Ayşegül Sönmez

Ayşegül Sönmez

a.sonmez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

1- Çağdaş sanata bakışım, etkin bir bakıştır. Pasif değil. Düşünce sürecimi harekete geçirir. Baktığım işi tamamlar.
2- Kişisel hikayem, koleksiyonumun anahtarı hatta koleksiyonuma ipucu olabilir.
3- Modern sanat bitmiş, çağdaş sanat başlamamıştır. Çağdaş sanatı, modernle kıyaslayarak okumak mümkündür.
4- Çağdaş sanat ve aynı zamanda çağdaşlık ne utanılacak bir şeydir ne de gurur duyulacak...
5- Çağdaş sanat, inandığın zaman vardır. İnanmazsan yoktur. O halde iyi bir dindar olarak neye inandığımızı iyi bilmeliyiz. Kendi inanç sistemimizi kendi değerlerimizle oluşturmalıyız.
6- Çağdaş bir sanat işine asla tam olarak akıl ermez. Aklımızın tamamen erdiği işlerde o işi sanat kılanın ne olduğundan çok onu çağdaş kılanın ne olduğunu sormak gerekebilir.
7- Eğer bugün, şimdi üretilen her şey çağdaş sanatsa, yarın bu üretim değil çağdaş hatta çöp olabilir. Koleksiyoner bunu asla unutmamalıdır.
8- Koleksiyoner, verili beğenilerden, belirli başlı fuarlarda çok pahalıya ve çok satıldığı söylenen eserlerden değil, tamamen kendi bakış açısından hareket ettiği kendi değerlerinden ve inançlarından yola çıkar. Kendi değerler sistemi vardır. Bu değerler sistemini oluştururken kendi kişisel hikayesi kadar bu hikayeyi kuşatan toplumsal koşulları da göz önünde bulundurur.
9- Çok özel bir koleksiyoner, aynı zamanda küratör, aynı zamanda yazar ve aynı zamanda sanat tarihçisidir. Onlara eştir. Yazılmamışı yazmaya yazgılıdır. Çağdaş sanat, tarihin dışında konumlanmasından dolayı, yeni keşfedilmiş olmasından ötürü, sanat tarihine meydan okuma şansı yaratır. Çok özel koleksiyoner, bakışı, topladığı ve biriktirdikleriyle sanat tarihine meydan okuyarak bir bakıma tarih yazandır.
10- Çağdaş sanatı toplamak ve biriktirmeye giden yolun başlangıcı çağdaş sanata olan bakışımızdır.
Bu bakışımız, mevcut modalarla, en güçlülerin yansıtıldığı sanat listeleriyle, borsanın hareketlenmesiyle beslenmez. Ama bu demek değildir ki maddi olarak değerli değildir. Aksine değerlidir. Kişisel ve toplumsal oluşuyla gündelik kağıt, borsa hareketlerini yani simgesel sermayenin içinde yer aldığı toplumsal ekonomiyi aşma şansını yakalar. Farklı anlatıların, sunumların çeşitliliğini yansıtan bir müze işlevine sahip olur. Yani bugün değil hep değerli olabilme ihtimali yüksektir.
(Bir matematik profesörü, bir mimar, bir tasarım bölümü öğretim görevlisi, bir inşaat mühendisi, bir ekonomist, bir diplomat, bir festival organizatörü, bir çevirmen, bir işletmeci... Hepsinin ortak noktası çağdaş sanat. Ve sadece çağdaş sanatla ilgilenmek değil aynı zamanda ona sahip olmak istiyorlar. İşte bu şahane ekiple M1886’nın davetiyle, Ankara’da çağdaş sanatın yeni adresinde bir seminer yapmaya başladım. Koleksiyoner olmak değil, özel bir koleksiyona sahip olmanın yollarını öğretecektim. Bu uğurda başlığımı şöyle tayin ettim:
“Çağdaş sanata bakmak, onu toplamak ve biriktirmek...”
İlk dersimizi dün gerçekleştirdik. İnterdisipliner beyin fırtınaları yaşandı. Çağdaş sanatın ne olduğunu ve olmadığını tartıştık. Böylelikle ona bakabilecektik. Ve sonra onu toplayıp biriktirecek... İşte yukarıdaki maddeler daha ilk dersten çıkanlar... Daha üç ders daha var. Heyecanla öğrencilerimle buluşmak üzere Başkent’in yolunu gözlüyorum.)