Ayşegül Sönmez

Ayşegül Sönmez

a.sonmez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nihayet onca zengin insanın hayatını konu eden Türk dizilerinde bir ressam karakteri belirdi. Merhamet dizisindeki Can karakteri... Hatta resmini satın alan koleksiyoneriyle bir akşam yemeği yedi Can. Sohbetleri dikkatimi çekti... Can’ın zengin koleksiyoner milletine isyanı daha da çok. Karanlık işler yapan işadamı Sermet, evinde ressamı ağırlarken bir duvarı gösterip “Şuraya da bir şeyler yapsanız... Fakat bizden bir şeyler” dedi.
Ressam sordu: “Bizden derken?”
“Bizden işte... Fikret Mualla Hanım gibi mesela...”
“Fikret Mualla Bey, demek istiyorsunuz” diyerek düzeltti Can alayla...
Kuzey ve Güney başta olmak üzere holdinglerde ve müstakil Boğaz’a nazır evlerde geçen Türk dizilerinin sanata bulaşmaması, ne müzayedeye ne galeriye açılışa giden karakterlerden yoksun oluşu bir muamma... Merhamet’teki diyalog ise ilk bakışta son derece eski klişeleri; Kaynanalar dizisinin Nuri Kantar’ının görgüsüzlüğünü hatırlatıyor gibi gözükse de... Bir tarafıyla hiç değil. Sermet’in “Bizden bir şeyler olsun” vurgusu çok isabetli! Bizden bir şeyler arayışı, daha geçen gün, uzun yıllar “bizden bir şeyler” arayışı yüzünden dışlanan Erol Akyavaş’ın En-el Hak’kını iki milyon 780 bine sattırmadı mı?

Haberin Devamı

Türkçe şarkı söylemek

Diziler sadece oyuncuları değil kimi zaman müzisyenleri de meşhur edebiliyor. Hatta Türkçe’yi keşfetmelerini sağlayabiliyor. Can Gox’un hikayesinde olduğu gibi. Gox, uzun yıllar İngilizce şarkı söylerken Kuzey Güney dizisi için Nesimi’nin Haydar Haydar’ını söylemiş. Ondan sonrası kendi ağzından şöyle gelişmiş: “Beni kesmiyor artık o ‘i love you’. İngilizceyi çok sevmeme rağmen bir yerden sonra kendimi olduğu gibi ifade etmek adına bir eksiklik hissetmeye başladım.”
Gox, bu coşkuyla bir de Türkçe albüm yapmış. Yalnızım Ben’de bir Ömer Hayyam bestesi var. Gox, sanatatak.com’a “Blues adına söylersek, bu hissiyatın bir coğrafyası yok; Anadolu, Yeni Zelanda veya Afrika; bir sınırı da yok... Gözümü kapatıp şarkımı söylüyorum; benim yaptığım şey bu” diyor. Ve sadece Can Gox değil bizden bir şeyler peşine düşen...
Yine bir diziyle meşhur olan rock grubu Pinhani, yeni albümleri Canlı Yayın’da Neşet Ertaş’ın Gönül Dağı’nı ele almış. Albüme bir not da düşmüş:
“Neşet Ertaş’ın en sevdiğimiz türküsü. Onunla tanışmayı ve birlikte müzik yapmayı hayal ettiğimiz bir dönemde bu dünyadan ayrıldı. Toprağı bol olsun.”

Haberin Devamı

Erken gitti Erkmen Senan

Erkmen Senan’ın resmiyle geç tanıştım. Sonra hemen onunla... Emel Akın, o, ben... Acıbadem’deki atölyede harika bir gün geçirmiştik. Resimleri arasında... Takıntılı bir şekilde Türkiye’nin bütün ören yerlerini geziyordu Erkmen. Fotoğraflıyor, blogunda yayınlıyordu. Resimlerinin konusu da bu kazı yerleriydi... Ama bütün ironisiyle...

‘Bizden bir şeyler’ merakı
Antik mezar yanı tostçuları, lahite işeyen kotlu erkekleri, dor sütün bitişiği beton hediyelik eşyacılarıyla... Erkmen Senan’la sonra bir sergi yaptık. Rumeli Han’daki Artsumer’de. Artsumer, çoktan Karaköy’e taşındı. Erkmen Senan, geçtiğimiz salı günü hayata veda etti... Çok üzgün ve dertliyim. Hakkını teslim edemedik sanat dünyası olarak...
Bir galerisi bile yoktu. Müzayedede satılmışlığı da...
Kimseye benzemezdi. Elbette Cihat Burak’a... Ama bir farkla... Bütün o ören yerlerini büyük bir üzüntüyle, trajediyle dolaşır, kaybolan değerlerimize üzülürdü. Ama renkli duygusal gözleriyle resimlerine öyle taşımazdı. Bu durumu resimlerine “alaycı” gibi taşırdı. Hayat çok komikmiş gibi... O yüzden onu tanıdığımda şaşırmıştım. Ciddiyetine. Masumiyetine. Nostaljikliğinden nasıl bir otantiklik çıkardığına... Daha geçen gün konuşmuştuk. Katalogu çıkacaktı. Yazacaktım. Yazmadım. Erken ve sessiz, fazlasıyla hak ettiği şöhretsiz gitti Erkmen Senan... Allah rahmet eylesin.
Yakınlarına sabır diliyorum.