Hakikat Aşığı

6 Ekim 2017

“PLATON”

Sevgili günlük hazır mısın? Bugün üstat Platon ile buluşuyoruz. Sokrates’in öğrencisi. 20. yüzyıl filozofu Alfred Whitehead’ın “Tüm felsefe, Platon’a düşülmüş bir dizi dipnottur” diyerek onurlandırdığı, felsefe tarihinin ilk sistematik filozofu Platon. Onunla ilgili söylenecek o kadar söz var ki bugün sana öğrendiklerimin hangi birinden bahsetsem bilemiyorum… :)

Aklıma ilk geleni yazayım o zaman. Bilinçaltım seçti konuyu, Jen doğrusunu zaten o bilir. Platon’un öğretisi ahlaksal ve siyasal yanıyla ayrılmaz bir bütündür. Çünkü Platon “insanın ruhuyla toplumun ruhunu ayırmak imkânsızdır. İnsan kendi ruhunun karmaşasına çekidüzen verip dengeye getirirken doğal olarak içinde bulunduğu toplumun karmaşasını da dengeler. Karmaşık ya da düzenli toplumlar da bireysel ruhları etkiler. Bu yüzden devlet düzen ve dirliğini korursa bu da bireye yansır” der. Ve şöyle devam eder üstat Platon: “İyi ve mutlu insan, aynı zamanda iyi ve mutlu bir vatandaştır.”

Bak sevgili günlük, iyi ve mutlu bir insan olursak bu, devletimizin, toplumumuzun da işine yarayacakmış. JO zaman önce “iyi ve mutlu insan olmak nedir” sorusunun cevabını bulmamız iyi olacak. Eminim ki Platon burada göreceli

Yazının Devamı

Öfkesiz Bir Yaşam Mümkün mü?

20 Eylül 2017

Öfke dediğimiz duygu, sözlü veya fiziksel şiddetli bir tepki olarak açığa çıkar. Aslında bu, içimizdeki yüksek bir korkunun açığa çıkmasıdır. Kişiye göre değişen korku kaynakları vardır. Örneğin bir olayı veya bir kişiyi tehdit olarak algılamak, haksızlığa uğradığını düşünmek ya da farklılığı kötülük, yanlışlık olarak algılamak gibi. Daha derinlere indiğimizde bir yerde insanın yaşamda kalma mücadelesine kadar gider. Hatta bazen çarpıtılmış öfkeler de vardır, asıl öfkenin konusu o an olmakta olan değildir. Ama içe hapsedilmiş potansiyel olarak bekleyen bir öfke vardır ve incir çekirdeğini doldurmayacak bir olay yüzünden volkan patlaması gibi açığa çıkabilir. Trafikte yol vermeyen veya restoranda arka sandalyeyi yanlışlıkla iten birinde çarpıtılmış öfke patlayabilir.

Toplumsal açıdan bakacak olursak bir yandan çok duygusalız; bir yandan da duygularımızı nasıl yöneteceğimizi bilmiyoruz maalesef. Çok fazla “elâlem ne der”, “ayıp olmasın”, “erkek adam ağlamaz” gibi düşünce kalıplarının altında bastırılmış duygularımız, kendimiz olamamalarımız var. Ben bunların da çok etkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü bastırılan duygular, yeteri kadar şiştiğinde bir gün patlayacaktır. Hiçbir şeyi

Yazının Devamı

Yol Deyip Geçme Hele Kalp Yolunu Bulduysan Vazgeçme!

7 Eylül 2017

İnsan bulunduğu mekândan iş için, tatil için, bazen keşif için, bazen sevgili için bazen de kendini bulmak için ayrılır. Yollar ve köprüler insanın bu amaçlarına ulaşması için aracı görevini yapar. İlginç tarafı insanı bir yandan birleştirirken bir yandan da ayırır. Bir şeye kavuşmak için yola çıkarsınız ama aynı zamanda bir şeyden de ayrılırsınız. Ayrıldığınız yer kopmak istediğiniz bir şeyse ne âlâ :) Ama kopmak istemediğiniz ya da kopmaya korktuğunuz bir şeyse ya yola çıkamazsınız ya da sürekli gel git yaşarsınız. Yollarda geçen bir başka hikâye de umduğunu bulamamaktır. Onca yolu göze almışsınızdır ama vardığınızda umduğunuzu bulamamışsınızdır. Ya da bulursunuz ama bulduğunuzu yanınıza alamadan tekrar dönmek zorunda kalabilirsiniz. Belki de hiç dönmez hep orada kalırsınız; bütün gemileri yaktım misali. Bir seçenek te iki mesafe arasında güzel bir mekik dokursunuz iki yeri de yaşama imkânı veren yolların köprülerin varlığına şükrederek :) Mevlana’nın zamanla ilgi yaptığı yorum gibi: “Zaman iyi ki akıp gidiyorsun, ya en acı anımda donup kalsaydın.” Peki ya yollar olmasaydı :) İşte böyle acı tatlı hikâyelere vesile olur yollar, kimi zaman yakınlaştırır kimi zaman uzaklaştırır.

