YENİDEN DOĞMAK İSTER MİSİNİZ ?

21 Mart 2012

Kartallar kuşlar arsında en uzun yaşayanlardandır. 70 yaşına kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak isteyen kartalın 40 yaşlarında çok ciddi ve zor bir karar vermesi gerekir. Çünkü bu yaşlarda kartalın gagası uzunlaşıp göğsüne doğru kıvrılır, pençeleri sertleşir, kanatları ağırlaşır ve tüyleri kartlaşır. Avlanması, uçması sorun olmaya başlar, çünkü güçten düşer. Dolayısıyla kartal ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve sancılı sürecini göğüsleyecektir.

Değişip, yeniden doğuşu seçen kartal dağın tepesinde kayalıklarda bir yuvaya çekilir. Gagasını sert kayaya vura vura söker ve bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıkınca , yeni gagasıyla pençelerini söker. Yeni penceleri çıkıncada onlarla kartlaşmış tüylerini yolar. Bu değişim süreci aşağı yukarı beş ay sürer. Ama kartal sonunda kendisine en az 20 yıl daha bağışlayan yeniden doğuşunu gerçekleştirir ve zafer uçuşuna hazır olur.

Kartalların hayata yeniden doğmak için verdikleri mücadele ne kadar da biz insanlarınkine benziyor değil mi ? Biz de yeni bir hayata kanat açmak istediğimizde, aynı kartallarınki gibi sancılı bir değişim sürecinde buluruz kendimizi.

Kimimiz daha yolun

Yazının Devamı

Başarının sırrı pestil

20 Mart 2012

Amacınız, hedefiniz, başarmak istediğiniz her ne ise onu PESTİL haline getirirseniz başarı kaçınılmaz sonunuz olur. Peki nedir bu PESTİL ?

P : Hedefi pozitif ifade edilmeli : Örneğin sigarayı bırakmak değil, sağlıklı yaşamak ya da depresyondan kurtulmak değil, olumlu düşünmek ( fazla kilolardan kurtulmak değil sağlıklı incelmek........)

E: Ekolojik olmalı : Fiziksel durumunuza, sosyal durumunuza, ilişkilerinize veya her hangi bir şekilde çevrenize zarar verici bir yan etkisinin olmaması.

S: Sana bağlı olmalı : Hedefinizi gerçekleştirebilmek sizin elinizde olmalı. Seçimler ve uygulamaların, izlenecek yolun, çabanın size ait olması. Tamamen başarmak için yapılacakların sorumluluğu size ait olamalı . Zayıflamak için haplara, otlara, depresyondan çıkmak için ilaçlara ya da karşınızdaki kişinin değişmesine, işe girmek için bir tanıdığa veya mutlu olmak için iyi bir habere bağlanmamalısınız. Çünkü her şey size bağlı :)

T: Tatmin edici olmalı : Hedefinize ulaştığınızda sonuç sizi motive edecek kadar tatmin edici olmalı. Ona ulaştığınızı düşlediğinizde, hayali sizi heyecanlandırmalı. Hedefinize ulaşma nedenleriniz ne kadar güçlüyse sonuçta o kadar motive edicidir.

İ: İmkanı

Yazının Devamı

Zayıflamak için bedeninizle iş birliği yapın

19 Mart 2012

En son ne zaman bedeninizle iletişim kurdunuz?..................................................

Bu soruyu sorduğumda pek çok kişi garip garip yüzüme bakıp, nasıl yani? Bilmem! gibi cevaplar veriyor. Aslında her gün bedenlerimizle iletişim halindeyiz, bunun için konuşmak şart değil. Her karnınıza bakıpta onu beğenmeyerek, bacaklarınıza ya da kollarınıza bakıp ne kadarda çirkin ya da yağlı olduklarını düşünüp, onları sevmediğinizi dile getirirsiniz. Ve beden bunu anlar, çünkü zihnimiz,duygularımız,ruhumuz, bedenimiz iç içedir. Ayrılmaz bir bütünüzdür.

