Şu sıralar haftanın ve günün herhangi bir zamanında Sultanahmet’e giderseniz, Gülhane’den tramvay yolu boyunca tırmanırken sağınızda uzayıp giden bir kuyrukla karşılaşıyorsunuz. Beş yıl süren restorasyon sürecinden sonra bu yaz yeniden ziyarete açılan Yerebatan Sarnıcı Müzesi’ni gezmeye gelenlerin oluşturduğu kuyruk bu. Müze her gün 09.00-19.00 arasında açık, yerli ziyaretçi için giriş biletleri 50 TL, öğrenci ve öğretmenler için 20 TL, yabancı ziyaretçiler için 190 TL. İçeride sizi gerçekten beklemeye değer bir dünyanın beklediğini belirtelim öncelikle.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan yapı, İBB’nin gerçekleştirdiği restorasyonla hem orijinal yüzüne kavuşmuş ve olası bir depreme dayanıklı hale gelmiş hem de seyirciyi sütunlara bir adım yaklaştıran yürüyüş platformuyla gezmesi, özenli aydınlatma tasarımıyla da görmesi daha keyifli hale gelmiş. Açılışla beraber izleyiciyle buluşan “Daha Derine” adlı serginin ise o atmosfere bambaşka bir derinlik kattığını eklemeliyim. Suyun içinde yükselen mermer sütunlar arasında dolanırken karşıma çıkan her bir heykelin karşısında uzun uzun durma ihtiyacı hissettim. 527-565 yılları arasında yaşayan Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılmış, 80 bin ton depolama kapasitesiyle yüzlerce yıl şehrin su ihtiyacını karşılamış, dolayısıyla şehre hayat vermiş bir sarnıca çok yakışan bir sergi olmuş. Mahir Polat küratörlüğündeki sergide Ali Abayoğlu, Aslı İrhan, Berkay Buğdan, Güneş Terkol, Jennifer Steinkamp, Malik Bulut, Muzaffer Tuncer, Ozan Ünal ve Yasemin Aslan Bakiri’nin yapıtları yer alıyor, fırsat varken mutlaka görülmeli.
‘Gebe’ oyunu için son günler
Yerebatan Sarnıcı Müzesi’nde gene “Mutlaka görülmeli” demek istediğim -ama çok az ihtimal kaldığı için çekinerek söylediğim- bir diğer sanat olayı da, “Gebe”. Okuma provaları sırasında gidip heyecanlarına tanık olduğum tamamı kadınlardan oluşan ekibin 45 dakikalık, tam da içine yerleştiği sarnıç gibi hayatın kaynağına; doğuma dair oyunu. Proje tasarımı ve yapım “Neden hamile bir oyuncu sahneye çıkamasın?” isyanıyla yola çıkan oyuncu Özlem Öçalmaz’a ait. “Kritik eşiğe gelmiş” hamile bir kadının iç dünyasını, sokakta, evde, bakkalda, kuaförde başına gelenleri, herkesin ona vermekte kendinde hak gördüğü akılları, bütün o “kadın dediğin…” ile başlayan cümleleri anlatan metni Hatice Meryem kaleme almış, oyunu Nagihan Gürkan sahneye koymuş ve üç hamile kadın; Özlem Öçalmaz, Alayça Gidişoğlu ve Tuba Karabey oynamakta. Uygulayıcı yapımcı Elif Özge Maltepe, yardımcı yönetmen Esra Şengünalp, ses-müzik Seçil Metin, kostüm tasarımı İlayda Çeşmecioğlu, reji asistanı Berçem Açığ, görsel tasarım Gözde Karaoğlan.
Yerebatan Sarnıcı’nda ekim başından beri sahnelenen oyun, 7-8-9-10 Kasım saat 21.00’de görünüşe göre son kez seyirciyle buluşacak. Çünkü oyuncuları birer birer doğum yapacaklar. Umarım başta hayal ettikleri gibi bu oyun aralarına yeni katılan hamile oyuncularla devam edip gider. Çünkü Özlem Öçalmaz’ın dediği gibi doğum işi kadınlara değil erkeklere ait olsaydı muhtemelen pek çok şey buna göre düzenlenirdi. Kadınlardan ise işten güçten, gezmeden, eğlenmeden, hayattan elini eteğini çekerek geçirmeleri bekleniyor hamilelik sürecini ve tabii sonrasını. “Gebe” bunun üzerine düşündüren bir proje, Yerebatan Sarnıcı’na da çok yakışıyor.