HAYATINIZI DEĞİŞTİRMENİN GÜVENİLİR VE HIZLI YOLU

26 Şubat 2012

Bazı insanlar hayatlarında bir şeylerin değişmesini isterken, bazılarıda hayatlarında bir şeyler değiştirmek isterler. İkisinin arasındaki en büyük fark cümlelerin yapısından da anlaşılabileceği gibi; birinci durumda kişinin edilgen konumda olması, ikinci durumda ise etken konumda bulunmasıdır. İki istek arasında çok büyük fark vardır. Bu sebepten dolayı sonuçlarda çok farklı olacaktır.

Dışarıdan beklenen bir değişimin gerçekleşmesi çok zordur, gerçekleştiği durumlarda da hesaplanmamış pek çok yan etki hayatınızda kötü dalgalanmalar yapar. Örneğin hiç bir çaba harcamadan, bir şekilde bir şey olsada hemen zayıflasam diye bir değişim beklerseniz ağır bir hastalıktan dolayı aniden otuz kilo kaybedebilirsiniz. Özellikle başkalarını da dahil ettiğimiz değişikliklerde ise, sonuç hemen hemen sıfıra yakındır. Hayatımızdaki tüm değişikliklerden kendimiz sorumluyuzdur. Bugüne kadar da olumlu veya olumsuz pek çok değişimi farkında olmadan yapmışızdır. ( NLP olumlu değişimleri hızlı bir şekilde yapmanıza ve etken olmanıza yardımcı olur)

Değişmesini istediğiniz her ne varsa hayatınızda sadece ve sadece onu önce kendi zihninizde değiştirerek yapabilirsiniz. Herhangi bir değişim

Yazının Devamı

Gerçekten ne istediğinizin farkında mısınız?

22 Şubat 2012

Ne istiyorsun? Aslında ben işimden ayrılmak istiyorum, bana göre değil. Peki ne istiyorsun? Bilmem, sevgilimden de pek memnun değilim ondan da ayrılmak istiyorum aslında. Tamam da sen ne istiyorsun? Tabii ki böyle yaşamak istemiyorum artık, kavgadan, kötülükten uzak, para sıkıntısı olmayan, rahatsız edilmediğim, sorunların olmadığı bir hayat istiyorum. Tamam kardeşim ben senin ne istemediğini gayet iyi anladım da sen ne istiyorsun, ben onu soruyorum? !!!??? İşte çoğu insanın beyni böyle ters odaklı çalışıyor. Hayatta ne istediğinden çok ne istemediğine odaklanıyor. Öyle olunca da zihin sen ne istiyorsun sorusunu bile anlamıyor. Odak sürekli kurtulmak istenen şeylerde olunca da, kişinin hayatına kurtulmak istediği kişiler ve olaylar daha da çok giriyor. Sonra bir de'' Niye benim başıma hep aynı şeyler geilyor?'' diye yakınıp aynı durumu bir kez daha hayatına davet ediyor. İşinizden memnun değilseniz ve odağınız o işten kurtulmaktaysa, ya işsiz kalırsınız ya da daha uzuuuuun yıllar aynı işi yapmaya devam edersiniz. Oysa asıl isteğiniz, sevdiğiniz yeni bir iş elde etmekse, o zaman başka bir dille konuşmalısınız ki odağınız yerini şaşırmasın.'' ZEVKLE ÇALIŞACAĞIM, İYİ PARA

Yazının Devamı

İlişki kurmakta zorlanıyor musunuz?

19 Şubat 2012

Başkalarıyla iyi ilişki kurmanın ilk kuralı, kişinin kendisiyle iyi bir ilişki içinde olmasıdır. Kendinizle ne kadar barışıksanız, başkalarıyla da o kadar iyi ilişkiler kurarsınız.