Yazının Devamı

Anlamlı Sözlerin Kıymetinde Bir Yaşam

27 Ağustos 2017

Hepimizin kendine göre sevdiği sözler vardır. Düşünürlerin, filozofların ya da ataların ağzından çıkmış; kulağa küpe olacak, yaşama ders olacak sözler. Hatta yaşam felsefesi şeklindedir bazıları. Sosyal medyada da bazen birilerine gönderme olarak, bazen ben buyum, buna inanırım demek için bazen de duvar süsü olarak kullanılır. Hani derler ya on numara beş yıldız söz :) Hatta yanına kuyruklu bir yıldız daha takabiliriz bazen :) Ben de çok severim bu sözleri, sosyal medya duvarından ziyade bir de çerçeveleyip evimin, ofisimin duvarına asarım. Niyetim her gün onu görüp uygulamak, iliklerime kadar işleyebilmektir. İlk filozoflardan Pythagoras’ın okul öğretilerinde de çok önemli ve uygulama konusudur. Pythagoras, öğrencilerini eğitmek istediği konuları özetleyerek bir söze dönüştürür, bunu bir kâğıda yazıp yanlarında taşımalarını ve günlerce içselleştirmek için pratik etmelerini istermiş. Burada hemen aklıma bir Yeni Gine sözü geliyor: “Kasa geçmemiş bilgi sadece bir söylentiden ibarettir.” İşte bu anlamlı, beğenilen sözler sözde kalınca hiçbir işe yaramıyor. Uygulayıp, içselleştirip o sözü yaşayan olmak, o sözle dönüşebilmek, bedenin, aklın her hücresinde yaşayabilmek önemli olan.

Yazının Devamı

Kendini Yaşayamamak

15 Ağustos 2017

Binlerce yıl geçmesine rağmen nasıl olur da insanlık adına aynı sorun devam eder diye sormadan edemiyor insan, yani ben :)… Çocukluk zamanında öğretilmiş çaresizlikler, korkular, devredilmiş miras düşünceler ve sonuç olarak yaşanılamayan hayatlar. İşte bu yüzdendir o yaşanılan hayatlar sanki üstüne oturmayan bir elbise gibidir. Kolu bacağı sıkar ya da sırtı beli bol gelir. Rahatsızsındır ama giymeye devam edersin. Sanırsın ki çıkarıp atsan çıplak kalacaksın. Oysa yok mudur bunun başka bir yolu? Mesela kendine terzi olamaz mı insan? Tabii hemen şimdi aklına “terzi kendi söküğünü dikemez” sözü geldi değil mi :) işte bu da öğretildi bize :) Niye dikemesin ki çıkarır üstündekini keser, biçer, diker. Hatta isterse üstündeyken bile diker, yeter ki istesin, yeter ki niyetine girip emek ve zaman harcasın…

Bir çocuk düşün 30-40 yıl öncesinden sen gibi, ben gibi… 8-10 yaşlarında. Öğrenmeye, araştırmaya, sorgulamaya aç bir ruh. Öğretmeni ne anlatsa kale alıyor ve daha çok bilmek istiyor. Eve gidince koca koca ansiklopedileri açıp daha da öğrenmek istiyor. Yetmiyor bulduğu daha fazla bilgiyi okula taşımak istiyor. Küçücük boyuna, minicik bedenine fazla gelen üç beş ansiklopediyi de

Yazının Devamı

Sokratik Yaşam ve At Sineği

2 Ağustos 2017

(Arzu'nun felsefe günlüğü 3)

Felsefe günlüğü tutarım da Sokrates’i bekletir miyim hiç? :) Hadi sevgili günlük, aç kalbini ve aklını, topla bütün dikkatini, Sokrates’le buluşuyoruz bugün. Daha doğrusu içimizdeki Sokrates’i uyandırıyoruz bir nebze de olsa…

