Bir ‘winner’ aranıyor

17 Ekim 2022

Karman çorman bir maç izledik… İlk yarıda topa sahip olan ev sahibi Beşiktaş topu kullanamadı. Uzun paslarla hücumu tercih ettiler. Saha bitti, top çizgileri geçti ama en az on kez gördük ki o top takım içinde adamdan adama geçmedi.
Weghorst Trabzonspor’un kıskacındaydı Vitor Hugo ve Bartra adım attırmıyordu. Zavallı Hollandalı ne ceza alanına girip kendisiyle duvar yapabilen bir arkadaş buldu ne kafasına isabetli bir pas alabildi. Yine de iyi niyeti ve enerjisiyle, Cenk’in golündeki pozisyonun başlangıcında hiç değilse direği buldu.
Trabzonspor, Monaco yorgunu ya da zafer sarhoşu muydu? İkisi de değildi. Sanki Monaco galibiyetiyle Süper Lig’in efendisi olduğunu da hatırlamış İstanbul’da tazelenmiş bir iştah ve enerjiyle maça ağırlığını koymuştu.
Valerien İsmael’in hangi taktiği verdiğini merak ederken, Trabzonspor’un kazandığı ilk korner atışında Bakasetas’ın gönderdiği topa Maxi Gomez’in kafa vuruşunu izledik. Meşin yuvarlak ağlardaydı. Hayret o atış sırasında Gomez topa kafa vurmadan önce Beşiktaş savunmasından tek oyuncunun ilaç

Yazının Devamı

Sivasspor’un yiğitlik macerası

12 Ekim 2022

Sivasspor, kulüp tarihinin en dramatik günlerini yaşıyor. Bir yandan Avrupa’da her şeye rağmen yiğitliğine toz kondurmayan, bir yandan da Süper Lig’de galibiyeti ancak dokuzuncu maçta görebilen bir takım var.
Başkan Mecnun Otyakmaz eşine az rastlanır bir sabır ve sükunetle ekonomiyi, takımı ve taraftarları yönetmeye çalışırken, Teknik Direktör Rıza Çalımbay hemen her maçta büyük sıkıntılara karşı çözümler arıyor.
Rıza Çalımbay, sezon başından beri transferde gecikmeler yaşandığını, kadrodan ayrılan futbolcuların yerini dolduramadıklarından yakınıyordu. Ligde peş peşe puan kayıplarıyla uğradıkları hayal kırıklığına karşılık UEFA Konferans Ligi’nde aldıkları sonuçlar her şeye rağmen başarılı olduklarını ortaya koyuyordu. Kendi sahalarında uğradıkları 4-3’lük Balkani yenilgisine rağmen iddialarını sürdürüyorlardı.
Çalımbay, kendi sahasında arayıp bulamadığı lig galibiyetini Başakşehir deplasmanında yakaladı. Hem de iki golle. Bu skorun ilk bakışta yapılacak yorumu şu: Bu başarı tesadüf değil. Ligin “yenilgisiz”

Yazının Devamı

En kahraman golcü

9 Ekim 2022

Savaş, siyaset, ekonomi, bilim ya da spor… Ortam karanlık bir sürece girip tıkandığında biri çıkıp ışığı yakıverir. Onun adı kahramandır. Beşiktaş’ın kahramanı Tayyip Taha oldu dün. Hem Valerien Ismael’i, hem de takımını ipten aldı.  
Giresunspor, Süper Lig’in en netameli takımlarından biri… Hayır hayır.. Zirvede stratejik hesapların içinde değiller. Ama yine de “Büyük”lerin başına büyük dert açan sıkıntılı bir yanları var. Beşiktaş’ı Galatasaray’ı hem de İstanbul’da yenerlerken deplasmanda Trabzonspor’un da 1 puanını çaldılar. Puan kayıplarının sinir bozduğu bir dönemde Hakan Keleş’in yönetimindeki takıma dikkat etmek gerekiyor.
Bu girişe ek olarak… Beşiktaş üç maçı peş peşe galibiyetsiz kapadı.. Ismael’in canı sıkkın, Ersin Destanoğlu geçmiş yılların güven düzeyini yakalayabilmiş değil. Önce Ghezzal, sonra Nkoudou sakatlanınca takımın ayarı da kaçtı. Onların yokluğunda Alli ve Redmond beklendiği kadar üretken olamadı. Yine de takımı rahatlatan birileri var.

Yazının Devamı

Hiç olmasın üç olsun!

5 Ekim 2022

Aylardır TV spor programlarını izliyorum. Meslektaşlarımı, dostlarımı dinliyorum. Ezici bir çoğunlukla 3 yerli futbolcunun ilk on birlerde yer alması kuralına karşı çıkıyorlar. Bu uygulamanın akıl dışı saçmalık olduğunu söylüyorlar. Şaşkınlıkla dinliyorum… Üçlü-dörtlü yorum masalarında “müsademe-i efkar” dediğimiz fikir/görüş çatışmaları yok. Ortak bir ezber var : “8+3 kuralı saçmalıktır, kalkmalı!”
Şansal Büyüka’nın “Dobra Dobra“ sayfasından son 2,5 yılın ülkelere göre transfer sayılarını okuyorum… İtalya 172, Hollanda 353, Rusya 414, Fransa 450, İspanya 487, İngiltere 536, Almanya 550… Sıkı durun… Türkiye 967!
Eh, kimse kusura bakmasın, yuh yani! O sekiz ülkenin içinde en borçlu kulüpler bizde… En düşük gelirler, en az yayın geliri bizde. Yine de aç bir telaşla pahalı kira ücretleri, yüksek bonservis paralarıyla bazen de “fırsat transferleri” bekleyerek, lüks konut, lüks otomobil, koruma ve bol- gidiş