Kendinizle olan bedensel- zihinsel ve duygusal ilişkinizi iyileştirmenin yolu, beğenmediğiniz yanlarınızdan kurtulmak değil, onları kabul edip, daha iyi hale dönüştürmektir. Kendinizle iyi ilişki içinde olduğunuzun kanıtı da, sizin ne kadar tutarlı davrandığınız ve kendinize karşı ne kadar saygı duyduğumuzdur.

Düşünce tarzınız ve yaptıklarınız, ilişki şeklinizi belirler. İyi bir ilişki kurmanın ikinci yolu, diğer kişiyle uyum içinde olmak, karşılıklı etkileşime açık olmaktır. Etkileşime açık insanlar karşısındakine de saygı duyarlar. Uyum içinde olmak diğer tarafın fikirlerini kabul etmek değildir, onun yerine de, onun koşullarında olarak onu anlamaktır. Bu da size bir şey kaybettirmez, sadece daha iyi ilişki kurmanızı sağlar. Çünkü böylelikle karşınızdaki insanın kim olduğunu ve ne hissettiklerini anlarsınız. Dünyaya onların gözüyle bakarak empati yaparsınız. Siz bunu yaptığınızda karşınızdaki birey rahatlar ve size karşı o da uyumlu olmaya başlar.

İyi ilişki kurmanın diğer bir yoluda

Yazının Devamı

Sorununuzu çözmek istiyorsanız sorunu düşünmeyin

14 Şubat 2012

Eğer düşünecek hedefleriniz yoksa problemlerinizi düşünüyorsunuz demektir. Problemi düşünmek, neyin yanlış olduğu üzerine odaklanmaktır. Toplum olarak böyle büyütüldük, böyle eğitildik. Düşünce sistemimiz '' yanlış olan ne?'', '' nerede yanlış yaptım yine?'', ''neden bu başıma geliyor?'',''kimin suçu?'',''neden hala çözemedim?'' gibi sorular sorarak, problem labirentinde çok çabuk kaybolmamızı sağlayan ve yeni problemler doğuran bir şekilde çalışmaktadır. Böylelikle var olan problem üzerine, istenmeyen durum üzerine daha fazla burnunuzu sokar, kendinizi daha kötü hisseder ve görüş açınızı iyice daraltırsınız.

Bir problemi çözmenin en iyi yolu, var olan problem düzlemindeki arzu edilen duruma, hedefe odaklanmaktır. ( Tabii ki eğer konuyla ilgili bir hedefiniz varsa). Örneğin sürekli kilo alıyorsanız ve kilo vermek, sağlıklı olmak gibi bir hedefiniz yoksa veya iş yerinde üstünüzle sürekli problem yaşıyorsanız ve terfi etmek, kariyer yapmak gibi bir hedefiniz yoksa düşünce şekliniz sizi problemin içinde kaybolmaya, onun bir parçası olmaya sürükleyecektir. Eğer hedefiniz varsa düşünce şeklinizi değiştirerek yani geleneksel düşünce sisteminde çıkarak problemi çok kolay

Yazının Devamı

''SİZ KİMLERDESİNİZ'' TESTİ

11 Şubat 2012

1) Akşam olup eve geldiğinizde bugün de bitti, hiç bir şey yapamadan yine geçti gitti diyenlerden mi?

Yoksa güzel bir gündü deyip, hala yatmadan önce size kalan 1-2 saatin daha tadını çıkarmaya çalışırken yarın içinde heyecan duyanlardan mısınız?

2) Beğenmediğiniz alışkanlıklarınızdan şikayat edip bir yandan da onlardan ayrılmamak için, durmadan mazeret üretenlerden misiniz?

Yoksa her yaşta değişebilirim, eskisinin yerine yenisini koyabilirim deyip, değişim için çaba harcayanlardan mısınız?

3) Mutsuzluk benim kaderim, bak yine başıma korktuğum geldi diyenlerden misiniz?

Yoksa aldığım sonuçlar yaptıklarımın bedeli, daha iyi şeyler yapıp daha güzel sonuçlaralbilirim diyenlerden misiniz?

4) Morali bozulunca, yıkılıp,kıvranıp modumda değilim diyenlerden misiniz?

