzesi’nde resim dersleri almış. Başka da eğitimi yok. O bir
autodidakt yani alaylı ressam...
Ve derdinin ataerkil sistemle ve onun görünen en büyük yüzü askerlikle olduğunu ifade eden bir asker ressam. O yüzden ısrarla askerleri yapıyor ama çıplak. Onları çıplak yaparak sivil hayata kazandırdığını düşünüyor. Roket atar ya da mermiyle yapsa da, askerlik fotoğraflarında olduğu gibi alttan çekim ve heybetli göstermiyor. Asker fotoğraflarındaki bu estetikle de derdi olduğu için, portrelerinde asker öznelerinin ellerine roket atar tuttursa dahi onların yavru bir kedi tutuyor gibi görünmesini istiyor.

Fuardan çıkan militarizm eleştirisi

Sara Abbasian / “Yaralı Doğanlar”

Haberin Devamı

Acaba satıldı mı, kaldırıldı mı?
Bütün resimleri satılan alaylı ama asker ressamın üstleri bu sergiye katıldığını bilmiyor.
Üstlerinin kusursuz portrelerini yapmaktan da sıkılmış çavuşun hayali askerliği tamamen bırakarak en büyük tutkusu resimle yaşamak. Bir sivil gibi hayatına devam etmek.
Fuardan militarizm eleştirisiyle çıkan bir diğer star da Erdal Duman. Artsümer’den fuara katılan Erdal Duman’ın bin ton demir kullanarak gerçekleştirdiği tankı fuarın VIP kapısında konumlanıyor. Kafes kafes plastiğiyle bulunduğu mekanı kesintiye uğratmadan, savaşın nasıl temsil edildiğini kesintiye uğratmayı deniyor.
Erdal Duman’ın, elleriyle yaklaşık dört ayda ürettiği turuncu demir çubuklardan oluşan tankı, panzere alışkın gündelik hayatlarımızda sivil bir manzara özlemimizi bir kez daha kamçılıyor.
Fuar biterken eserlerin altındaki kırmızılar ya da turuncular, akıllarda sahici mi soruları daha çok yaratırken duvardaki değişiklikler acaba satıldı da mı kaldırıldı sorularını çoğaltıyor. Bir fuar da böyle bitiyor. Kim sattı ve kaça sattı sorularının enflasyonuyla... Kim ne yapmış ne malzemeden yapmış hangi fikirden yapmıştan çok...