Yazının Devamı

Birer devre kardeş payı

3 Ekim 2022

Günlerdir anlatıla anlatıla bitirilemeyen analizler... Joerge Jesus’a övgüler Valerien İsmael’e eleştiriler… Bir derbi maç öncesi yorumcular hiç de eşit ve tarafsız yaklaşamadı iki takıma. Hakça söyleyelim… Fenerbahçe farklı ve üstün taraf olduğu için terazinin kefeleri de farklıydı.
İlk yarıyı izlerken her şey beklediğimiz gibiydi. Evet Fenerbahçe topa sahipti (%53)… Jesus’un takımı ayrıca üçlü savunma ile sistematik hale getirdiği ofsayt taktiğini de başarıyla uyguluyordu. Sakatlık sonrası formayı alan Serdar Aziz, Gustavo Henrique ve Attila Szalai uyum içinde oynadılar. Üçlü savunma ev sahibi takımı ilk yarıda 6 kez ofsayta düşürdü… Redmond, Weghorst ve Muleka oyuna bir türlü katılamıyordu. Orta alanda Salih, Josef ve Dele Alli çabuk ve başarılı hamlelerle topu yeniden hücuma soktular ama Crespo ve Arao geri kazanımlarda hiç de gecikmediler. Beşiktaş, ilk yarıdaki performansına bakınca sinmiş gibiydi. Tek isabetli şut ata-madan soyunma odasına gittiler. Bu sinik ve

Yazının Devamı

Şimdi dersimiz kimya

28 Eylül 2022

Hiç şaşırmamak gerekir. Beklenmeyen sonuçtur ama, güneşin batıdan doğması gibi doğaya ya da bilime aykırı bir durum yok ortada. Evet, Lüksemburg karşısında paçayı zor kurtardık (3-3)... Faroe Adaları’na karşı kaybettik (1-2)… Dünyanın sonu mu? Hayır. Zor anlaşılır bir durum mu? Evet. Bu tabloya bakarak sporun sürekli değişim dinamikleriyle geliştiğini, çalışmak ve öğrenmenin sonsuz bir süreç oluşturduğunu da kabul etmek gerekir. Onlar çalışmışlar, öğrenmişler…Böyle bakınca günün birinde Lichtenstein’in, Andorra’nın ve San Marino Cumhuriyeti’nin de bizi yenebileceğini düşünmek gerekir. Sonuçlar Hamit Altıntop’un dediği gibi “kabul edilemez” olabilir. Ama dünya dönüyor, gelişim sürüyor. Sorun gelişimde değil, gelişim hızımızda. Bizim gelişim hızımız yetersiz. Sürekli patinaj yapıyoruz. Sağa sola savruluyoruz.Altıntop ve Kuntz döneminin de patinaj ve savrulmanın yeni örneklerle sürdüğünü kabul etmemiz gerekiyor.En belirgin gerçek: Milli Takım’ın

Yazının Devamı

Futbolun markası markaja geldi

21 Eylül 2022

Türkiye’nin tanınmış uluslararası markalarından biri.
Geçen hafta önemli bir karar aldı.

“Ankaragücü-Beşiktaş maçında yaşanan olaylar, maç sonrasında tribünden atlayan şahsın saldırgan tutumu, ona engel olan oyuncunun kırmızı kartla cezalandırılmasından sonra…”

“…yeni bir değerlendirme yaptık: Futboldan uzak duracağız. Bu tutumumuzu gelişmeleri izleyerek her defasında yeniden değerlendireceğiz.”

Futbolda rekabeti, hakem kararlarını, oyun kurallarını, demeçleri, açıklamaları ve iddiaları bir türlü olması gereken seviyeye taşıyamadığımız için ekonomide duvara toslamış durumdayız.

O karar, yaklaşık 50 milyon Doların, belki de daha fazlasının kaybı demek.

Tam da meteliğe kurşun atılan, harcama limitlerinin tartışıldığı, milyon Euroların transfere bir türlü yetmediği bir dönemde futbolun sponsorluk ilişkilerinin dışında kalması hepimizi düşündürmelidir.

Bu yazıyı yazarken Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Akif Üstündağ dostumun Aras Kargo ile yaptığı sponsorluk anlaşmasının imza törenini izledim. Voleybola artan sponsor il

Yazının Devamı

Tadı, tuzu ve gazı kaçmış

18 Eylül 2022

Futbolda “sakarlık” üzerine araştırma yapılırsa dünkü maça bakılması gerekir. Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki maçın karşılıklı atılan ilk iki golü ender görülen sakarlık örnekleriyle oluştu. Sonradan atılan iki gol de inatçı ev sahibi ile şaşkın konuğun macerasıydı.
Önce N’Koudou… Zorbay Küçük’ün kolunu yukarı kaldırıp “endirekt” ya da Türkçemizdeki adıyla “çift vuruş”u işaret etmesine rağmen N’Koudou yanında bekleyen arkadaşına da bakmadan tek vuruşla, doğrudan kaleye gönderiyor topu. Çift vuruşu mu bilmiyor, yoksa başka bir bildiği mi var? Yoksa bir cinlik mi kurguladı. Top doğrudan kaleye yöneldi ya, İstanbulspor’un Danimarkalı file bekçisi belki de içgüdüsel olarak ya da refleksle her ne hal ise önüne gelen topu tutmaya çalışıyor, dokunuyor ama, yakalayamıyor, top tıngır mıngır içeri…
Böylece N’Koudou, rakibinin topa dokunmasıyla atışı doğru kullanmış oluyor.
Endirekte topa dokunan ikinci adam Jensen...
Kural böyle

Yazının Devamı