Yoksa olaylara esir olmayan ,havasını değiştirmek için hemen çaba harcayanlardan mısınız?

Yazının Devamı

15 adımda mutluluğu yakalayın!

8 Şubat 2012

Olumlu düşünün, şükredin, teşekkür edin.

Klasik müzik ve güzel müzikler dinleyin.

Düzenli egzersiz yapın.

Düzenli ve yeteri kadar uyuyun.

Doğal ve canlı gıdalarla yeteri kadar beslenin.

Günde 2-3 litre alkali su için.

Günde 4-5 küçük öğün beslenin.

Günde 10 dakika meditasyon yapın.

Yazının Devamı

Zihinsel arınmayla rahatlayın

6 Şubat 2012

NLP duygularımız, duyularımız, konuşmalarımız (dil), ve davranışlarımız arasındaki bağlantıyı keşfetmemizi sağlayan bilgilerden ve bu bağlantıları değiştirebilmemizi sağlayan tekniklerden oluşur. Kişi eğer isterse kendi kararıyla duygularını, düşüncelerini, inanançlarını ve davranışlarını değiştirebilir. Nlp teknikleri de bu değişimi hızlı bir şekilde sağlar.

Sahip olduğumuz korkular, endişeler, her türlü içinde bulunduğumuz duygusal durumlar zaman içinde öğrendiğimiz tepkiler ve alışkanlıklardır. Eğer bizi rahatsız ederek yaşam kalitemizi düşürüyorlarsa bunları tersine çevirebilir ya da rahatsız etmeyecek seviyeye düşürebiliriz.

Farkında olarak ya da olmayarak, doğduğumuz günden beri hep öğrendik. Ailemizden, öğretmenlerimizden, deneyimlerimizden, arkadaşlarımızdan...öğrendiklerimiz bizi biz yapan değerlerimiz, tepkilerimiz, alışkanlıklarımız, korkularımız, inançlarımız oldular.

Öğrendiklerimizin bazıları bizi sınırlar, engeller, güçsüzleştirir, mutsuz eder. İşte bu tip işe yaramayan düşünce ve davranışlarla bir ömür boyu bereaber olmak zorunda değiliz.

Değişim bu kadar da kolay değil, kırk yıllık bir alışkanlık kolay kolay değişmez, '' can çıkmadan huy çıkmaz ''

Yazının Devamı

Beyninize doğru soruyu sorabiliyor musunuz?

3 Şubat 2012

İleriye giden insanlarla hep yerinde sayan insanların arasındaki en büyük farklardan birisi kendi kendileriyle beyin fırtınası yaparlarken kendilerine sordukları soruların farklı olmasıdır. Derinden ve sık sık kendimize sorduğumuz sorular istek niteliğindedirler. Sorunun şekli bizi ileriyede götürebilir dibede çekebilir. Daha önceki yazılarımda bahsettiğim gibi kafamızın içinde dünyanın en gelişmiş bilgisayarından bile çok üstün bir zihin bilgisayarımız var. Nasıl internette araştırma yaparken bir şeyi tam net belirtmemişsek, bize sürekli olarak '' bunu mu demek istediniz'' diye soruya soruyla bir cevap gelir ve altında da konuyla ilgili onlarca bilgi beliriverirse beynimizde aynı şeyi yapar.

Kendimize bir soru sormadan önce alacağımız cevaplarla nereye gitmek istediğimizi unutmamalıyız. Soruyu doğru sorduğumuzdan da emin olmalıyız. Örneğin '' bu neden hep benim başıma geliyor'' sorusunu sorarken ki niyetiniz nedir? buradan alacağınız cevap sizi nereye götürür? böyle bir sorudan sonra cevabı düşünürken kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Aynı soruyu daha değişik bir şekilde sorsak, mesela şöyle'' ne olsa bu bir daha benim başıma gelmez?'' ya da '' bu durum bana ne öğretmek

Yazının Devamı