Size farklı bir bakış açısı göstermek istiyorum :) Sizin o beğenmediğiniz, gitmesini istediğiniz göbeğiniz gidecek ve yerine yeni güzel bir göbek mi gelecek? Hayır, sahip olduğunuz göbek değişerek güzel bir göbeğe dönüşecek. Göbek aynı göbek. Ya da kalçalarınız gidecek de yerine başka kalçalar mı gelecek? Tabiiki hayır, sahip olduğunuz bu kalçalar değişerek daralacak. Peki siz ona bu kadar kötü davranırken, onu sevmediğinizi söylerken bu nasıl olacak? Bir fikriniz var mı? Tabiiki değişim gerçekleşmeyecek. Üstüne üstelik onları yağlandıran, genişleten kim ?

Yazının Devamı

Eyvah modernleştik !

16 Mart 2012

Ne kadar da modernleştik, hayatımız ne kadar da kolaylaştı değil mi? Her şey elimizin altıda, artık hiç bir şey için beklemek zorunda değiliz. Modern teknolojinin sunduğu bütün konfor elimizin altında. Yaşam çok kolaylaştı. Artık annelerimiz ya da anneannelerimiz gibi ısınmak için kömür kovası taşımak zorunda değiliz, ya da sevdiğimiz birisinden haber almak için saatlerce telefon bağlantısı beklemek zorunda değiliz. Aradığımız bilgiye ulaşmak için kütüphaneye kadar gitmek zorunda da değiliz. Karpuz yemek için yazı hiç de beklemek zorunda değiliz. Ya da dedelerimiz gibi işe giderken yürümek zorunda da değiliz. Hatta sevdiklerimizi görmek için bir araya gelmek zorunda bile değiliz. Modern teknolojinin getirdiği kolaylıkla saymakla bitmez.

Peki, ama niye biz hala mutsuz, sağlıksız, uyuşuk ve stres doluyuz. Hala kendi kendimizi kemiriyoruz. Hiç bir şeye yetişemiyoruz, dengelerimiz alt üst olmuş durumda. Belkide artık eskiye, doğaya dönmenin zamanı gelmiştir. Bu kadar modernlik, teknoloji genlerimize fazla gelmiştir, bize dokunmuştur, ne dersiniz?

Milyonlarca yıldır dalından meyve, sebze yemiş biz insanlara GDO'lu, hormonlu, katkı maddeli gıdalar dokunmuştur,

Topraktan almamız

Yazının Devamı

Bilinçaltında neye inanıyorsunuz?

14 Mart 2012

İnançlarımız kendimiz, diğer insanlar ve hayat hakkındaki yargı ve değerlendirmelerimizdir. İnançlar kendi hayat deneyimimizle ve küçük yaşlarda aile,öğretmenler gibi yakın çevre büyüklerimizin bizlere aktardığı bilgilerle oluşur. Bir kere oluştuktan sonra da bir daha onları kolay kolay sorgulama gereği duymayız. Bilinçdışı olarak hayatımızı yönlendirirler. Hatta farkında olmadan inançlarımızı desdekleyen yeni bilgi ve görüşlere açıkken karşıtı olanlara da tamamen kendimizi kapatırız. İnançlarımız doğrultusunda hareket eder, tepki verir ve beklentiler içine gireriz.

Bazı inançlar bizi güçlendirip hayatımızı kolaylaştırırken bazıları da bizi sınırlayıp güçsüzleştirir. Başarılı insanlarla başarısız insanların inandıkları şeyler farklıdır, ya da mutlu insanlarla mutsuz insanların ... Bu konuyla ilgili Hanrry Ford'un çok güzel bir sözü vardır, '' Bir insan başaracağına inanıyorsa da ,başaramayacağına inanıyorsa da haklıdır.'' İstediklerimizi değil inandıklarımızı yaşarız.

Zaman içinde hayatın hızlı akışına kapılıp, sadece isteklerimizi düşünürken aslında diplerde bir yerlerde nelere inandığımızı unuturuz. Oysa bilinçaltı unutmaz ve herzaman inançlarımız doğrultusunda bizi

