Sizlerle Mutluluk Arzusu için yaptığım ropötajlardan birini paylaşmak istiyorum. Ayrıca sormak istediğiniz sorular için e-mail veya sosyal medya adreslerimden bana ulaşabilirsiniz.
Kendinizden biraz bahseder misiniz? Nerelerde eğitim aldınız? Yazarlık dışında ne işle uğraşıyorsunuz?
1971 doğumluyum, NLP (zihin dili programlaması & algı yönetimi), Yaşam Koçluğu, Reiki, Meditasyon, Felsefe eğitimleri aldım. Benim için öğrenme yaşam boyu devam edecek bir süreç. Özellikle de öğrendiklerinizi uyguluyorsanız dönüşüyorsunuz, bilinciniz genişliyor ve karşınıza yeni öğrenmeler kendiliğinden geliyor. Platon’un, Sokrates’in ve pek çok bilgenin dediği gibi aslında öğrenmediğimize sadece hatırladığımıza inanıyorum ben de Jve hatırlanacak çok şey var bu evrende…
Hem bire bir kişisel dönüşüm seansları hem de gruplara seminer, workshop veriyorum. Özellikle bire bir seanslarda kişinin kendisiyle ve hayatla ilgili olan algısını değiştirmesine aynı zamanda da olumsuz bilinçaltı kayıtlarını dönüştürmesine vesile oluyorum.
“Mutluluk Arzusu”nu henüz okumayanlar için beş kelimeyle nasıl tanımlarsınız?
Mutlu olmak için temizlik şart :) ya da ‘’Mutlu olmak için kendini bil’’
Kitabın sonunda farkındalık yolcularından yazılar paylaşmışsınız. Okurken çok imrendim, bu tarz geri dönüşlerde kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
– Muhteşem hissediyorum Jmanevi bir beslenme diyebiliriz. Ruhum ruhuna karışıyor, insanların kendi içlerindeki gücü ve değeri fark ederek kendilerini gerçekleştirmelerine şahit olmak ayrı bir mutluluk benim için… O anlarda önce ayaklarım yerden kesiliyor ve yükseliyorum sonra buraya dönmek için şükran ve minnet duygularımla secdeye kapanıyorum…
Okudum ve hayatım değişti, diyebileceğiniz bir kitap var mı?
Hayatım bir anda değişti diyemem ama 1996 yılında Anthony Robins’in “Sınırsız Güç” kitabını okuduğumda çocukken düşündüğüm pek çok şeyin hayal değil gerçek olduğunu anladığımda kapattığım sır kapılarını tekrar aralamaya karar vermiştim. İnsan bir yola girmeye niyet edip eyleme geçtiğinde Evren de ona hizmet ediyor. Ben düşünce gücü ve Re iki ile yola çıktım sonra koçluk, NLP, meditasyon, felsefe, tasavvufla tanışarak ilerledim… Ve yol beni buraya kadar getirdi. Daha çok yolum var Jgüzel insan olma yolculuğu bu dünyada olduğum sürece de devam edecek…
Kitabın kapağına bakmak bile bir huzur veriyor. Kelebekler içimde ve etrafımda dolaşıyor gibi hissettim ve kitabı okuduğum süre boyunca beni hiç yalnız bırakmadılar. Kapağın vermek istediği mesaj neydi?
Kelebek özgürlüktür, mutlu olmak için özgürleşmelisiniz. Kelebek dönüşümdür, tırtıl kozada karanlıkta kalır ve bir gün vakti geldiğinde kozayı yırtarken kanatlarını güçlendirmek için zorlanması gerekir. Eğer biri, ona kozadan çıkması için yardım ederse kelebek kanatlarını güçlendiremediği için uçamaz ve ölür. O yüzden herkes kendi mutluluğu için, özgürlüğü için çaba harcamalı… Kapaktaki kelebekler sizi özgürleşmeye ve içinizdeki inci tanesini bulmaya çağırıyor. Ve siz zaten başaracağınız için kapaktaki kelebekler sizi şimdiden kanat çırparak alkışlıyor :)
Esen Kitap-Bibliyon Yayınları ile nasıl tanıştınız?
İlk kitabım ‘’ ark et Uygula Değiş’’i yazmaya başladığımda hayatıma kendiliğinden çok güzel bir editör girdi JEvren mesajı almış ki bana editörümü de yolladı sevgili Özlem Özdemir. Yayıneviyle onun vasıtasıyla tanıştım. Anlaşılan Özlem de mesajı almış ki bana yayınevini getirdi.
“Kimse kimseye bir şey öğretemez, sadece içindekileri bulmaya yardım edebilir.” diyen Galileo’dan bir alıntı yapıyorsunuz kitabın giriş kısmında. Kitabın son sayfasında hissettiğim tam olarak oydu. Uzun zamandır üzerinde düşünmediğim mutluluk konusu şu an benim için en önemli konu haline geldi. Okuyuculardan ne gibi yorumlar aldınız?
Kitabı okuyanlar, kendilerine yaklaştıklarını, kendilerini sorguladıklarını, sorunlarının cevaplarını ve çözümlerini ürettiklerini iletiyorlar. Bazıları ergen Arzu’nun yazdığı notlardan çok etkileniyor ve çocukluğuna dönerek kendiyle ilgili önemli bilgileri hatırlıyor. Tabii en çok da kendilerini ve mutluluklarının kendilerinin elinde olduğunu hatırlattığım için teşekkür ediyorlar… Bu kitap diğer kitaplarımdan farklı olarak okuyucuyla benim aramda samimi bir tarzda baş başa vakit geçirerek yazıldı. Kitabı yazarken ben hayalimde zaten çoktan okuyucuyla buluşmuştum JBu da okuyucuların daha iyi hissetmesini sağlıyor, doğal olarak zaten hepimiz birbirimize bağlıyız :)
Sosyal medyada üzerinden okuyucular ile yazarların bir mesaj uzaklığında olmasını nasıl buluyorsunuz?
Bence bu çok iyi bir fırsat, yazar ve okuyucu arasındaki bağı kuvvetlendiriyor. Hem yazarı hem de okuyucuyu besliyor.
E-kitap hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce şimdiki kitapların yerini alabilecek mi?
Ben kâğıt kalem kullanarak yazmanın sihrine inananlardanım. Aynı zamanda kitabın kokusu, dokusu ve hepsinden öte bir enerjisi vardır. Bir kitabı okumak istediğinizde elinize alın dokunun ve göğsünüze koyup sarılın :) Size iyi gelip gelmeyeceğini hissedersiniz :)
Ne yazsa okudum/ okurum dediğiniz yazarlar kimler?
“Yaşama Sevinci” dışında hayatta hiçbir şeyin fanatiği olmadım :) Ama sevdiğim yazarlardan bazılarını sayacak olursam; Louise Hay, Darel Rutherford, Richard Bandler…
Sosyal medyadan sizi takip etmek isteyenler nasıl ulaşabilir?
Instagram’dan @arzu.biyiklioglu ve www.arzubiyiklioglu.com adreslerinden ulaşabilirler.
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu