Ne kadar da modernleştik, hayatımız ne kadar da kolaylaştı değil mi? Her şey elimizin altıda, artık hiç bir şey için beklemek zorunda değiliz. Modern teknolojinin sunduğu bütün konfor elimizin altında. Yaşam çok kolaylaştı. Artık annelerimiz ya da anneannelerimiz gibi ısınmak için kömür kovası taşımak zorunda değiliz, ya da sevdiğimiz birisinden haber almak için saatlerce telefon bağlantısı beklemek zorunda değiliz. Aradığımız bilgiye ulaşmak için kütüphaneye kadar gitmek zorunda da değiliz. Karpuz yemek için yazı hiç de beklemek zorunda değiliz. Ya da dedelerimiz gibi işe giderken yürümek zorunda da değiliz. Hatta sevdiklerimizi görmek için bir araya gelmek zorunda bile değiliz. Modern teknolojinin getirdiği kolaylıkla saymakla bitmez.
Peki, ama niye biz hala mutsuz, sağlıksız, uyuşuk ve stres doluyuz. Hala kendi kendimizi kemiriyoruz. Hiç bir şeye yetişemiyoruz, dengelerimiz alt üst olmuş durumda. Belkide artık eskiye, doğaya dönmenin zamanı gelmiştir. Bu kadar modernlik, teknoloji genlerimize fazla gelmiştir, bize dokunmuştur, ne dersiniz?
Milyonlarca yıldır dalından meyve, sebze yemiş biz insanlara GDO'lu, hormonlu, katkı maddeli gıdalar dokunmuştur,
Topraktan almamız gereken dünyanın doğal manyetik alanı yerine daha çok elektro manyetik dalgalar almamız dokunmuştur,
Ozon tabakasını delerek uzak kızıl ötesi ışınları alamamak dokunmuştur,
Şehirleşmeyle gelen betonlaşma ve kirli hava dokunmuştur,
Kirlettiğimiz sular, her şeyin içine giren kimyasallar dokunmuştur,
Bedensel aktivitelerimizin azalması hatta yürüyemememiz dokunmuştur,
Ailemizle, sevdiklerimizle vakit geçirememek dokunmuştur,
Ve bütün bu konfora ulaşmak için içimizi saran para hırsı dokunmuştur...
İşte bu kadar konfor içinde, bu kadar kalitesiz, dengesiz bir yaşam. Peki dengeyi nasıl bulacağız?
Çok kolay! Eskiyi düşünün, annelerimizin, anneannelerimizin hayatlarını.
Onların hayatlarında sahip oldukları artıları alın, bugününüze koyun,
Eksileri için de;
Onlara teşekkür edin ve minnettar olun…
Yaşam Koçu ve NLP uzmanı
Arzu Bıyıklıoğlu