Yazının Devamı

Kendinizi iyi hissetmek sizin elinizde

12 Mart 2012

Büyüdükçe kendinizden uzaklaşır, dışarıya bağımlı hale gelirsiniz, işin daha da kötüsü bunun farkında bile olamamanızdır. Gülmek, neşeli olmak, pozitif olmak... kısacası kendinizi iyi hissetmek için bir olaya, bir kişiye, bir söze ihtiyaç duyarsınız. Oysa bir çocuk düşünün, o nasılda eğlenir kendi kendine. Yüzünde hep tatlı bir gülümseme, eğlendiren bir merak, bedeninde coşan bir enerji, dolaşır ortalıkta. Zamanla ebeveyn ve çevre müdahalesiyle kırılır kolu-kanadı. Öyle gülme, böyle yapma, dur fazla zıplama ...diyerek ayıplar dünyasına itilir. Zamanla öğrenir durduk yere gülünüp, mutlu olunmayacağını. Çünkü mutlu olmanın, neşelenmenin, gülmenin bir yeri, zamanı vardır. Kendini iyi hissetmek için bir sebebin olmalı. İşte böyle bir yetişkin olduğunuda içinizdeki yaşama coşkusunu kaybediverirsiniz. Artık alaylar ya da kişiler size kendinizi ya iyi hissettirir ya da kötü. Sanki kontrol siz de değilde onlardaymış gibi. Ve bildiğiniz iyi bir sebebiniz yoksa kendinizi iyi hissetmenize de gerek yoktur. Beklemeye başlarsınız. Aaaah aaaah şu iş olsada bir sevinsem, vaaah vaah şu kız bir evlensede huzura kavuşsam, ooof ooof şu adam bana iyi davransa da yüzüm gülse...( devamını siz doldura

Yazının Devamı

Erteleme alışkanlığından nasıl kurtulunur ?

7 Mart 2012

Şimdi başlamanın nesi kötü ? ( okumaya devam etmeden önce lütfen cevap verin )...........................................................................................................................

Verdiğiniz cevaba gerçekten inanıyor musunuz? Eğer gerçekten inanmıyorsanız, kendinize hemen başlarsanız olabilecek iyi bir şey bulun. Hemen şimdi başlamam bana ne kazandırır, ne gibi iyi bir şey yapmış olurum?.................................................................................

Nereye kadar ertelemek istiyorsunuz? O günün bugünden farkı ne?...............................peki o zaman, ertelemenin sebebi yeni bir erteleme bahanesi için zaman kazanmak olabilir mi? Hani o muhteşem ertelenmiş gün geldiğinde başlamamak için yeni bir maazeretin oluşmasına şans vermek gibi :) Kar yağabilir, elektrikler kesilebilir, başınız ağrıyabilir, bir toplantı çıkabilir, hatta komşunun kedisi hasta olabilir :)

Harekete geçmek için yeteri kadar sebebiniz var mı? Mutlaka vardır ma farkında mısınız? Hemen şimdi kağıt kalemi alın ve başlayın yazmaya. En az 10 tane sebep yazın kendinize. '' Ben bunu yaparsam neler kazanacağım?'' Bu işi yapma nedenlerim neler? Eğer erteliyorsanız

Yazının Devamı

Beyninizin muhteşem güçlerini biliyor musunuz ?

2 Mart 2012

Beynimiz mükemmel yapısıyla bilim adamlarını hala hayrettler içinde bırakacak kadar kompleks bir yapıya sahipken, biz sahip olduğumuz gücün ne kadarının farkındayız acaba ?

Yapılan araştırmalarda, beyne benzer bir makinanın yapılması için en az 300 tirilyon dolara ve 1 tirilyon wattlık elektirik enerjisine ihtiyaç olduğu tespit edilmiş. İçinde bulunduğumuz teknoloji çağının hiç bir ürünü insan beyninin potansiyel gücüne yaklaşamıyor bile. Dünyanın en hızlı bilgisayarı 7 ton ağırlığındaki '' Creyy'' bilgisayarı bile saniyede 1 milyar hızla işlem yaparken bizim 1 buçuk kilo ağırlığındaki beynimiz saniyede 1 katrilyon hızla işlem yapmaktadır. Teorik olarak bir beynin içinde bir İstanbul kurmaya yetecek potansiyelde atom enerjisi vardır.

Beynimizin bir gramında dünyadaki tüm telekominikasyon sisteminden daha fazla bağlantı vardır ( prof. dr.Rassell). Ayaklarımızdan gelen bir uyarının beyne ulaşması saniyenin yüzde birinde gerçekleşir.

Beyin bilinçli ya da bilinçsiz, vücudun bütün hareketlerini kontrol eden denetim merkezidir. Duygu, bellek, düşünce ve konuşmadan sorumludur. Bilinçdışı olarak adlandırılan sağ beyin, ana rahminden ölene kadar bütün anıları depolar, hiç bir

Yazının Devamı