Felsefeyi göklerden yere indiren filozof. İlk kez “insan” sorununu ele alan filozof. Düşünceleri ve yaşama biçimi uğruna ölmeyi bile göze alan bir filozof. Dünya tarihinde düşünüş ve yaşayış birliğini sağlayan az sayıdaki kimselerden biri olan filozof. Kısaca bildiğini, inandığını sonuna kadar uygulamış, hatta inandıklarını yapmaktan vazgeçmektense ölmeyi tercih etmiş. En önemli özelliklerinden biri de nutuk vermek yerine insanlarla diyalog kurarak kendilerini fark etmelerini, bildiklerinin yanlış olduğunu ya da aslında o konuyu bilmediklerini fark etmelerini ve pek çok yeni bilgiye maotik yöntemle (doğurtma yöntemiyle) ulaşabilmelerini sağlamıştır. Günümüzde bu yöntemi KOÇLUK kullanır :) Koçluk da SOKRATES gibi her insanın ihtiyacı olan bilgiye, kendi içinde hatırlayarak ulaşabileceğine inanır. Bir başka deyişle sanıların farkına varıp onlardan ayıklanarak, düşünerek, sorgulayarak kendi içindeki ışığı çıkartır. Bence kimse

Yazının Devamı

Mutluluk Arzusu

23 Temmuz 2017

Sizlerle Mutluluk Arzusu için yaptığım ropötajlardan birini paylaşmak istiyorum. Ayrıca sormak istediğiniz sorular için e-mail veya sosyal medya adreslerimden bana ulaşabilirsiniz.

Kendinizden biraz bahseder misiniz? Nerelerde eğitim aldınız? Yazarlık dışında ne işle uğraşıyorsunuz?

1971 doğumluyum, NLP (zihin dili programlaması & algı yönetimi), Yaşam Koçluğu, Reiki, Meditasyon, Felsefe eğitimleri aldım. Benim için öğrenme yaşam boyu devam edecek bir süreç. Özellikle de öğrendiklerinizi uyguluyorsanız dönüşüyorsunuz, bilinciniz genişliyor ve karşınıza yeni öğrenmeler kendiliğinden geliyor. Platon’un, Sokrates’in ve pek çok bilgenin dediği gibi aslında öğrenmediğimize sadece hatırladığımıza inanıyorum ben de Jve hatırlanacak çok şey var bu evrende…

Hem bire bir kişisel dönüşüm seansları hem de gruplara seminer, workshop veriyorum. Özellikle bire bir seanslarda kişinin kendisiyle ve hayatla ilgili olan algısını değiştirmesine aynı zamanda da olumsuz bilinçaltı kayıtlarını dönüştürmesine vesile oluyorum.


Mutluluk Arzusu”nu henüz okumayanlar için beş kelimeyle nasıl tanımlarsınız?
Mutlu olmak için temizlik şart :) ya da ‘’Mutlu olmak için kendini bil’’

Yazının Devamı

Felsefe Günlüğü 2 (İslam Filozofu Kimdi ve Alem Tasavvuru)

11 Temmuz 2017

FELSEFE GÜNLÜĞÜM“KİNDİ”

Kişisel gelişime ilgisi olan, kendisiyle bir yola çıkmış her insanın yolu, bir zaman sonra felsefeyle mutlaka kesişecektir. Ama elimizde akıcı dille yazılan, felsefeyi basitçe her insanın anlayabileceği üslupta anlatan pek az kaynak var. İşte ben de bu noktada bir hikmet âşığı olarak devreye gireyim, ucundan kıyısından tutarak bir “felsefe günlüğü” yazıp bazılarını da sizlerle paylaşayım dedim. :) Aslında benim kimseye bir sözüm yok, bütün mesele benim ve günlüğüm arasındaki muhabbetten ibaret.

Açılışımızı ilk İslam filozofu “KİNDİ” ile yapalım.

Sevgili günlük uyan ve tüm dikkatini şimdi felsefeye ver, çünkü içimizdeki Kindi’yi bulacağız birlikte. Kindi 9. yüzyılda yaşamış ve felsefeyi İslam medeniyetiyle tanıştırmıştır. Tıp, astroloji, matematik, felsefe gibi pek çok alanda çalışmalar yapmış çok önemli bir filozoftur. Kindi’nin felsefe anlayışı “GERÇEK BİR” olarak Tanrı tasavvuru ve Tanrı-Âlem ilişkisi üzerinedir.

Şimdi bugün bizi hâlâ ilgilendirebilecek, bize ışık olabilecek, düşündürtecek felsefesinden birkaç cümleye bakalım:

“İnsan nefsi şehvet, öfke ve akıl olmak üzere işlevleri farklı üç ayrı güce sahiptir. Şehvet; neslin bekasını,

Yazının Devamı